10 Ksım Atatürk'ü Anma Tören Konuşması
dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im
Sayın Okul Müdürümüz, Sayın Veliler, Değerli Öğretmen arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler,
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk, insanlığın yetiştirdiği çok yönlü bir önder, dahi asker ve komutan, eşsiz bir devlet adamıdır. Milletlerin kendi tarihlerinde olduğu kadar, dünya tarihinde de iz bırakmış, çağını etkilemiş büyük insanlar vardır. Atatürk'te bu büyük insanlardan birisidir.
Atatürk, parçalanmış bir imparatorluğun yıkıntıları içinde bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. I, Dünya Savaşı yenilgimizle sonuçlanmış, koşulları ağır bir Ateşkes Antlaşması imzalanmış, Yurdun her köşesi işgal edilmeye başlamış, ordumuz dağıtılmış ve silahları elinden alınmakta... Ülkeyi yönetenler kendi tahtlarını korumak için aşağılık yollara başvurmakta... Uçurumun kenarında harap ve yıkık bir ülke.
Büyük önderimiz işte böyle bir dönemde milletinin başına geçerek, halkı bağımsızlık ve özgürlük yolunda bilinçlendirmiş, ulusun gücünü harekete dönüştürmüş ve o eşsiz askeri dehasıyla Kurtuluş Savaşımızın zaferle sonuçlanmasını sağlamıştır.
Bu zaferle İnsanlık tarihine, saldırgan Emperyalist Devletlerin kulağını
patlatan
" Ya İstiklal Ya Ölüm" sözlerini yazdırmıştır.
diz dövdüm
gözlerim şavkı aktı Sakarya'nın suyuna
Sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im
Atatürk; Avrupa'nın sömürgeci Devletlerinin karşısına çıkan ve ülkesini sömürgeleştirmek isteyenlere engel olan dünyadaki ilk önderdir. Afrika'nın ve Asya'nın ezilen ve sömürülen uluslarına bağımsızlık yolunda güç veren ilk kahramandır. Siyasi bağımsızlıktan sonra çağdaşlaşma yolunda atılacak adımları, ilkeleri ile esir milletlere tanıtan ilk devlet adamıdır. Öyle bir devlet adamıdır ki; altı asırlık bir saltanat yönetimi yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyet yönetimini kurmayı başarmıştır. Öyle bir askerdir ki; geçerli bir sebep olmadıkça savaş yapmak cinayettir, savaş yalnız bağımsızlık ve barış için yapılırsa kutsaldır, diyerek barıştan yana olduğunu kanıtlamıştır.
nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
şol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin Mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im
Atatürk, dünyanın egemen güçlerine Türk Ulusunun varlığını kabul ettirmiş, aklın ve bilimin aydınlık yolunda yürüyerek bilgisizliğin karanlığından insanınızı kurtarmış; Hurafelerle oyalanan bir millete aklın ve bilimin yolunu açmıştır.
"Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz. Bir takım şeyhlerin, dervişlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, üfürükçülere, büyücülere, muskacılara şans ve hayatlarını emanet eden insanlardan oluşan bir topluma uygar bir Ulus gözü ile bakılabilir mi" diyen Atatürk bize en gerçek yolu, Bilimin yolunu göstermiştir.
Bugün, Atamızın aramızdan ayrılışının 71. yılı. Bugün, bizlere düşen görev; Kafamızı ve kalbimizi Ortaçağ karanlığına bağlayan nice zincirlerden bizi kurtaran bu büyük insanın açtığı aydınlık yoldan yürüyerek ulusumuzu ve ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyinin üstününe çıkarmaktır.
karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor
dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor
bu gece kıyamet gecesi bu vapur bandırma vapuru
yattığı yer nur olsun mustafa kemal
ben ölümden korkmam diyor
korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu
değirmen döndü dolandı yıllar oldu
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını
yüreğim kırıldı kanım kurudu
var git karadeniz var git başımdan
mızıka çalındı düğün mü sandın
bir yol koyup gideni gelir mi sandın mustafa'm mustafa kemal'im
İzindeyiz aziz Atatürk., rahat uyu.. Eserlerin sonsuza dek yaşayacak.. Kurduğun Cumhuriyeti ve devleti emanet ettiğin insanlar canları pahasına da olsa koruyacak ve savunacaktır. Her türlü ihanetlere rağmen Türk Ulusu milli birlik ve beraberlikle bütün güçlükleri yenmesini bilecektir. Senin de söylediğin gibi Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olmayacak ve sonsuza kadar ayakta kalacaktır.
ankara'nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım
gözlerimin yaşına bak
ankara kalesi'nde rasattepe'de
bir akça sahan gezer dolanır
yaşın yaşın mezarını aranır
şu dünyanın işine bak
mustafa'm mustafa kemal'im
Sinan BAYRAK
Kocaeli Öğretmenler İlköğretim Okulu
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im
Sayın Okul Müdürümüz, Sayın Veliler, Değerli Öğretmen arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler,
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk, insanlığın yetiştirdiği çok yönlü bir önder, dahi asker ve komutan, eşsiz bir devlet adamıdır. Milletlerin kendi tarihlerinde olduğu kadar, dünya tarihinde de iz bırakmış, çağını etkilemiş büyük insanlar vardır. Atatürk'te bu büyük insanlardan birisidir.
