Edirne’den Ardahan’a kadar
Bir toprak uzanır.
Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar.
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.
Güneyde mis kokulu bir ağaç,
Yuvarlak yaprakları ince.
Yaz gelip de güneş vurunca,
Dallarından bal akar.
Samsun’un evleri denize bakar.
Sokakları yosun içinde.
Çaparlar, takalar, mavnalar,
Bilyalar gibi suyun yüzünde.
Bir iner bir kalkar.
Bu toprak bizim yurdumuzdur,
Deli gönül yücesine çıkar.
Bir üveyik olur, uçar gider.
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.
Öykümüz söylenir dört bir yanda.
Kuş uçmaz, kervan geçmez yollarda.
Yabancılar paylaşmışlar yurdumu,
Vatanım işgal altında.
Gökyüzünde kara kara bulutlar ,
Başımıza nerden geldiniz?
Bizler konukseveriz ama ,
Düşmanları sevmeyiz.
Gökyüzünde kara kara bulutlar,
Harmanlar çürüdü yüzünüzden!
Sizinle görecek işimiz yok
Gidin üstümüzden!
Yeter, öz vatanımızda,
Vatansızlar gibi boynumuz bükük.
Yeter, öz toprağımızda,
Sürgünmüş gibi başımız eğik.
Biz biliriz bizim işlerimizi.
İşimiz kimseden sorulmamıştır.
Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle,
Başımız bir kere eğilmemiştir.
Kuzumuz var, yaylalarda meleşir.
Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir.
Yazımız var, pehlivanlar güreşir.
Bu toprağa kimse girememiştir.
Bu toprak bizim yurdumuzdur,
Deli gönül yücesine çıkar.
Bir üveyik olur, uçar gider.
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.
Yıl 1919, Mayısın 19’u
Uyanın Samsunlular, ufukta bir gemi var.
Uyku ölüme eş, uyanın Samsunlular uyanın.
Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı.
Selâm durdu kayığı, çaparı, takası,
Selâm durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından, bir duman
Duman değildi bu,
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.
Selâm vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan,
Karadeniz’in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa, ardı sıra baktı dalgalar.
Kalktı takalar.
İzin verseydi Kemal Paşa,
Ardından gürleyip giderlerdi,
Erzurum’a kadar.
Bir selâm gibi gitti Erzurum’a,
Bin selâm gibi geldi Sivas’a, Erzurum’dan.
Dağlar alçaldı yol vermeye,
Temizlendi ılkımından, karından.
Analar bacılar yola döküldü,
Cephane taşıdı arkasından.
Yıl 1920, günlerden 23 Nisan.
Ankara’da Büyük Millet Meclisi açıldı.
Mustafa Kemal, meclise başkan seçildi.
Sakarya'dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
Ben Sütçü İmam.
Fransız işgal etmiş Maraş’ı,
Durur mu Maraş’ın Sütçü İmam’ı.
Savulun düşmanlar,
Yürüyün kahraman Maraşlılar.
Ben Elifçik.
Mustafa Kemal’in kağnısı derdim kağnıma.
Mermi taşırdım cepheye, dağ taş aşardım.
Kocabaş’ım yığıldı, gözleri örtüldü.
Kalır mı Mustafa Kemal’in kağnısı?
Kocabaş’ın yerine geçtim.
Yürüdüm düşman üstüne, yüceden yüceden.
Ben Hasan Tahsin.
Yunanlar girmiş İzmir’e,
Durur mu eli kolu bağlı vatan evladı,
Can pahasına savunur vatanını.
Unutmaz bu memleket, ilk kurşunu atanı.
Bizler isimsiz kahramanlarız.
Ben Konya’dan.
Ben Malatya’dan
Ben Manisa’dan
Ben Amasya’dan.
Biz bu vatan için canımızı verdik.
Bin canımız olsa yine de veririz.
Yaşasın Türk Milleti, yaşasın Cumhuriyet.
30 Ağustosta Dumlupınar’da
Ortalık döndü cehenneme.
Yıkıldı gök, düşman üstüne.
Yenmişti haini, kovmuştu düşmanı.
Sıra gelmişti, geri kalmışlıkla savaşmaya.
Dedin ki, bu millet, bu büyük millet.
Yüzyıllar boyunca geri kalmış.
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz.
Her yanından yaralar almış.
Dedin ki, bir güzel savaşmalı,
Kurmak için yeniden.
Bilgiyle, inançla, coşkunlukla.
"Öğün, çalış, güven!"
Hürriyeti sen yaydın içimize,
Halkçıyız dedin halk içinden.
İnançta hür yetiştirdin bizi,
Borçluyuz sana ta derinden.
29 Ekim’de kurduk cumhuriyeti,
Bir daha kimse esir edemez bu milleti.
Cumhuriyet demek, boyun eğmemek demek,
Cumhuriyet demek, özgürce yaşamak demek.
Cumhuriyet demek, halkın egemenliği demek.
Cumhuriyet Çanakkale’dir.
Cumhuriyet Sakarya’dır.
Cumhuriyet Dumlupınar’dır.
Ki, bu savaşlarla Anadolu’ya kök salmıştır.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti.
Biz ki Atatürk’üz;
Dilimizde bir kurtuluş marşı.
İyiden, güzelden, özgürlükten yanayız.
Aydınlığız, karanlığa karşı.
Ey Türk Gençliği;
Birinci vazifen ,Türk istiklalini,Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Birinci vazifem, Türk istiklalini,Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir
Bir toprak uzanır.
Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar.
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.
Güneyde mis kokulu bir ağaç,
Yuvarlak yaprakları ince.
Yaz gelip de güneş vurunca,
Dallarından bal akar.
Samsun’un evleri denize bakar.
Sokakları yosun içinde.
Çaparlar, takalar, mavnalar,
Bilyalar gibi suyun yüzünde.
Bir iner bir kalkar.
Bu toprak bizim yurdumuzdur,
Deli gönül yücesine çıkar.
Bir üveyik olur, uçar gider.
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.
Öykümüz söylenir dört bir yanda.
Kuş uçmaz, kervan geçmez yollarda.
Yabancılar paylaşmışlar yurdumu,
Vatanım işgal altında.
Gökyüzünde kara kara bulutlar ,
Başımıza nerden geldiniz?
Bizler konukseveriz ama ,
Düşmanları sevmeyiz.
Gökyüzünde kara kara bulutlar,
Harmanlar çürüdü yüzünüzden!
Sizinle görecek işimiz yok
Gidin üstümüzden!
Yeter, öz vatanımızda,
Vatansızlar gibi boynumuz bükük.
Yeter, öz toprağımızda,
Sürgünmüş gibi başımız eğik.
Biz biliriz bizim işlerimizi.
İşimiz kimseden sorulmamıştır.
Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle,
Başımız bir kere eğilmemiştir.
Kuzumuz var, yaylalarda meleşir.
Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir.
Yazımız var, pehlivanlar güreşir.
Bu toprağa kimse girememiştir.
Bu toprak bizim yurdumuzdur,
Deli gönül yücesine çıkar.
Bir üveyik olur, uçar gider.
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.
Yıl 1919, Mayısın 19’u
Uyanın Samsunlular, ufukta bir gemi var.
Uyku ölüme eş, uyanın Samsunlular uyanın.
Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı.
Selâm durdu kayığı, çaparı, takası,
Selâm durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından, bir duman
Duman değildi bu,
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.
Selâm vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan,
Karadeniz’in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa, ardı sıra baktı dalgalar.
Kalktı takalar.
İzin verseydi Kemal Paşa,
Ardından gürleyip giderlerdi,
Erzurum’a kadar.
Bir selâm gibi gitti Erzurum’a,
Bin selâm gibi geldi Sivas’a, Erzurum’dan.
Dağlar alçaldı yol vermeye,
Temizlendi ılkımından, karından.
Analar bacılar yola döküldü,
Cephane taşıdı arkasından.
Yıl 1920, günlerden 23 Nisan.
Ankara’da Büyük Millet Meclisi açıldı.
Mustafa Kemal, meclise başkan seçildi.
Sakarya'dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
Ben Sütçü İmam.
Fransız işgal etmiş Maraş’ı,
Durur mu Maraş’ın Sütçü İmam’ı.
Savulun düşmanlar,
Yürüyün kahraman Maraşlılar.
Ben Elifçik.
Mustafa Kemal’in kağnısı derdim kağnıma.
Mermi taşırdım cepheye, dağ taş aşardım.
Kocabaş’ım yığıldı, gözleri örtüldü.
Kalır mı Mustafa Kemal’in kağnısı?
Kocabaş’ın yerine geçtim.
Yürüdüm düşman üstüne, yüceden yüceden.
Ben Hasan Tahsin.
Yunanlar girmiş İzmir’e,
Durur mu eli kolu bağlı vatan evladı,
Can pahasına savunur vatanını.
Unutmaz bu memleket, ilk kurşunu atanı.
Bizler isimsiz kahramanlarız.
Ben Konya’dan.
Ben Malatya’dan
Ben Manisa’dan
Ben Amasya’dan.
Biz bu vatan için canımızı verdik.
Bin canımız olsa yine de veririz.
Yaşasın Türk Milleti, yaşasın Cumhuriyet.
30 Ağustosta Dumlupınar’da
Ortalık döndü cehenneme.
Yıkıldı gök, düşman üstüne.
Yenmişti haini, kovmuştu düşmanı.
Sıra gelmişti, geri kalmışlıkla savaşmaya.
Dedin ki, bu millet, bu büyük millet.
Yüzyıllar boyunca geri kalmış.
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz.
Her yanından yaralar almış.
Dedin ki, bir güzel savaşmalı,
Kurmak için yeniden.
Bilgiyle, inançla, coşkunlukla.
"Öğün, çalış, güven!"
Hürriyeti sen yaydın içimize,
Halkçıyız dedin halk içinden.
İnançta hür yetiştirdin bizi,
Borçluyuz sana ta derinden.
29 Ekim’de kurduk cumhuriyeti,
Bir daha kimse esir edemez bu milleti.
Cumhuriyet demek, boyun eğmemek demek,
Cumhuriyet demek, özgürce yaşamak demek.
Cumhuriyet demek, halkın egemenliği demek.
Cumhuriyet Çanakkale’dir.
Cumhuriyet Sakarya’dır.
Cumhuriyet Dumlupınar’dır.
Ki, bu savaşlarla Anadolu’ya kök salmıştır.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti.
Biz ki Atatürk’üz;
Dilimizde bir kurtuluş marşı.
İyiden, güzelden, özgürlükten yanayız.
Aydınlığız, karanlığa karşı.
Ey Türk Gençliği;
Birinci vazifen ,Türk istiklalini,Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Birinci vazifem, Türk istiklalini,Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir