Atatürk'ün Milli Dış Politika Unsurları

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,825
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
ATATÜRK’ÜN MİLLİ DIŞ SİYASETİNİN UNSURLARI:
A-Her şeyden önce milli gücümüze dayanmak.
B-Milli sınırlarımız içinde kalmak.
C-Gerçekleştiremeyeceğimiz emeller peşinde koşmamak.
D-Milletlerarası ilişkilerde eşitliğe dayanan ittifaklar kurmak.
E-Dış politikayı yürütürken iç teşkilata dayanmak.
F-Diğer devletlerin yönetim sistemlerinden etkilenmemek.
G-Dış politikada bilim ve teknolojiyi yol gösterici olarak kullanmak.
A-Her Şeyden Önce Milli Gücümüze Dayanmak:
Atatürk, varlığımızı koruyabilmek için, önce kendi gücümüze dayanmayı milli dış politikamızın bir unsuru,bir ilkesi olarak benimsemektedir.O, milli dış politikanın bu unsurunu ileri sürerken , Türkiye yi tek başına ve yalnızlık içinde bırakmayan ve Türk devletinin bağımsızlığını zedelemeyecek , onun iç işlerine karışmayacak eşitliği esas olan ittifakları içeren bir sistem içinde kendi gücüne dayanmayı ön görüyordu.
Şüphesiz milli gücümüze dayanmak için kuvvetli olmak esastır.Kuvvetli olmak için de ,manevi, ilmi,ahlaki ve teknik yönden kuvvetli olmak lazımdır.Çünkü; en iyi siyasetin her türlü anlamıyla en çok kuvvetli olanda bulunduğunu kabul ederim.Silah bence kuvvetten elde edilen neticeyi meydana getiren etkenlerin sonuncusudur.Benim amacım;manevi,ilmi ahlaki ve teknik yönden kuvvetli olmaktır.Nitekim,Atatürk “bu gün Türk milleti iki köklü nitelikte milletler arası ilişkilerde kendini göstermektedir.Bunlardan biri , milletimizin kendini savunmak için sarsılmaz bir azim sahibi olarak saygı duyulmaya değer bir güçte olması,diğeri, milletimizin dostluklarına ve antlaşmalarına,durum ne olursa olsun değişmez bir bağlılıkla uyacağına inanılmasıdır.Türk vatanı,milletin bu yüksek niteliklerini güvenine dayanarak ilerlemektedir.”diyerek bu hususu vurgulamıştır.
Atatürk,”Dış siyasetimizde dürüstlük,ülkemizin güvenliğine ve gelişmesinin korunmasına dikkat etmek prensibi hareketimize klavuz olmaktadır.Köklü yenileşme ve gelişme içinde bulunan bir ülkenin hem kendisinde hem komşularında barış ve huzuru ciddi olarak arzu etmesinden daha kolay açıklanabilecek bir durum olamaz.Bu samimi arzudan kaynaklanan dış siyasetimizde ülkenin korunmasını,güvenliğini vatandaşlarının haklarını herhangi bir saldırıya karşı savunacak gücüde önem verdiğimiz noktadır.Kara,deniz ve hava kuvvetlerimizi bu ülkede barışı ve güvenliği koruyacak bir güçte bulundurmaya bunun için çok önem veriyoruz” diyerek,bu husustaki düşüncelerini açıkça belirtmiştir.
B-Milli Sınırlarımız İçinde Kalmak:
Tarihte bir çok kıt’a,Türke yurtluk etmiştir.Ancak ,bu gün Türk devletini meydana getiren Türkler dünyaca tanınmış bir ülkede yaşar.”Bu günkü Türk Milleti,varlığı için bu günkü yurdundan memnundur.Çünkü Türk;derin ve şanlı geçmişin ;büyük kudretli atalarının kutsal miraslarını bu yurtta da muhafaza edebileceğinden,o mirasları,şimdiye kadar olduğundan çok fazla zenginleştirebileceğinden emindir.”
Atatürk ün milli mücadeleye başlarken düşündüğü Mili Ant ile çizdiği sınırlar ile, lozanda belirlenen milli sınırlar arasında çok az bir fark vardır.Atatürk ün “Milli sınırlarımız içinde kalmak” vecizesi ,barışçı bir anlayışının vurgulanmasını ve milli dış politikanın temelini oluşturmaktadır.
C-Gerçekleştiremeyeceğimiz Emeler Peşinde Koşmamak:
Atatürk’çülük her konuda olduğu gibi,dış politika da gerçekçidir.Atatürkcülük de asla hayallere kapılma yoktur.Dış politikada hedeflerin diğer konularda olduğu gibi “Gerçek ve ciddi olabilmesi , milletim maddi ve manevi ihtiyaç kaynaklarından gelmesi gerekir.Türk milleti Türkiye dışında Türkler ile olan ilişkileri sevgi ,saygı ,iyi niyet,kültür meselelerine dayandırır.Şüphesiz Türk milleti,dünyada yaşayan bütün Türkleri sever,onları kardeş sayar onların uygar olmalarını ,refah içinde yaşamalarını ve gelişmelerini diler.Ancak,siyasi olarak,yalnız,Türkiye sınırları içinde varlığını sürdürür.Atatürk “Türkiye’nin emniyetini amaçlayan,hiçbir milletin aleyhinde olmayan bir barış istikameti ,bizim daima prensibimiz olacaktır.”diyerek ,istenilen barışın her şeyden önce güvenlik amacını takip eden bir barış olduğunu ,diğer bir deyişle Türkiye’nin güvenliğini sağlamaya yönelik olacağını,ancak,Türkiye’nin güvenliğini amaçlarken hiçbir milletin aleyhinde de olmayacağını,barış için belirttiği temel hükmün anlamının bu olduğunu açıkça belirtmiştir.Barış ve güvenlik,yalnız,Türk Milleti için değil ,bütün milletler için kurulmalıdır.
