Bu konu hakkında şunları ifade ederek fikrinizi almak istiyorum. Lütfen yanlış ifade/bilgiyi belirtin!
Deniliyor ki, "Mecelle, dini kurallara göre hazırlanmış bir medeni kanundu" ve " Bazı konularda kadın erkek eşitliği yoktu"
"Medeni Kanun evlenme, boşanma ve miras gibi hakları belirleyen, düzenleyen aile hukukudur." şeklinde de Medeni Kanun tanımlanıyor.
Yalnız, Ahmet Cevdet Paşa'nın başkanlığında hazırlanmış olan Mecelle ile ilgili Prof. Dr. A. Şimşirgil ve Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin çalışmalarına bakıldığında şöyle bir açıklamayla karşılaşıyoruz:
"Mecelle münhasıran yani sadece bir medenî kanun değildir. O zamanlar Osmanlı Devletinde esas itibariyle şer'iye ve nizamiye olmak üzere iki normal mahkeme vardı. Şer'iye mahkemeleri Müslümanların evlenme, boşanma, miras gibi ahval-i şahsiye (gerçek) dâvalarına bakardı. Bunun gayrimüslim vatandaşlar için muadili (eşdeğeri) ise, patrikhane ve hahamhanelerdeki ruhani mahkemelerdi. Nizamiye mahkemelerinde ise bunların dışında kalan dâvalara bakılırdı. Dolayısıyla Mecelle'nin uygulama alanı öncelikle nizamiye mahkemeleri idi. Mecelle’de şahıs, aile ve miras davalarına bakılmıyordu! Hani, Ahmet Cevdet paşa başkanlığındaki cemiyet çalışmalarına devam edebilmiş olsaydı şahıs, aile ve miras davalarıyla ilgili kanunlar da çıkarmaları muhtemeldi! Ancak olmadı. Dolayısıyla olmamış bir durumu Mecelle’ye giydirip onun eksikliğini veya yanlışlığını ifade etmek doğru olmasa gerek! ......vs. vs...
Deniliyor ki, "Mecelle, dini kurallara göre hazırlanmış bir medeni kanundu" ve " Bazı konularda kadın erkek eşitliği yoktu"
"Medeni Kanun evlenme, boşanma ve miras gibi hakları belirleyen, düzenleyen aile hukukudur." şeklinde de Medeni Kanun tanımlanıyor.
Yalnız, Ahmet Cevdet Paşa'nın başkanlığında hazırlanmış olan Mecelle ile ilgili Prof. Dr. A. Şimşirgil ve Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin çalışmalarına bakıldığında şöyle bir açıklamayla karşılaşıyoruz:
"Mecelle münhasıran yani sadece bir medenî kanun değildir. O zamanlar Osmanlı Devletinde esas itibariyle şer'iye ve nizamiye olmak üzere iki normal mahkeme vardı. Şer'iye mahkemeleri Müslümanların evlenme, boşanma, miras gibi ahval-i şahsiye (gerçek) dâvalarına bakardı. Bunun gayrimüslim vatandaşlar için muadili (eşdeğeri) ise, patrikhane ve hahamhanelerdeki ruhani mahkemelerdi. Nizamiye mahkemelerinde ise bunların dışında kalan dâvalara bakılırdı. Dolayısıyla Mecelle'nin uygulama alanı öncelikle nizamiye mahkemeleri idi. Mecelle’de şahıs, aile ve miras davalarına bakılmıyordu! Hani, Ahmet Cevdet paşa başkanlığındaki cemiyet çalışmalarına devam edebilmiş olsaydı şahıs, aile ve miras davalarıyla ilgili kanunlar da çıkarmaları muhtemeldi! Ancak olmadı. Dolayısıyla olmamış bir durumu Mecelle’ye giydirip onun eksikliğini veya yanlışlığını ifade etmek doğru olmasa gerek! ......vs. vs...