8. SINIF DERS NOTU: BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ve OSMANLI DEVLETİ
19. yüzyılın sonlarına doğru, dünya büyük bir kapışmaya hazırlanıyordu. Avrupa devletlerinin hemen hepsinin Osmanlı Devleti toprakları üzerinde ekonomik ve siyasi çıkarları vardı. Dünya iki büyük gruba ayrılmıştı: Almanya'nın liderliğindeki İttifak Devletleri ve İngiltere'nin liderliğindeki İtilaf Devletleri.
Osmanlı Devleti savaş başladığında ilk başta tarafsızlığını ilan etti. Ancak bu büyük savaşın dışında kalması neredeyse imkânsızdı. Osmanlı, siyasi yalnızlıktan kurtulmak için önce İtilaf Devletlerinin (İngiltere, Fransa) yanında yer almak istedi, ancak İtilaf Devletleri zaten Osmanlı topraklarını aralarında paylaşma niyetinde oldukları için bu teklifi reddettiler.
Yalnız kalmaktan korkan Osmanlı Devleti, bunun üzerine Almanya'nın yoğun isteği üzerine İttifak Devletleri ile ittifak kurdu.
Almanya Neden Osmanlı'yı İstiyordu?
Almanya'nın Osmanlı'yı yanına çekmek için çok önemli nedenleri vardı:
1. Jeopolitik Konum: Almanya, Osmanlı'nın Boğazlar ve Süveyş Kanalı gibi stratejik noktalarından yararlanarak İngiltere'nin Uzak Doğu sömürgeleriyle bağlantısını kesmek istiyordu.
2. Savaş Yükünü Hafifletmek: Yeni cepheler açarak savaşı geniş bir alana yaymak ve böylece kendi üzerindeki savaş yükünü azaltmayı amaçlıyordu.
3. Dinî Güç (Halifelik): Osmanlı padişahı aynı zamanda halifeydi. Almanya, halifenin cihat çağrısıyla İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki Müslümanları ayaklandırmayı planlıyordu.
Osmanlı Neden Savaşa Girmek İstedi?
Osmanlı'nın da savaşa girmek için haklı nedenleri vardı:
1. Yalnızlıktan Kurtulmak: Siyasi yalnızlığa düşme korkusu.
2. Toprakları Geri Almak: Son dönemlerde kaybettiği toprakları (özellikle Balkanlar'ı) geri kazanmak.
3. Kapitülasyonları Kaldırmak: Ekonomisini olumsuz etkileyen ve devleti borç yükü altına sokan kapitülasyonları kaldırmak.
4. İttihat ve Terakki'nin İnancı: Yönetimdeki İttihat ve Terakki Partisi, savaşı Almanya'nın kazanacağına inanıyordu.
Savaşa Nasıl Girdik?
Akdeniz'de İngiliz donanmasından kaçan iki Alman gemisi, Goeben ve Breslau (isimleri değiştirilerek Yavuz ve Midilli oldu), Çanakkale Boğazı'nı geçerek Osmanlı'ya sığındı. Osmanlı bu gemileri satın aldığını açıkladı. Bu gemiler, Karadeniz'e açılıp Rus limanlarını bombalayınca, Rusya, İngiltere ve Fransa Osmanlı'ya savaş ilan etti ve Osmanlı resmen I. Dünya Savaşı'na girmiş oldu.
Osmanlı'nın Savaştığı Cepheler (Destanlar ve Dramlar)
Osmanlı Devleti, savaşa girmesiyle Almanya'nın yükünü hafifletti ve savaş geniş bir alana yayıldı. Osmanlı, hem kendi topraklarında hem de müttefiklerine yardım için kendi toprakları dışında mücadele etti.
Savaşın Sonu ve Wilson İlkeleri
Savaşın gidişatı, ABD'nin 1917'de İtilaf Devletleri'nin yanında savaşa girmesiyle değişti ve savaşın süresi kısaldı.
ABD Başkanı Wilson, savaşın sonunda kalıcı barışı sağlamak amacıyla Wilson İlkeleri'ni (8 Ocak 1918) yayımladı. Bu ilkelerin en önemli maddeleri şunlardı:
• Yenen devletler, yenilen devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacaktı. (Bu madde, savaşın süresini kısaltmıştır).
• Her ulus ve Türkler, nüfusunun çok olduğu bölgede kendi devletini kuracaktı. (Osmanlı Devleti, bu ilkelere güvenerek savaştan çekilme kararı aldı).
• Dünya barışını korumak amacıyla Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kurulacaktı.
