29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Öğretmen Konuşması

metin2

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
7 Eki 2008
Mesajlar
413
Puanları
28
Konum
kars

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlama Programı İçin Örnek Öğretmen Konuşması​

Sevgili öğrencilerim, değerli velilerimiz ve kıymetli meslektaşlarım,

Bugün burada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 101. yıl dönümünü kutlamak için bir araya geldik. Bu özel günde, hep birlikte büyük bir milletin azim ve kararlılığıyla kazandığı zaferin ve kurduğu cumhuriyetin önemini bir kez daha anlıyoruz.

29 Ekim 1923, sadece bir tarih değil, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşudur. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, büyük bir mücadele sonucu bize bağımsız, çağdaş ve demokratik bir Türkiye armağan etmişlerdir. Bu topraklar üzerinde hür yaşama hakkını bize kazandıran tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz.

Sevgili gençler, sizler bu cumhuriyetin geleceğisiniz. Sizler, bu toprakları bizden daha güzel yerlere taşıyacak olan nesilsiniz. Cumhuriyetimizin temel değerleri olan; demokrasi, laiklik, cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve devletçilik ilkelerini benimseyerek, ülkemizi daha ileriye taşımak sizin elinizde.

Bilimde, sanatta, sporda ve her alanda başarılar elde ederek ülkemizi dünyada temsil etmek sizin görevleriniz arasında olmalıdır. Unutmayın ki, sizler birer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu ülkenin her bir karış toprağına sahip çıkmak zorundasınız.

Bu duygu ve düşüncelerle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
 

metin2

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
7 Eki 2008
Mesajlar
413
Puanları
28
Konum
kars
Sayın müdürüm, sevgili veliler, kıymetli öğrenciler.

Bugün Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin en mutlu günlerinden olan 29 Ekim. Bağımsızlığımızın, milli egemenliğimizin, hür irademizin meclise taşındığı, bir ve birlik olarak eşitlik ve kardeşlik duygusuyla kenetlendiğimiz gün bugün.

Bundan tam 101 yıl önce Ulu Önder Atatürk ve dava arkadaşlarının 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattıkları mücadelenin, kazanılan savaşların, akıtılan kanların, öksüz kalan bebelerin armağanı olan bu gün kutsaldır, kıymetlidir, anlamlıdır.

Hepimize kutlu olsun.

29 Ekim 1923 sadece saltanatın kaldırılması veya Cumhuriyet’in ilanı değil, anlayış ve yaşamların değişmesi, Türk’e en çok yakışan idare biçiminin devlete egemen olmasıdır. Bu bayram Anadolu’nun her ovasında, dağında, yaylasında, yaşlısından gencine, kızından erkeğine, doğulusundan batılısına kadar sevinç ve gururla kutlanması gereken büyük bir gündür.

Ulu önderin dediği gibi bu Cumhuriyet, halkımızın yıllardır özlemini duyduğu bağımsızlık güvercini, insan olmanın haklı gururu, eşitlik ve onurla yaşama biçimidir. Çağdaş medeniyet yolunda aklı ve bilimi rehber edinerek yürüyen Genç Türkiye Cumhuriyeti, eğitim kadrolarıyla, öğrencileriyle, gencinden yaşlısına tüm halkıyla bu yüksek ideale sadık ve sevgili olarak yürümüş ve yürümeye de kararlıdır. Cumhuriyeti bize armağan eden başta Ulu Önder Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Çünkü Cumhuriyet fazilettir. Bu şerefli kazanımı gelecek yüzyıllara taşımak bizlere ve genç nesillere Yüce Atatürk’ün mirası ve emanetidir. O’nun gençliğe hitabında seslendirdiği gibi hürriyet ve istiklali muhafaza ve müdafaa etmek en başta gençlerin görevidir, kendini genç hisseden herkesin görevidir. Çünkü Cumhuriyet payidar kalacaktır.

Bedenler ölse de Cumhuriyet sevgisi asla sönmeyecek bir meşale olarak yaşamaya devam edecektir. Bu uğurda gereken sadece çalışmak, damarlarımızdaki asil kandan alacağımız güç ve cesaretle yarınlara akıl ve bilimin önderliğinde yürümek, bunu yaparken milli benliğimize zarar vermemektir.

Bağımsızlık ve egemenlik, tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri esir olmamış ve devletsiz kalmamış Türk Milleti’nin en yüce sevdasıdır. Bunu hakkıyla sürdürmek, atalarımızdan aldığımız Cumhuriyet bayrağını daha da yücelterek gelecek nesillere taşımak hepimizin vicdan ve vatan borcudur.

Ulu Önder’in dediği gibi; Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.

Bunu sağlamak, dosta güven ve düşmana korku salmak, güçlü, inançlı, bir ve birlik olmak, Cumhuriyetin temel kurumlarını egemen ve etkin kılmak hepimizin vatandaşlık ve Türklük görevidir.

Atamızın mirasına, şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu mukaddes topraklara bir daha düşman eli değmemesi için, huzur, barış ve kardeşlik ortamında yaşayabilmek için, var olmaya devam edebilmek için Cumhuriyet hepimizin göz nuru gibi sakınması ve koruması gereken en kutsal hazinedir.

