Bir öğretmen gözüyle baktığımda öğrencilerin bazen çok sabırlı olduğunu düşünürüm. Tam gün eğitim veren bir okulda çocukluklarının çok büyük bölümünü ve günün neredeyse tüm aydınlık zamanını kapsar şekilde bilgi almaya eğitilmeye gönüllü olmaları beklenir. Bu, hayatta başarılı olmaları, meslek kazanmaları ve toplumun bilgi hazinesini almaları için modern dünyanın icat ettiği tek yoldur.
Gün geçtikçe hayat boyu öğrenme, hayatın her anında ve her yerde öğrenme kavramı teknoloji ile farklı bir anlama geliyor. Cep telefonları ile istenen bilgiye hem yazı hem fotoğraf hem video olarak ulaşmak mümkün. Okullar bu teknolojiyi halen ve henüz istenen seviyede kullanamıyorlar. Bunu sonraki yazılarımızda ele alacağız yapılması gerekenleri de.
Sınıfiçi etkinliklerin amacı öğrencinin farklı öğrenme modellerinden bütünsel kavramaya erişmesidir. Yani sınıf içinde birlikte şarkı söylemek, bir filmden kesit izlemek, drama yoluyla canlandırmak, kostümler giymek, grup halinde mücadele etmek öğrencinin severek isteyerek eğitime katılması için bir araçtır. Ama amaç değildir.
Amaç, görerek, işiterek, dokunarak öğrenen öğrencilerin hangi tür öğrenme eğilimi yüksekse beynin hangi algı kanalı daha gelişmişse o kanalla bilgiyi kazanmasını sağlamaktır.
SINIF İÇİNDE ÖĞRENME İSTASYONLARI NASIL YAPILIR?
İstasyon uygulamaları burada farklı bir yer ediniyor. İstasyon bir trenin, otobüsün uğrayıp durduğu her nokta. Sınıf içinde öğrencinin varacağı istasyonları oluşturmak tasarlamak öğretmenin işi. Zaten yapacağı başka hiçbir iş olmayacak. İstasyonları mükemmel tasarladıysa sadece kenarda durup koçluk yapacak ve ne anlatarak “öğretmen merkezli eğitim” yapacak, ne de öğrencileri kısıtlayacak.
Peki bu nasıl bir çalışma? En yaygın kullanımı masaları birleştirerek birkaç istasyon oluşturmak, her istasyona bir yönerge ve o yönergeyi yerine getirebilmek için gerekli araç gereci yerleştirmek.
Örneğin konunuz küresel ısınmanın sera etkisi başlığı ise bir masada jelatinle kapatılmış bir çukur tabak içinde derece, dışında başka bir derece sizin ilk istasyonunuz olabilir. İlk masada öğrenciye verilen yönerge jelatinle kaplı kaptaki termometrenin derecesinin daha yüksek olup olmadığını tahmin etmek ve dışardaki termometre ile karşılaştırmak ve bu kabı güneşe götürseniz jelatinli kaptaki termometre ile dışındaki temometrenin kaç derece fark edeceği üzerine tartışmak bu fikirleri sizin masaya yerleştirdiğiniz proje formuna yazmak olabilir.
Dersiniz matematikse ve yoğun bir müfredatı yetiştirme telaşı içindeyseniz de durum değişmez. Masalara hesaplama metotlarını bulan kişilerin bulma tekniklerini dayalı yönergeler bırakarak gruplar halinde araştırmalarını sağlayabilirsiniz.
Küçük sınıflarda çalışıyorsanız daha basit ve keyifli uygulamalar konabilir. Örneğin hangisi meyve hangisi sebze istasyonu. Öğrenci öğretmenin çevresini kesip çıkardığı meyve ve sebze resimlerini iki kutuya atar birinde sebzeler ötekinde meyveler ayrılır. Başka bir örnek yeşilleri boyama istasyonu, kırmızıları boyama istasyonu olabilir. Bu etaplarda ise içi boş boyama resimlerinin sadece belli renklerini boyamaları amaçlanır.
STASYON UYGULAMALARININ YARARLARI NELERDİR?
İstasyon uygulamaları öğretmeni her şeyin merkezinden çıkarıp öğrenciyi merkeze koyar. Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenin saatlerce tahtada anlatması pek sevilen bir şey değildir. Yeri geldiğinde elbette anlatacaktır ve bu çok normaldir. Ama gerçekte sadece yaptığımız yaşadığımız şeyleri ömür boyu yaşantımızda hatırladığımız uyguladığımız düşünülürse istasyon uygulamalarının ne denli önemli bir eğitim tekniği olduğu görülecektir.
