Nuh’un Gemisi – Ağrı
Nuh’un Gemisi Ağrı Dağı’nın güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet) dir. Kalıntı Türkiye- İran Transit yoluna 3.5 kilometre mesafededir. Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı Cudi Dağı’dır. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır. Başta James İrwin olmak üzeri Amerikalı araştırmacılar burayı çok yönlü incelemişlerdir. Türk bilim adamları ( Atatürk Üniversitesi ve MTA Enstitüsü elemanları) da bu oluşumu bilimsel yönden incelemişlerdir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklar Yüksek Kurulu 17 Eylül 1987 tarih ve 3657 sayılı kararı ile gemi kütlesinin “korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı” özelliği gösterdiğini belirtildiğinden, burası doğal sit alını ve açık hava müzesi olarak koruma altına alınmıştır. Nuh’ un Gemisi’nin İzi ilk kez 11 Eylül 1959 günü harita yüzbaşısı İhsan Durupınar tarafından keşfedildi. Durupınar, doğu bölgesinin havadan çekilmiş fotometrik haritalarını tetkik ederken ilginç bir resmi buldu. Resim bütün dünyayı ilgilendiriyordu. Bunun Nuh’un Gemisi olma ihtimali vardı. Bu tarihten sonra Ağrı Dağı ve Telçeker Köyü üstündeki heyelan bölgesinde gemi aramaları hızlandı. Heyelan bölgesi, Ağrı Dağı’nın tam güney karşısında, Doğubayazıt- Gürbulak yolunun güneyinde, Telçeker ve Üzengili köylerinin yamaçlarındadır. Burada gemi biçimli bir şekil vardır ki, harita yüzbaşısının üzerinde durduğu toprak şekil budur. İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’ un gemisinin karaya oturduğu yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Şekil Nuh’ un gemisi olması kadar ilginç olmakla beraber, doğal anıt niteliğindedir. Yer kabuğunun bir oyunu sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da ilginçtir.
Nuh’un Gemisi’nin kütlesi, sürekli heyelan olan ve akıntının bütün şiddetiyle devam ettiği yamaçta olduğu halde, yerinde basit kalmış, şekil bozulmamıştır. Kütlenin biçimi, insanoğlunun yaptığı ilk gemilere benzerlik göstermektedir. Baş tarafı çok dar, arka kısmı ortaya doğru daralmış haldedir. Boyut olarak 165x50x13 metre ölçüsündedir. (Bu rakamlar, kutsal kitaplarda belirtilen ölçülere uymaktadır.) Çevresini oluşturan toprak toprağa kıyasla gemi kütlesinin malzemesi kuvvetli bir fiziksel mukavemete sahiptir. Gemi içinde ve yüzeyinde üç ayrı seviyede dizilmiş, eşit aralıklarla dağılmış ve fiziksel farklılıklar gösteren bölümler mevcuttur. Geminin muhtelif yerlerinde gemi direklerini andıran boşluk ve tümsekler vardır.
Kaynak: “Alpaslan, İ. (1995). Her Yönüyle Ağrı. Tutibay yayınları.”