Siz sevgili öğrenciler, Cumhuriyet sizleri fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bireyler olmanızı ister. Bu uğurda okumaktan, çalışmaktan, üretmekten asla vazgeçmeyiniz, üşenmeyiniz, yılmayınız. Yorulsanız da Atatürk ilke ve inkılaplarının savunucusu ve takipçisi olunuz.

Sözlerime Yüce Atatürk’ün sözleriyle son vermek istiyorum;

Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

Saygıyla selamlıyorum.
 

metin2

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
7 Eki 2008
Mesajlar
413
Puanları
28
Konum
kars
Sayın Müdürüm, Müdür Yardımcım, Kıymetli Öğretmenlerimiz, Değerli Velilerimiz ve Geleceğimizin Teminatı Sevgili Çocuklar,

İlk olarak sizlerden başlarınızı çevirmenizi ve gönderde süzülen şanlı bayrağımıza bakmanızı rica ediyorum. Ay-yıldızlı bayrağımıza, onun en yukarılarda dalgalanışına bir bakmanızı….

Ben, ne zaman ve nerede bayrağımızı görsem orada içimi bir huzur ve coşku kaplar. Eminim sizler de benim gibi al kanlara boyalı bayrağımızı her gördüğünüzde yüreğinizde bir ferahlama, bir gurur hissediyorsunuzdur. ünkü bayrak bir milletin namusu, özgürlüğünün nişanesi, bağımsızlığının sembolüdür.

Biz bugün; hastalıkta, sağlıkta, afetlerde, yangınlarda, hangi şartta olursak olalım, bu bayrağın altında dimdik durabiliyorsak bu, atalarımızın bizler ve bizlerin geleceği olan nesiller için verdiği soylu mücadelenin neticesidir. İşte bu sebeple konuşmama Kurtuluş Mücadele’sinin kıvılcımını yakan Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsız devletimizin kuruluşuna hizmet eden tüm vatan evlatlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğilerek başlamak istiyorum. Ruhları şâd olsun!

Kurtuluş Mücadelesi, “Kayıtsız ve şartsız, bağımsız bir Türkdevleti kurmak” gibi kutlu bir ülkü ile başlayan, “Ya İstiklâl ya ölüm!” andıyla nihai hedefe ulaşılan bir mücadeledir.

Sevgili ocuklar,

Kurtuluş Savaşı, bu dünyanın görüp görebileceği en şanlı ve aynı zamanda en zorlu savaşlardan biriydi. Düşman çoktu; dört koldan saldırıyordu, her türlü silaha ve sayıca üstün bir orduya sahipti. Ancak… bilmedikleri ya da farkında olmadıkları bir şey vardı: Bu millet hür doğmuştu, hür yaşardı ve bayrağının yere inmesine son kişi de toprağa düşene kadar izin vermezdi. Kurtuluş Savaşı, var olmakla yok olmak arasındaki ince çizgide verilmiş ve yokluklar içinde kazanılmış bir var olma savaşıdır. Tamdört yıl sürmüştür. Savaş meydanlarında, düşman tarafından kuşatılmış köylerde, şehirlerde dört koca yıl; kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla verilmiş kutsal bir mücadeledir.

Cumhuriyet ise, bu mücadele sonunda Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan yeni devletin yönetim şeklidir. Aynı zamanda Cumhuriyet, yeni bir mücadelenin de başlangıcıdır. Bu yeni mücadelede düşman artık asker değildir. Düşman yoksulluktur, cehalettir, geri kalmışlıktır.


• Cumhuriyet, yurdun her yerine yayılacak olan bir seferberliğin ilk adımıdır.

• Cumhuriyet ayağında çarıkla gezen atalarımızın bastığı toprağa sahip çıkışıdır.

• Cumhuriyet, bir tas hoşafla tüm gün savaşan Mehmetçiğin ellerindeki kınadır.

• Cumhuriyet, cepheye yollarken eşini, oğlunu bir daha dönemeyeceğini bilmektir. Anaların, evlatların gözyaşıdır.

• Cumhuriyet, soğuk dağ başlarında kuru toprak üzerinde, düşman nereden vuracak diye diye uykuya dalamamaktır.

• Cumhuriyet, makineli tüfeğe karşı sabanla direnmektir.

• Cumhuriyet, “Geldikleri gibi giderler,” diyebilecek bir kararlılığa ve inanca sahip olmaktır.

• Atatürk gibi olmak, Atatürk gibi düşünmektir.

• Cumhuriyet, yoksulluğu, geri kalmışlığı ve cehaleti kabul etmemek, tüm dünyaya Türk’ün gücünü yeniden göstermektir.

• Cumhuriyet alın teridir, gözyaşıdır, emektir.

İşte bu sebeple sevgili çocuklarım, Cumhuriyet, bizlere korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bırakılmış bir emanettir. Emanetimize sahip çıkmanın en güzel yolu ise çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmaktır. Çünkü Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.”

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bayramımız kutlu, devletimiz baki olsun.
 
Üst