Öğrenciler daha küçük gruplara ayrıldıkları için özelleştirilmiş bir alanda konuyu daha iyi öğrenecektir.
Öğretmen enerjisini anlatmak yerine etapları planlamak ve kurmak için kullanacak ve ders sırasında pasif konuma geçtiğinden tüm dikkatini desteğe ihtiyacı olan öğrencilere ve ileri seviyedeki öğrencilere verebilecektir.
Öğrenciler için keşif ve merak duygusunu açığa çıkaran fiziksek hareketi destekleyen uygulamalardır.
ÖĞRETMENLER İSTASYON UYGULAMALARINA İNANDIKLARI HALDE NEDEN PEK UYGULAMAZLAR?
Aslında uygularlar. Mesleki açıdan kendisini yetiştiren öğretmenler adına istasyon uygulaması demeseler de benzer etkinlikleri yıllardır yapmaktadır. Bu uygulamaları hayata geçirmeyen öğretmenlerin saydıkları genel de şöyledir:
Müfredat çok yoğun zaten yetiştiremiyoruz bu şekilde bir konu anlatacağız diye zaman kaybetmek istemiyorum
Çok gürültü çıkıyor grup çalışmalarında dışarıdan bakıldığında hoş olmuyor. Aktiviteyi bilmeyen kişiler için kontrolden çıkmış bir sınıf ve beceriksiz bir öğretmen sanılabiliyor. Toplum ders deyince put gibi oturan öğrenciler anlıyor.
Ben uygulamak istiyorum ama zümre arkadaşlarım istemiyor. O zaman tek başıma yapamıyorum. Benim sınıfımda yaptıklarımla diğer şubelerinki aynı olmalı.
Sınava hazırlanıyoruz böyle oyunlara zamanımız yok biz test çözüyoruz.
Yukarıdaki her bir cümle kendi içinde doğru görünse de dikkatle baktığımızda böyle olmadığını görüyoruz. Kalıcı öğrenme sağlayan aktiviteler tekrar tekrar anlatımı önlediği gibi ezbere dayanmadıkları için soru farklı şekilde ele alınsa da öğrenci yanıtlamak isteyecektir. Öğrenci konudan hoşlanmışsa dersten sonra evde de araştıracaktı.
kaynak:http://www.gunesintamicinde.com/egitimde-yenilikler-1-istasyon-teknigi-uygulamalari/
Gün geçtikçe hayat boyu öğrenme, hayatın her anında ve her yerde öğrenme kavramı teknoloji ile farklı bir anlama geliyor. Cep telefonları ile istenen bilgiye hem yazı hem fotoğraf hem video olarak ulaşmak mümkün. Okullar bu teknolojiyi halen ve henüz istenen seviyede kullanamıyorlar. Bunu sonraki yazılarımızda ele alacağız yapılması gerekenleri de.
Sınıfiçi etkinliklerin amacı öğrencinin farklı öğrenme modellerinden bütünsel kavramaya erişmesidir. Yani sınıf içinde birlikte şarkı söylemek, bir filmden kesit izlemek, drama yoluyla canlandırmak, kostümler giymek, grup halinde mücadele etmek öğrencinin severek isteyerek eğitime katılması için bir araçtır. Ama amaç değildir.
Amaç, görerek, işiterek, dokunarak öğrenen öğrencilerin hangi tür öğrenme eğilimi yüksekse beynin hangi algı kanalı daha gelişmişse o kanalla bilgiyi kazanmasını sağlamaktır.
SINIF İÇİNDE ÖĞRENME İSTASYONLARI NASIL YAPILIR?
İstasyon uygulamaları burada farklı bir yer ediniyor. İstasyon bir trenin, otobüsün uğrayıp durduğu her nokta. Sınıf içinde öğrencinin varacağı istasyonları oluşturmak tasarlamak öğretmenin işi. Zaten yapacağı başka hiçbir iş olmayacak. İstasyonları mükemmel tasarladıysa sadece kenarda durup koçluk yapacak ve ne anlatarak “öğretmen merkezli eğitim” yapacak, ne de öğrencileri kısıtlayacak.
Peki bu nasıl bir çalışma? En yaygın kullanımı masaları birleştirerek birkaç istasyon oluşturmak, her istasyona bir yönerge ve o yönergeyi yerine getirebilmek için gerekli araç gereci yerleştirmek.
