Türkiye, enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı bir ülke olmasına rağmen dünyada enerji kaynakla¬rının yaklaşık % 70'ini barındıran Orta Doğu ve Av¬rasya ülkelerinin komşusu durumundadır. Bu du¬rum Türkiye'nin jeopolitik önemini artırmaktadır.
Petrol ve doğalgaza sahip olmak kadar bu kaynak¬ları dünya pazarlarına ulaştırmak da önemlidir. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan gibi pet¬rol ve doğalgaz bakımından zengin kaynaklara sa¬hip ülkeler bu kaynakları ihraç edecek altyapıya sa¬hip değiller. Hazar Denizi çevresindeki enerji kaynaklarının Avrupa'ya ve dünyaya taşınmasın¬da Türkiye koridor görevi görebilecek bir ko¬numdadır.
Baku - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı Projesi
Türkiye, kendi topraklarından geçen uluslararası enerji yollarının dünya siyasetinde etkisini artıraca¬ğını ve ekonomik kalkınmasına büyük katkı yapa¬cağını bilmektedir. Türkiye bu bilinçle 1990'lı yılların başından beri Azerbaycan petrolünü Akdeniz'e ulaştırmak için Baku - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı Projesi'ni gerçekleştirmeye çalışmıştır. Nihayet 2005 yılında tamamlanan boru hattı ile Azerbaycan petrolü Ceyhan'a ulaşmıştır.
Kazakistan petrollerinin de bu hat ile taşınması konusunda anlaşmaya varılmasıyla bu hattın ka¬pasitesi ve önemi artmıştır.
Baku - Tiflis - Erzurum Doğalgaz Hattı Projesi
Azerbaycan petrolünün yanında doğalgazının da Türkiye vasıtasıyla Avrupa'ya taşınması için Baku -Tiflis - Erzurum Doğalgaz Hattı Projesi tamam¬lanmış ve 2006 yılının sonunda Bakü'den Erzu¬rum'a doğalgaz pompalanmaya başlanmıştır. Türk¬menistan doğalgazının da bu yolla nakledilmesi söz konusudur.
Nabucco Projesi
Türkiye bu doğalgazın Avrupa'ya taşınması için Yu¬nanistan - İtalya - Doğalgaz Boru Hattı ve Bulga¬ristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avustur¬ya'ya bağlayacak olan Nabucco Projesi'ni hayata geçirmeye çalışmaktadır.
GAP Projesi:Türkiye, uluslararası düzeyde yürüttüğü projele¬rin yanında ulusal düzeyde de önemli projeleri gerçekleştirmektedir. Bunların en önemlisi Gü¬neydoğu Anadolu Projesi (GAP)'dir. Bu proje ile tarım alanlarının sulanması ve enerji üretiminin artırılması amaçlanmıştır. Özellikle nüfusun art¬ması ve sanayinin gelişmesi sonucunda elektri¬ğe duyulan ihtiyaç artınca GAP son derece önemli hale gelmiştir.
DOĞAL KAYNAKLARDAN VERİMLİ YARARLANMA
Hava, su, toprak, bitki örtüsü, hayvanlar ve maden¬ler doğal kaynakları oluşturur. Doğal kaynaklar in¬san ve toplum hayatı için vazgeçilemez nitelikte önemli değerlerdir. Su, oksijen, bitki örtüsü, petrol gibi doğal kaynakların büyük hızla azalması, canlı¬ların yaşam alanlarını kısıtlamakta, çevresel felaket¬lere yol açabilecek iklim değişikliklerine yol açmak¬tadır.
Türkiye çeşitli maden kaynakları bakımından zen¬gindir. Ülkemizde madenlerimizin bilimsel olarak iş¬letilmesi Cumhuriyet döneminde 1935 yılında Ma¬den Tetkik ve Arama (MTA) Enstitüsü'nün kurul¬ması ile başlamıştır. Doğal kaynakların verimli bir şekilde değerlendirilmesi ülkemizin kalkınmasına doğrudan katkı sağlayacaktır.
