İstanbul'un 7 tepesini yürüyerek dolaştığımız 5. sınıf öğrencilerinden oluşan gezi grubumuzun adı "İstanbul'un Minik Gezginleri". Grubumuzla geçen hafta yaptığımız "İstanbul'un 1. 2. ve 3. Tepelerini Keşif Gezisi" sonrası ödev olarak geziyi anlatan bir gezi yazısı yazmalarını istemiştim. Gezi yazıları gelmeye başladı.
Gezi yazılarını okurken tebessüm yüzümden hiç eksik olmadı. Hatta bazen kahkaha bile patlattım. Zira bazıları tarihi anıtları karıştırırken, bazıları kafalarından hikaye uydurmuşlardı. Söz konusu 3 tepenin yoğun tarih gündemi olunca karıştırmak gayet doğaldı. Neredeyse adım başı bir tarihi yapı vardı çünkü. Bunu onlara da söyledim zaten. Karıştırmak önemli değil dedim. Zamanla her şey yerli yerine oturur dedim. Bu bir eksiklik değil dedim. İyi yazılar çıkarmışsınız bravo dedim. Herşeyin yolunda olduğunu, 6. sınıfı bitirdiklerinde İstanbul'u en iyi bilen öğrencilerin kendileri olacağı sözümü de tekrar ettim.
İşte gruptaki bir minik gezginimizin gözüyle "İstanbul'un 1. 2. ve 3. Tepelerini Keşif" gezimiz. İstanbul'un tepelerini onun kaleminden okumak çok keyifli. Minik gezginimizin gezi yazısını hiçbir yanlışını düzeltmeden, olduğu gibi aktarıyorum.
TEPELERİ GEZİYORUZ
23 Mayıs Cuma günü gezimize mil taşından başladık. Mil taşının çevresindeki yerlerde şehrilerin, ülkelerin isimleri yazıyordu. İlerledik ve Divanyolu'na geldik. Divanyolu'ndan 2.tepeye çıktık. 2. tepede Çemberlitaş Sütunu vardı. Oraya oturduk ve dinlendik. Bu Çemberlitaş Sütunu tonluklarla ağır bir taştır. Çemberlitaşa gelmeden önce Köprülü Kütüphanesi'ne geldik. Çevreye baktık. Köprülü Kütüphanesi'nin ilerlerinde Çemberlitaş Hamamı'na geldik. Çemberlitaş Hamamı ortadan kesilmişti. Eskiden yol çok dar olduğu için bu hamamı ortadan kesmişler ve yolu genişletmişler.
Sonra Vezir Hanı'na gittik. Vezir Hanı'nın alt taraflarında atları dinlendiriyorlarmış. Üst katında insanlar dinleniyormuş. Vezir Hanı'ndan çıktıktan sonra Nuru Osmaniye caminin oraya gittik. Büyük bir kapıdan geçtikten sonra Kapalıçarşıya gittik. Kapalıçarşıda 4000 tane dükkan 16 tane kapı 60 tenede sokak vardır. Bunu duyunca hepimiz şaşırdık. Kapalıçarşıdan geçtik. Biraz ilerledikten sonra Süleymaniye Camii'ye gittik. Orada dinlendik. Sonra Darüzziyafe'ye gittik. Orası bir restaurantmış, oraya yoksulla, aileleri olmayanlar geliyormuş. Oradan çıktık ve Lale Bahçesi'ne gittik. Orada bir yere oturduk ve dinlendik. Sonra dondurma yedik. İlerledik ilerdik ve sonra mezarlığa geldik. Mezarlığın taşları güzel ve özenle dizilmiş. Orada yatanlar büyük mimarlar ve tarihi yerlerin bazılarını yaptıran kişilerdir.
Sonra Merzifonlu Kara Mustafa'da dinlendik ve hediye aldık. Sonra yürüdük yürüdük ve Beyazıt Kulesi'nin önüne geldik. Orada kuşlar için yem aldık ve kuşlara attık. Beyazıt Kulesi'nin arda Beyazıt Camii'de vardı. Beyazıt Kulesi'nin hemen yazında büyük bir kapı vardı. Orası büyük bir üniversitedir.İlerledik ve Ayrancı Sokağı'na geldik.
Ayrancı Sokağı'nda eski evler ve eski nesneler vardı. Ayrancı Sokağı'nın bitimine doğru Haliç'e bakan bir cafe vardı. Kafeyi geçtikten sonra 180 yıl önce yapılmış bir tarihi ev vardı. Süleymaniye Camisi'nin karşısında büyük bir türbe vardı. Bu türbede Mimar Sinan yani Süleymaniye Camisi'ni yaptıran kişi yatıyordu. Mimar Sinan'ın mezarlığı bahçesinin içindeydi. Sonra servisimize bindik ve okulumuza geri döndük.
SON ...
gezi ile ilgili detay için: http://www.biristanbulhayali.com/bir-minik-gezginin-kalemiyle-istanbulun-1-2-ve-3-tepeleri-gezisi