Örneğin konunuz küresel ısınmanın sera etkisi başlığı ise bir masada jelatinle kapatılmış bir çukur tabak içinde derece, dışında başka bir derece sizin ilk istasyonunuz olabilir. İlk masada öğrenciye verilen yönerge jelatinle kaplı kaptaki termometrenin derecesinin daha yüksek olup olmadığını tahmin etmek ve dışardaki termometre ile karşılaştırmak ve bu kabı güneşe götürseniz jelatinli kaptaki termometre ile dışındaki temometrenin kaç derece fark edeceği üzerine tartışmak bu fikirleri sizin masaya yerleştirdiğiniz proje formuna yazmak olabilir.
Dersiniz matematikse ve yoğun bir müfredatı yetiştirme telaşı içindeyseniz de durum değişmez. Masalara hesaplama metotlarını bulan kişilerin bulma tekniklerini dayalı yönergeler bırakarak gruplar halinde araştırmalarını sağlayabilirsiniz.
Küçük sınıflarda çalışıyorsanız daha basit ve keyifli uygulamalar konabilir. Örneğin hangisi meyve hangisi sebze istasyonu. Öğrenci öğretmenin çevresini kesip çıkardığı meyve ve sebze resimlerini iki kutuya atar birinde sebzeler ötekinde meyveler ayrılır. Başka bir örnek yeşilleri boyama istasyonu, kırmızıları boyama istasyonu olabilir. Bu etaplarda ise içi boş boyama resimlerinin sadece belli renklerini boyamaları amaçlanır.
STASYON UYGULAMALARININ YARARLARI NELERDİR?
İstasyon uygulamaları öğretmeni her şeyin merkezinden çıkarıp öğrenciyi merkeze koyar. Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenin saatlerce tahtada anlatması pek sevilen bir şey değildir. Yeri geldiğinde elbette anlatacaktır ve bu çok normaldir. Ama gerçekte sadece yaptığımız yaşadığımız şeyleri ömür boyu yaşantımızda hatırladığımız uyguladığımız düşünülürse istasyon uygulamalarının ne denli önemli bir eğitim tekniği olduğu görülecektir.
Öğrenciler daha küçük gruplara ayrıldıkları için özelleştirilmiş bir alanda konuyu daha iyi öğrenecektir.
Öğretmen enerjisini anlatmak yerine etapları planlamak ve kurmak için kullanacak ve ders sırasında pasif konuma geçtiğinden tüm dikkatini desteğe ihtiyacı olan öğrencilere ve ileri seviyedeki öğrencilere verebilecektir.
Öğrenciler için keşif ve merak duygusunu açığa çıkaran fiziksek hareketi destekleyen uygulamalardır.
ÖĞRETMENLER İSTASYON UYGULAMALARINA İNANDIKLARI HALDE NEDEN PEK UYGULAMAZLAR?
Aslında uygularlar. Mesleki açıdan kendisini yetiştiren öğretmenler adına istasyon uygulaması demeseler de benzer etkinlikleri yıllardır yapmaktadır. Bu uygulamaları hayata geçirmeyen öğretmenlerin saydıkları genel de şöyledir:
Müfredat çok yoğun zaten yetiştiremiyoruz bu şekilde bir konu anlatacağız diye zaman kaybetmek istemiyorum
Çok gürültü çıkıyor grup çalışmalarında dışarıdan bakıldığında hoş olmuyor. Aktiviteyi bilmeyen kişiler için kontrolden çıkmış bir sınıf ve beceriksiz bir öğretmen sanılabiliyor. Toplum ders deyince put gibi oturan öğrenciler anlıyor.
Ben uygulamak istiyorum ama zümre arkadaşlarım istemiyor. O zaman tek başıma yapamıyorum. Benim sınıfımda yaptıklarımla diğer şubelerinki aynı olmalı.
Sınava hazırlanıyoruz böyle oyunlara zamanımız yok biz test çözüyoruz.
Yukarıdaki her bir cümle kendi içinde doğru görünse de dikkatle baktığımızda böyle olmadığını görüyoruz. Kalıcı öğrenme sağlayan aktiviteler tekrar tekrar anlatımı önlediği gibi ezbere dayanmadıkları için soru farklı şekilde ele alınsa da öğrenci yanıtlamak isteyecektir. Öğrenci konudan hoşlanmışsa dersten sonra evde de araştıracaktı.
kaynak:http://www.gunesintamicinde.com/egitimde-yenilikler-1-istasyon-teknigi-uygulamalari/