Motive Olmak

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,520
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
MOTİVASYON İÇİN PÜF NOKTALAR
SİNERJİ OYUNU
Ay’ın yüzeyinde bir başka gemi ile buluşacak bir uzay gemisinin mürettebatısınız. Mekanik bir arıza yüzünden kendi geminiz buluşma yerinden 200 km. uzaklıkta bir yere inmek zorunda kaldı. Her iki gemi de Ay’ın aydınlık yüzündedir. Yere iniş sırasında geminizde bulunan donanımların çoğu hasar gördü. 200 km. uzaktaki gemiye ulaşmanıza yardımcı olacak donanımın seçilmesi gerekmektedir. Bir sonraki sayfada iniş sırasında hasar görmemiş, kalan 15 donanımın listesi verilmiştir. Bunları, diğer gemiye varabilmek için kullanmak üzere, önemlerine göre sıralamanız gerekmektedir. En önemli olayın önüne 1 sayısını yazınız. Bu şekilde listenizi 1’den 15’e kadar önem sırasına göre sıralayınız.

GÜLER YÜZLÜ OLUN()
İşte gülümseme ile ilgili güzel bir öykü.
“Genç kız üzgün görünen yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı ve ona bir teşekkür mektubu yazdı.
Bu mektup arkadaşının o kadar çok hoşuna gitti ki her gün yemek yediği lokantaya iyi bir bahşiş bıraktı. Bu bahşişin miktarına şaşıran garson çok sevindi.

Akşam evine giderken kazandığı paranın bir kısmını yolda gördüğü fakire verdi. Adam çok sevindi; çünkü iki gündür ağzına bir lokma bile koymamıştı. Yemeğini bitirdikten sonra, kaldığı izbe odaya gitmek üzere yola koyuldu. (O sırada başına bir felaket geleceğinden haberi yoktu.)
Yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rastladı ve onu alıp eve götürdü. Soğuk fırtınadan kurtulup başını sokacak bir yer bulduğu için köpekçik mutluydu.
O gece evde yangın çıktı. Köpek yavrusu havlamaya başladı. Bütün ev halkını uyandırana kadar havladı ve böylece yangından herkes kurtuldu. Bunların hepsinin sebebi bir kuruşa bile mal olmayan bir gülümseme idi.
İYİMSERLİKLE MOTİVE EDİN
Bir okul müdürü, yeni başlayan bir eğitim-öğretim yılının ilk kurul toplantısında öğretmenlerine şöyle seslenir.
“Arkadaşlar bu yıl, son sınıflarda çok özel bir sınıf oluşturdum. Not ortalamaları yüksek, zeki öğrencileri 8/A sınıfına topladım. O sınıfa girecek olan arkadaşlar bu konuya dikkat etsinler.”
Ders yılı biter, sene sonu öğretmenler kurulunda sınıfların başarı ortalamaları değerlendirilirken, 8/A sınıfı öğrencilerinin yüksek notlar aldıkları görülür. Müdür, öğretmenlere bu başarının sebebini sorar. Öğretmenlerden biri, okul müdürüne sene başındaki sözlerini hatırlatır ve sınıfın zeki öğrencilerden oluştuğunu söyle. Müdür gülümser ve herkesi şaşırtan şu cümleyi söyler:

