İnkılapçılık

Performans

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
26 Ocak 2007
Mesajlar
523
Puanları
63
Konum
TÜRKİYE
İnkılapçılık

Türkçeye Fransızcada kullanılan “revolution” (revuleyşın) kelimesinin karşılığı olarak giren inkılap kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir. Sözlük anlamı; değişme, bir durumdan başka bir duruma dönmedir. inkılap çağın ihtiyaçlarını karşılamayan devlet yapısını ve yönetimini değiştirmek için halkın katılımıyla ülkede yeni bir siyasal, sosyal ve ekonomik bir yapının oluşturulmasıdır

Atatürkçü düşünce sisteminin temel ilkelerinden biri de inkılapçılık’tır. Bu ilke ile Türk inkılabının oluşum ve gelişim safhalarının kavranması, benimsenmesi, geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Bu açıdan inkılapçılık diğer ilkeleri de içine alan bir ilkedir. inkılapçılık ilkesini anlamak ve özümsemek için öncelikle Türk inkılabının temel niteliklerini ve Atatürk’ün inkılapçılık anlayışını bilmek gerekir

Türk inkılabı önceden belirlenmiş soyut ilkeler üzerine kurulmamıştır. Atatürk, Türk inkılabının felsefesini “Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir.” sözüne bağlamıştır. Ona göre tüm kurumlar bilimsel yenilikler karşısında kayıtsız kalmamalıdır. Buradan anlaşılacağı üzere Türk inkılabı durağan değil, dinamik bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda da her zaman yeniliklere açıktır.

Türk inkılabı aklı ve bilimi esas alır. Bununla birlikte taklitçi değildir, gerçekçi ve uygulanabilir niteliktedir. Türk inkılabının amacı toplumu çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmaktır.

İnkılapçılık Atatürk’ün ifadesiyle:
“Türk milletini geri bırakmış müesseseleri yıkarak yerlerine milletin en yüksek icaplarına göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseleri kurmuş olmaktır.” 1 Bu sebeple onun inkılapçılık anlayışı eskiyi ve kötüyü kaldırarak yerine yeniyi ve iyiyi koymaktır. Doğal olarak bu anlayış bilim ve teknolojinin önderliğinde sürekli olarak yenilik amaçlar. Bunun içindir ki Atatürk: “Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Toplumsal hayatta, bilim ve fen alanında başarı kazanmak için, tek gelişme ve ilerleme yolu budur.” 2 demiştir. Ayrıca onun inkılap ve ilkelerin belli bir doktrine dayanması görüşüne verdiği “O zaman donar kalırız.” 3 cevabı da ilke ve inkılapların yeniliklere açık olması gerektiğinin bir göstergesidir.

İnkılapçılık ilkesi çağın gerisinde kalmayı önlemek için konmuştur. Ancak Atatürk, Batılı kurum ve kuruluşları örnek alarak gerçekleştirdiği inkılaplarda taklitçilikten sakınmıştır. Onun “Biz Batı medeniyetini taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz” 4 sözü bu ilkenin amacını açıklamaktadır.

Atatürk’ün inkılapçılık ilkesi, ilke ve inkılapların korunması, sürekliliğinin ve işlevselliğin sağlanması açısından Atatürkçü düşünce sistemi içinde önemli bir yere sahiptir.

Çağdaşlaşmanın en büyük engeli inkılapları dogmalaştırmak, ilkeleri yeni gelişmelere cevap veremez hâle dönüştürmektir. Çağın ve toplumun gereksinimlerini dikkate alarak sürekli yenileşmeyi hedef alan inkılapçılık, Atatürkçülüğü, Türk inkılabını ve ilkelerini dogma olmaktan kurtararak sürekliliğini ve gelişimini sağlamıştır. Ayrıca inkılapçılık, barışçı ve demokratik bir anlayış ve inanca sahiptir.
 
Üst