• Benim Hocam Ortaokul Videoları

    ✏️ Yazılı Çözüm Örnekleri
    Sosyal Bilgiler
    İzlemek istediğiniz sınıfı tıklayınız.
    SOSYAL BİLGİLER
    Konu Anlatım Videoları
    Fen Bilimleri
    İzlemek istediğiniz sınıfı tıklayınız.
    FEN BİLİMLERİ
    Konu Anlatım Videoları
    Türkçe
    İzlemek istediğiniz sınıfı tıklayınız.
    TÜRKÇE
    Konu Anlatım Videoları
    Fen Bilimleri
    İzlemek istediğiniz sınıfı tıklayınız.
    FEN BİLİMLERİ
    Konu Anlatım Videoları
    Matematik
    İzlemek istediğiniz sınıfı tıklayınız.
    MATEMATİK
    Konu Anlatım Videoları

2025-2026 8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Destek Kitabı Cevapları

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 135​

Etkinlik

Soru: Mustafa Kemal Atatürk’ün aşağıdaki sözlerinin hangi Atatürk ilkesiyle ilişkili olduğunu belirleyerek numaralarını ilgili kutucuklara yazınız.


1. “Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve müreffeh kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz.”
2. “Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla millî egemenliğin sağlanmış bulunması ile devamlılık kazanır.”
3. “Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, amele, tüccar, sanatkâr, doktor, asker ve sonuç olarak herhangi bir sosyal kurumda çalışan bir yurttaşın hak, yarar ve özgürlüğü eşittir.”
4. “Türkiye halkı, ırki veya dinî ve kültürel yönden birleşmiş, biri diğerine karşı karşılıklı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve kaderi, geleceği ve çıkarları ortak olan bir toplumdur.”
5. “Tüm yurttaşlara, vicdan, ibadet ve din özgürlüğü sağlamaktadır.”
6. “Artık duramayız. Behemehâl ileri gideceğiz. Geriye ise hiç gidemeyiz. Çünkü ileri gitmeye mecburuz.”
7. “Kesin zaruret olmadıkça piyasalara karışılamaz, bununla beraber hiçbir piyasa da başıboş değildir.”
8. “Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu millî egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir.”
9. “Bizim akıl, mantık, zekâ ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir.”
10. “Millete efendilik yoktur, hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.”
11. “Biz millî varlığın temelini millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz.”
12. “Devlet, vatandaşların mesleklerinde çağdaş ölçülere göre ilerlemelerini sağlamalıdır. Bu sebeple vatandaşın eğitimi, terbiyesi, sağlığı ile yakından ilgilenmelidir.”


  • Cevap:
  • Cumhuriyetçilik: 2-8
  • Halkçılık: 3-10
  • Milliyetçilik: 4-11
  • İnkılapçılık: 1-6
  • Devletçilik: 7-12
  • Laiklik: 5-9
 

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Ders Destek Yayınları Sayfa 136​

Soru: Millî Mücadele Dönemi’nde ulusal egemenlik ilkesi doğrultusunda yapılan çalışmalara örnekler veriniz.

  • Cevap: TBMM’nin açılması, millet iradesinin esas alınması ve yeni anayasanın kabul edilmesi bu ilkeye örnektir.
Soru: Saltanatın kaldırılmasının cumhuriyetçilik ilkesi açısından önemi nedir?

  • Cevap: Saltanatın kaldırılmasıyla yönetim tek kişinin elinden alınarak millete verilmiş, cumhuriyet yönetimine geçişin yolu açılmıştır.
 

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Ders Destek Yayınları Sayfa 137​

Saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı Devleti resmen sona erdi. Ülke yönetimindeki iki başlılık ortadan kalktı. TBMM, Lozan Barış Görüşmeleri’ne tek başına katıldı. Laiklik konusunda ilk adım atıldı. Millî egemenlik konusunda çok önemli bir aşama gerçekleştirildi. Ancak bu değişiklikler yeni Türk devletinde devlet başkanlığı ve rejim sorununun ortaya çıkmasına sebep oldu.

ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU (13 EKİM 1923)

Lozan Barış Antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle Millî Mücadele Dönemi sona erdi.

Antlaşma gereği İtilaf Devletleri, 6 Ekim 1923’te İstanbul’u tamamen boşalttı. Bu gelişme ve öncesinde saltanatın kaldırılmış olması yeni Türk devletinin başkentinin neresi olaca- ğı konusunu da gündeme getirdi. Bu durumu Mustafa Kemal şu şekilde değerlendirdi:

Efendiler, Lozan Antlaşmasının eklerinden olan düşman işgali altındaki topraklarımızı boşaltma protokolü uygulandıktan sonra yabancı işgalinden tamamen kurtulan Türkiye’nin toprak bütünlüğü fiilî olarak sağlanmıştı. Artık yeni Türkiye Devleti’nin başkentini bir kanunla tespit etmek gerekiyordu. Bütün düşünceler, yeni Türkiye’nin başkentini Anadolu’da ve Ankara şehri olarak seçme lüzumunda birleşiyordu. Bu seçimde coğrafi durum ve askerî strateji en büyük önemi taşıyordu.

Soru: Mustafa Kemal Paşa, Ankara’nın başkent olmasını neden savunmaktadır?
  • Cevap: Mustafa Kemal Paşa, Ankara’nın başkent olmasını savunmuştur çünkü Ankara, Anadolu’nun ortasında yer alır ve güvenlik açısından daha korunaklıdır. Ulaşım ve iletişim bakımından da elverişli bir konumdadır. Ayrıca savaş döneminde Millî Mücadele’nin merkezi olduğu için yeni devletin yönetimi açısından uygun görülmüştür.
 

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Ders Destek Yayınları Sayfa 138​

1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla cumhuriyet rejimine geçiş için önemli bir adım atıldı. Ancak bu durum yeni Türk devletinin rejimi meselesini ve devlet başkanlığı konusunu da beraberinde getirdi.

Millî Mücadele sonrası Birinci Meclis hedefine ulaşınca TBMM, 1 Nisan 1923’te yeni seçimlerin yapılmasına karar verdi. 11 Ağustos 1923’te İkinci TBMM toplandı. Yeni Meclis (Görsel 4.9), ilk icraatını Lozan Barış Antlaşması’nı onaylayarak gerçekleştirdi.

Daha sonra Ankara’yı başkent ilan etti. Bu sayede cumhuriyetin ilanı için gerekli ortam oluştu. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, cumhuriyetin bir an önce ilan edilerek rejimin belirlenmesini istiyordu. Ancak 27 Ekim 1923’te Ali Fethi Bey’in başkanlığındaki hükümet istifa etti ve yerine yeni bir hükümet kurulamadı. Bu durum yeni Türk devletinde siyasi bunalıma neden oldu. Mustafa

Kemal Paşa, yaşananların bir hükümet bunalımından değil, rejim bunalımından kaynaklandığını düşünüyordu. Eğer kabine sistemine geçilirse mesele çözülebilirdi. Bunu sağlamak için de anayasa değişikliğine gidilerek cumhuriyeti bir an önce ilan etmek ve devlet yöneticilerini seçmek gerekiyordu. Bu konuları çözmek için harekete geçen Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim günü Çankaya

Köşkü’ne davet ettiği çalışma arkadaşlarına şunları söyledi:

• Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir.
• Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara, resmî dili Türkçe, dini İslam’dır.
• Türkiye Devleti, TBMM tarafından yönetilir. Cumhurbaşkanı, TBMM tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı aynı zamanda Meclisin ve hükümetin de başkanıdır.
• Türkiye Devleti, hükümetin böldüğü idari birimleri Bakanlar Kurulu aracılığı ile yönetir.


29 Ekim 1923’te TBMM’de yapılan oylama sonucu Anayasa’da yapılan değişiklikler kabul edilerek yeni Türk devletinin cumhuriyetle yönetileceği ilan edildi ve cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi.

Oylamaya katılan 158 milletvekilinin oyuyla Mustafa Kemal Paşa yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. İsmet Paşa, Başbakan; Ali Fethi Bey ise Meclis Başkanı oldu.

