Ortak Miras Ögeleri

rabiarabia

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
20 Mar 2009
Mesajlar
124
Puanları
18
Yaş
124
Dünya üzerinde yaşamış her uygarlık kendi izlerini geleceğe bırakmak istemiştir. Bu nedenle dünyamızın her bir köşesinde geçmişten günümüze izlere rastlayabiliriz. Bunlar, dünya insanlarının ortak kültür miraslarıdır. Yani insanlığın kuşaktan kuşağa bıraktığı maddi ve manevi değerlerin tümüne ortak miras öğeleri denir. Ortak miras öğeleri yalnızca kuleler, saraylar gibi yapılar değildir. Bilim, sanat, edebiyat alanlarında ortaya çıkarılmış eserler de ortak mirastır.
insan yapımı olduğu gibi doğal olarak oluşmuş ortak miras öğeleri de vardır. Bunları şu şekilde örneklendirebiliriz:
Kapadokya Büyük Kanyon Damlataş Mağarası Ölüdeniz Manyas Kuş Cenneti
Aspendos Topkapı Sarayı Ayasofya Nemrut Elhamra Sarayı
Ülkemiz, pek çok medeniyetin beşiği olmuştur. Bu nedenle ortak miras öğeleri bakımından oldukça zengindir. Peribacaları, Selimiye Camii, Ayasofya, Sümela Manastırı, Topkapı Sarayı bunlara örnektir.
Ortak miras öğelerinden bazıları tüm ülkeler tarafından “dünyanın yedi harikası” olarak kabul edilmiştir. Dünyanın yedi harikasını inceleyelim:

Babil’in Asma Bahçeleri
Dünya’nın yedi harikasından biridir. Bugünkü Irak’ın güneyinde bulunan ve döneminde Babil uygarlığının başkenti olan Babil kentindeki kraliyet sarayındaki bahçelerden oluşur. Babil’in Asma Bahçeleri, bir dizi tapınağın teraslarında kurulmuş olan çatı bahçeleriyleriydi. Bu bahçeler, kurulan bir sistemle, Fırat Nehri’nin suyu bu bahçelere pompalanarak yapılıyordu
Bahçeler, Kral II. Nabukadnezar tarafından yaptırıldı. Efsaneye göre, II. Nabukadnezar bu bahçeleri, Asur Kralı III. Adadnirari’nin annesi olan Kraliçe Sammu-Ramat'ı veya anavatanını ve yeşilliği özleyen Medialı karısı Amystis’i avutmak için yapmıştı. Babil’in Asma bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil’deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil’in Asma Bahçelerine ait olduğu düşünülmektedir. Babil’in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır.
İskenderiye Feneri
Dünyanın yedi harikasından biri olan iskenderiye Feneri, Antik Çağın en ünlü deniz feneridir. Bu fener, daha sonra yapılan tüm fenerlere bir örnek teşkil etmiştir. MÖ 280 yıllarında iskenderiye Limanı’ndaki Pharos Adası’nda Knidoslu Sostratros tarafından yaptırılmıştır.
I&£ja4%d&wye T&n&nl
Fener üç katlı idi. Fenerin alt katının kare,| orta katının sekizgen ve üst katının silindir şeklinde olduğu söylenir. Yüksekliği konusunda anlatılanlar! değişiktir; bazılarının söylediklerine bakılırsa 180 metreydi. Tepesinde, iskenderiye' Limanı’na giren gemilere yol gösteren bir ışık yanardı. Fener, 1375’te olan bir deprem sonucu yıkıldı.
Rodos Heykeli
Dünyanın yedi harikasından biri olan Rodos Heykeli, Güneş tanrısı Helios’un tunçtan yapılma dev heykelidir. Heykel, Lindoslu Khares tarafından Rodos Limanı’nın ağzına yapılmıştır.

