Aigai Antik Kenti – Manisa
Aigai adı eski Yunancada keçi anlamına gelen “αίγα” kelimesinden türetilmiştir. Aigai Antik Kenti, Manisa’nın Yunus Emre ilçesinin Yunt Dağı Köseler Mahallesi yakınında bulunmaktadır. Aigai, alışılmış Hellen yerleşimlerinden farklı olarak, Ege Denizi’ne nispeten uzak, dağlık bir coğrafyada, antik ismi Aspordenos olan Yunt Dağı’nda kuruludur.
Aigai Antik Kenti
Aigai halkı kıyıya uzak, verimsiz, dağlık bu coğrafyada görkemli bir Hellen kenti kurmuş ve bu kenti 1000 yıl boyunca ayakta tutmuşlardır. Antik yazarların aktardığına göre Aigai, MÖ 2. binyıl sonlarında Yunanistan’dan Anadolu’ya göçmüş olan Aioller tarafından kurulmuştur. Bu halkın Anadolu’da yerleştiği bölge, Antik Çağ’da Aiolis olarak adlandırılmaktadır. Aigai’da yürütülen arkeolojik çalışmalar şimdilik, kentin kuruluşunun MÖ 8. yüzyıl sonlarında olduğunu göstermektedir. Aigai adının etimolojik olarak keçi ile olan bağı, kent sikkelerinde sıklıkla kullanılan keçi sembolü, epigrafik kanıtlar ve günümüzde hala temel üretim faaliyeti hayvancılık olan köyler barındıran Yunt Dağı’nın coğrafi yapısı; kent ekonomisinin MÖ 8. yüzyıldan itibaren hayvancılığa dayandığını göstermektedir. Özellikle keçi yetiştiriciliği ile ünlenen kentin Hellenistik Dönem’de de deri, dokuma ve kemik ürünler satmış olduğu anlaşılmaktadır. Ünlü kütüphanesinde parşömen kullanan ve parşömenin yaratıcısı olarak anılan Pergamon’un, parşömeni Aigailılara ürettirmiş olması ya da en azından hammaddesi olan deriyi, halkı çobanlıkla geçinen Aigai’dan almış olduğu düşünülmektedir.
Bouleuterion (Meclis Binası)
Bouleuterion’a ilişkin ilk veriler, Pergamon kazı ekibi üyelerinin 1886 yılında kentte yaptıkları araştırmalarda elde edilmiştir. Bouleuterion yakınlarında belirlenen bir arşitrav bloğu üzerindeki yazıt Apollonidas oğlu Antiphanes’in Zeus Bollaios, Hestia Bollaia ve Demos’a (yurttaşlar topluluğu) bir bina adadığını göstermekteydi.
Bouleuterion
Kuşkusuz bu yazıt yıkılmadan önce Bouleuterion’un ön cephe duvarı üzerinde yer almaktaydı. Bouleuterion, Agora Meydanı’na bağlanan ana yol üzerinde (Agora Caddesi) eğimli bir arazide, doğu-batı yönünde uzanmaktadır. 24×14 metre ölçülerindeki yapı üç ana bölümden oluşmaktadır. Bouleuterion’un batıdaki giriş kısmında İon düzeninde altı adet sütunla tasarlanmış bir galeriden oluşan kulis yer almaktadır. Cavea bölümü on iki basamaklı ve yaklaşık yüz doksan kişi kapasitelidir. Orkestra ise yarım daire formundadır.
Bouleuterion Orkestra
Dükkânların içine yıkılan Meclis enkazında altı adet mermer heykel başı ve bu başlara ait gövdeler ele geçmiştir. Heykeller orijinalinde, Bouleuterion’un kuzey duvarının doğu bölümü ve cephe duvarının iç kesimlerinde oluşturulmuş payeler üzerinde durmaktaydılar. Heykellerden iki tanesinin kaidesi üzerinde yer alan Antik Yunanca yazı, her iki heykelin de Pergamonlu heykeltıraş, Hippias oğlu Menestratos tarafından yapıldığını göstermektedir.
Heykel üzerinde yer alan heykeltraş imzası
Macellum
Agora Binası’nın zemin katı düzleminde, yapının doğusunda bulunan alan bir teras ya da küçük meydan şeklinde tasarlanmıştır. Bu küçük meydanda Agora Binası’ndan ayrı, fakat onunla çok yakın bir ilişki içinde olan bir yapı yer almaktadır. Söz konusu yapı Hellenlerin “Makellon”, Romalıların “Macellum” adını verdikleri bir balık veya et pazarı olarak hizmet etmiş olmalıdır.
