- Katılım
- 21 Ocak 2007
- Mesajlar
- 8,883
- Puanları
- 683
- Yaş
- 48
- Konum
- Denizli
- Web sitesi
- www.sosyalbilgiler.biz
Çanakkale cephesinde Gönenli Üsteğmen Mehmet Muzaffer gerekli malzemeyi almakla vazifeli olarak İstanbul'a gönderilmişti. Kıtasının otomobil lastiğine ihtiyacı vardı. Mehmet Muzaffer malzemeleri bulmuştu ama, ita amiri, istediği parayı "Ben askere postal parası bulamıyorum sen otomobile lastik parası istiyorsun, veremem" diye reddetmişti. Mehmet Muzaffer bir çıkış yolu aradı ve buldu. Malzemeyi bulduğu Yahudi komisyoncu peşin para istiyordu. "Yarın sabah ancak erkenden getirebileceğim, malzeme hazır olsun, hemen yola çıkmam lazım" dedi. O gece oturup evinde bir yüzlük kaime yani banknotu kopya etti. Hem de çok başarılı bir şekilde. O zaman banknotların altında bir not olurdu:"Bedeli Der saadet'te altın olarak tesviye olunacaktır" diye. O cümleyi "Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır" şeklinde değiştirdi.
Bu cümleyle, Çanakkale şehitlerinin altınla, gümüşle ölçülemeyecek kıymetteki kanını işaret ediyordu.
Ertesi gün malzemeyi aldı, sahte parayı verdi ve birliğine döndü.
Komisyoncu ne zaman farkına vardı bilinmez. Ama hadise duyuldu. Hatta Şehzade Abdülhalim Efendi'nin kulağına gitti ve O, yüz altın göndererek bu parayı kurtardı. Parayı zarif sedef kakmalı bir çekmeceye yerleştirip İstanbul Polis Okulu'ndaki Emniyet Müzesi'ne hediye etti.
Bu cümleyle, Çanakkale şehitlerinin altınla, gümüşle ölçülemeyecek kıymetteki kanını işaret ediyordu.
Ertesi gün malzemeyi aldı, sahte parayı verdi ve birliğine döndü.
Komisyoncu ne zaman farkına vardı bilinmez. Ama hadise duyuldu. Hatta Şehzade Abdülhalim Efendi'nin kulağına gitti ve O, yüz altın göndererek bu parayı kurtardı. Parayı zarif sedef kakmalı bir çekmeceye yerleştirip İstanbul Polis Okulu'ndaki Emniyet Müzesi'ne hediye etti.