Ve Milli Mücadele Başlıyor

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,558
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI ve MİLLİ BİLİNCİN UYANDIRILMASI
13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a gelen Mustafa Kemal, İstanbul’dan Samsun’a gitmek için ayrıldığı 16 Mayıs 1919 tarihine kadar geçen yaklaşık 7 ay boyunca ülkenin çerisinde bulunduğu durumdan çıkış yolları üzerinde durdu. Bu dönemde Ortaya çıkan kurtuluş yolları:

Padişah ve yönetim İngiliz dostluğuna güvenerek İngiltere’nin mandasına girmek. ((Aydınların bir kısmı ve basının önemli bir bölümü bu görüştedir)
Wilson İlkelerine güvenilerek savunulan Amerikan mandası( Amerika sömürgesi devlet değil, bağımsızlık mücadelesi vermiş olması bunda etkili)
İşgallere karşı bu bölgelerdeki vatanseverlerin başlatmış oldukları bölgesel kurtuluş yolları

Mustafa Kemal, bu yolların hiçbirisini kurtuluş için yeterli bulmamakta ve bunların sonunda Türk Milleti için esaretin olduğunu ifade etmekteydi. Mustafa Kemal bağımsızlık için “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile Milli egemenliğe dayanan yeni ulusal bir devleti kurtuluş çaresi olarak görüyordu. Mustafa Kemal Samsun’a giderken kafasındaki bu fikri uygulamak için Anadolu’ya gidiyordu. Çünkü bu düşüncesini ancak halk ( Türk Milleti) ile beraber hareket ederek gerçekleştirebilirdi.
19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a 9. Ordu müfettişi olarak çıkan Mustafa Kemal’in resmi görevi Samsun ve çevresinde güvenliği bozan olayları incelemekti. 25 Mayıs 1919’a kadar Samsun’da kalan Mustafa Kemal bölgede yaptığı incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda bir rapor hazırlayarak İstanbul’a gönderdi. ( 22 Mayıs 1919)Raporunda;
Bölgedeki karışıklıklardan Türk değil, Pontusçu Rumların ve İtilaf Devletlerinin subayları sorumludur.
Türk ulusu egemenlik ve bağımsızlığını elde etmede kesin kararlıdır; şeklinde görüş bildirmiştir.
NOT: Bu raporla Mustafa Kemal, ilk kez resmi görevine ters düşmüştür.
Samsun İngiliz işgalinde olduğu için Mustafa Kemal Samsun’u güvenli görmemiş ve Havza’ya
geçmiştir.
Mustafa Kemal 28 Mayıs 1919 tarihinde mülki ve askeri amirlere gönderdiği bir genelge ile
(Havza Genelgesi)
Büyük ve heyecanlı mitingler yapılmasını (kasaba ve köylere kadar)
Büyük devletlerin temsilcilerine ve İstanbul hükümetine uyarı telgraflarının çekilmesini
Asayişin bozulmamasına özen gösterilmesini
Komuta görevlerinin ve silahların hiçbir şekilde terk ve teslim edilmemesini
Hıristiyan halka karşı saldırı ve düşmanlık gibi tavırların sergilenmemesini istemiştir.
30 Mayıs’ta Havza’da büyük bir miting yapılmış ve sonunda her türlü işgale karşı silahla karşı konulması için and içilmiştir. Mustafa Kemal 12 Haziran’da Amasya’ya geçti.





Havza Bildirisine Tepkiler:
1- Mustafa Kemal’in bu çalışmaları İtilaf Devletlerinin tepkisine neden olmuştur. İtilaf Devletleri 67 Türk aydınını tutuklayıp Malta’ya sürgüne gönderdiler.
2- İstanbul Hükümeti 8 Haziran’da Mustafa Kemal’i geri çağırdı. Fakat Mustafa Kemal bu emre uymamıştır. Mustafa Kemal 1 Haziran’da İstanbul’a çektiği telgrafta “Anadolu’da başlayan ulusal hareketi hiçbir gücün durduramayacağını” bildirmiştir.
3- İstanbul Hükümeti aynı zamanda 9. Ordunun adını 3. Ordu olarak değiştirdi.

AMASYA GENELGESİ( 22 Haziran 1919)
Havza’da çalışmalarını tamamlayan Mustafa Kemal 12 Haziran’da Amasya’ya geçti. Burada yakın
silah arkadaşları Rauf Bey, Refet Bey ve Ali Fuat Paşa’yla birlikte bir genelge hazırladı. Genelge
Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ve Konya’da bulunan Ordu
müfettişi Mersinli Cemal Paşa’nın da onayı alındıktan sonra tüm asker ve sivil makamlara gönderildi.

Amasya Genelgesi’nin Maddeleri

1. Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir.
2. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir.
3. Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
4. Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
5. Anadolu'nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas'ta bir kongre toplanacaktır.
6. Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.
7. Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır.
8. Doğu illeri için, 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.

