BALKAN ANTANTI
Türkiye Milletler cemiyetine katıldığı zaman Balkan Devletleri arasındada büyük bir yakınlaşma ve işbirliği başlamıştı.Bu gelişme 1934 yılında Balkan Antantı denilen ittifakı ortaya çıkmıştır.Balkanlılar arasındaki yakınlaşmanın esas unsuru ise 1930 Ekiminde'ki Türk-Yunan antlaşmalarının doğurduğu Türk-Yunan yakınlaşmasıdır.Öte yandan Locorno Anlaşmaları-Kellogg Paktı ve Litvinov Protokolu gibi barışçı teşebbüslerle Küçük Antant gibi Statükoyucu İttifakların ortaya çıkmasıda Balkanlaradaki işbirliğinde teşvik edici etkenler olmuştur
.Balkan Birliği konusunda ilk adımlar Balkan hükümetleri tarafından değil fakat gayri resmi çabalarla atılmıştır.Dünya Barış Kongresi Derneğinin 1929 Ekimde Atinada yaptığı toplantıda kongre başkanı ve eski Yunan Başkanlarından Aleksandr Papanastasiyu devamlı bir Balkan Antantı kurulması fikrini orataya atmış ve Türkiye dahil Balkanlı delegasyonlar bu fikri kabul ederek 1930 Ekimde Atinada Birinci Balkan Konferansı açılmıştır.Bundan sonra bu konferanslar Atina -İstanbul-Bükreş ve Selanik olamak üzere her yıl tekrarlanarak Balkan Milletleri arasında bir işbirliği kurulmuştur. Bu konferanslar sonunda Balkan Ticaret ve Sanayi Odası-Balkan Denizcilik Bürosu-Balkan Ziraat Odası-Balkan Turist Federasyonu -Balkan Hukukçular Komisyonu -Balkan Tıp Federasyonu gibi teşekküller ortaya çıkmıştır.1932 de yapılan üçüncü Balkan konferansı ise bir Balkan Paktı tasarısı ortaya çıkartmıştır ki bu suretle iş birliği faliyetleri bununla siyasal münasebetler alanına geçirilmiş olmaktaydı.
Bununla beraber siyasal işbirliğinin gerçekleşmesi hemen mümkün olmadı.Balkan Konferanslarında görülmüştü ki özellikle Bulgaristan işbirliğinde çekingen davranmakta dır.Arnavutluk ile Bulgaristan Balkan Konferanslarında revizyonist gayelerini dolaylı bir şekilde belirterek azınlık meselelerinin de tartışmasında ısrar etmişler fakat Türkiye -Yunanistan -Yugaslavya ve Romanya buna engel olmuşlardı.Bununla beraber özellikle Türkiye uzlaştırıcı bir politika izliyerek Bulgaristanın tam işbirliğini sağlamaya çalışmış lakin başarılı olamamıştır.1933 Şubatında Küçük Antantın devamlı bir statü ve teşkilat kurması ve Almanyada Nazi Partisinin iktidara geçmesi Balkanlarıda harekete geçmeye sevk etmiştir.Türkiye ve Yunanistan siyasal alanda Bulgaristanda bir işbirliği kurulmasına ve bu konuda bir paktın imzasına karar verip 1933 Mayısında bu düşüncelerini Bulgaristana bildirdiler.Fakat Bulgaristan teklife yanaşmayınca Türkiye ve Yunanistan 14 Eylül 1933 de bir samimi anlaşma paktı (Pacte d'Entente Cordiale) imzaladılar.
10 yıl için imzalanmış olan bu pakt ile iki devlet sınırlarını karşılıklı olarak garanti ediyorlardı.Bu hüküm Makedonya üzerindeki emellerinden kurtulamayan Bulgaristanda tepki ve sinirlilik uyandırıyordu.Bulgaristanın bu şüphelerini gidermek ve Bulgaristanıda bu pakta almak için Türkiye Başbakanı İsmet İnönü ve Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras Sofyaya gittilersede bir sonuç elde edemediler.