Orta Çağdan kalan bir inanca göre heykelin bacakları arasından gemiler geçiyordu. Fakat, bu teknik olarak olanaksızdır. Yaklaşık olarak 32 metre yüksekliğinde olan Rodos Heykeli, MÖ 305 - MÖ 304 yılları JZadaö- H&yÂ&li arasında kuşatma

altında bulunan Rodos’un kuşatmadan kurtulması anısına yapılmıştır. Heykel, kuşatmadan kalan tunç gereç ve silahların eritilmesiyle yapılmıştır. Rodos Heykeli, MÖ 280’den 225’e kadar, gemicilere karayı gösteren bir işaret görevini gördü, daha sonra adayı sarsan bir deprem sonucu yıkıldı.

Mısır Piramitleri
Mısır’da El - Gize yakınlarında bulunan piramit şeklindeki firavun mezarlarım MÖ 2613 -2494 yılları arasında Mısır’da hüküm süren 4. sülale döneminde yaptırılmıştır. Toplam üç tane olan piramitler, dünyanın yedi harikasından biri kabul edilir. Bu piramitlerin adları Keops, Kefren ve Mikerinos’tur. Keops piramidini, 4. sülalenin ikinci firavunu olan Keops yaptırmıştır. Keops piramidi, üç piramidin en büyüğü olduğundan Büyük Piramit adıyla da anılır. Kefren piramidini ise, 4. sülalenin dördüncü firavunu olan Kefren tarafından yaptırılmıştır. En son inşa edilmiş olan Mikerinos piramidini de, 4. sülalenin altıncı firavunu Mikerinos yaptırmıştır. Bu üç firavununun mezarları kendi yaptırdıkları piramitlerin içindedir. Firavunlar, öldükten sonra bir çok değerli eşyası ile birlikte gömüldüler. Fakat her üç mezarda zaman içinde sürekli yağmalandıklarından, bugün bu eşyaların çoğu bulunamamaktadır.
Eski Yunan tarihçisi Heredots, tam anlamıyla bir teknik ustalık ve mühendislik harikası olan bu piramiterin yapımının 20 yıl sürdüğünü ve yapımında yaklaşık 100 bin kişinin çalıştığını ileri sürmüştür. Tahminlere göre, Keops piramidi insan elinden çıkan yapıtların en büyüğüdür. Bu görkemli yapı için her biri ortalama 2,5 ton ağırlığında yaklaşık 2,3 milyon blok taş kullanılmıştır.
Bu üç piramidin araziye yerleştirilmelerinde kullanılan geometri bilgisi, taşların kesimindeki titizlik, yapının dev boyutu, kullanılan taşların ağırlığı ve piramitlerin yapıldığı dönemdeki koşullar düşünüldüğünde ortaya çıkan birçok soru bugün hâlâ çözülememiştir. Ağır yükleri kaldırmak için kullanılan makaralı halat sistemini bilmeyen Eski Mısırlıların, piramitleri nasıl inşa ettiklerine dair ortaya atılan düşüncelerden en inandırıcı olanı, piramitle birlikte yükselen, tuğla, toprak ve kumdan yapılmış rampalar yaparak taş blokları bunların üstünde kızaklar, silindirik takozlar ve manivelalar aracılığı ile çektikleridir.
Keops piramidin güneyinde Büyük Sfenks vardır. Sfenks’in yüzü, Firavun Kefren’in yüzü, bedeni ise yatan bir aslanın bedenidir. Keops’un piramidine giden yolun üzerinde Keops’un annesi Kraliçe Heteferes’in defin eşyalarının bulunduğu bir çukur mezar vardır. Bu mezarın dibinde, kraliçenin boş lahiti vardır. Lahit, üzerindeki mücevherler ve mobilyalar, dönemin zanaatçılarının sanatsal yeteneklerinin ve teknik yetkinliklerinin gelişmiş olduğunu göstermektedir. Mısır Piramitleri, henüz sırları çözülmemiş olarak, güzellikleriyle insanı büyüleyici güzelliktedir.
Zeus Heykeli
Dünyanın yedi harikasından biri olan Zeus Heykeli, Yunanistan’da Olympia kentindeki Zeus Tapınağı için yaptırılmıştır. 12 metre