1918'de Bulgaristan'ın savaştan çekilmesiyle Almanya ile kara bağlantısı kesilen Osmanlı Devleti, Wilson İlkeleri'ne güvenerek 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.
Savaşın sonucunda İtilaf Devletleri kazandı. Dünya genelinde imparatorluklar yıkıldı ve milli devletler kurulmaya başladı. Sömürgeciliğin yerini ise İtilaf Devletleri'nin Wilson İlkeleri'ni dolanmak için kullandığı manda ve himaye sistemi aldı.
19. yüzyılın sonlarına doğru, dünya büyük bir kapışmaya hazırlanıyordu. Avrupa devletlerinin hemen hepsinin Osmanlı Devleti toprakları üzerinde ekonomik ve siyasi çıkarları vardı. Dünya iki büyük gruba ayrılmıştı: Almanya'nın liderliğindeki İttifak Devletleri ve İngiltere'nin liderliğindeki İtilaf Devletleri.
Osmanlı Devleti savaş başladığında ilk başta tarafsızlığını ilan etti. Ancak bu büyük savaşın dışında kalması neredeyse imkânsızdı. Osmanlı, siyasi yalnızlıktan kurtulmak için önce İtilaf Devletlerinin (İngiltere, Fransa) yanında yer almak istedi, ancak İtilaf Devletleri zaten Osmanlı topraklarını aralarında paylaşma niyetinde oldukları için bu teklifi reddettiler.
Yalnız kalmaktan korkan Osmanlı Devleti, bunun üzerine Almanya'nın yoğun isteği üzerine İttifak Devletleri ile ittifak kurdu.
Almanya Neden Osmanlı'yı İstiyordu?
Almanya'nın Osmanlı'yı yanına çekmek için çok önemli nedenleri vardı:
1. Jeopolitik Konum: Almanya, Osmanlı'nın Boğazlar ve Süveyş Kanalı gibi stratejik noktalarından yararlanarak İngiltere'nin Uzak Doğu sömürgeleriyle bağlantısını kesmek istiyordu.
2. Savaş Yükünü Hafifletmek: Yeni cepheler açarak savaşı geniş bir alana yaymak ve böylece kendi üzerindeki savaş yükünü azaltmayı amaçlıyordu.
3. Dinî Güç (Halifelik): Osmanlı padişahı aynı zamanda halifeydi. Almanya, halifenin cihat çağrısıyla İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki Müslümanları ayaklandırmayı planlıyordu.
Osmanlı Neden Savaşa Girmek İstedi?
Osmanlı'nın da savaşa girmek için haklı nedenleri vardı:
1. Yalnızlıktan Kurtulmak: Siyasi yalnızlığa düşme korkusu.
2. Toprakları Geri Almak: Son dönemlerde kaybettiği toprakları (özellikle Balkanlar'ı) geri kazanmak.
3. Kapitülasyonları Kaldırmak: Ekonomisini olumsuz etkileyen ve devleti borç yükü altına sokan kapitülasyonları kaldırmak.
4. İttihat ve Terakki'nin İnancı: Yönetimdeki İttihat ve Terakki Partisi, savaşı Almanya'nın kazanacağına inanıyordu.
Savaşa Nasıl Girdik?
Akdeniz'de İngiliz donanmasından kaçan iki Alman gemisi, Goeben ve Breslau (isimleri değiştirilerek Yavuz ve Midilli oldu), Çanakkale Boğazı'nı geçerek Osmanlı'ya sığındı. Osmanlı bu gemileri satın aldığını açıkladı. Bu gemiler, Karadeniz'e açılıp Rus limanlarını bombalayınca, Rusya, İngiltere ve Fransa Osmanlı'ya savaş ilan etti ve Osmanlı resmen I. Dünya Savaşı'na girmiş oldu.
Osmanlı'nın Savaştığı Cepheler (Destanlar ve Dramlar)
Osmanlı Devleti, savaşa girmesiyle Almanya'nın yükünü hafifletti ve savaş geniş bir alana yayıldı. Osmanlı, hem kendi topraklarında hem de müttefiklerine yardım için kendi toprakları dışında mücadele etti.