“8/A sınıfını kura ile oluşturdum. Sanıldığı gibi notu yüksek ve zeki öğrencilerden meydana getirilmedi.”
Bu defa öğretmenler, o sınıfa dersi olan öğretmenlere bakar. Öğretmenlerden biri “ O sınıfa branşında başarılı olan öğretmenler gönderildi.” der.
“Hayır.” der müdür, “O sınıfa derse giden öğretmenleri de kura ile belirledim.”
Herkes şaşırır. Bu durum karşısında öğretmenlerden biri, okul müdürüne, kendisinin bu başarıyı neye bağladığını sorar. Okul müdürünün cevabı şaşırtıcıdır:
“İyimserlik ve olumlu düşünme. Siz 8/A’daki öğrencileri çalışkan ve zeki olarak kabul ettiniz. Onlara öyle davrandınız. Dersleri daha özenli anlattınız. Not verirken iyimser oldunuz ve başarı ortaya çıktı.”
Okul müdürü, iyimserliğin gücünü bu güzel örnekle açıklamış olur.
AYNI YÖNTEMLERİ KULLANMAYIN, DEĞİŞİN, DEĞİŞTİRİN…
BAY DEĞİŞİR İLE BAY DEĞİŞMEZ
Bay Değişmez, sabah aynı saatte kalkmış, giydiği terliği giymiş, her zaman gittiği banyoya gidip her zaman kullandığı şampuanı kullanarak duş almış. Sonra 20 seneden beri giydiği aynı renkteki takım elbisesini giymiş. Lacivert ceket, gri pantolon, beyaz gömlek ve mavi kravat. Hep aynı renk olan çoraplarından Pazartesi giymesi gerekeni almış ve giymiş.Çok mutluymuş! Kahvaltıya oturmuş, dolabı açmış, her zamanki miktarda peynir almış, aynı sıcaklıktaki çayını içmiş, gazetesini almak için her zaman o saatte orada olan gazete yerinde yokmuş, çok mutsuz olmuş, strese girmiş ve ölmüş.

Bay Değişir, sabah her zamankinden farklı bir saatte kalkmış, bu sabah dişini fırçalamamış, şampuan bittiğinden sabun ile yıkanmış. Giymek istediği takımın pantolonu ütüsüzmüş, onun için o takımın ceketi ile ona uygun renkte ütülü pantolonu giymiş. İlk gördüğü uygun çorabı giymiş, kahvaltı masasına oturmuş, bu sabah canı peynir istemiş, dolabı açmış peynir kalmamış, o da zeytin ile ekmek yemiş ve evden çıkmak için kapıyı açmış. O da ne, gazeteci yanlışlıkla karşı komşunun gazetesini onun kapısına bırakmış. Gazeteyi alıp komşusunun kapısını çalmış, açan olmamış o da bırakıp üstüne not olarak “Benim kapıma bırakmışlar, umarım problem olmamıştır.” yazmış ve mutlu bir şekilde işine gitmiş.
Bay Değişmez, kafasını kaldırsa gazeteyi görecekmiş; ama bunu yapmak onun için bir değişim olduğundan yapmamış.
Bay Değişir, gazeteyi bulunca ne olduğunu hemen anlamış; çünkü komşusunun kapısına her zaman bakarmış.
ÖĞRETMENİN ANLATIMDAKİ BECERİSİ
ÖNYARGI
“Hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. Bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Zaman, yer ya da kişi kavramı yok. Yalnız, nasıl oluyorsa kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor, ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından sürekli leke içinde. Yürümüyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. Çoğu zaman mutlu ve sevecen; fakat bazen ortada hiçbir sebep yokken sinirleniyor. Biri gelip onu yatıştırana kadar bağırıyor.”
Bu olayı okuduktan sonra Ruskin, öğrencilerine böyle birinin bakımını isteyip istemediklerini sorar. Öğrenciler bunu yapamayacaklarını söyler. Ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar.
Daha sonra Ruskin, hasta olarak tanımladığı kişinin fotoğrafını dolaştırmaya başlar. Fotoğraftaki kişi doktorun altı aylık kızıdır.
DAVRANIŞTA REHBERLİK

