- Katılım
- 20 Mar 2009
- Mesajlar
- 124
- Puanları
- 18
- Yaş
- 124
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın başlamasından savaşın her aşamasındaki çalışmalarıyla ulusal egemeniğe dayalı bir devletin kurulması amacı vardı.
Ülkeyle ilgili her kararı milletin vereceği, millî iradeyi hakim kılan yeni bir devletin kurulmasına yönelik çalışmalar planlanarak mücadeleye başlamıştır.
Türk halkının da desteği, mücadelesi ve çabasıyla Atatürk 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisini açmıştır. Meclis başkanlığına Mustafa Kemal seçilmiştir. Meclise bir önerge vermiştir. Önergenin konuları şunlardır:
• Hükümet kurmak zorunludur.
• TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur.
• TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.
• Meclisten seçilecek bir kurul (Bakanlar Kurulu) hükümet işlerine bakar. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
M. Kemal Atatürk Meclis’teki konuşmasında “Bundan böyle Türk ulusunun geleceğine ilişkin kararları Türk milletinin kendisi verecektir.” demiştir. Böylelikle cumhuriyet yönetiminin kabul edildiği ilan edilmiştir.
Cumhuriyet yönetimi demokrasiye dayalıdır. Halk, kendi kendini yönetir. Kendi özgür iradesiyle seçtiği yöneticilere yetki verir. Yöneticilerin yetkileri de yasalar tarafından belirlenmiştir.
Demokrasinin temelinde özgürlük ve eşitlik vardır. Ülkemizde haklarımız T.C. Anayasası ile belirlenmiş ve korunma altına alınmıştır. Kanunlar önünde herkes eşittir.
TBMM, “Ulusal egemenlik” ilkesiyle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasama organıdır. Yasalar TBMM tarafından anayasaya uygun olarak hazırlanır ve kabul edilir.
Devletimizde, yürütme görevi cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kuruluna aittir.
Anayasamıza göre yürütme organının başında cumhurbaşkanı bulunur. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temsilcisidir.
Görevlerin yürütülmesinde asıl görev, başbakan ve bakanlar kurulundan oluşan hükümete aittir.
Ulusal egemenlik, halkın kendi kendini yönetme yetkisini elinde bulundurmasıdır. Her milletin ulusal egemenliğini simgeleyen unsurları vardır. Bunlar, bir ulusun hem varoluşunu hem de bu varoluş sürecinde yaşadığı güçlükleri vurgulamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemi mücadelelerle gerçekleşmiştir. Saltanattan ulusal egemenliğe ve bağımsızlığa geçiş sürecimizi ifade eden ve devletimizin bağımsızlığını temsil eden sembollerden bazıları şunlardır
Ülkeyle ilgili her kararı milletin vereceği, millî iradeyi hakim kılan yeni bir devletin kurulmasına yönelik çalışmalar planlanarak mücadeleye başlamıştır.
Türk halkının da desteği, mücadelesi ve çabasıyla Atatürk 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisini açmıştır. Meclis başkanlığına Mustafa Kemal seçilmiştir. Meclise bir önerge vermiştir. Önergenin konuları şunlardır:
• Hükümet kurmak zorunludur.
• TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur.
• TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.
• Meclisten seçilecek bir kurul (Bakanlar Kurulu) hükümet işlerine bakar. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
M. Kemal Atatürk Meclis’teki konuşmasında “Bundan böyle Türk ulusunun geleceğine ilişkin kararları Türk milletinin kendisi verecektir.” demiştir. Böylelikle cumhuriyet yönetiminin kabul edildiği ilan edilmiştir.
Cumhuriyet yönetimi demokrasiye dayalıdır. Halk, kendi kendini yönetir. Kendi özgür iradesiyle seçtiği yöneticilere yetki verir. Yöneticilerin yetkileri de yasalar tarafından belirlenmiştir.
Demokrasinin temelinde özgürlük ve eşitlik vardır. Ülkemizde haklarımız T.C. Anayasası ile belirlenmiş ve korunma altına alınmıştır. Kanunlar önünde herkes eşittir.
TBMM, “Ulusal egemenlik” ilkesiyle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasama organıdır. Yasalar TBMM tarafından anayasaya uygun olarak hazırlanır ve kabul edilir.
Devletimizde, yürütme görevi cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kuruluna aittir.
Anayasamıza göre yürütme organının başında cumhurbaşkanı bulunur. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temsilcisidir.
Görevlerin yürütülmesinde asıl görev, başbakan ve bakanlar kurulundan oluşan hükümete aittir.
Ulusal egemenlik, halkın kendi kendini yönetme yetkisini elinde bulundurmasıdır. Her milletin ulusal egemenliğini simgeleyen unsurları vardır. Bunlar, bir ulusun hem varoluşunu hem de bu varoluş sürecinde yaşadığı güçlükleri vurgulamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemi mücadelelerle gerçekleşmiştir. Saltanattan ulusal egemenliğe ve bağımsızlığa geçiş sürecimizi ifade eden ve devletimizin bağımsızlığını temsil eden sembollerden bazıları şunlardır