II. DÖNEM TEOG SINAVI DEĞERLENDİRMESİ

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

m.canbakan55

Yeni Üye
Üye
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
4
Puanları
3
Yaş
123
Konum
SAMSUN
2. DÖNEM TEOG SINAVI DEĞERLENDİRMESİ

II. DÖNEM TEOG SINAVI SORULARININ ANALİZİ (A KİTAPÇIĞINA GÖRE)

29 Nisan 2015 tarihinde yapılan II. Dönem Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi Ve Atatürkçülük dersi sınavı tablosuna baktığımızda Milli Uyanış: Yurdumuzun İşgaline Tepkiler” ünitesinden 1 kazanım, “ Ya İstiklal Ya Ölüm” ünitesinden 6 kazanım,” Çağdaş Türkiye Yolunda Adımlar” ünitesinden 6 kazanım, “ Atatürkçülük” ünitesinden ise 9 kazanım olmak üzere toplam 22 kazanım yer almaktadır. Sınav soruları bu 22 kazanımı kapsamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi Ve Atatürkçülük dersi 2014- 2015 öğretim yılı II. dönem TEOG sınavına ait 20 soru incelendiğinde, 20 sorunun 1’i “Milli Uyanış: Yurdumuzun İşgaline Tepkiler” ünitesinden, 5’i “ Ya İstiklal Ya Ölüm” ünitesinden, 6’sı “ Çağdaş Türkiye Yolunda Adımlar” ünitesinden ve 8’i de “Atatürkçülük” ünitesinden çıkmıştır. II. TEOG için soru dağılımının son konulardan başa doğru ağırlık içereceği düşünüldüğünde 5. Ünitenin 17 kazanımından 8 tanesinden, 4. Ünitenin 25 kazanımından 6 tanesinden, 3. Ünitenin 7 kazanımından 5, 2. Ünitenin 7 kazanımından 1 tanesinden soru çıkmıştır. Sorular son konular ağırlıklı olurken genel anlamda kazanımları da destekler niteliktedir.

Ancak çalışanı çalışmayandan, bileni bilmeyenden ayırt edebilecek nitelikteki soru sayısı oldukça azdır. Okuduğunu anlama becerisine sahip olan öğrencilerin konuyla ilgili hiçbir fikri olmasa bile cevaplayabileceği nitelikte soruların olması belirleyiciliği çok etkiledi. Örneğin A Kitapçığının 7. sorusunda;
“ Ankara susuzdu, ağaçsızdı, kuru ve yabaniydi. Fakat Büyük Millet Meclisi orda kurulmuş, orada toplanmış, bütün savaş oradan idare edilmişti. Yeni idarenin milletlerarası edebiyatta adı “Ankara Hükümeti” ydi.
(Falih Rıfkı ATAY)
Falih Rıfkı ATAY Ankara’nın başkent olma gerekliliğini Aşağıdakilerden hangisine bağlamaktadır?
A) Güvenli bir şehir olmasına
B) Coğrafi konumunun uygunluğuna
C) Kurtuluş Savaşı’nın buradan yönetilmesine
D) Ulaşım imkânlarının elverişliliğine
Türkçe sorusu niteliğinde okuduğunu anlamaya dayalı bir soru idi. Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi Ve Atatürkçülük dersi sorularının bu şekilden ziyade A Kitapçığının 10. Sorusunda olduğu gibi hem bilgi hem yorum katabileceğimiz nitelikte sorular olması tercihimizdir.

İkinci dönem TEOG sınavı ile ilgili en önemli eleştiri sınavın yeterince kapsam geçerliliği taşımamasıdır. Örneğin, yıllık planda daha fazla saate karşılık gelmesi nedeniyle özenle anlatılan “Kongre ve Genelgeler” konusundan hiç soru sorulmaması, bunun yerine MEB kitabında sadece bir sayfada adı geçen “Kurtuluş Savaşı’nda Sanat Eserlerimiz” konusundan soru sorulması bizleri şaşırtmıştır. “Sosyal Devlet ”sorusu en fazla yanlış yapılan soru olmuştur. Daha çok kavramlar üzerinde durulmuş kelime bilgisi olan öğrenciler avantajlı duruma geçmiştir. Belirleyiciliği bu şekilde yapmak tartışma konusudur.

