Hepimiz aynı Dünya’da yaşıyoruz. Yaşadığımız topraklar, rengimiz, dilimiz kültürlerimiz farklı olsa da ortak bir Dünya’yı paylaşıyoruz. Herkesin sahip olduğu ekonomik, kültürel, sosyal ve çevresel varlıkları farklıdır. Fakat ihtiyaçlarımız ortaktır. Bu yüzden uluslar arası bir iletişim ve etkileşim kurulur. Bu şekilde bir ilişki ile insanların ihtiyaçları giderilmiş olur.
ihtiyaçlarımız aynı, kaynaklarımız farklı olsa da bazen sadece bir toplumu etkileyen bir olay, diğer toplumları da ilgilendirir. Örneğin; bir ülke’deki meydana gelen bir doğal afet, Dünya üzerinde tüm toplumları ve ülkeleri de ilgilendirmektedir. Özellikle çok kısa sürede müdahale edilmesi gereken olaylarda ülkeler birbirlerine yardım ederler. Örneğin 1999 yılında meydana gelen İzmit/Gölcük depreminde Dünya’nın dört bir yanından arama ve kurtarma ekipleri ülkemize gelerek bize yardım etmişlerdir.
Ayrıca uluslararası spor, kültür, sağlık ve turizm organizasyonlarında Dünya üzerindeki tüm insanlar birbirleri ile etkileşim ve iletişime girerler. Örneğin, ülkemize her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızda Dünya’nın dört bir yanından kardeşlerimiz Türkiye’ye gelerek barışı ve kardeşliği kutlarız. Bununla birlikte İzmir ilimizde 2005 yılında 23. Üniversite Oyunlarına (Üniversiade) ev sahipliği yapmış ve 1000 kişinin üzerinde sporcu İzmir’e gelmiştir. Buetkinlik ile üniversite öğrencileri arasında bir kaynaşma olmuş ve kültür alışverişinde bulunmuşlardır. Bunların dışında Formula 1, Dünya Ralli Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi Finali gibi birçok organizasyon da ülkemizde yapılmaya başlanmıştır.
Bu şekilde yaşadığımız Dünya’yı ortaklaşa kullandığımız gibi, sahip olduğumuz değerleri de paylaşmış oluruz. Bu, biz Dünya insanlarının bir zenginliğidir. Bugün Dünya’yı tehdit eden, küresel ısınmaya karşı tüm devletler ortak bir çalışma içine girmişlerdir. 2006 yılında bütün ülkelerin temsilcileri ve bilim insanları bir araya gelerek bu konuda yapılacakları tartışmışlardır. Küresel ısınmaya karşı devletlerin yanında biz insanların da Dünyamıza yardım etmesi gerekmektedir. Yapmamız gerekenler ise daha az kâğıt, enerji ve su tüketmeli her türlü israfı önlemeliyiz. Örneğin kışın buzdolabımızın soğukluk derecesini azaltmalıyız. Ya da çamaşır ve bulaşık makinelerimizi tam doldurmadan çalıştırmamalıyız.
ihtiyaçlarımız aynı, kaynaklarımız farklı olsa da bazen sadece bir toplumu etkileyen bir olay, diğer toplumları da ilgilendirir. Örneğin; bir ülke’deki meydana gelen bir doğal afet, Dünya üzerinde tüm toplumları ve ülkeleri de ilgilendirmektedir. Özellikle çok kısa sürede müdahale edilmesi gereken olaylarda ülkeler birbirlerine yardım ederler. Örneğin 1999 yılında meydana gelen İzmit/Gölcük depreminde Dünya’nın dört bir yanından arama ve kurtarma ekipleri ülkemize gelerek bize yardım etmişlerdir.
Ayrıca uluslararası spor, kültür, sağlık ve turizm organizasyonlarında Dünya üzerindeki tüm insanlar birbirleri ile etkileşim ve iletişime girerler. Örneğin, ülkemize her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızda Dünya’nın dört bir yanından kardeşlerimiz Türkiye’ye gelerek barışı ve kardeşliği kutlarız. Bununla birlikte İzmir ilimizde 2005 yılında 23. Üniversite Oyunlarına (Üniversiade) ev sahipliği yapmış ve 1000 kişinin üzerinde sporcu İzmir’e gelmiştir. Buetkinlik ile üniversite öğrencileri arasında bir kaynaşma olmuş ve kültür alışverişinde bulunmuşlardır. Bunların dışında Formula 1, Dünya Ralli Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi Finali gibi birçok organizasyon da ülkemizde yapılmaya başlanmıştır.
Bu şekilde yaşadığımız Dünya’yı ortaklaşa kullandığımız gibi, sahip olduğumuz değerleri de paylaşmış oluruz. Bu, biz Dünya insanlarının bir zenginliğidir. Bugün Dünya’yı tehdit eden, küresel ısınmaya karşı tüm devletler ortak bir çalışma içine girmişlerdir. 2006 yılında bütün ülkelerin temsilcileri ve bilim insanları bir araya gelerek bu konuda yapılacakları tartışmışlardır. Küresel ısınmaya karşı devletlerin yanında biz insanların da Dünyamıza yardım etmesi gerekmektedir. Yapmamız gerekenler ise daha az kâğıt, enerji ve su tüketmeli her türlü israfı önlemeliyiz. Örneğin kışın buzdolabımızın soğukluk derecesini azaltmalıyız. Ya da çamaşır ve bulaşık makinelerimizi tam doldurmadan çalıştırmamalıyız.