Türk-Yunan Paktı Romanyayı harekete geçirdi ve Romanya Dış İşleri Bakanı Titulescunun Ankarayı ziyareti sırasında 17 Ekim 1933 Türkiye ile Romanya arasında dostluk,saldırmazlık,hakem ve uzlaşma anlaşması imzalandı ve Romanyayı bu antlaşmayı imzalamaya götüren sebeplerden biri Bulgaristanın revizyonist isteklerinden çekinmesi,diğeride kendi deniz ticaretini bogazlarda serbest geçişin bekçisi olan Türkiyeye bağlı bulunması idi.Türkiyenin yaptıgı bu antlaşmalar Bulgarisrtanı sinirlendirdiğinden Bulgar basını Türkiye alehine kampanya açmış ve bu kampanya Türkiye basını tarafından cevapsız bırakıldı.Lakin Bulgaristanın bu tutumu Yugoslavyayı korkuttuğundan Türk Dış İşleri Bakanının Belgradı ziyareti sırasında Türkiye -Yugoslavya arasınde 27 Kasım 1933 de bir dotluk ve saldırmazlık antlaşması imzalandı.Yugoslavyayı bu antlaşmayı imzalamaya götüren sebep Bulgaristandan duydugu endişe kadar İtalyanın Arnavutltkta kurduğu kontrolun kendisi bakımından yarattığı tehlike idi.Bu antlaşmaların her üçüde aynı gayeyi taşıdığına ve gayelerde bir farklılık olmadığına göre yapılması gereken normal iş 4 devletin tek bir anlaşma ile birbirlerine bağlanmaları idi.İşte bu iş 9 Şubat 1934 tarihinde Balkan Antantının imzası ile gerçekleşti.Balkan Antantı ile taraflar sınırlarını karşılıklı olarak garanti altına alırlar ve birbirlerine danışmadan herhangi bir balkan devleti ile birlikte bir siyasal harekette bulunmayı veya siyasal anlaşma yapmamaya taahhüt ediyorlardı.Balkan Antantının ortaya çıkmasında asıl baş rolü Türkiye oynadıysada bu antantı sonuna kadar sadakat ile bağlana Türkiye oldu.Fakat bu anlaşma dört Balkan devleti arasında amaç edilen sıkı siyasal iş birliği gerçekleştiremedi,ve başlangıçtan itibaren bazı zayıflık unsurlarına sahip oldu.Antant ile birlikte gizli bir protokol de imzalandı.Buna göre taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devletide saldırgana yardım ederse diğer taraflar bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerdir.Fakat bu protokol üzerine Türkiye bir Rus-Romen savaşında Romanyaya yardım etmeyecegini Rusyaya bildirmiştir.Yunanistanda bu protokole kendisine İtalya ile çatışmaya götürmeyecegi hususunda rezerv koymuştur.Öteyandan Balkan Antantı Batılılar ve Küçük Antantın kurucusu Çekoslavakya tarafında büyük bir hoşnutlukla karşılanmakla beraber 1936 dan itibaren Avrupada burhanların şiddetlenmesi ve Berlin Roma Mihverinin ağır basmaya başlaması Balkan Antantını zayıflamaya doğru götürmüştür.Bu gelişme özellikle 1937 den itibaren belirli bir hal almıştır.1936 da Avrupada Almanyanın üstünlüğü belirlenince Romanya-Bulgaristan ve Macaristandan fazla Almanyada endişe duymuş ve Balkan Antantı ile ilgisini zayıflatmıştır.Yugoslavya ise Berlin Roma mihveri karşısında İtalya ve Bulgaristanla anlaşma yoluna gitmiştir.Bulgaristan ve Yugoslavya arasında 24 Ocak 1937 de bir yıkılmaz barış ve samimi ebedi dostluk antlaşması imzalandı.Bunun arkasında Yugoslavya 25 Mart 1937 İtalya ile bir antlaşma imzaladı.5 yıl için imzalan bu anlaşma bu antlaşmanın tarafların mevcut milletler arası taahhütlerine helal getirmeyecegi belirtiliyor idisede 2 madde ile 2 devlet birbirlerini ilgilendiren ortak meselelerde birbirlerine danışma taahhudünde bulunuyorlardı.Bu ise Yugoslavyayı Balkan iş birliğinde daima İtalyayı hesaba katmak zorunluluğunda bırakıyorduBulgaristan-Yunanistan anlaşmasının imzasından önce Yugoslavya diğer Balkan Antantı ortaklarının muvafaketini almış sada Balkan Antantı birinci planda Bulgaristana yöneldiğine göre Yugoslavya-Bulgaristan antlaşması bu antlaşmanın ruhuna aykırı idi.Nihayet İtalyanın gittikçe kuvvetlenmesi Yunanistanıda İtalyaya karşı yumuşak bir tutuma götürmüştür.Münih konferansı ile Çekoslovakyanın parçalanması Küçük Antanta son verdiği gibi 1939 yılının olaylarıda Balkan Antantını parçalayacaktır.
