Ders Notu Doğal ve Beşerî Çevre

Hatice Yılmazer

Üye
Üye
Katılım
9 Kas 2014
Mesajlar
30
Puanları
8
Yaş
125
Konum
üsküdar
Doğal ve Beşerî Çevre Tanımları ve Etkileşimi:
Kaynaklar, doğal ve beşerî varlıklar arasında net bir ayrım yapmaktadır.
Doğal Varlıklar: İnsan etkisi olmadan, zaman içinde kendiliğinden oluşan unsurlardır. Dağlar, ovalar, vadiler, akarsular, göller, denizler, şelaleler ve ormanlar buna örnek olarak verilebilir. Bu varlıklar, insan ve hayvanların oksijen, su, gıda gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan çok önemli kaynaklardır.
Beşerî Varlıklar: İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla doğayı değiştirerek meydana getirdikleri varlıklardır. Köprüler, demir yolları, okullar, barajlar, şehirler, tüneller, tarihî eserler ve binalar beşerî varlıklara örnek teşkil eder. İnsan eliyle oluşturulan bu unsurlar, teknolojinin ilerlemesiyle de değişikliklere uğrayabilir.
İnsanlar, bir yandan doğal çevre koşullarından etkilenirken, diğer yandan da yaşadıkları doğal çevreyi çeşitli şekillerde etkileyip değiştirirler. Bu değişikliklerin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olabilir.
Çevredeki Değişimin Nedenleri ve Sonuçları:
İnsanlar, yerleşim yerlerini seçerken tarih boyunca belirli faktörleri göz önünde bulundurmuşlardır. Bu faktörler arasında su kaynaklarının bolluğu, yeryüzü şekillerinin düz ve sade olması, ulaşım kolaylığı, tarımsal ve ticari faaliyetlerin yoğunluğu gibi doğal ve beşerî varlıklar etkili olmuştur. Bu tercihler zamanla çevrede önemli değişimlere yol açmıştır:
1. Yerleşim ve Nüfus Artışı:
Konya: Selçuk Üniversitesi'nin açılmasıyla ilin sosyal yapısında değişim yaşanmıştır. Yüz ölçümü büyük olan Konya Ovası gibi verimli ovalar, tarıma dayalı sanayiyi geliştirmiş ve nüfusu artırmıştır.
Zonguldak: Nemli ve yağışlı iklimine rağmen, taş kömürü madeninin bulunması ve sanayi tesislerinin kurulması, şehre göçleri artırmış ve nüfusunu büyütmüştür. Ancak bu durum doğal çevreye zarar vermiştir.
Adana: Geniş ve verimli Çukurova Ovası sayesinde tarım ürünleri çeşitliliği, tarıma dayalı sanayi ve ticaret gelişmiş, bu da iş imkânlarını ve nüfusu artırmıştır.
Muş: Dağlık, yüksek ve engebeli arazisi, sert kışları ve ulaşım zorlukları nedeniyle sanayi ve ticaret gelişmemiş, geçim kaynakları az olduğu için nüfusu da düşük kalmıştır. Bölgede daha çok hayvancılık yapılır.
Çatalhöyük: İnsanlık tarihinin ilk şehir yerleşmelerinden biri olan Çatalhöyük'te, evler kerpiçten bitişik nizamda inşa edilmiş, sokaklara yer verilmemiş ve girişler çatılardan sağlanmıştır. Zamanla iklim değişiklikleri, afetler, nüfus artışı, kaynakların bilinçsiz tüketimi ve teknolojik gelişmeler gibi nedenlerle doğal ve beşerî çevrede değişimler yaşanmıştır.
2. Ulaşım ve Altyapı Gelişimi:
◦ İnsanlar ulaşım ihtiyaçlarını daha rahat karşılamak için dağları delerek tüneller, akarsuların üzerine köprüler ve demir yolları inşa etmişlerdir. Bu altyapı projeleri, ulaşımı hızlandırmış ve ticari faaliyetleri olumlu etkilemiştir. Örneğin, Ovit Tüneli Rize ile Erzurum arasındaki yolculuk süresini kısaltmıştır.
3. Tarım ve Baraj Yapımı:
◦ Verimli toprakları işleyerek tarım faaliyetlerinde bulunmak, insanların doğal çevreyi değiştirme nedenlerinden biridir. Nehirlerin önüne barajlar yapmak, kurak zamanlarda içme suyu ve tarım arazilerinin su ihtiyacını karşılayabilir. Ancak baraj yapımı, doğal dengeyi bozabilir ve aşırı yağışlarda sellere yol açabilir.
4. Doğal Varlıkların Korunması ve Turizm:
◦ Salda Gölü gibi doğal güzelliklerin çevresinde yapılaşmaya izin verilmemesi, doğal varlıkları korumaya yönelik önemli bir adımdır. Antalya'da Akdeniz ikliminin etkisiyle her şey dâhil otellerin açılması, bölgenin turizm ekonomisini canlandırmıştır. Beyşehir Gölü çevresindeki nilüfer bahçelerinin turizme açılması da bölge ekonomisini hareketlendirmiş ve yeni yolların yapılmasına neden olmuştur.
5. Olumsuz Çevresel Değişimler:
◦ İnsanların yaşadıkları doğal çevrede değişiklik yaparken çevreye özen göstermemesi, gün geçtikçe artan çevre felaketlerine yol açmaktadır. Su kaynaklarının yanlış kullanımı ve kirlenmesi, göllerdeki balık türlerinin azalmasına neden olabilir. Türkiye'nin sulak alanlarının %40'ının kaybedilmesi, su canlılığını azaltmış ve tarım ile içme suyu imkanlarını olumsuz etkilemiştir. Bitki örtüsünün tahrip edilmesiyle erozyon riski artmakta, verimli tarım alanları yok olmakta ve çölleşme yaşanmaktadır. Ayrıca madencilik ve aşırı sulama gibi insan faaliyetleri obruk oluşumunu tetikleyebilir
 
Geri
Üst