ARKADAŞ
Arkadaşları iyi geçinemeyen, huysuz ve kötü karakterli bir evlat varmış.
Bir gün babası, ona çivilerle dolu bir torba vermiş ve bahçedeki tahta perdenin önüne götürmüş…
“Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her seferinde bu tahtaya bir çivi çak.” demiş.
Genç, birinci (ilk) günde tahta perdeye bir hayli çivi çakmış.
Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış.
Nihayet bir gün gelmiş ki, hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş.
Babası, onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş..”Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdeden bir çiviyi çıkar, sök.” demiş. Günler geçmiş….
Bir gün gelmiş ki, her çivi çıkarılmış. Tahta perde bomboş kalmış…
Babası ona, “Aferin, iyi davrandın; ama bu tahta perdeye dikkatli bak, çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak. Arkadaşına bin defa, kendisini affettiğini söyleyebilirsin; ama bu delik aynı kalacak (kapanmayacak)” demiş.
HAYATIN TEMEL TAŞLARI
Profesör sınıfa girip karşısında duran seçilmiş öğrencilere kısa bir süre baktıktan sonra “Bugün zaman yönetimi konusunda deneyle karışık sınav yapacağız.” dedi. Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı. Arkadan kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş aldı ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başladı. Kavanozun daha başka taş alamayacağına emin olduktan sonra öğrencilere döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan “Doldu.” diye cevapladılar. Profesör, “Öyle mi?” dedi ve kürsünün altına eğilerek bir kova mıcır çıkarttı. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş döktü. Sonra kavanozu sallayarak mıcırın, taşların arasına yerleşmesini sağladı.

Sonra öğrencilere dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Bir öğrenci “Dolmadı herhalde.”diye cevap verdi.”Doğru.”dedi profesör ve yine kürsünün altına eğilerek, bir kova kum aldı ve yavaş yavaş tüm kum tanelerini, taşlarla mıcırların arasına nüfuz edene kadar döktü.
Yine öğrencilere döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu.Sınıftakiler hep bir ağızdan “Hayır.” diye bağırdılar.
“Güzel.” dedi profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su aldı ve kavanoz doluncaya kadar suyu boşalttı. Sonra öğrencilere dönerek “Bu deneyin amacı neydi?” diye sordu.
Uyanık bir öğrenci hemen “Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır.” diye cevap verdi.


“Hayır.” dedi profesör. “Bu deneyin esas anlatmak istediği şudur: Eğer büyük taşları baştan yerleştirmezsen, küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koyamazsın. Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti: “Nedir hayatınızdaki büyük taşlar? Çocuklarınız, eşiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, eğitiminiz, hayalleriniz, sağlığınız, bir eser bırakmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki bir kaçı, belki hepsi. Bu akşam uykuya yatmadan önce iyice düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileridir kara verin. Bilin ki büyük taşlarınızı kavanoza ilk olarak yerleştirmezseniz hiçbir zaman bir daha koyamazsınız. O zaman da ne kendinize, ne çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir adam olamayacağınızı gösterir.
Profesör, ders bittiği halde konuşmadan oturan öğrencileri sınıfta bırakarak çıktı…


SİNERJİ
Aşağıdaki yönergeyi dikkatlice okuyun. Alıştırma için size üç dakika verilmiştir. Bir arkadaşınıza saati kontrol etmesini söyleyin ya da kendiniz zaman tutun. Bitirdiğinizde, cevaplarınızı yönergelerle kontrol edin.

1-Bir A4 kağıdı alınız ve kağıdın sağ üst köşesine soyadınız önce olmak üzere adınızı yazınız.

2-Kağıdın sol üst köşesine on tane K harfi yazınız. K harflerini bir büyük harf, bir küçük harf olarak sıralayınız.

3-Kağıdın sağ üst köşeye soyadınızın altından başlayarak “on”dan “sıfır”a doğru yazınız.

4-Kağıdın sol alt köşesine, bir Cin Ali resmi çiziniz.

5-Kağıdın sol alt köşesine, bir kalp resmi çiziniz ve kalemle içini boyayınız.

6-Kağıdın ortasına 42 ile 56’yı toplayınız ve toplamı 49’a bölünüz. Bu işlemleri bir üçgen içine alınız.

Şimdi yönergeleri okudunuz. Birinci maddeden başlayarak yönergeye göre sizden istenilenleri sırasıyla yapınız. Yaptığınız bu sinerji ile dinleme, hafıza, dikkat sıralama ve köşe kavramlarının somut bir alıştırmasını yaşayarak kendinizi ölçebilirsiniz.
 
Üst