Atatürk, parçalanmış bir imparatorluğun yıkıntıları içinde bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. I, Dünya Savaşı yenilgimizle sonuçlanmış, koşulları ağır bir Ateşkes Antlaşması imzalanmış, Yurdun her köşesi işgal edilmeye başlamış, ordumuz dağıtılmış ve silahları elinden alınmakta... Ülkeyi yönetenler kendi tahtlarını korumak için aşağılık yollara başvurmakta... Uçurumun kenarında harap ve yıkık bir ülke.
Büyük önderimiz işte böyle bir dönemde milletinin başına geçerek, halkı bağımsızlık ve özgürlük yolunda bilinçlendirmiş, ulusun gücünü harekete dönüştürmüş ve o eşsiz askeri dehasıyla Kurtuluş Savaşımızın zaferle sonuçlanmasını sağlamıştır.
Bu zaferle İnsanlık tarihine, saldırgan Emperyalist Devletlerin kulağını
patlatan
" Ya İstiklal Ya Ölüm" sözlerini yazdırmıştır.
diz dövdüm
gözlerim şavkı aktı Sakarya'nın suyuna
Sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im
Atatürk; Avrupa'nın sömürgeci Devletlerinin karşısına çıkan ve ülkesini sömürgeleştirmek isteyenlere engel olan dünyadaki ilk önderdir. Afrika'nın ve Asya'nın ezilen ve sömürülen uluslarına bağımsızlık yolunda güç veren ilk kahramandır. Siyasi bağımsızlıktan sonra çağdaşlaşma yolunda atılacak adımları, ilkeleri ile esir milletlere tanıtan ilk devlet adamıdır. Öyle bir devlet adamıdır ki; altı asırlık bir saltanat yönetimi yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyet yönetimini kurmayı başarmıştır. Öyle bir askerdir ki; geçerli bir sebep olmadıkça savaş yapmak cinayettir, savaş yalnız bağımsızlık ve barış için yapılırsa kutsaldır, diyerek barıştan yana olduğunu kanıtlamıştır.
nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
şol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin Mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im
Atatürk, dünyanın egemen güçlerine Türk Ulusunun varlığını kabul ettirmiş, aklın ve bilimin aydınlık yolunda yürüyerek bilgisizliğin karanlığından insanınızı kurtarmış; Hurafelerle oyalanan bir millete aklın ve bilimin yolunu açmıştır.
"Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz. Bir takım şeyhlerin, dervişlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, üfürükçülere, büyücülere, muskacılara şans ve hayatlarını emanet eden insanlardan oluşan bir topluma uygar bir Ulus gözü ile bakılabilir mi" diyen Atatürk bize en gerçek yolu, Bilimin yolunu göstermiştir.
Bugün, Atamızın aramızdan ayrılışının 71. yılı. Bugün, bizlere düşen görev; Kafamızı ve kalbimizi Ortaçağ karanlığına bağlayan nice zincirlerden bizi kurtaran bu büyük insanın açtığı aydınlık yoldan yürüyerek ulusumuzu ve ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyinin üstününe çıkarmaktır.
karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor
dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor
bu gece kıyamet gecesi bu vapur bandırma vapuru
yattığı yer nur olsun mustafa kemal
ben ölümden korkmam diyor
korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu
değirmen döndü dolandı yıllar oldu
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını
yüreğim kırıldı kanım kurudu
var git karadeniz var git başımdan
mızıka çalındı düğün mü sandın
bir yol koyup gideni gelir mi sandın mustafa'm mustafa kemal'im
İzindeyiz aziz Atatürk., rahat uyu.. Eserlerin sonsuza dek yaşayacak.. Kurduğun Cumhuriyeti ve devleti emanet ettiğin insanlar canları pahasına da olsa koruyacak ve savunacaktır. Her türlü ihanetlere rağmen Türk Ulusu milli birlik ve beraberlikle bütün güçlükleri yenmesini bilecektir. Senin de söylediğin gibi Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olmayacak ve sonsuza kadar ayakta kalacaktır.
ankara'nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım
gözlerimin yaşına bak
ankara kalesi'nde rasattepe'de
bir akça sahan gezer dolanır
yaşın yaşın mezarını aranır
şu dünyanın işine bak
mustafa'm mustafa kemal'im
Sinan BAYRAK
Kocaeli Öğretmenler İlköğretim Okulu
Sosyal Bilgiler Öğretmeni