Kasteller – Gaziantep
Dünyada benzeri bulunmayan ve su mimarisinin eşsiz örnekleri olan Gaziantep Kastelleri, bir çok işlevi bulunan yapılar olarak inşa edilmiştir. Türk Mimarisi’nde sadece Gaziantep’te bulunan bu yapılar kısmen veya tamamen yer altında bulundukları için pek dikkati çekmemişlerdir. Bu nedenle sanat tarihi terminolojisinde yer almamışlardır. “Kastel” kelimesinin dilimize Arapça’dan geçtiği tahmin edilmekte ve suyun yer altında bölümlere ayrıldığı yer anlamına gelmektedir. Gaziantep şehir merkezinden geçen Alleben Deresi gibi bir su kaynağına sahip olmasına rağmen, tarih boyunca yeraltı su kaynakları bakımından fakir bir şehir olmuştur. İnsanlar buldukları suyun buharlaşma veya başka bir yolla kaybolmasını önlemek için yerin altından açtıkları Livas denilen kanallarla suları belli bir merkeze (Suburcu) toplamışlar ve bu merkezden de şehre dağıtmışlardır. Evler su ihtiyacını karşılayabilmek için livaslar üzerine yapılır ve bu evlerden livaslara kuyular açılırdı. Bu kuyular hem su ihtiyacını karşılamak hem de yazın sıcaktan bozulacak erzakların kuyulara sarkıtılarak bozulmaması için kullanılırdı. Kasteller sade ve gösterişsiz yapılarına rağmen ilk günden, evlerin modern manada şehir içme suyuna kavuştuğu ve çeşmelerin yapıldığı tarihe kadar önemini korumuştur. Ata yadigarı ve su mimarisinin eşsiz örneklerinden olan bu kastellerden 5-6 tanesi çeşitli sebeplerle yok olmuş, günümüze kadar gelenler ise; 1- Şeyh Fethullah Kasteli 2- İhsan Bey Mescidi ve Kasteli 3- Pişirici Mescidi ve Kasteli 4- İmam-ı Gazali Kasteli 5- Ahmet Çelebi Kasteli 6- Kozluca Kasteli’dir.
Sivil Mimari
Kültür Turizmi
toplu taşıma araçları
Şehir merkezi