Ülkemizdeki doğal kaynakların verimli kullanıl¬masıyla ilgili projelerden bazıları şunlardır:
Su
o Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına dü¬şen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşa¬yan bir ülke konumundadır. Üstelik Türkiye mevcut su potansiyelinin tamamını kullanamamaktadır. Devlet Su İşleri'nin verilerine göre 2003 yılında su¬lama, içme suyu ve sanayi sektöründe mevcut su potansiyelimizin yaklaşık olarak % 36'sı kullanılabilmiştir.
o Su, günümüzde en önemli enerji türlerinden biri olan elektrik üretiminde de önemli bir kaynaktır. Ül¬kemizde kurulan hidroelektrik santralleriyle elektrik üretimi yapılmaktadır. Türkiye bu alanda potansiye¬linin % 20'sini değerlendirebilmektedir.
o Devlet Su işleri (DSİ), su kaynaklarının değerlendi¬rilmesi ve verimli bir şekilde kullanılması amacıyla projeler üretmektedir. DSİ ürettiği projeler ile 2030 yılına kadar su potansiyelinin tamamını de¬ğerlendirmeyi ve ülke ekonomisine yıllık 27,8 milyar dolar gelir sağlamayı amaçlamaktadır.
Petrol
• Türkiye, çevresinde yer alan komşularının zengin petrol yataklarına sahip olmasına karşın bu doğal kaynak bakımından yetersiz bir rezerve sahiptir. Türkiye enerji ihtiyacının yarısına yakınını petrolden karşılamaktadır. Bu durum Türkiye'yi enerji bakı¬mından dışa bağımlı hale getirmektedir.
• Ülkemizde petrol arama ve üretimiyle Türkiye Pet¬rolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) görevlendirilmiş¬tir. TPAO son yıllarda yeni teknolojilerle petrol ara¬ma faaliyetlerine hız vermiştir. Özellikle son iki yılda denizlerde yapılan araştırma çalışmalarının sayısı 50 yılın toplamından daha fazladır. Bu çalışmalar sonunda zengin petrol yataklarının bulunması umut edilmektedir.
• Türkiye coğrafi konumu nedeniyle petrol rezervleri zengin üretici ülkelerle, enerji tüketimi yoğun sana¬yileşmiş batı ülkeleri arasında ve Asya - Avrupa yo¬lu üzerinde yer almaktadır. Türkiye'nin öncelikli hedefleri arasında bu potansiyelin değerlendiri¬lerek "21. yüzyılın Avrasya Enerji Koridoru" konu¬muna getirilmesi yer almaktadır.
Bor
Türkiye, kimya sanayinin önemli ham maddelerin¬den biri durumunda olan bor madeni bakımından dünyanın en zengin yataklarına sahiptir. Dünyadaki bor rezervlerinin % 63'ü ülkemizde bulunmaktadır.
Bor madeni günümüzde, camdan elektroniğe, se¬ramikten uzay teknolojisine, sağlıktan enerjiye, ah¬şaptan metalürjiye ve izolasyondan tarıma kadar yüzlerce alanda kullanılmakta, yaşam kalitemizi önemli ölçüde etkilemektedir.
Ancak Türkiye'nin bu rezervleri istenilen oranda ekonomik kazanca dönüştürdüğü söylenemez. Bor madeni rezervlerimize eş değer oranda ekonomik fayda elde edilebilmesi bora dayalı sanayinin geliş¬tirilmesine bağlıdır. Bu amaçla Ulusal Bor Araştır¬ma Enstitüsü (BOREN) kurulmuştur. BOREN en¬düstriyel uygulama amaçlı projelere gerekli desteği sağlamaktadır.
Toryum
Türkiye'de toplam rezerv yaklaşık 380.000 ton civa¬rındadır. Günümüzde toryumla çalışan ticari ölçekli bir santral bulunmamaktadır.
Toryumun, gelecekte nükleer santrallerde kullanıl¬ması beklenmektedir. Bu yüzden dünyadaki tekno¬lojik gelişmelerin paralelinde ülkemizde de toryum tabanlı yakıt çevrimi konusundaki araştırma - geliş¬tirme çalışmalarına devam edilmelidir. Bu amaçla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2000 yılında Ulus¬lararası Yenilikçi Nükleer Reaktörler ve Yakıt Çevri¬mi adlı projeye katılma kararı almıştır.