| Cephe Tipi | Cepheler | Temel Amaç/Sonuç |
| Taarruz (Saldırı) | Kafkas Cephesi | Sarıkamış Dramı: Enver Paşa'nın isteğiyle açıldı. Amaç: Turancılık idealini gerçekleştirmek ve Bakü petrollerini ele geçirmek. Kış koşulları ve malzeme yetersizliği yüzünden on binlerce asker donarak şehit oldu. Mustafa Kemal Muş ve Bitlis'i Ruslardan geri aldı. Cephe, Rusya'daki Bolşevik İhtilali sonrası kapandı. Bu cephedeki karışıklıklar sırasında, Ruslarla iş birliği yapan bazı Ermeniler, Sevk ve İskân Kanunu (Tehcir Kanunu) ile zorunlu göçe tabi tutuldu (27 Mayıs 1915). |
| Taarruz (Saldırı) | Kanal Cephesi | Mısır'ı Geri Alma Çabası: Almanya'nın isteğiyle açıldı. Amaç: Süveyş Kanalı'nı ele geçirerek İngilizlerin sömürge yollarını kesmek ve Mısır'ı geri almak. Cemal Paşa komutasındaki saldırılar başarısız oldu. |
| Savunma | Çanakkale Cephesi | Tek Zafer: İtilaf Devletleri, İstanbul'u alarak Osmanlı'yı saf dışı bırakmak ve Rusya'ya yardım götürmek amacıyla saldırdı. Hem denizde (18 Mart 1915, Seyit Onbaşı) hem karada (Mustafa Kemal'in liderliğinde: Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnu) büyük bir destan yazıldı. Osmanlı'nın savaşı kazandığı tek cephedir. Sonuç: Savaşın süresi uzadı, Bulgaristan İttifak yanında savaşa girdi (Almanya ile kara bağlantısı kuruldu). Mustafa Kemal, bu zaferlerle hem yurt içinde hem de dünyada tanındı ve Milli Mücadele'nin lideri olmasına zemin hazırlandı. |
| Savunma | Irak (Basra) Cephesi | Petrol Mücadelesi: İngilizler petrol bölgelerini ele geçirmek için açtı. Osmanlı kuvvetleri Selman-ı Pak ve Kut'ül-Amâre Zaferlerinde İngilizleri yendi (Bu, Osmanlı'nın kazandığı son askerî zaferdir). Ancak İngilizler takviye alarak Bağdat'ı ve sonra Musul'u ele geçirdiler. |
| Savunma | Hicaz-Yemen Cephesi | Ümmetçilik Çöker: İngilizler, Arap kabilelerine toprak ve bağımsızlık vaat ederek onları Osmanlı'ya karşı ayaklandırdı. Bazı Arap kabilelerinin İngilizlerle iş birliği yapması, ümmetçi (İslamcı) düşünce anlayışının sona erdiğini gösterir. Fahrettin Paşa (Çöl Kaplanı), Medine'yi zor şartlarda sonuna kadar savundu. |
| Savunma | Suriye-Filistin Cephesi | Anadolu'nun Kurtuluşu: Kanal Cephesi'nin başarısızlığı sonrası İngilizler Filistin'den Suriye'ye ilerledi. Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Komutanı olarak Halep’in kuzeyinde bir savunma hattı kurdu ve İngilizlerin Anadolu'ya ilerlemesini durdurdu. |
| Yardım | Galiçya, Makedonya, Romanya | Osmanlı sınırları dışındaki bu cephelere, müttefiklere yardım amacıyla asker gönderildi. |
Savaşın Sonu ve Wilson İlkeleri
Savaşın gidişatı, ABD'nin 1917'de İtilaf Devletleri'nin yanında savaşa girmesiyle değişti ve savaşın süresi kısaldı.
ABD Başkanı Wilson, savaşın sonunda kalıcı barışı sağlamak amacıyla Wilson İlkeleri'ni (8 Ocak 1918) yayımladı. Bu ilkelerin en önemli maddeleri şunlardı:
• Yenen devletler, yenilen devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacaktı. (Bu madde, savaşın süresini kısaltmıştır).
• Her ulus ve Türkler, nüfusunun çok olduğu bölgede kendi devletini kuracaktı. (Osmanlı Devleti, bu ilkelere güvenerek savaştan çekilme kararı aldı).
• Dünya barışını korumak amacıyla Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kurulacaktı.
1918'de Bulgaristan'ın savaştan çekilmesiyle Almanya ile kara bağlantısı kesilen Osmanlı Devleti, Wilson İlkeleri'ne güvenerek 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.
Savaşın sonucunda İtilaf Devletleri kazandı. Dünya genelinde imparatorluklar yıkıldı ve milli devletler kurulmaya başladı. Sömürgeciliğin yerini ise İtilaf Devletleri'nin Wilson İlkeleri'ni dolanmak için kullandığı manda ve himaye sistemi aldı.