Türkiye Milletler cemiyetine katıldığı zaman Balkan Devletleri arasındada büyük bir yakınlaşma ve işbirliği başlamıştı.Bu gelişme 1934 yılında Balkan Antantı denilen ittifakı ortaya çıkmıştır.Balkanlılar arasındaki yakınlaşmanın esas unsuru ise 1930 Ekiminde'ki Türk-Yunan antlaşmalarının doğurduğu Türk-Yunan yakınlaşmasıdır.Öte yandan Locorno Anlaşmaları-Kellogg Paktı ve Litvinov Protokolu gibi barışçı teşebbüslerle Küçük Antant gibi Statükoyucu İttifakların ortaya çıkmasıda Balkanlaradaki işbirliğinde teşvik edici etkenler olmuştur
.Balkan Birliği konusunda ilk adımlar Balkan hükümetleri tarafından değil fakat gayri resmi çabalarla atılmıştır.Dünya Barış Kongresi Derneğinin 1929 Ekimde Atinada yaptığı toplantıda kongre başkanı ve eski Yunan Başkanlarından Aleksandr Papanastasiyu devamlı bir Balkan Antantı kurulması fikrini orataya atmış ve Türkiye dahil Balkanlı delegasyonlar bu fikri kabul ederek 1930 Ekimde Atinada Birinci Balkan Konferansı açılmıştır.Bundan sonra bu konferanslar Atina -İstanbul-Bükreş ve Selanik olamak üzere her yıl tekrarlanarak Balkan Milletleri arasında bir işbirliği kurulmuştur. Bu konferanslar sonunda Balkan Ticaret ve Sanayi Odası-Balkan Denizcilik Bürosu-Balkan Ziraat Odası-Balkan Turist Federasyonu -Balkan Hukukçular Komisyonu -Balkan Tıp Federasyonu gibi teşekküller ortaya çıkmıştır.1932 de yapılan üçüncü Balkan konferansı ise bir Balkan Paktı tasarısı ortaya çıkartmıştır ki bu suretle iş birliği faliyetleri bununla siyasal münasebetler alanına geçirilmiş olmaktaydı.
Bununla beraber siyasal işbirliğinin gerçekleşmesi hemen mümkün olmadı.Balkan Konferanslarında görülmüştü ki özellikle Bulgaristan işbirliğinde çekingen davranmakta dır.Arnavutluk ile Bulgaristan Balkan Konferanslarında revizyonist gayelerini dolaylı bir şekilde belirterek azınlık meselelerinin de tartışmasında ısrar etmişler fakat Türkiye -Yunanistan -Yugaslavya ve Romanya buna engel olmuşlardı.Bununla beraber özellikle Türkiye uzlaştırıcı bir politika izliyerek Bulgaristanın tam işbirliğini sağlamaya çalışmış lakin başarılı olamamıştır.1933 Şubatında Küçük Antantın devamlı bir statü ve teşkilat kurması ve Almanyada Nazi Partisinin iktidara geçmesi Balkanlarıda harekete geçmeye sevk etmiştir.Türkiye ve Yunanistan siyasal alanda Bulgaristanda bir işbirliği kurulmasına ve bu konuda bir paktın imzasına karar verip 1933 Mayısında bu düşüncelerini Bulgaristana bildirdiler.Fakat Bulgaristan teklife yanaşmayınca Türkiye ve Yunanistan 14 Eylül 1933 de bir samimi anlaşma paktı (Pacte d'Entente Cordiale) imzaladılar.
10 yıl için imzalanmış olan bu pakt ile iki devlet sınırlarını karşılıklı olarak garanti ediyorlardı.Bu hüküm Makedonya üzerindeki emellerinden kurtulamayan Bulgaristanda tepki ve sinirlilik uyandırıyordu.Bulgaristanın bu şüphelerini gidermek ve Bulgaristanıda bu pakta almak için Türkiye Başbakanı İsmet İnönü ve Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras Sofyaya gittilersede bir sonuç elde edemediler.