Amasya Genelgesi’nin Önemi:

1- Amasya Genelgesi Milli Mücadelenin programını teşkil etmektedir.
2- Kurtuluş Savaşının gerekçesi, amacı ve yöntemi belirlenmiştir
Gerekçe (1. ve 2. madde) Amaç (3. madde ) (3. madde )
3- İstanbul Hükümeti ilk kez yok sayılmıştır (ilk tepki) (3. madde)
4- İlk kez milli egemenliğe dayalı bir yönetimden bahsedilmiştir
5- Kurtarıcı olarak görülen padişah, hilafet manda ve himaye düşüncelerinin yerini millet ve milliyetçilik düşüncesi alır.
6- Amasya Genelgesi milli bir kongre toplanmasını öngördüğünden, milletin birlik ve beraberliğini sağlamada ilk önemli girişim olmuştur.
NOT:Mustafa Kemal Amasya Genelgesi ile ülkenin içerisinde bulunduğu durumu, İstanbul Hükümetinin tutumunu, bu durumdan nasıl kurtulabileceğimizi ve yapılacak işleri ortaya koymuştur.
NOT:Genelgenin komutanlara da onaylatılması Türk kurtuluş savaşını kişisellikten kurtarmıştır. Halk üzerindeki etkisini artırmak amacı güdülmüştür.
Mustafa Kemal genelgeyi gönderdiği İstanbul’daki bazı kişilere yazdığı özel mektupta
“Artık İstanbul Anadolu’ya hakim değil, tabi olmak zorundadır” ifadesini kullanmıştır.
Amasya Genelgesinin yayınlanması İstanbul’daki işgal kuvvetlerinin tepkisini çekmekte gecikmemiş, özellikle İngilizler Mustafa Kemal’in İstanbul’a geri getirilmesi konusundaki baskılarını artırmışlardır.
NOT:Mustafa Kemal 8-9 Temmuz gecesi Harbiye Nezaretine ve padişaha çektiği telgrafta resmi göreviyle birlikte askerlik mesleğinden de istifa ettiğini bildirdi.

Mustafa Kemal Paşa Amasya’dan Sivas’a oradan da Erzurum’a gitti. ( 3 Temmuz )

ERZURUM KONGRESİ ( 23 Temmuz - 7 Ağustos)
Toplanma Sebebi: Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ve Trabzon Muhafaza-i hukuk-u Milliye Cemiyetinin girişimleriyle Doğu Anadolu’daki Ermeni ve Karadeniz Bölgesindeki Rum tehlikesine karşı alınacak tedbirleri görüşmek için toplanmıştır.
23 Temmuz’da toplanan Erzurum Kongresine 56 kadar temsilci katılmış ve Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçilmiştir. ( Kongreye Erzurum, Trabzon, Sivas, Bitlis ve Van illeri katılmış)
Alınan Kararlar:
1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.
3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
6. Manda ve himaye kabul edilemez.
7. Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
8. Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracak

Erzurum Kongresinin Önemi ve Özellikleri:

1- Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.
2- İlk kez milli sınırlardan bahsedilmiş ve Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı anda Türk vatanı olan topraklarının parçalanamayacağı açıklanmıştır.
3- Toplanış şekli bakımından bölgesel olmasına karşın aldığı kararlar bakımından milli bir kongredir.
4- İlk defa geçici bir hükümetin kurulacağından bahsedilmiştir.
5- Erzurum Kongresi Sivas kongresine bir ön hazırlık çalışması niteliğindedir.
6- İlk kez başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı dokuz kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Bu Temsil Heyeti bir hükümet gibi görev yapacaktır. ( Temsil Heyeti’nin görevi TBMM’nin açılmasına kadar devam edecektir)
7- Erzurum Kongresinin bir önemi de Batı Anadolu’da Yunan kuvvetlerine karşı mücadele eden Kuva-yi Milliye üzerinde büyük moral etkisi yaptı.
8- Erzurum Kongresi Mustafa Kemal’in sivil olarak görev aldığı ilk yerdir.

NOT:
İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümeti kongrenin toplanmasını engellemek için çeşitli girişimlerde bulunmuşlar fakat başarılı olamamışlardır.

NOT: İstanbul Hükümeti Anadolu’da sözünü dinletecek görevli bulamamıştır. Bu durum da Hükümet ile milletin düşüncelerinin ne kadar farklı olduğunu ortaya koymuştur.

