Evladı Fatihan (Evlâd-ı Fâtihân)

Cumali Güler

zalatar
Moderatör
Katılım
17 Nis 2008
Mesajlar
2,423
Puanları
283
Konum
adana
Rumeli’nin fethinden sonra oralarda yerleşmek üzere Anadolu’nun Müslüman-Türk halkından aileleri ile birlikte gidenlere verilen ad.
Osmanlılar'ın Balkan Yarımadası'ndaki fetihleri neticesinde orada yerleşmeleriyle buradaki yörük cemaati gruplarının sayıları artmış ve çok ehemmiyet kazanmıştı. Rumeli’nin iskânı ve Türkleştirilip İslâm dininin yayılması maksadıyla yörük ve Tatar Türklerinin bu bölgeye ilk defa ayak basmaları Sultan Yıldırım Bayezid zamanında oldu. Önceleri yörüklerin bulundukları kazalar; Manastır Filorina Cuma Tikveş İştip Doyran Yenice Vadina Serez Demirhisar Drama Longaza idi.

Fetihlerden sonra Rumeli’de yerleşen yörük teşkilâtı zamanla dağılmaya yüz tuttu. Dağınıklık ve disiplinsizlik İkinci Viyana Kuşatması'nda iyice kendini gösterdi. Böylece halkın daha sıkı bir disiplin altına alınmasının gerekli olduğu ortaya çıktı. 1691 senesinde sultanın hatt-ı hümâyûnu ile yörük Türkleri Evlâd-ı Fâtihân adı altında ve Rumeli’nin sağ sol ve orta kolunda olmak üzere yeniden yazıldı ve zamanın ihtiyaçlarına göre teşkilâtın askerî ve iktisadî bünyesi az çok değiştirildi. Kanunnâme’de; “Yörük taifesi öteden beri Devlet-i Âliyyenin güzîde ve cengâver itâatli ferman dinleyen askerlerinden olup eski seferlerde küffâr ile yapılan harplerde kendilerinden iyice yararlık ve yüz aklıkları görüldüğünden bu tâifeye Evlâd-ı Fâtihân adı verilmiştir” denilmektedir. Altı sene sonra nüfus sayımı yapılarak her altı kişiden birinin seferber asker olması ve bu şekilde her türlü vergiden muaf tutulacakları ve harplere iştirakleri kayda bağlanmıştı. Böylece Yörükler yerleşik hayata geçmiş olsalar dahi yeni bir kuruluş hâlinde yine askerî bir hizmet için teşkilâtlandırılmış oldular. Evlâd-ı Fâtihân önceleri yörük deyimi ile birlikte kullanılmış ise de daha sonraları yörük tabirinden vazgeçilmiştir. Evlâd-ı Fâtihânın yerleşmiş bulunduğu bölge yörük vilayeti adı ile anılmıştır. Bu bölgeye tayin edilen vezir veya beylerbeyi Yörük Hakimi olarak tanınmışlardı.

1691 senesinden sonra Evlâd-ı Fâtihânın defterleri tutulmaya başlanmıştır. Evlâd-ı Fâtihân defterlerinde Belgrad Muhafızı olarak geçen Hasan Paşanın hem Evlâd-ı Fâtihân piyade askerlerinin hem de vilayet Yörüklerinin defterlerini tanzim ettiği tespit edilmiştir. Daha sonraları Evlâd-ı Fâtihân bütün eski yörük gruplarının özel ismi hâline geldiğinden defterlerde “yörük” tabiri kullanılmamıştır. 1697’de yapılan yoklamaya göre Rumeli’de Evlâd-ı Fâtihân olarak 1116 hane ve 16 582 kişi tespit edilmiştir.

Evlâd-ı Fâtihânı çeribaşılar (yörük teşkilatında serasker) idare etmekteydi. Kapıcıbaşı rütbesinde bulunan zabitler ise İstanbul’da ikamet ederlerdi. Çeribaşları; kaza müdürü durumunda olup vazifeli bulundukları yerlerin asayişine bakarlar sefer anında eşkinci askerler çıkarırlar harp olmadığı zamanlarda vergileri toplarlardı. Sonraları Osmanlı Devletinin çeşitli yerlerinde vazife alan bu teşkilât kurulduğu ilk yıllarda sadece Rumeli’deki gazâlara katılmak mecburiyetindeydi.

1826 senesinde Evlâd-ı Fâtihân teşkilatı yeniden düzenlendi ve yirmi dört grupta toplanarak dört tabur hâline getirildi. Çeribaşıların yanına kolağası mülâzım ve yüzbaşı rütbesinde subaylar verildi. Bir süre sonra bu taburlar alay yapıldı. Rumeli ve Selânik eyaletlerinde oturan Evlâd-ı Fâtihânın diğer halktan farklı bazı imtiyazları vardı. Bunlar Tanzimat'tan sonra çıkarılan kanunla kaldırıldı ve diğer halk gibi vergi ve askerlik mükellefiyetine tabi tutuldular (1846). Böylece yaklaşık iki asırdan beri devam eden Evlâd-ı Fâtihân teşkilâtı ortadan kaldırılmış oldu.

Alıntı.


attachment.php
 
Üst