yüksekliğindeki görkemli heykel, MÖ 430’larda büyük Yunan heykelcisi Pihidias tarafından sekiz yılda yapılmıştır.
Zeus Heykeli
Dev bir sandalyeye oturmuş olan Zeus heykelinin sağ elinde bir Nike heykeli, sol elinde ise üstüne kartal konmuş bir asa vardı. Heykelin giysileri altın, bedeni fil dişi ve gözleri değerli taşlardan yapılmıştı. Günümüze hiçbir kopyası ulaşmayan heykelin, MS 426 yılında Zeus tapınağının yıkılması sırasında ya da bu olaydan 50 yıl sonra Kontantinopolis’teki (istanbul) bir yangında yok olduğu düşünülmektedir.

Mauselion
Mausoleum (Mozole)
Dünyanın yedi harikasından biri olan Mauselion, MÖ 353 yılında ölen Karya Kralı Mausolos için Halikarnas’ta (Bodrum) yaptırılan anıt mezardır. Mauselion, Kral Mausolos’un eşi
Kraliçe Artemisia tarafından yaptırılmıştır.
Mezarın yapımında dönemin en önemli mimar
ve heykelcileri çalışmıştır.
Bugün büyük anıt mezarlar için kullanılan
“mozole” sözcüğü Mausolos’un Halikarnas’taki
bu anıt mezarından gelmektedir. Mezar, 15.
yüzyıldan önce bir deprem sonucu yıkılmıştır.
Daha sonra, bugünkü Bodrum Kalesi’ni
yapanlar, mezarın kalıntılarını kullanmışlardır

Tapınağı
izmir yakınlarındaki Ephesos’ta bulunan dünyanın yedi harikasından biridir. MÖ 560 - 50 yılları arasında Lidya Kralı
Kroisos tarafından ion düzeninde yaptırıldı. Tapınak MÖ 356 yılında bir deli tarafından yakıldı. Bunun üzerine, yanan tapınağın temelleri üzerine yeniden inşa edilmeye başlandı ve MÖ 344 - 250 yılları arasında tamamlandı. Artemis tapınağı, o güne kadar yapılan Yunan tapınaklarının en büyüğüydü. Zemini bataklık olduğundan tapınak, 3 m yüksekliğindeki 13 basamaklı kaide üstüne oturtuldu. Tümüyle mermerden yapılan tapınaktaki heykeller tam bir şaheser niteliğindeydi. MÖ 262 yılında bir istilâcı tarafından yıkıldı fakat tekrar onarılmadı.

Tapınağın ilginç özelliklerinden biri de bir banka gibi görev yapmasıydı. Tapınağa armağan edilen ya da emanet olarak bırakılan değerli eşyaları kabul etme, tapınak bütçesinden kredi verme gibi görevleri Başrahip Megabysos üstlenmişti. Artemis Tapınağfnın birtakım ayrıcalıkları da vardı. Bunlardan en önemlisi, tapınağa sığınıldığında burada kaldığı sürece dokunulmazlık hakkının tanınmasıydı. Bu durum pek çok suçlunun tapınakta toplanmasına neden olmuştur.
19. yüzyılda yapılan kazılarda ilk tapınak ortaya çıkarıldı. Bu kazılar 20. yüzyılda da sürdü. Bugün British Museum’da tapınağa ait sütunların bir kısmı sergileniyor olsa da tapınaktan geriye pek fazla bir şey kalmamıştır. Bu tapınakta olan heykellerden biri olan Tanrıça Artemis’in heykelinin birçok kopyası günümüze kadar ulaşmıştır. Tanrıça Artemis heykelinin, MÖ 117 -138 yıllarında yapıldığı tahmin edilen bir kopyası da bugün Selçuk Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
 
Üst