Osmanlıdan Portreler
Osmanlıların 15. yüzyıldan sonra Akdeniz ve Avrupa kıtasına yayılarak Avrupa güç dengesinde önemli rol alması, buralarda Türkiye ve Türklere karşı ilginin artmasına neden olmuş, Avrupalılar Osmanlı'yı tanımak ve öncelikle Osmanlı devlet yapısı hakkında bilgi edinmek istemişlerdir. Özellikle 18. yüzyılda gitgide artan siyasal ve ticari ilişkiler, birçok diplomat, tüccar ve gezgin yanında çok sayıda ressamı da Osmanlı başkentine getirmiş, genellikle diplomatik çevrelerde çalışan bu Avrupalı ressamlar, Batılı anlamda portreciliğin saray çevresinde yaygınlık kazanmasına neden olmuştur.
Osmanlılarda 16. yüzyıldan beri süregelen bir padişah portreciliği geleneği vardır. Ancak bu portreler minyatür tekniğinde yapılmıştır ve çoğu kez Sultan Osman'dan başlayarak bütün Osmanlı padişahlarının portresini içeren portre albümleri içinde yer alırlar. 18. yüzyıldan sonra bu portre dizilerinin farklı tekniklerde yapıldığı ve İstanbul'da bu tür albümleri hazırlayan yerli atölyelerin oluştuğu görülür. Yağlıboya padişah portreleriyse 18. yüzyıldan sonra yaygınlaşmıştır. III. Selim döneminden sonra çok sayıda yerli ressam, batı tekniklerinde portre yapmış, ardından tahta geçen II. Mahmud, gerçekleştirdiği kıyafet devriminden sonra yeni giysileriyle göründüğü yağlıboya portrelerini devlet dairelerine astırmıştır.
Sultan Abdülmecid, ressamı belirsiz; tuval üstüne yağlıboya, 81.5 x 60 cm. (1850'ler)
Sultanlar ve Portreleri
Osmanlıların 15. yüzyıldan sonra Akdeniz ve Avrupa kıtasına yayılarak Avrupa güç dengesinde önemli rol alması, buralarda Türkiye ve Türklere karşı ilginin artmasına neden olmuş, Avrupalılar Osmanlı'yı tanımak ve öncelikle Osmanlı devlet yapısı hakkında bilgi edinmek istemişlerdir. Özellikle 18. yüzyılda gitgide artan siyasal ve ticari ilişkiler, birçok diplomat, tüccar ve gezgin yanında çok sayıda ressamı da Osmanlı başkentine getirmiş, genellikle diplomatik çevrelerde çalışan bu Avrupalı ressamlar, Batılı anlamda portreciliğin saray çevresinde yaygınlık kazanmasına neden olmuştur.
Osmanlılarda 16. yüzyıldan beri süregelen bir padişah portreciliği geleneği vardır. Ancak bu portreler minyatür tekniğinde yapılmıştır ve çoğu kez Sultan Osman'dan başlayarak bütün Osmanlı padişahlarının portresini içeren portre albümleri içinde yer alırlar. 18. yüzyıldan sonra bu portre dizilerinin farklı tekniklerde yapıldığı ve İstanbul'da bu tür albümleri hazırlayan yerli atölyelerin oluştuğu görülür. Yağlıboya padişah portreleriyse 18. yüzyıldan sonra yaygınlaşmıştır. III. Selim döneminden sonra çok sayıda yerli ressam, batı tekniklerinde portre yapmış, ardından tahta geçen II. Mahmud, gerçekleştirdiği kıyafet devriminden sonra yeni giysileriyle göründüğü yağlıboya portrelerini devlet dairelerine astırmıştır.

Sultan Abdülmecid, ressamı belirsiz; tuval üstüne yağlıboya, 81.5 x 60 cm. (1850'ler)