Soru: Cumhuriyetin ilanı yeni Türk devletine ne gibi kazanımlar sağlamış olabilir?

  • Cevap: Cumhuriyetin ilanı ile halk yönetimde söz sahibi olmuş, egemenlik tamamen millete geçmiştir. Devlet başkanlığı sorunu çözülmüş, yönetim sistemi daha düzenli hâle gelmiştir. Ayrıca demokrasiye dayalı, çağdaş bir yönetim anlayışı yerleşmiştir.
 

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Ders Destek Yayınları Sayfa 139​

29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilan edilmesiyle
• Yeni Türk devletinin rejimi, 1924 Anayasasında “Türkiye Devleti’nin yönetim şekli cumhuriyettir.” şeklinde yer aldı.
• Millî egemenlik büyük ölçüde gerçekleşti. Meclis hükümeti sistemi yerine kabine sistemine geçildi. Böylece güçler ayrılığı ilkesi doğrultusunda önemli adımlar atıldı.
• Yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı (Görsel 4.10), Mustafa Kemal Paşa oldu. Devlet başkanlığı sorunu çözüldü ve tartışmalar sona erdi.

HALİFELİĞİN KALDIRILMASI (3 MART 1924)

Hz. Muhammed’in 632’de vefatından sonra ortaya çıkan halifelik, İslam devleti yöneticilerine verilen ünvandı. OsmanlI padişahlarından Yavuz Sultan Selim 1517’de Mısır’a bir sefer düzenledi ve Memlûk Devleti’ne son verdi. Mısır’da Memlûklerin himayesinde bulunan İslam halifesi, yetkilerini Yavuz Sultan Selim’e devretti. Böylece OsmanlI padişahları “halife” ünvanına da sahip oldu. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nda Padişah V. Mehmed Reşad’ın cihat çağrısı İslam dünyasında karşılık bulmadı. Dolayısıyla halifelik makamının önemini yitirdiği görüldü. Millî Mücadele Dönemi sonrasında TBMM’nin 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmasıyla OsmanlI Devleti’nin siyasi varlığı resmen sona erdi. Ancak TBMM, halkın henüz hazır olmadığı düşüncesi ile halifelik makamını kaldırmadı. Osmanlı hanedanından Abdülmecid Efendi’yi halife olarak seçti. Cumhuriyetin ilan edilmesi ile halifelik makamının işlevi azaldı. Mustafa Kemal Paşa bu durumu şu şekilde ifade etti:

Ben, şahıs hâkimiyetine dayanan saltanatın kaldırılmasından sonra başka unvanla aynı nitelikle bir makamdan ibaret olması hilafetin de ortadan kaldırılmış olduğunu kabul ediyordum. Bunun elverişli bir zaman ve fırsatta açıklanmasını tabii buluyordum…


Diğer yandan halifelik zamanla eski saltanat yanlılarının sığınabileceği bir kurum hâline gelmeye başladı. Hatta bazı AvrupalI devletler halifeliği bahane ederek Türkiye’nin iç işlerine karışmak istedi. Bu gelişmeler karşısında Halk Fırkasından 53 milletvekili, halifeliğin kaldırılması yönünde TBMM’ye bir yasa teklifi verdi. 3 Mart 1924’te TBMM’de görüşülen yasa teklifi kabul edildi ve halifelik kurumu resmen kaldırıldı. Aynı gün Etkileşimli çıkarılan bir kanunla tüm Osmanlı hanedanının yurt dışına çıkarılmasına karar verildi.

Tartışalım

Soru: Halifeliğin kaldırılmasının cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri ile ilişkisini arkadaşlarınızla tartışınız.


  • Cevap: Halifeliğin kaldırılmasıyla din ve devlet işleri birbirinden ayrılmış, laiklik ilkesi güçlenmiştir. Yönetimin tek bir kişiye bağlı olması sona ermiş, egemenlik tamamen millete geçmiştir. Böylece cumhuriyetçilik ilkesi de uygulanmıştır.
 
Geri
Üst