Akça Mescit – Adana
Adana’nın en eski yapılarından biri olan Akça Mescit, Ramazanoğlu Şahabeddin bey zamanında Ağcabey tarafından yaptırılmıştır. Yapının giriş kapısı, bitkisel desenli rölyefle bezemeli olup mihrabı taştandır ve oldukça etkileyicidir. Adana’nın en eski Türk yapısı olarak bilinen Akça (Ağca) Mescit, Ulu Cami Mahallesi’nde ve Ulu Cami’ye 60 metre mesafede bulunmaktadır. Ramazanoğlu Şahabeddin Bey zamanında Türkmen beylerinden biri olan Ağcabey tarafından yaptırılmış olduğu için bu adı almıştır.
1930’lu yıllarda müze deposu olarak kullanılan yapı, 1964’te ve 1998 depreminde ciddi ölçüde hasar gördükten sonra 2004’te Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir ettirilmiştir. Eskiden, Türklerin yapmış oldukları eserlere eserin yapılış tarihini belirten yazılı kitabeler konulduğu gibi, bazı rumuzlarla da tarihlendirilmekte yapılmakta idi. Ebcet denilen bu şekil tarihlendirme Akça mescit üzerinde de görülmektedir.
Bugünkü kitabenin bulunduğu cümle kapısının üzerinde daha önce kabartma olarak yapılmış ve bugün izleri mevcut iki kuş figürü bulunmaktadır ve bu kuş figürleri ebcet hesabıyla bir tarih meydana getirmektedir. Böylece burada 406 rakamına denk gelen kuş figürü iki tane olduğundan 406’nın iki katı olan 812 H tarihi ortaya çıkmaktadır. Ebcet hesabı değerlendirmesinin doğru olduğu kabul edilirse, eser 812 H. (1489) yılında yapılmıştır. Bu tarihin Ulu Cami’nin ilk yapılış tarihi olan 1513 ten önceye ait olması bakımından büyük önemi bulunmaktadır. Her ne kadar bugün icümle kapısında kabartma olduğu söylenen iki kuş figürü bulunmasa da, kapı etrafını çeviren bordürün sağ kenarında karşılıklı iki kuş figürünün izleri görülmektedir.
Eserin cümle kapısı üzerindeki alınlığa yazılmış olan kitabede 1184 H (1770) tarihi okunmakta olup, bu tarihten, eserin esaslı bir şekilde Hacı Hasan Ağa adında bir hayırsever tarafından onartıldığı anlaşılmaktadır. Yaklaşık 10 metre x 10 metre plan ölçülerinde tek mekanlı, tek kubbeli küçük bir mescittir. İri, blok kesme taşlardan yapılmış olan mescidin beden duvarları alçak bir platform üzerinde ve kare plandadır. Yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüş olan eser, dıştan bir türbeyi andırmaktadır. Kare planlı tek kubbeli yapıda kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmaktadır. Kubbe aynı zamanda yere kadar inen ve her cephede yer alan dört askı kemerine oturmaktadır. Yapı güney ve batı cephede yer alan altta ikişer, üstte birer adet pencere ile aydınlanmaktadır.