İznik Surları – Bursa
Bithynia Dönemi‘nde (MÖ 4’ncü yüzyıl) inşa edilmeye başlanan surlar, Roma ve Bizans dönemlerindeki yeni eklentilerle günümüzdeki şeklini almıştır. İznik’in çevresini beş kenarlı çokgen şekilde kuşatan surlar yaklaşık 4 bin 970 metre uzunluğundadır. Yüksekliği 10-13 metre arasında değişen surlarda, yuvarlak ve kare şeklinde 114 burç vardır. İznik’in iki ana caddesinin kesiştiği noktadan bakıldığında, dört ana kapı görünür.
İstanbul Kapı: Kentin kuzeyinde yer alan İstanbul Kapısı, üç ayrı kapıdan oluşmuştur. Kente dışarıdan girişte esas sura ait olan kapı ile en içteki kapı arasında oval bir avlu bulunur. Dışarıdan girişte ilk kapı ön sura ait olup, iki yanında yarım silindirik kapı kuleleri vardır. Kapı, kuleleri birleştiren dikdörtgen surun tam ortasında yer alır; söveleri, granit sütunlardan oluşturulmuş, üzerine de bir granit sütun yerleştirilmiştir. Bu sövelerin üzerinde yere alan büyük kemer, aslında köşe duvarları üzerine oturmakta olup, söve ile kenar arasındaki boşluk doldurularak kapatılmış bulunmaktadır. Bu ikinci kapının yanında bulunan esas sura ait kuleler üstte ikinci katı oluşturmaktadır. Bunlarda, kubbeli birer hücre bulunmaktadır. Kapının üzeri, içte ve dışta olmak üzere kemelerle birbirine bağla bağlanmıştır. Avlunun sonunda düzgün kesme taşlardan yapılmış üçüncü bir yapı vardır. Bu kapı söveleri üzerinde yüzleri dışarı dönük iki Medusa başı görülür. Bunlar kenti kötü ruhların etkisinden korumak için konulmuşlardır.
Lefke Kapı: Kentin doğu ucunda yer alan kapı, İstanbul Kapısı ile büyük benzerlik gösterir. Aynı tarihlerde yapılma olasılığı güçlü görülmekte, ancak her iki kapı için de kesin bir tarih belirlenememektedir. Büyük olasılıkla önceden avlu içinde iken Bizans Dönemi‘nde eklenen yapılarla avlu kapatılmış ve bugün gördüğümüz koridor şeklinde yol olmuştur. Kente dışarıdan girişte iki silindirik kulenin arasında kalın mermer sütunların oluşturduğu üst silmesi ağaçtan olan dikdörtgen kapı yer alır. Kapı üzerindeki kemerin içi örülmüştür. Ayrıca kapının sol tarafında devşirme, yüksek kabartma görünümü veren bir friz vardır. Üzerinde bulunan insan figürleri çok sıkışık olarak gösterilmiştir. Orta kapı kemeri üzerinde içte ve dışta birer yazıt vardır. İç tarafındakinde “Bu surları imparatorluk hanedanı ve İmparator Hadrianus adına ünlü İznik metropolü Cassius’un gözetimi ve denetiminde yaptırılmıştır.” dışarıdakinde ise “… senesinde imparatorluğa gönderilen paralar ile kent halkı bu yapıyı yaptırmıştır” bulunmaktadır. Kesme taşlardan üzeri tuğla kemerli bir geçit yer almakta olup, sağ tarafında moloz taş ve tuğla sıralarından bir kule vardır.
Göl Kapı: Kentin batısındadır. Lefke Kapısı’ndan devam eden ana caddenin sonunda, Göl Kapısı bulunmakla beraber, bugün bu kapıdan hiçbir iz yoktur. Sağ tarafındaki kulenin yarısı ayakta, sol taraftakinin ise sadece temeli bellidir. Bu kısmın görünüşü daha çok sur duvarlarının yıkılması ile meydana gelmiş açıklık biçimindedir. Kapı kulesi olarak bilinen kulenin dış kaplaması tuğlalardan, iç kısmı ise Horasan harcı ve birbiri üzerine yığılmış moloz taşlardan meydana gelmiştir. Kaynaklara göre bir arşitrav üzerinde aşağıdaki yazıtın bulunduğu bilinir. “Dindar, bahtiyar ve muhteşem imparator, prokonsül büyük rahip, konsül, vatan babası Caesar Marcus Aurellus Cladius tribün iktidarının ikinci yılında şöhretli elçi ve imparatorun varisi Vellius Macrinus, ile şöhretli hukukçu Sallius Antonius’un gözetimi altında ünlü İznik kentinin surları onartılmıştır.”
Yenişehir Kapı: Görkemli İznik surlarının en ilgi çekici kısımlarını, kesme taşlarla Roma Dönemi‘nde MS I. yüzyılda yapılmış olan aç kapılar teşkil etmektedir. Yenişehir Kapı üç kısımdan oluşmaktadır. Dıştan kente ilk girişi sağlayan kapı ön sura bağlıdır, batı kısmı şipolyen parçalardan yapılmış olup surla birleşiktir ve doğu kısmı küçük bir surla bağlantılıdır. İç kapıya kare avludan geçilerek ulaşılmaktadır. Bunun da şipolyen antik parçalarla örüldüğü fakat günümüze çok az iz kaldığı belgelenmiştir.