Petrol ve doğalgaza sahip olmak kadar bu kaynak¬ları dünya pazarlarına ulaştırmak da önemlidir. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan gibi pet¬rol ve doğalgaz bakımından zengin kaynaklara sa¬hip ülkeler bu kaynakları ihraç edecek altyapıya sa¬hip değiller. Hazar Denizi çevresindeki enerji kaynaklarının Avrupa'ya ve dünyaya taşınmasın¬da Türkiye koridor görevi görebilecek bir ko¬numdadır.
Baku - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı Projesi
Türkiye, kendi topraklarından geçen uluslararası enerji yollarının dünya siyasetinde etkisini artıraca¬ğını ve ekonomik kalkınmasına büyük katkı yapa¬cağını bilmektedir. Türkiye bu bilinçle 1990'lı yılların başından beri Azerbaycan petrolünü Akdeniz'e ulaştırmak için Baku - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı Projesi'ni gerçekleştirmeye çalışmıştır. Nihayet 2005 yılında tamamlanan boru hattı ile Azerbaycan petrolü Ceyhan'a ulaşmıştır.
Kazakistan petrollerinin de bu hat ile taşınması konusunda anlaşmaya varılmasıyla bu hattın ka¬pasitesi ve önemi artmıştır.
Baku - Tiflis - Erzurum Doğalgaz Hattı Projesi
Azerbaycan petrolünün yanında doğalgazının da Türkiye vasıtasıyla Avrupa'ya taşınması için Baku -Tiflis - Erzurum Doğalgaz Hattı Projesi tamam¬lanmış ve 2006 yılının sonunda Bakü'den Erzu¬rum'a doğalgaz pompalanmaya başlanmıştır. Türk¬menistan doğalgazının da bu yolla nakledilmesi söz konusudur.
Nabucco Projesi
Türkiye bu doğalgazın Avrupa'ya taşınması için Yu¬nanistan - İtalya - Doğalgaz Boru Hattı ve Bulga¬ristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avustur¬ya'ya bağlayacak olan Nabucco Projesi'ni hayata geçirmeye çalışmaktadır.
GAP Projesi:Türkiye, uluslararası düzeyde yürüttüğü projele¬rin yanında ulusal düzeyde de önemli projeleri gerçekleştirmektedir. Bunların en önemlisi Gü¬neydoğu Anadolu Projesi (GAP)'dir. Bu proje ile tarım alanlarının sulanması ve enerji üretiminin artırılması amaçlanmıştır. Özellikle nüfusun art¬ması ve sanayinin gelişmesi sonucunda elektri¬ğe duyulan ihtiyaç artınca GAP son derece önemli hale gelmiştir.
DOĞAL KAYNAKLARDAN VERİMLİ YARARLANMA
Hava, su, toprak, bitki örtüsü, hayvanlar ve maden¬ler doğal kaynakları oluşturur. Doğal kaynaklar in¬san ve toplum hayatı için vazgeçilemez nitelikte önemli değerlerdir. Su, oksijen, bitki örtüsü, petrol gibi doğal kaynakların büyük hızla azalması, canlı¬ların yaşam alanlarını kısıtlamakta, çevresel felaket¬lere yol açabilecek iklim değişikliklerine yol açmak¬tadır.
Türkiye çeşitli maden kaynakları bakımından zen¬gindir. Ülkemizde madenlerimizin bilimsel olarak iş¬letilmesi Cumhuriyet döneminde 1935 yılında Ma¬den Tetkik ve Arama (MTA) Enstitüsü'nün kurul¬ması ile başlamıştır. Doğal kaynakların verimli bir şekilde değerlendirilmesi ülkemizin kalkınmasına doğrudan katkı sağlayacaktır.
