8. Sınıf 3. Ünite Sözlüğü

8. Sınıf 3. Ünite Kavramları

Asayiş: Bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu.
Başıbozuk: Düzensiz.
Başkomutanlık: Savaşta bütün ordulara komutanlık yapma yetkisi.
Cenup: Güney.
Cephane: Ateşli silahlarda kullanılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı maddenin genel adı.
Çarık: İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı.
Diplomatik Zafer: Başka bir ülke veya ülkelerle yapılan anlaşmada kazançlı olma durumu.
Düzenli Ordu: Düzenli ve disiplinli askeri komuta kademesi tarafından yönetilen askeri birlikler.
Erzak: Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı.
Fetva: İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinî hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam veya müftü tarafından verilebilen belge.
Gazi: Savaştan sağ dönen kimse.
Hat: Çizgi, sınır.
Hezimet: Yenilgi.
Hıyanet: Kutsal sayılan şeylere karşı el uzatma, kötülük etme veya karşı davranma. Hainlik.
Hıyanet-i Vataniye Kanunu: Milli mücadele döneminde vatana ihanet edilenlerin yargılanması kanunu.
İcra: Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme.
İstikamet: Tutulan, izlenen yol.
İstiklal Mahkemesi: Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun çabuk ve etkili bir biçimde işlemesini sağlamak için Büyük Millet Meclisi’nin kurduğu özel mahkeme.
Karargâh: Bir birlik veya kurumun, kumandan ile yardımcı şube ve bölümlerinden oluşan kuruluş.
Kasatura: Askerlerin palaskaya asılı olarak taşıdıkları, gerektiğinde tüfek namlusunun ucuna da takılabilen bir çeşit büyük bıçak.
Lojistik: Askeri birliklerin hareketlerinde haberleşme, ikmal ve yol gibi hizmetleri sağlayan askeri bölüm.
Maarif: Öğretim ve eğitim sistemi.
Maarif Kongresi: Eskişehir-Kütahya savaşı sürerken Türk devletinin eğitim politikasının belirlendiği kongre.
Maarif Vekaleti: Eğitim Bakanlığı.
Makus: Kötü giden talih.
Mareşal: Askerlikte en yüksek aşama, en büyük rütbe.
Mevzi: Savaşta bir askerî birliğin savunduğu yer veya bu birlik tarafından ele geçirilen bölge.
Muhabere: Haberleşme.
Muallim: Öğretmen.
Muharebe: Savaş.
Mukavemet: Savunma, karşı koyma, direnç, dayanırlık.
Mutasarrıf: Osmanlı yönetim örgütünde sancakların yöneticisine verilen ad.
Müfreze: Türlü askeri görev ve hizmetlerin yapılması amacıyla küçük birliklerden, belli bir kuruluşa bağlı kalmadan geçiçi olarak oluşturulan grup.
Mühimmat: Savaş gereçleri.
Nizam: Düzen. Kural.
Ödün: Taviz.
Piyade: Yaya savaşan askeri grup.
Ricat: Gerileme, geri çekilme, geri kaçma.
Saltanat Şurası: Savaş, barış gibi fevkalade konularda devlet adamlarıyla ilim irfan sahibi insanların görüşlerini almak üzere bizzat padişahın da hazır bulunduğu üst düzey toplantı.
Şarapnel: Patladığında etrafa küçük parçalar saçan bir tür top mermisi.
Satıh: Yüzey, alan.
Seferberlik: Bir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getiren ülkenin ekonomisini yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlık ve önlemlerin tümü.
Süvari: Atlı askeri birlik.
Taarruz: Saldırı.
Teçhizat: Silah dışındaki savaş gereçleri, donatı.
Tanıma: Bir devletin varlığını başka devletlerin de kabul etmesi.
Tasfiye: Temizleme,
Taviz: İstenmeden verilen.
Tekâlif-i Milliye Emirleri: Sakarya Savaşı öncesi ordunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkarılmış emirler.
Teşkilati Esasi: 20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen anayasa.
Zanaat: Marangozluk, demircilik, kuyumculuk, terzilik gibi meslek olarak yapılan ve pek çok dalları bulunan, deneyim ve ustalık gerektiren iş.

8. Sınıf İnkılap Tarihi 3. Ünite Kavramlar Sözlüğü

 

Diğer Ünitelere Ait Kavram Sözlüğü

8. Sınıf 1. Ünite Sözlüğü

8. Sınıf 2. Ünite Sözlüğü

8. Sınıf 4. Ünite Sözlüğü

8. Sınıf 5. Ünite Sözlüğü

8. Sınıf 6. Ünite Sözlüğü

8. Sınıf 7. Ünite Sözlüğü