Genel itibariyle geçerliliği olan ve yapılabilir sorular sorulmuştur. Tüm sorular 3. 4. ve 5. üniteden sorulmuş, ilk 2 üniteden soru sorulmamıştır. Müfredat ve içerik olarak ders kitabı ve çalışma kitabına paralel nitelikte sorular mevcuttur. Yapılamayacak ve anlaşılmayacak hiçbir soru yoktur. Bazı soruların uzun ve paragraf soruları gibi olması, öğrenciler için olumsuz bir sonuç meydana getirmiştir. Çünkü öğrenciler, uzun soruların zor olduğu gibi yanlış bir kanıya sahiptirler. Okuduğunu anlamaya yönelik soruların ve kavramları bilen öğrencilerin rahatlıkla cevaplayabileceği bir hayli soru vardır.

Halkçılık ilkesinin kazanımları ile ilgili olan sosyal devlet sorusu (A kitapçığı 9. soru) öğrencilerin zorlandığı tek soru olmuştur. Ancak bu sorunun açılımı, S.E.K Yayınlarının Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabının 132 sayfasında şöyle geçmektedir. “Halkçılık ilkesine göre ülkemizde, ilköğretimden üniversiteye kadar halka ücretsiz eğitim ve fırsat eşitliği tanınmıştır.”



II. DÖNEM TEOG SINAVININ SORU SORU DEĞERLENDİRİLMESİ (A KİTAPÇIĞINA GÖRE)


1. SORU:
Bu sınavın beklide en kolay sorusuydu. Maarif kavramının anlamını bilen bir öğrenci bu soruyu hiç diğer cevap şıklarını düşünmeden C şıkkını işaretlerdi. Ayrıca bu sorunun bir başka güzel yanı daha vardı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınavdan bir süre önce yayınlanan “Kazanım Değerlendirme Testleri” içinde bu sorunun aynısı vardı. O soruları çözen bir öğrenci bu soruyu gözü kapalı işaretlerdi.

2. SORU:
Tekalif-i Milliye Emirlerinin hangi alanları kapsadığını soran bir soruydu. Dört öncül verilmişti. Öncüllerin içinde ikinci öncülde “Milli egemenlik” kavramı verilmiş. Bizler öğrencilerin bu kavramı iyi algılaması için yüzlerce kez açıklama yaptık. Bu kavramın yönetimle alakalı olduğunu açıkladık. Derslerimizi dinleyen öğrenciler bu soruyu rahatlıkla cevaplardı. Ayrıca ikinci öncülün dışında kalan I,III,IV nolu öncüller birbiriyle benzer ve bağlantılı öncüllerdir. Hata yapılması çok zor olan bir soruydu.

3. SORU:
Olay ve sonuç ilişkisini algılamaya yönelik bir soruydu. Kolay sorulardan bir tanesiydi. Verilen iki olayın da yarattığı sonuçlar karşısına yazılmış ve bunlardan yola çıkarak oluşabilecek genel yargı sorulmuştu. Ayrıca bu soruda birinci soru gibi bir başka güzel yan daha vardı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınavdan bir süre önce yayınlanan “Kazanım Değerlendirme Testleri” içinde bu sorunun aynısı vardı. O soruları çözen bir öğrenci bu soruyu gözü kapalı işaretlerdi. Bizlerde yaptığımız deneme sınavlarında ve değerlendirme testlerinde bu sorunun benzerlerini çok sormuştuk.

4. SORU:
Kurtuluş Savaşı’mızın sanat ve edebiyat eserlerine yansımasını değerlendirmeye yönelik bir soruydu. Soru çok da zorlanmadan cevaplanabilecek bir soruydu. Bilgi gerektirmiyordu. Türkçe sorusu gibi okuduğunu anlamaya yönelikti. Zaten diğer şıklar paragrafta verilen iki öncülle çok da alakalı değildi. D şıkkı cevap olarak sırıtıyordu.

