17 Şubat

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,520
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
tarihtebugün.fw.png

Ekonomik yönden zayıf kalan devletler, ya bağımsızlıklarını ya da tamamen varlıklarını kaybetmişlerdir. Bu nedenle bir milletin ilerlemesinin veya gerilemesinin önemli etkenlerden biri ekonomi olmuştu. İzmir İktisat Kongresi kısaca, kurtuluş Savaşı sonrasında ekonomide sanayileşmenin sağlanması için ne yapılması gerektiği konusunda toplanmıştır.
17 Şubat 1923’te Gümrük civarında önceleri Osmanlı Bankası deposu olarak kullanılan İkinci Kordon’daki Aram Hamparsumyan mağazalarında yapılan, dönemin İktisat Vekili Mahmut Esat Bozkurt’un yoğun emekleriyle Divan Başkanlığına Kazım Karabekir, Divan Katipliğine Ahmet Hamdi (Başar) ‘ın getirildiği kongrede ele alınacak sorunlardan bazılarını kongre heyeti; Türkiye'de kredi meselesi, istihsalin tanzimi, gümrük meselesi, vergiler, vesait-i nakliye başlıkları altında ayrıntılı bir rapor şeklinde işleyerek; 23 Şubat 1923'de yayınlamıştır. Türkiye'nin çiftçi, tüccar, sanayi ve işçi zümrelerinden seçilen 1135 üyenin katıldığı bu kongrede bu grupların hazırladığı "Misak-ı İktisadî Esasları" tartışıldı ve kabul edildi.Kongrede ortaya atılan önlemlerin hemen hepsi tek bir temel hedefe yöneliyordu: Bir milli ekonominin kuruluşunu ilerletmek ve doğmakta olan Cumhuriyet Devletinin sosyo-ekonomik temelini kısa sürede oluşturacak ekonomik güçleri geliştirmek.
Gazi Mustafa Kemal Kongreyi açış konuşmasında; “ Efendiler, Yüce Kurulunuzla bugün başlamış olan Türkiye İktisat Kongresi çok önemlidir. Çok tarihîdir. Nasıl ki Erzurum Kongresi felâket noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarmak hususunda Misak-ı Millî‟nin ve Anayasanın ilk temel taşlarını sağlamada neden olmuş, etken olmuş öncü olmuş ve bundan dolayı tarihimizde, millî tarihimizde en önemli ve yüksek hatırayı yaratmış ise, kongreniz de milletin ve memleketin yaşantısını sağlayarak, gerçek kurtuluşuna yardımcı olacak kanunun temel taşlarını ve esaslarını ortaya koymak suretiyle tarihte çok büyük bir ad ve çok kıymetli bir yer almış olacaktır. Bu kadar önemli ve tarihî kongrenizi açmak şerefini bana vermiş olmanızdan dolayı teşekkürler ederim. Ve böyle bir kongreyi yapanlar sizlersiniz. Bundan dolayı sizleri tebrik ederim” şeklinde değerlendirmiştir. Konuşmasının devamında;
“Arkadaşlar; Bence yeni devletimizin, yeni hükümetimizin bütün esasları, bütün programları ekonomi programından çıkmalıdır. Çünkü, biraz öncesöylediğim gibi, her şey bunun içinde toplu halde bulunmaktadır.Bundan dolayı çocuklarımızı o şekilde eğitip, öğretmeliyiz.Onlara, o şekilde bir eğitim vermeliyiz ki ticaret, tarım ve sanat dünyasında ve bütün bunların çalışma alanlarında yararlı olsunlar, etkili olsunlar, çalışkan olsunlar, yaratıcı birer organ olsunlar. Bu nedenle eğitim programımızda, gerek ilk tahsilde, gerek orta öğretimde; verilecek bütün bilgiler, bu görüşe uygun olmalıdır. Maarif programlarımız böyle düzenlenince, devletin diğer şubeleri için düşünülecek programlar da ekonomi programına dayanmaktan kendilerini kurtaramazlar. Esaslı bir program yaparak, bunun üzerinde, bütün milleti aynı uygunluk içinde yetiştirmek ve eğitmek gerekmektedir” diye yapılması istenen hedefleri açıklamıştır.
17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir'de toplanan Türkiye İktisat Kongresinin en önemli kararlarını şöyle sıralamak mümkündür.
1.Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir.
2.El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
3.Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
4.Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
5.Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
6.Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
7.Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
8.Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
9.İş erbabına amele değil, işçi denmelidir.
10.Sendika hakkı tanınmalıdır.
İlk oturumda alınan Genel Kararlar;
Misak-i İktisadî (12 Madde)
Bütün Türkiye'nin ziraat, sanayi, ticaret ve işçi zümrelerinden müntehap (seçilmiş)
binyüzotuzbeş murahhasın iştiraki ile İzmir'de in'ikâd eden (toplanan) ilk Türkiye
İktisat Kongresinin müttefikan tespit ve kabul ettiği Misak-ı İktisadi esaslarıdır:
Madde-1: Türkiye, milli hudutları dahilinde, lekesiz bir istiklal ile, dünyanın sulh ve terakki unsurlarından biridir.
Madde-2: Türkiye halkı hakimiyetine, kanı ve canı pahasına elde ettiğinden, hiçbir şeye feda etmez;ve milli hakimiyete müstenit olan meclis ve hükümetine daima zahirdir.
Madde-3: Türkiye halkı, tahribat yapmaz; imar eder. Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur.
Madde-4: Türkiye halkı, sarf ettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirir. Çok çalışır, vakitte, servette ve ithalatta israftan kaçar. Milli istihsali temin için icabında geceli gündüzlü çalışmak şiardır.
Madde-5: Türkiye halkı, servet itibari ile bir altın hazinesi üzerinde oturduğuna vakıftır. Ormanlarını evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar ; yeniden orman yetiştirir. Madenleri kendi milli, istihsali için işletir ve servetlerini herkesten fazla tanımaya çalışır.
Madde-6: Hırsızlık, yalancılık, riya ve tembellik en büyük düşmanımız; taasubdan uzak dindarene bir selabet her şeyde esasımızdır. Her zaman fa ideli yenilikleri severek alırız. Türkiye halkı mukaddesatına, topraklarına, şahıslarına ve mallarına karşı yapılan düşman fesat propagandalarından nefret eder ve daima bunlarla mücadeleyi bir vazife bilir.
Madde-7: Türkler, irfan ve marifet aşığıdır. Türk, her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir; fakat her şeyden evvel memleketinin malıdır. Maarife verdiği kutsiyet dolayısıyla ( Mevlûdu şerif) Kandil günü, aynı zamanda bir kitap bayramı olarak tes'id eder.
Madde-8: Birçok harpler ve zaruretten dolayı eksilen nüfusumuzun fazlalaşması ile beraber sıhhatlerimizin, hayatlarımızın korunması en birinci emelimizdir. Türk mikroptan, pis havadan, salgından ve pislikten çekinir, bol ve saf hava, bol güneş ve temizliği sever. Ecdat mirası olan binicilik, nişancılık, avcılık, denizcilik gibi bedeni terbiyenin yayılmasına çalışır. Hayvanlarına da aynı dikkat ve himmeti göstermekle beraber cinslerini düzeltir ve miktarlarını çoğaltır.
Madde-9: Türk, dinine, milliyetine, toprağına, hayatına ve müessesatına düşman olamayan milletlere daima dosttur; ecnebi sermayesine aleyhtar değildir. Ancak kendi yurduna kendi lisanına ve kanununa uymayan müesseselerle münasebette bulunmaz. Türk, ilim ve sanat yeniliklerini nerede olursa olsun doğrudan doğruya alır ve her türlü münasebette fazla mutavassıt istemez.
Madde-10: Türk, açık alın ile serbestçe çalışmayı sever; işlerde inhisar istemez.
Madde-11: Türkler, hangi sınıf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan sevişirler. Meslek, zümre itibarile el ele vererek birlikler, memleketini ve birbirlerini tanımak, anlaşmak için seyahatler ve birleşmeler yaparlar.
Madde-12: Türk kadını ve kocası, çocuklarını iktisadi misaka göre yetiştirir.
kongre-aniti.jpg


