Apollon Lairbenos Tapınağı – Denizli
Asartepe olarak isimlendirilen küçük bir tepenin üzerine konumlanmış olan Apollon Lairenos Tapınağı, Menderes Vadisi’ne hakim konumdaki konik formlu tepenin üzerinde kurulmuştur. İlk bakışta Batı Anadolu’ da bir çok bölgede karşımıza çıkan yerel kült merkezlerinden birisi izlenimi veren bu tapınak, bir süredir özellikle din tarihi çalışan araştırmacıların dikkatini çekmektedir. Çünkü dinler tarihi açısından büyük önem taşıyan ve Anadolu’nun başka hiçbir bölgesinde karşımıza çıkmayan yazıt türlerinden birisine, yani katagraphe adı verilen ve bazı insanların ya da mülkleri “tanrıya tahsis etme” anlamını taşıyan yazıtlara tek başına ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, bu mütevazi tapınak sadece Batı Anadolu’da görülen ve daha sonraları Hıristiyanlar tarafından da benimsenmiş olan itiraf (Kefaret) geleneğini kanıtlayan yazıtların ele geçtiği iki bölgeden birisi olma özelliğine de sahiptir.
Bir Anadolu Tanrısı olan Apollon Lairbenos’a adanmış olan bu kutsal alan, Menderes Nehri’ nin güney kıyısında, Hierapolis’e 35 Kilometre mesafede bugün Çal Ovası olarak adlandırılan bölgede 1887 yılının Mayıs ayında araştırmacılar W.M.Ramsay, D.G. Hogarth ve H.A. Brown tarafından tespit edilmiştir. Bölgedeki diğer kült alanları göz önüne alınırsa Apollon Lairbenos Kutsal Alanı erken dönemlerde olasılıkla Tanrıça Kybele’ye adanmış kült merkezinin üzerine, İS II yüzyılda İmparator Hadrianus Dönemi ( İS 117-138 ) ve hemen sonrasında inşa edilmiş olmalıdır. Kutsal alanın en batısında Menderes Vadisi’ ne hakim bir noktaya tanrının tapınağı yerleştirilmiştir. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde konumlandırılan tapınak, anakayayı kullanan yüksek bir podyum üzerinde, tetrastylos (ön cephesinde dört sütun bulunan) plan tipinde ve korinth düzenindedir. Bu Kutsal Alan’ın adanmış olduğu Tanrı, tasvirlerinde genellikle bir elinde buğday başağı, meşe dalı ya da patera (sunu kasesi), diğer elinde ise çifte balta (labrys) taşır vaziyette betimlenen bazen de omzunda etrafına bir yılanın sarıldığı çifte balta taşıyan süvari biçiminde karşımıza çıkan Apollon Lairbenos’dur.
Kutsal Alan ve civarındaki köylerde tespit edilmiş olan yazıtlarda 14 farklı formda karşımıza çıkan tanrının adı, Hierapolis sikkeleri üzerinde “Lairbenos” şeklinde görülmektedir. Hierapolis sikkeleri göz önüne alınırsa “Lairbenos” tanrının isminin resmi formu belki de aslına en yakın olarak kabul edilebilir. Tanrının adının Grekçe’de bu kadar çok sayıdaki farklı formlarda görülmesi, bu ismin yerel olduğunu ve içindeki bir sesli harfin Grek alfabesinde tam olarak karşılanmadığını göstermektedir. Roma İmparatorluk Devri’nde Anadolu’nun özellikle de Phrygia Bölgesi’nin dinsel atmosferine baktığımız zaman, Yunan tanrılarına ve Roma’nın resmi dinlerine olan saygının devam ettiğini, fakat aynı zamanda çok sayıda yerel tanrı ve tanrıçanın da ortaya çıkmış olduğunu, sıklıkla da Yunan kökenli tanrı ve tanrıçaların yerel sıfatlarla nitelendirdiklerini ya da bir yer adı ile birlikte anılarak tapım gördüklerini böylece de bu dinlerin Anadolulaştırılmış olduklarını görmekteyiz. Özellikle İS II. ve III. yüzyıllarda Anadolu’nun kırsal kesiminde yaşayan ve Grekçe konuşan dindar halkın geleneksel Yunan inançlarından uzaklaştıkları dikkati çekmektedir. Apollon Lairbenos kutsal alanında, her dönem ve her bölgede gördüğümüz ve birlikteliği son derece doğal olan annesi Leto ve ikiz kardeşi Artemis ile birlikte saygı görmektedir. Özellikle Leto’ya duyulan inanç ve bağlılığı tapınak civarında ele geçen bir adak yazıtında Leto’nun Lairbenos’dan bağımsız bir şekilde “imkansızı mümkün kılan tanrıça” şeklinde nitelendirilmesi kanıtlamaktadır.
Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü