Cumhuriyet Bayramı
- Konbuyu başlatan erkanisanmaz
- Başlangıç tarihi
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Konuşması
Durmadan dalgalan şanlı bayrağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ufuklar gül açsın, gülsün toprağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ağaçlar bezensin, dallar süslensin.
Bahçeler donansın, güller süslensin.
Ata'nın açtığı yollar süslensin.
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Saygıdeğer konuklar, Değerli Öğretmen arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler.
Bugün Türk Ulusunun en mutlu günü, en büyük Bayramı. Bugün Ortaçağ Kurumları ve onun yönetim biçimi olan Saltanat yönetiminden kurtulup, Ulusal Egemenlik ilkesi temelleri üzerinde kurulan Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurlu bir yurttaşı olma mutluluğuna kavuştuğumuz günün yıldönümü. Bilimin, tekniğin ve uygarlığın gerisinde ortaçağa özgü karanlık bir dönem yaşayan, bu büyük ulusun uygarlığa, çağdaşlığa ve aydınlığa kapılarını açtığı günün yıldönümü. Hepimize kutlu olsun.
Sayın Veliler, Sevgili Çocuklar,
Cumhuriyet Ulus Egemenliğine dayanan, yöneticileri halkın oyu ile belli bir
süre için seçilen devlet biçimidir. Cumhuriyet yönetiminin birinci özelliği, seçim
esasına dayanan bir idare olmasıdır. Cumhuriyet yönetiminde; ülke yönetimi ile ilgili kararlar halkın seçtiği milletvekillerinden oluşan TBMM tarafından alınır. Saltanat Yöneti¬minde ise bütün kararları padişah alır, bütün yetki onundur, yanlış bir karar
alsa da kimse ondan hesap soramaz. Cumhuriyet yönetiminin ikinci bir özelliği, bu
rejim her şeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, halkın yararını ön planda
tutan, halkın yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyetin ilanı ile Ulusumuzun dünyada layık olduğu yeri alması sağlanmıştır. Cumhuriyet ile Uygar bir toplum olma yolunda önümüzde duran bütün engeller kaldırıldı.
Sevgili Öğrenciler,
Türkiye'nin bugün Cumhuriyetle birlikte ulaştığı düzeyi kavramak için I920'li yıllar ile bugünü karşılaştırmamız gerekir. Türkiye’yi Çağdaş Uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmayı amaçlayan Atatürk'ün bu ülke için, bu millet için yaptıklarını iyice öğrenmeliyiz. Siz bu ülkenin güzel çocukları: bugün ulaştığımız noktayı elbette yeterli görmeyebilirsiniz. Atamızın dediği gibi daha çok ve daha büyük işler yapmak zorundayız. Bilimin aydınlattığı uygarlık yolunda ilerleyerek, daha güzel bir Türkiye
için çok çalışmalıyız. Atatürk’ü, onun yaptıklarını, yapmak istediklerini tam olarak öğrenmeliyiz.
Her yıl, yıldönümünü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında milletimizin Atatürk’ün önderliğinde ‘Ulus egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk Devleti" kurmak üzere "Ya İstiklal Ya Ölüm" parolası ile başlattığı Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız yer almaktadır.
Tarihe sığmayan şanlar Türk'ündür.
Ölümden korkmayan canlar Türk'ündür.
Bayrağa renk veren kanlar Türk'ündür,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Kanını toprağa katanımız var,
Bayrağın altında yatanımız var,
Destanlar kaynağı vatanımız var,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Gençlerimiz ve gelecek kuşaklar bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk'ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin kanı ve emeği bulunmaktadır.. Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve onun devrim arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir.
Sayın Veliler, Değerli arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler,
Atatürk, kurduğu Cumhuriyetle toplumun temelini ümmet esasından millet esasına çevirdi. Siyasal egemenliğin temeli olan kişisel egemenliğe son verip, Millet Egemenliğini gerçekleştirdi. Sosyal hayatta, eğitimde, kültürde ekonomik hayatta yeni ufuklar açtı. Cumhuriyetin bireyleri olarak bizler, tam bağımsızlığımızı ve toplumsal bütünlüğümüzü koruyarak, her alanda aklın ve bilimin egemenliğini etkin kılmak, çağdaş bir toplum oluşturmak ve bu toplumda Demokratik Laik bir yönetimi bütün kurumlarıyla işletebilmeyi başarabilirsek Cumhuriyete karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmiş sayılırız.
Konuşmamı Atatürk'ün birkaç sözü ile bitirmek istiyorum. "Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz" "Türkiye Cumhuriyeti kutsal tanıdığı bağımsızlığını ve egemenliğini savunmada hoşgörülü olamaz"
"Cumhuriyet, bilgili, kültürlü, sağlam vücutlu ve yüksek karakterli koruyucular ister."
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar ayakta kalacaktır."
‘Ne Mutlu Türküm Diyene.’
Bayramımız Kutlu olsun.