Ülkemizdeki doğal kaynakların verimli kullanıl¬masıyla ilgili projelerden bazıları şunlardır:
Su
o Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına dü¬şen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşa¬yan bir ülke konumundadır. Üstelik Türkiye mevcut su potansiyelinin tamamını kullanamamaktadır. Devlet Su İşleri'nin verilerine göre 2003 yılında su¬lama, içme suyu ve sanayi sektöründe mevcut su potansiyelimizin yaklaşık olarak % 36'sı kullanılabilmiştir.
o Su, günümüzde en önemli enerji türlerinden biri olan elektrik üretiminde de önemli bir kaynaktır. Ül¬kemizde kurulan hidroelektrik santralleriyle elektrik üretimi yapılmaktadır. Türkiye bu alanda potansiye¬linin % 20'sini değerlendirebilmektedir.
o Devlet Su işleri (DSİ), su kaynaklarının değerlendi¬rilmesi ve verimli bir şekilde kullanılması amacıyla projeler üretmektedir. DSİ ürettiği projeler ile 2030 yılına kadar su potansiyelinin tamamını de¬ğerlendirmeyi ve ülke ekonomisine yıllık 27,8 milyar dolar gelir sağlamayı amaçlamaktadır.
Petrol
• Türkiye, çevresinde yer alan komşularının zengin petrol yataklarına sahip olmasına karşın bu doğal kaynak bakımından yetersiz bir rezerve sahiptir. Türkiye enerji ihtiyacının yarısına yakınını petrolden karşılamaktadır. Bu durum Türkiye'yi enerji bakı¬mından dışa bağımlı hale getirmektedir.
• Ülkemizde petrol arama ve üretimiyle Türkiye Pet¬rolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) görevlendirilmiş¬tir. TPAO son yıllarda yeni teknolojilerle petrol ara¬ma faaliyetlerine hız vermiştir. Özellikle son iki yılda denizlerde yapılan araştırma çalışmalarının sayısı 50 yılın toplamından daha fazladır. Bu çalışmalar sonunda zengin petrol yataklarının bulunması umut edilmektedir.
• Türkiye coğrafi konumu nedeniyle petrol rezervleri zengin üretici ülkelerle, enerji tüketimi yoğun sana¬yileşmiş batı ülkeleri arasında ve Asya - Avrupa yo¬lu üzerinde yer almaktadır. Türkiye'nin öncelikli hedefleri arasında bu potansiyelin değerlendiri¬lerek "21. yüzyılın Avrasya Enerji Koridoru" konu¬muna getirilmesi yer almaktadır.
Bor
Türkiye, kimya sanayinin önemli ham maddelerin¬den biri durumunda olan bor madeni bakımından dünyanın en zengin yataklarına sahiptir. Dünyadaki bor rezervlerinin % 63'ü ülkemizde bulunmaktadır.
Bor madeni günümüzde, camdan elektroniğe, se¬ramikten uzay teknolojisine, sağlıktan enerjiye, ah¬şaptan metalürjiye ve izolasyondan tarıma kadar yüzlerce alanda kullanılmakta, yaşam kalitemizi önemli ölçüde etkilemektedir.
Ancak Türkiye'nin bu rezervleri istenilen oranda ekonomik kazanca dönüştürdüğü söylenemez. Bor madeni rezervlerimize eş değer oranda ekonomik fayda elde edilebilmesi bora dayalı sanayinin geliş¬tirilmesine bağlıdır. Bu amaçla Ulusal Bor Araştır¬ma Enstitüsü (BOREN) kurulmuştur. BOREN en¬düstriyel uygulama amaçlı projelere gerekli desteği sağlamaktadır.
Toryum
Türkiye'de toplam rezerv yaklaşık 380.000 ton civa¬rındadır. Günümüzde toryumla çalışan ticari ölçekli bir santral bulunmamaktadır.
Toryumun, gelecekte nükleer santrallerde kullanıl¬ması beklenmektedir. Bu yüzden dünyadaki tekno¬lojik gelişmelerin paralelinde ülkemizde de toryum tabanlı yakıt çevrimi konusundaki araştırma - geliş¬tirme çalışmalarına devam edilmelidir. Bu amaçla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2000 yılında Ulus¬lararası Yenilikçi Nükleer Reaktörler ve Yakıt Çevri¬mi adlı projeye katılma kararı almıştır.