5. SORU:
Lozan Barış Antlaşması’nın maddelerinin kapsamını ve bize kazandırdıklarını yorumlatan güzel bir soruydu. Güzel olduğu kadar kolay da bir soruydu. Birlik beraberliğin sağlanması için azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesinin yeterli olacağını öğrenciler çok rahatlıkla kavrayabilirdi. Diğer cevap şıklarının zaten birlik beraberlik sağlayacak bir özellikte olmadığı açıkça görülmektedir.

6. SORU:
İzmir İktisat Kongresi Kararları üzerinden ekonomik bağımsızlığın önemini vurgulatan ve yorumlatan bir soruydu. Derslerde üzerinde yüzlerce kez durulan ekonomik bağımsızlık soru olarak karşılarına geldi. Çok yalın bir şekilde dolandırmadan sorulan bir kavram vardı. İzmir İktisat Kongresi’nin bizlere ekonomik bağımsızlığımızı kazandırmak amacında olduğunu kavrayan öğrenciler bu soruyu kaçırmazlar.

7. SORU:
Türkçe sorusu niteliğinde okuduğunu anlamaya dayalı bir soru idi. Türkçe paragraf sorularını andırıyordu. Falih Rıfkı’nın anlattıklarından yola çıkarak Ankara’nın neden başkent yapıldığı sorusuna cevap aranmıştır. Ankara’nın başkent yapılma sebepleri dersimizin en kolay konularından birisidir. Hiç çalışmayan bir öğrenci bile bu soruyu dikkatini verip okusa rahatlıkla cevaplardı.

8. SORU:
Yine kavramlara yönelik sorulan bir soruydu. Maarif Kongresi’nin üzerinde eğitim öğretimde birlik beraberliği algılamamızı isteyen bir soru oluşturulmuş. Eğitim öğretimde birlik beraberliği Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun sağladığını defalarca derslerde vurguladık ve açıkladık. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ülkemizde yaşanan değişiklikleri maddeler halinde sıraladık. Tevhid-i Tedrisat kavramını bilen bir öğrenci bu soruyu kaçırmazdı. D şıkkı çeldiriciydi. Bazı öğrenciler D şıkkındaki “Latin harflerinin kabulü” cevabını işaretlemiş.

9. SORU:
İkinci TEOG sınavının en berbat sorusuydu. En iyi öğrencilerimizin bile hata yapmasına ve 100 almasına engel olan soruydu. Sosyal Devlet kavramıyla alakalıydı. Halkçılık ilkesi üzerinden yola çıkarak sosyal devletin görevleri sorgulatılmıştı. Öğrencilerimizin algılamakta zorlandığı soruydu. Belki de İkinci TEOG sınavının en seçici ve eleyici sorusu bu soruydu. Soruda yanlışlık falan yok. Fakat çok küçük bir ayrıntıdan yola çıkarak sorulmuştu. Öğrencilerin yorum yapmakta zorlandığı bir alan oldu. Cevap şıkkında İlköğretimin zorunlu ve parasız olması yazması da kafalarını karıştırmış. Sadece İlköğretimin parasız olması yazsa eminiz ki bu soruyu kaçıran öğrencilerin en az %80 kaçırmazdı. Bizler ders esnasında halkçılığı ve sosyal devleti anlatırken huzurevleri, çocuk esirgeme kurumları, dul, şehit yakını, gazi maaşları, yeşil kart uygulaması, kömür dağıtımı gibi birçok sosyal devlet özelliğini anlattık ama ilköğretimin parasızlığını birer cümle ile geçmiştik. Bu soru öğrencileri olduğu kadar öğretmenleri de ters köşeye yatıran bir soru oldu.