D-Milletlerarası İlişkilerde Eşitliğe Dayanan İttifaklar Kurmak.
Dış politikada temel ilke olarak kabul edilen eşitlik ve karşılıklı dostluk ilkelerine,Türkiye devletinin kurulmasını takiben bağlılık gösterilmiştir.Nitekim Atatürk “Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne dememeliyiz.Böyle bir rahatsızlık varsa,tıpkı,kendi aramızda olmuş gibi onunla ilgilenmeliyiz.Olay ne kadar uzak olursa olsun, bu esastan şaşmamak lazımdır.İşte bu düşünüş,insanları,milletleri ve hükümetleri bencillikten kurtarır”diyerek milletlerarası eşitlik ve karşılıklı dostluk ilişkilerine kök teşkil edecek görüşlerini de,açıklamıştır.
Atatürkcülükte “Milletler yerleştikleri arazinin gerçek sahibi olmakla beraber,insanlığının vekilleri olarak da o arazide bulunurlar.O arazinin servet kaynaklarından hem kendileri faydalanırlar ve hem de bütün insanlığı faydalandırmakla yükümlüdürler.Bu kurala göre bunu yapamayan milletlerin ,yaşama hakkına ve bağımsızlığa layık olmamaları gerekir.” Bu esasın dış ilişkilerin düzenlenmesinde ve geliştirilmesinde ,ekonomik hayata ilişkin faaliyetlerinde dikkate alınması gerekir.
E-Dış Politikayı Yürütürken İç Teşkilata Dayanmak:
Atatürkcülükte “dış siyaset, iç teşkilat ve iç siyasete dayandırılmak zorunluluğundadır,yani iç teşkilatın dayanamayacağı genişlikte olmamalıdır.Yoksa hayali dış siyasetler peşinde dolaşanlar,dayanak noktalarını kendiliğinden kaybederler.” Dış politika, kişilerin emelleri,hırsları ve arzularına dayanırsa sonuç facia olur.
Türkiye devletinin iç teşkilatı insan haklarına,özğürlüğe,demokrasiye ve milliyetçiliğe bağlıdır.Hürriyet,demokrasi,milliyetçilik,devletçi lik,laiklik ve inkilapçılık esasları,devletin iç yapısında temel ilkelerdir.Bunlar dış politikanın da temelini teşkil eder.
F-Diğer Devletlerin Yönetim Sistemlerinden Etkilenmemek:
Atatürkcülükte dış politikanın izlenmesinde ,özgürlüğe ,demokrasiye ve milliyetçiliğe bağlı olarak ,bu niteliklerinden taviz vermeden diğer devletlerle ittifaklar ve paktlar kurabilir,iyi komşuluk ve dostluk ilişkileri sürdürülür.
Atatürkcülükte diğer devletlerin yönetim şeklinden etkilenmek söz konusu değildir.Nitekim Atatürk ,Sovyet Rusya ile dostane ilişkiler sürdürülürken “Biz ,ne Bolşevik’iz ne de Komünist: ne biri ne diğeri olamayız.Çünkü biz,milliyetçi ve dinimize saygılıyız.Özetle,bizim hükümetimizin şekli,tam bir demokrasi hükümetidir.Ve dilimizde bu hükümet “Halk Hükümeti”diye adlandırılır.”diyerek Türk devletinin yönetim şeklini özetlemiş ve yönetim sistemleri bize uymayan diğer devletlerle de iyi ilişkiler içinde olacağımızı açıklamıştır.
G-Dış Politikada Bilim Ve Teknolojiyi Yol Gösterici Olarak Kullanmak:
“Milletimizin siyasi,sosyal hayatında,milletimizin fikri terbiyesinde de rehberimiz,ilim ve fen olacaktır.”esasına uyarak Yurtta ve Dünyada barışa önemli katkısı olacak dış politikanın tertiplenmesinde ve uygulanmasında,akılcılık,bilim ve teknoloji yol gösterici olarak alınmaktadır.Teknoloji ,bütün milletleri birbirine benzeten ve yaklaştıran mal ve hizmetleri gerçekleştirdiğinden,milletleri,birliğe ve barışa götüren önemli bir vasıtadır.Ayrıca bilim teknolojinin ulaştığı düzey ,milletlerin daha iyi koşullarda yaşamasına imkan verecek durumdadır.Dış politikada ve diplomasinin uygulanmasında bilim teknolojinin Türkiye ye getirilmesi ve yaygınlaştırılması ,esas amaçlardan biridir.Ayrıca bilim ve teknolojinin sağladığı esaslar ,kaideler, usuller ve akılcılık,dış politikamızın yürütülmesinde tek yol göstericidir.
 

güleç

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
1,361
Puanları
103
Yaş
124
Konum
ankara
Atatürk'ün Milli Dış Politika Unsurları

teşekkürler hocam....
 
Üst