SİVAS KONGRESİ (4-11 Eylül)
Erzurum Kongresinden sonra Sivas Kongresinin toplanması ile ilgili çalışmalara devam edildi. Bununla beraber İstanbul Hükümeti ve işgal kuvvetleri de kongreyi engellemek için faaliyetlerine devam etmekteydi. İstanbul Hükümeti Elazığ Valisi Ali Galip’i kongreyi engellemekte görevlendirmiş ancak başarılı olunamamıştır.
Mustafa Kemal 2 Eylül 1919 tarihinde Sivas’a geldi. Sivas Kongresi 4 Eylül tarihinde Mustafa Kemal’in davet sahibi sıfatıyla başkanlık kürsüsünden yaptığı konuşma ile açıldı. Mustafa Kemal başkanlığa seçildi. Kongreye 38 kişi katıldı.
Sivas Kongresinin Toplanma Amacı:
Amasya Genelgesinde belirtildiği üzere; ulusal güçleri birleştirmek ve ulusal hareketi idare edebilecek bir teşkilat kurmak ( işgal altındaki vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını sağlamak için yağılacak çalışmaları belirlemek)

Alınan Kararlar:
1- Millî sınırlar içinde bulunan vatan bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.
2- Kuva-yı milliyeyi yetkili ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.
3- Osmanlı ülkesinin herhangi bir kısmına yapılacak müdahale, işgal ve Ermenilik, Rumluk teşkili gayesine yönelik hareketlere toptan karşı konacaktır.
4- Azınlıkların her türlü güvenliği sağlandığından siyasi egemenlik ve toplum dengesini bozacak ayrıcalıklar verilemez.
5- İstanbul Hükümeti, bir dış baskı karşısında topraklarının herhangi bir parçasını bırakmak zorunda kalırsa, buna karşı bütün tedbirler alınır ve kararlar verilebilir.
6- Mondros Mütarekesi imzalandığı tarihte sınırlarımız içinde bulunan, halkı Müslüman olan topraklar üzerindeki tarihi, ırki, dini ve coğrafi haklarımıza saygı gösterilmesini ve bunlara aykırı girişimlerin geçersiz hale getirilmesini bekleriz
7-Devletin bağımsızlık ve bütünlüğü saklı kalmak şartıyla topraklarımızı ele geçirmek isteği olmayan herhangi bir devletin ekonomik, teknik ve sınaî yardımlarını memnuniyetle karşılarız
8- Millî iradeyi temsil etmek üzere Millet Meclisi'nin derhal toplanması mecburidir.
9- Millî vicdandan doğan cemiyetler birleşmiş, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını almıştır. Bu cemiyet her türlü fırkacılık cereyanlarından, şahsi ihtiraslardan uzaktır. Bütün Müslüman vatandaşlar bu cemiyetin tabii üyesidirler
10-Umumi Kongre tarafından kutsal gayelere erişmek, bunları takip etmek için bir Temsil Heyeti seçilmiştir. (Temsil Heyetinin üye sayısı 15’e çıkarılmıştır.)

Sivas Kongresinin Önemi ve Özellikleri:

1-Sivas kongresi hem toplanış şekli hem de aldığı kararlar bakımından milli bir kongredir.
2- Milli Mücadele Sivas Kongresi ile bir lidere kavuştu ( Mustafa Kemal )
3- Türk Milleti adına söz söyleyecek bir temsil Heyeti Oluşturuldu. (Temsil heyeti Yurdun bütününü temsil eder)
4- Bütün milli cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilerek ulusal örgütlenme tüm vatana yayılarak ulusal güçler tek elde toplanmıştır.
5- Anadolu’da gücünü halktan alan yeni bir siyasi otorite ortaya çıkmıştır. ( Temsil Heyeti)
6- İlk kez yürütme yetkisi kullanılmıştır. ( Ali Fuat Paşa batı Cephesi Kuva-yi Milliye komutanlığına atanmıştır)
7- Manda ve Himaye kesinlikle reddedilmiştir. ( Tam bağımsızlık anlayışına ters düşer)
8 Sivas Kongresinde Erzurum Kongresinde alınan kararlar aynen kabul edildi.

Sivas Kongresi Sonrası Gelişmeler:
1- Mustafa kemal İstanbul Hükümetinin kongreyi engellemeye çalışmasından dolayı 12 Eylül tarihinden itibaren İstanbul Hükümetiyle olan haberleşme ve bağlantıyı kesmiştir. Artık başvuru makamının Temsil Heyeti olduğunu ifade etmiştir.
2- Bu baskılara daha fazla dayanamayan damat Ferit Paşa hükümeti istifa etmek zorunda kaldı. Bu sonuç Anadolu’daki hareketin içteki ve dıştaki itibarını artırmış, Anadolu’da tereddüt içinde olan bazı yöneticilerin Mustafa Kemal ve temsil Heyeti saflarına geçmelerini sağlamıştır.
3- Damat Ferit Paşa hükümeti yerine daha ılımlı olan ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu.
4- 14 Eylül’de yayın yoluyla propaganda yapmak, milli mücadelenin haklılığını duyurmak amacıyla İrade-i Milliye adıyla bir gazete çıkarılmaya başlandı.
 
Üst