10. SORU:
Şeyh Sait İsyanı’nın sonuçlarını yorumlatan bir yorum sorusuydu. Biraz bilgi gerektirse de paragraf dikkatle okunduğunda cevabı kolaylıkla bulunabilen bir sorudur. Şeyh Sait İsyanı sonrasında yaşanan gelişmeleri bilen bir öğrenci rahatlıkla bu soruyu cevaplayabilirdi. A şıkkının başta verilen paragrafın içerisinde hiçbir şekilde yer almadığı görülmektedir. B,C,D şıkları paragrafta zaten anlatılıyor. 9. Soru ile kıyaslarsak son derece kolay bir sorudur.

11. SORU:
Atatürk’ün en bilindik ve kulaklarda yer etmiş sözlerinden birisi sorulmuş. Bu sözü Atatürk’ün kendisine yönelik suikast girişimi sonrasında söylediği de soruda ifade edilmiş. Bundan sonra da bu suikast girişiminin asıl sebebi sorulmuş. Soruda öğrencileri zorlayacak hiçbir şey yoktu. Sınavın en kolay sorularından bir tanesiydi. Bu sorunun benzerlerini hatta aynı halini deneme sınavlarında ve değerlendirme testlerinde defalarca çözmüştük. Kaçacak bir soru değildi.

12. SORU:
Bir tablo (şema) eşliğinde sorulan ve sınavların klasik soru kalıplarından bir tanesiydi. Yine bu da her öğrencinin rahatlıkla cevaplayabileceği kolay sorulardan bir tanesiydi. Tabloda verilen TTK, TDK ve DTCF nin açılması faaliyetlerinin hangi alanla alakalı olduğunu soruyordu. Bu inkılâpların kültürel alanla olduğu çok kolay bulunabilecek bir cevaptır. Zaten cevap şıklarının içerisinde de B şıkkındaki “Kültürel Alanda Yapılan İnkılâplar” cevabı adeta sırıtmaktadır. Çünkü diğer şıkların bu inkılâplarla uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Siyasi Toplumsal, Ekonomik cevapları ile hiçbir bağlantısı yoktur. Bu soruya yanlış cevap veren öğrencilerin hemen hepsi C şıkkındaki “Toplumsal Alanda Yapılan İnkılâplar” cevabını işaretlemişler.

13. SORU:
Dokuzuncu sorudan sonra hata yapma oranının en fazla olduğu sorulardan birisi de bu soruydu. Soru aslında çok basit bir soruydu. Fakat tamamiyle kavram bilgisiydi. Kavramlara hakim olan öğrenciler çok rahatlıkla cevapladılar. Sorunun başında verilen öncül cümlede “Türkiye’ye özgü bir sistemdir” cümlesi aslında bu sorunun cevabını veriyordu. Fakat öğrenciler cevap şıklarında yer alan dört kavramı karıştırdılar. Ulusal kavramını üzerinde çok durmamıza rağmen bu sorunun cevabı olarak işaretleyemediler. Bu soruya yanlış cevap veren öğrencilerin tamamına yakını B şıkkındaki Evrensel cevabını işaretlemişti.

14. SORU:
Tıpkı 13. Soru gibi bu soruda tamamıyla kavram bilgisine yönelik bir soruydu. Kavramlarla arası iyi olan öğrenciler bu soruyu rahatlıkla cevaplamıştır. 9 ve 13 nolu sorulardan sonra en fazla yanlış cevap verilen sorumuz bu soru oldu. Bu da tamamıyla kavram bilgisi yetersizliğinden kaynaklanıyor. Dogma kavramının anlamını bilen bir öğrenci dogmanın karşıtının da dinamik olduğunu rahatlıkla bulabilirdi. Bu soruya yanlış cevap veren öğrencilerin çoğu A şıkkındaki Halkçı ve B şıkkındaki Milli cevabını işaretlemişlerdi. 9,13,14 nolu sorular bize bir gerçeği tekrar hatırlattı. Kitap okumak… Okuyan öğrenci kavram ve kelime dağarcığı geliştiği için bu soruları rahatlıkla cevapladı.

