“La tahzen”, ‘Korkma, hüzünlenme’ demişti Peygamberimiz en çaresiz anında…
“Korkma, Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diye haykırmıştı milli şairimiz en umutsuz günlerde…
15 Temmuz işte böyle bir gündü…
Ve o gün Allah kalplerimizden korkuyu kaldırdı…
Korkmadık uçaklardan atılan bombalardan, helikopterlerden açılan ateşlerden…
Korkmadık tanklardan, korkmadık silahlardan…
Korkmadık vatanına kasteden hainlerden, korkmadık milletine kasteden alçaklardan…
Çünkü biz, söz konusu vatan olunca, söz konusu bayrak olunca, söz konusu ezan olunca Mehmet Akif’in tabiriyle;
“Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki hak yoludur dönme bilmeyiz yürürüz!”
İşte o gün bu duygularla yürüdük…Yolumuz hak yoluydu çünkü…
Başkomutan emir verdi…Biz de yürüdük…
Canımız ve kanımız pahasına yürüdük….
Tanklara siper ettik gövdemizi, kurşunlara siper ettik bedenimizi…
Kimimiz Boğaziçi Köprüsünde vurulduk, kimimiz Gölbaşı Polis Özel Harekat’ta…
Kimimiz Genelkurmay’da vurulduk, kimimiz Meclis’te…
Ama geri dönmedik, korkmadık hainlerin kurşunlarından…
Zulme karşı durduk, ihanete karşı durduk…
Kurtardık vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı…
İrademizi, demokrasimizi, ülkemizi kurtardık…
Onurumuzu kurtardık…
Çiğnetmedik namusumuzu…
Bir ve beraber olduk…
Tıpkı Malazgirt’te, tıpkı Çanakkale’de, tıpkı Sakarya’da olduğu gibi…
Bir ve beraber olunca bizi hiç kimsenin yıkamayacağını bir kez daha tüm dünyaya gösterdik…
Biz Ömer Halisdemir’iz, biz Halil Kantarcı’yız, biz Türkan Türkmen’iz, biz Sevgi Yeşilyurt’uz…
Biz Türkiye’yiz…Bizim kitabımızda korku yoktur…
Biz ki yedi düvele kafa tutmuşuz, üç-beş haine mi papuç bırakacağız…
Şehitlerin efendisi Hazret-i Hüseyin’in dediği gibi, “Mektebinde şehadet olan bir milletin kaderinde esaret yoktur.”
Zeki DOĞAN
https://sosyalciniz.wordpress.com/2016/09/10/o-gun-allah-kalplerimizden-korkuyu-kaldirdi/
“Korkma, Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diye haykırmıştı milli şairimiz en umutsuz günlerde…
15 Temmuz işte böyle bir gündü…
Ve o gün Allah kalplerimizden korkuyu kaldırdı…
Korkmadık uçaklardan atılan bombalardan, helikopterlerden açılan ateşlerden…
Korkmadık tanklardan, korkmadık silahlardan…
Korkmadık vatanına kasteden hainlerden, korkmadık milletine kasteden alçaklardan…
Çünkü biz, söz konusu vatan olunca, söz konusu bayrak olunca, söz konusu ezan olunca Mehmet Akif’in tabiriyle;
“Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki hak yoludur dönme bilmeyiz yürürüz!”
İşte o gün bu duygularla yürüdük…Yolumuz hak yoluydu çünkü…
Başkomutan emir verdi…Biz de yürüdük…
Canımız ve kanımız pahasına yürüdük….
Tanklara siper ettik gövdemizi, kurşunlara siper ettik bedenimizi…
Kimimiz Boğaziçi Köprüsünde vurulduk, kimimiz Gölbaşı Polis Özel Harekat’ta…
Kimimiz Genelkurmay’da vurulduk, kimimiz Meclis’te…
Ama geri dönmedik, korkmadık hainlerin kurşunlarından…
Zulme karşı durduk, ihanete karşı durduk…
Kurtardık vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı…
İrademizi, demokrasimizi, ülkemizi kurtardık…
Onurumuzu kurtardık…
Çiğnetmedik namusumuzu…
Bir ve beraber olduk…
Tıpkı Malazgirt’te, tıpkı Çanakkale’de, tıpkı Sakarya’da olduğu gibi…
Bir ve beraber olunca bizi hiç kimsenin yıkamayacağını bir kez daha tüm dünyaya gösterdik…
Biz Ömer Halisdemir’iz, biz Halil Kantarcı’yız, biz Türkan Türkmen’iz, biz Sevgi Yeşilyurt’uz…
Biz Türkiye’yiz…Bizim kitabımızda korku yoktur…
Biz ki yedi düvele kafa tutmuşuz, üç-beş haine mi papuç bırakacağız…
Şehitlerin efendisi Hazret-i Hüseyin’in dediği gibi, “Mektebinde şehadet olan bir milletin kaderinde esaret yoktur.”
Zeki DOĞAN
https://sosyalciniz.wordpress.com/2016/09/10/o-gun-allah-kalplerimizden-korkuyu-kaldirdi/