Sinan BAYRAK
Kocaeli Öğretmenler İÖO
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Durmadan dalgalan şanlı bayrağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ufuklar gül açsın, gülsün toprağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ağaçlar bezensin, dallar süslensin.
Bahçeler donansın, güller süslensin.
Ata'nın açtığı yollar süslensin.
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Saygıdeğer konuklar, Değerli Öğretmen arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler.
Bugün Türk Ulusunun en mutlu günü, en büyük Bayramı. Bugün Ortaçağ Kurumları ve onun yönetim biçimi olan Saltanat yönetiminden kurtulup, Ulusal Egemenlik ilkesi temelleri üzerinde kurulan Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurlu bir yurttaşı olma mutluluğuna kavuştuğumuz günün yıldönümü. Bilimin, tekniğin ve uygarlığın gerisinde ortaçağa özgü karanlık bir dönem yaşayan, bu büyük ulusun uygarlığa, çağdaşlığa ve aydınlığa kapılarını açtığı günün yıldönümü. Hepimize kutlu olsun.
Sayın Veliler, Sevgili Çocuklar,
Cumhuriyet Ulus Egemenliğine dayanan, yöneticileri halkın oyu ile belli bir
süre için seçilen devlet biçimidir. Cumhuriyet yönetiminin birinci özelliği, seçim
esasına dayanan bir idare olmasıdır. Cumhuriyet yönetiminde; ülke yönetimi ile ilgili kararlar halkın seçtiği milletvekillerinden oluşan TBMM tarafından alınır. Saltanat Yöneti¬minde ise bütün kararları padişah alır, bütün yetki onundur, yanlış bir karar
alsa da kimse ondan hesap soramaz. Cumhuriyet yönetiminin ikinci bir özelliği, bu
rejim her şeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, halkın yararını ön planda
tutan, halkın yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyetin ilanı ile Ulusumuzun dünyada layık olduğu yeri alması sağlanmıştır. Cumhuriyet ile Uygar bir toplum olma yolunda önümüzde duran bütün engeller kaldırıldı.
Sevgili Öğrenciler,
Türkiye'nin bugün Cumhuriyetle birlikte ulaştığı düzeyi kavramak için I920'li yıllar ile bugünü karşılaştırmamız gerekir. Türkiye’yi Çağdaş Uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmayı amaçlayan Atatürk'ün bu ülke için, bu millet için yaptıklarını iyice öğrenmeliyiz. Siz bu ülkenin güzel çocukları: bugün ulaştığımız noktayı elbette yeterli görmeyebilirsiniz. Atamızın dediği gibi daha çok ve daha büyük işler yapmak zorundayız. Bilimin aydınlattığı uygarlık yolunda ilerleyerek, daha güzel bir Türkiye
için çok çalışmalıyız. Atatürk’ü, onun yaptıklarını, yapmak istediklerini tam olarak öğrenmeliyiz.
Her yıl, yıldönümünü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında milletimizin Atatürk’ün önderliğinde ‘Ulus egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk Devleti" kurmak üzere "Ya İstiklal Ya Ölüm" parolası ile başlattığı Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız yer almaktadır.
Tarihe sığmayan şanlar Türk'ündür.
Ölümden korkmayan canlar Türk'ündür.
Bayrağa renk veren kanlar Türk'ündür,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Kanını toprağa katanımız var,
Bayrağın altında yatanımız var,
Destanlar kaynağı vatanımız var,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Gençlerimiz ve gelecek kuşaklar bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk'ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin kanı ve emeği bulunmaktadır.. Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve onun devrim arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir.
Sayın Veliler, Değerli arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler,
Atatürk, kurduğu Cumhuriyetle toplumun temelini ümmet esasından millet esasına çevirdi. Siyasal egemenliğin temeli olan kişisel egemenliğe son verip, Millet Egemenliğini gerçekleştirdi. Sosyal hayatta, eğitimde, kültürde ekonomik hayatta yeni ufuklar açtı. Cumhuriyetin bireyleri olarak bizler, tam bağımsızlığımızı ve toplumsal bütünlüğümüzü koruyarak, her alanda aklın ve bilimin egemenliğini etkin kılmak, çağdaş bir toplum oluşturmak ve bu toplumda Demokratik Laik bir yönetimi bütün kurumlarıyla işletebilmeyi başarabilirsek Cumhuriyete karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmiş sayılırız.
Konuşmamı Atatürk'ün birkaç sözü ile bitirmek istiyorum. "Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz" "Türkiye Cumhuriyeti kutsal tanıdığı bağımsızlığını ve egemenliğini savunmada hoşgörülü olamaz"
"Cumhuriyet, bilgili, kültürlü, sağlam vücutlu ve yüksek karakterli koruyucular ister."
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar ayakta kalacaktır."
‘Ne Mutlu Türküm Diyene.’
Bayramımız Kutlu olsun.
Sinan BAYRAK
Kocaeli Öğretmenler İÖO
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