İKTİSAT KONGRESİ ANITI
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kent kültürünün geliştirilmesi çalışmaları kapsamında, 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde düzenlenen İzmir İktisat Kongresi anısına yaptırdığı anıt açıldı. Anıtın yapımında 4 basamakla çıkılan bir platform yaratılmış, bu platform aynı zamanda anıtın kaidesini oluşturmuştur.
Kongreye katılan 4 kesimi (Tüccar grubu, Sanayi grubu, İşçi grubu, Çiftçi grubu) sembolize eden 30 santim çapında 2.5 metre yüksekliğinde 4 tane krom nikel sütün, kongrenin düzenlendiği yıllardaki ulusal güven ve kararlılığı yansıtan ana öğeler olarak kabul edilerek tasarlanmıştır.


17 Şubat 1926 - Medeni Kanun kabul edildi
Medeni Kanun, Türkiye'de 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM'de kabul edilen 743 sayılı kanundur.
Türkiye’de 17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM’de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı kanundur. 1 Ocak 2002 tarihinde Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır.
Medeni hukuk, şahıslar arasındaki ilişkileri düzenleyen, şahısların doğumdan (tüzel kişilerde kuruluşundan) ölümüne (tüzel kişilerde sona ermesine) ilişkilerini düzenleyen özel hukuk dalıdır. Kişiler hukuku, aile hukuku, eşya hukuku, miras hukuku medeni hukuk kapsamında yer alır ve medeni kanunla düzenlenirler. Borçlar hukuku ve ticaret hukuku da aslında medeni hukukun uzantısıdır. Medeni hukuk salt bir hukuk dalı olmaktan öte hukukun özüdür.


Türkiye’de Medeni Kanun, İsviçre Medeni Kanunundan iktibas edilmiştir. Kazuistik metoda sahip Prusya Kanunu ile devrimci bir felsefeye sahip katı Fransız Kanunu arasında kalarak ortalama bir yol izlemiştir. Kanuna öncelik tanımakla birlikte hakime takdir hakkı da tanımaktadır.
1926’da kanunun getirdikleri şu şekildedir;
  • Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.
  • Evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi.
  • Tek eşle evlilik esası getirildi.
  • Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.
  • Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi.
  • Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.
 
Son düzenleme:
Üst