Türk-Yunan Paktı Romanyayı harekete geçirdi ve Romanya Dış İşleri Bakanı Titulescunun Ankarayı ziyareti sırasında 17 Ekim 1933 Türkiye ile Romanya arasında dostluk,saldırmazlık,hakem ve uzlaşma anlaşması imzalandı ve Romanyayı bu antlaşmayı imzalamaya götüren sebeplerden biri Bulgaristanın revizyonist isteklerinden çekinmesi,diğeride kendi deniz ticaretini bogazlarda serbest geçişin bekçisi olan Türkiyeye bağlı bulunması idi.Türkiyenin yaptıgı bu antlaşmalar Bulgarisrtanı sinirlendirdiğinden Bulgar basını Türkiye alehine kampanya açmış ve bu kampanya Türkiye basını tarafından cevapsız bırakıldı.Lakin Bulgaristanın bu tutumu Yugoslavyayı korkuttuğundan Türk Dış İşleri Bakanının Belgradı ziyareti sırasında Türkiye -Yugoslavya arasınde 27 Kasım 1933 de bir dotluk ve saldırmazlık antlaşması imzalandı.Yugoslavyayı bu antlaşmayı imzalamaya götüren sebep Bulgaristandan duydugu endişe kadar İtalyanın Arnavutltkta kurduğu kontrolun kendisi bakımından yarattığı tehlike idi.Bu antlaşmaların her üçüde aynı gayeyi taşıdığına ve gayelerde bir farklılık olmadığına göre yapılması gereken normal iş 4 devletin tek bir anlaşma ile birbirlerine bağlanmaları idi.İşte bu iş 9 Şubat 1934 tarihinde Balkan Antantının imzası ile gerçekleşti.Balkan Antantı ile taraflar sınırlarını karşılıklı olarak garanti altına alırlar ve birbirlerine danışmadan herhangi bir balkan devleti ile birlikte bir siyasal harekette bulunmayı veya siyasal anlaşma yapmamaya taahhüt ediyorlardı.Balkan Antantının ortaya çıkmasında asıl baş rolü Türkiye oynadıysada bu antantı sonuna kadar sadakat ile bağlana Türkiye oldu.Fakat bu anlaşma dört Balkan devleti arasında amaç edilen sıkı siyasal iş birliği gerçekleştiremedi,ve başlangıçtan itibaren bazı zayıflık unsurlarına sahip oldu.Antant ile birlikte gizli bir protokol de imzalandı.Buna göre taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devletide saldırgana yardım ederse diğer taraflar bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerdir.Fakat bu protokol üzerine Türkiye bir Rus-Romen savaşında Romanyaya yardım etmeyecegini Rusyaya bildirmiştir.Yunanistanda bu protokole kendisine İtalya ile çatışmaya götürmeyecegi hususunda rezerv koymuştur.Öteyandan Balkan Antantı Batılılar ve Küçük Antantın kurucusu Çekoslavakya tarafında büyük bir hoşnutlukla karşılanmakla beraber 1936 dan itibaren Avrupada burhanların şiddetlenmesi ve Berlin Roma Mihverinin ağır basmaya başlaması Balkan Antantını zayıflamaya doğru götürmüştür.Bu gelişme özellikle 1937 den itibaren belirli bir hal almıştır.1936 da Avrupada Almanyanın üstünlüğü belirlenince Romanya-Bulgaristan ve Macaristandan fazla Almanyada endişe duymuş ve Balkan Antantı ile ilgisini zayıflatmıştır.Yugoslavya ise Berlin Roma mihveri karşısında İtalya ve Bulgaristanla anlaşma yoluna gitmiştir.Bulgaristan ve Yugoslavya arasında 24 Ocak 1937 de bir yıkılmaz barış ve samimi ebedi dostluk antlaşması imzalandı.Bunun arkasında Yugoslavya 25 Mart 1937 İtalya ile bir antlaşma imzaladı.5 yıl için imzalan bu anlaşma bu antlaşmanın tarafların mevcut milletler arası taahhütlerine helal getirmeyecegi belirtiliyor idisede 2 madde ile 2 devlet birbirlerini ilgilendiren ortak meselelerde birbirlerine danışma taahhudünde bulunuyorlardı.Bu ise Yugoslavyayı Balkan iş birliğinde daima İtalyayı hesaba katmak zorunluluğunda bırakıyorduBulgaristan-Yunanistan anlaşmasının imzasından önce Yugoslavya diğer Balkan Antantı ortaklarının muvafaketini almış sada Balkan Antantı birinci planda Bulgaristana yöneldiğine göre Yugoslavya-Bulgaristan antlaşması bu antlaşmanın ruhuna aykırı idi.Nihayet İtalyanın gittikçe kuvvetlenmesi Yunanistanıda İtalyaya karşı yumuşak bir tutuma götürmüştür.Münih konferansı ile Çekoslovakyanın parçalanması Küçük Antanta son verdiği gibi 1939 yılının olaylarıda Balkan Antantını parçalayacaktır.