Macellum
8.56 metre çapındaki yapı, düzgün plaka taşlardan oluşturulan dört basamağa sahiptir. Yapının ilk sırasını oluşturan bazı blok taşların üzerinde Φ, Γ, Μ, Ν, Δ, Ζ, C, gibi Hellen alfabesine ait harfler kazınmıştır. Bu durum blokların bir plan dâhilinde kesilip şekillendirildiklerini kanıtlamaktadır. Macellum’un zemini, bir ıslak mekân olarak kullanıldığı için düzgün blok taşlarla döşenmiştir. Yalıtımın sağlanması için, plaka taşlar kireç harcı zemin içine gömülmüştür.
Athena Kutsal Alanı
Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda tasarlanan kutsal alan, Arkaik Dönem surlarıyla çevrili akropolisin batı köşesinde yer almaktadır. Kutsal alan, tiyatronun doğusunda yükselen teras üzerindeki hakim konumu ve planlaması açısından Pergamon’daki Athena Kutsal Alanı ile benzerlik gösterir.
Athena Kutsal Alanı
2017 yılında başlanan çalışmalar sırasında alanda MÖ 7.-6’ncı yüzyıllardan Geç Bizans Dönemi’ne kadar uzanan geniş bir tarih aralığına sahip buluntular ele geçmiştir.
Agora
Hellenlere özgü bir kavram olan Agora yaygın şekilde, eksik bir ifade ile “pazaryeri” diye tanımlanmaktadır. Agora, daha doğru ve kapsayıcı bir tanımlama ile “halkın bir araya geldiği yer” anlamında kullanılmaktadır.
Agora Binası
Aigai Agorası, kentin yerleştiği tepenin kuzeydoğu yamacında, Agora Meydanı’nı oluşturan terasın doğusunda yer almaktadır. Söz konusu terası boydan boya geçen anıtsal yapısıyla kuzey-güney doğrultulu, fakat doğu-batı cepheli olarak konumlanmıştır. Yaklaşık 80 metre uzunluğunda ve doğu duvarı 10.50 metre yüksekliğinde korunan Agora binası üç katlı inşa edilmiştir. Yapı batıda, aradaki bir duvarı vasıtasıyla Agora Meydanı terasına yaslanmaktadır.
Agora Binası
Tiyatro
Athena kutsal alanı terasının batısındaki çanağa inşa edilen tiyatro, kuzey rüzgarına karşı korunaklı durumdadır. Vomitorium’un güneyden dayandığı analemna duvarı, dikdörtgen şeklindeki hafif bosajlı kesme blok taşların kullanıldığı atkılı-isodomik sıralı örgüye sahiptir.
Vomitorium (Tiyatro Giriş Binası)
1,35 metre kalınlığındaki duvar Eumenes II dönemi duvar karakteristiğiyle benzerlik taşımaktadır. MÖ 2. yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülen analemna duvarının MS 17 depremi sonrasın iptal edildiği ve güneyde eklenen bir vomitorium ile son bulduğu anlaşılmaktadır. Yeni inşa edilen analemna duvarı da vomitoriumun güneyine kadar taşınmıştır. Batı yönünden cavea’ya geçiş veren doğu-batı doğrultulu vomitorium kademeli olarak inen üç kemerden oluşmaktadır. Kireç harçlı dolguya sahip duvarları, orthostatik görünüm kazandıran isodomik sıralı teknikte inşa edilmiştir.
Kazısı tamamlanmış olan Bouleuterion’da tanrıça Hestia Bollaia’ya ait bir heykel ve Bouleuterion’un inşasına katkı sağlamış Diaphenes-Antiphanes Ailesi’nin altı üyesine ait heykeller bulunmuştur.
Bouleuterion Hestia Heykeli
Aigai MS 3. yüzyılın 2. yarısında bölgeyi etkileyen Barbar akınları (Gotlar) sırasında bilinçli olarak terk edilmiştir. Bizans Dönemi’nde Aigai’da kasaba boyutunda bir yerleşim vardır. Bu dönem insanları, eski kentten kalan geri dönüştürülebilir veya satılabilir malzemeyi toplamışlar, bunun için kentteki yapıları yıkmış ve enkazlarını karıştırmışlardır. MS 12.-13’üncü yüzyıllara tarihlenen bir kilise ve kentin çeşitli yerlerine serpiştirilmiş basit mimari yapılar bu döneme aittir. MS 13’üncü yüzyıldan sonra ise Aigai’da herhangi bir yerleşim faaliyeti bulunmamaktadır.
Metin ve fotoğraflar: Aigai Kazı Başkanlığı
Aigai Antik Kenti Tatil Günleri: Her gün ziyaret edilebilir.
Antik Kent
Kültür Turizmi
Aigai, Manisa’ya 49 kilometre. İzmir-Çanakkale kara yoluna 15 kilometre mesafede olup, Bergama-Şakran-Köseler Köyü üzerinden de ulaşılabilir.
Köseler Köyü Yunus Emre İlçesi MANİSA