15. SORU:
Milli güç unsurları ile ilgili bir soruydu. Milli gücün dört unsurundan birisinin soru olarak geleceğini bekliyorduk. Geçen yıl ki ikinci TEOG sınavından ders çıkarmıştır. Geçen yıl ki sınavda öğrencilerimizin en fazla yanlış yaptığı soru milli güç unsurları ile ilgili olan soruydu. O yüzden öğrencilerimizin bu unsurları iyi kavraması için çok çaba harcamıştık. Beklediğimiz gibi de oldu. Geçen yıl da yine bu unsurlardan siyasi gücü sormuşlardı. Bu yılda aynısı oldu. Soru geçen yıl ki soruya göre çok daha kolaydı. Siyasi güçle ilişkisi olmayacak inkılâbı sormuşlardı. Cevap şıklarında yer alan dört inkılâbın üçü zaten siyasi alanda yapılan inkılâptı. Sadece doğru cevap olan D şıkkındaki “Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü” siyasi alanda değildi. Öğrencilerimizin büyük çoğunluğu rahatlıkla bu cevabı buldu.

16. SORU:
Atatürk ilkelerinden milliyetçilik ilkesi ile ilgili bir soruydu. Soru oldukça kolay ve dolandırmadan dosdoğru sorulan çok basit bir soruydu. Soruda öncüller verilmiş ve bu öncüllerde verilen yeniliklerin hangi ilkeyle alakalı olduğu sorulmuştu. Öncüllerden Kabotaj Kanunu görünce her öğrenci rahatlıkla sorulan ilkenin Milliyetçilik olduğunu anlayabilirdi.

17. SORU:
Klasik bir ilke ve inkılâp eşleştirmesi sorusuydu. Tabloda üstte ilkeler altta da inkılâplar verilmişti. Hangi eşleştirmenin yanlış olduğu sorulmuştu. Soru kolay denilebilecek sorulardan birisiydi. Soyadı kanununun laiklik ile alakası olmadığı üzerinde çok durduğumuz konulardan birisiydi. Dikkatli ders dinleyen bir öğrenci dinledikleriyle bu soruyu yapardı. Ayrıca eşleştirilen ilke inkılaplara bakıldığında diğer üç tanesinin bariz bir şekilde doğru eşleşme olduğu görülmektedir.. Zorlanmadan yapılabilecek sorulardan bir tanesiydi.

18. SORU:
BU sorunun aynısı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınavdan bir süre önce yayınlanan “Kazanım Değerlendirme Testleri” içinde vardı. O soruları çözen bir öğrenci bu soruyu gözü kapalı işaretlerdi. Orada Mersin’de yaşayan bir öğrencinin mahallesinde… diye başlamıştı soru. Burada da 8-A sınıfı öğrencisi Meryem’in mahallesinde… diye başlıyor. Geri kalan kısımları ve cevap şıkları tıpa tıp aynıydı. Ayrıca o soruları çözmemiş dahi olsa soruda din ve inanç özgürlüğü anlatılıyor. Din ve inanç özgürlüğünün Laiklik ilkesi kapsamına girdiğini çok kolay bir şekilde çıkarabilirlerdi. Sınavın en kolay sorularından bir tanesiydi.

19. SORU:
Son derece kolay bir soruydu. Türk milletinin özelliklerini soruyordu. Başta verilen öncülde Atatürk uşak gibi davranılmayı kabul etmez diyor. Bu cümleden yola çıkarak doğru cevap olan B şıkkı “Bağımsızlık ve özgürlük” kolayca bulunabilirdi. Zaten diğer cevap şıklarının verilen öncül sözle bir alakası yoktur.

20. Soru:
Kurtuluş Savaşımızın mazlum milletlere örnek olmasının sorgulatıldığı bir anlama sorusuydu. Soru bir Türkçe paragraf sorusundan farksızdı. Üstte verilen paragraf okunacak ve orada anlatılmak istenen ana düşünce bulunacaktı. Bilgi gerektirmiyordu. Okuduğunu anlayan her öğrenci rahatlıkla cevaplayabilirdi. Türk milli mücadelesinin mazlum milletlere örnek olduğu cevabı paragraftan çok kolay çıkartılabiliyordu.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst