Osmanlı Devleti Ders Notu

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,558
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
OSMANLI TARİHİ (1299 – 1922)



Kuruluş Devri : (1299 – 1453)
Yükseliş Devri : (1453 – 1579)
Duraklama Devri : (1579 – 1699)
Gerileme Devri : (1699 – 1792)
Dağılma Devri : (1792 – 1922)

Kuruluş Devri Padişahları :
Osman Gazi : 1281 – 1326
Orhan Gazi : 1326 – 1362
I. Murat : 1362 – 1389
Yıldırım Bayezit : 1389 – 1402
Fetret Devri : 1402 – 1413
Çelebi Mehmet : 1413 – 1421
II. Murat : 1421 – 1451


Osmanlı Beyliği’nin Diğer Türk Beyliklerine Rağmen Kısa Zamanda Büyüme Nedenleri :

* Anadolu’nun Durumu : Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu Türk Birliği bozulmuş, çok sayıda beylik kurulmuştur. XIII. Y.y. sonlarına doğru İlhanlılar’ın Anadolu’daki baskısı azalmıştır. Anadolu beylikleri arasında mücadeleler vardır. Trabzon çevresinde Rum İmparatorluğu bulunuyordu. Anadolu siyasi birlikten yoksundur.
* Bizans’ın Durumu : Bizans sık sık taht kavgalarına sahne olmakta, tekfurlar merkezi dinlememekte ve kendi aralarında mücadele etmekteydiler. Bizans elindeki güçsüz ordusunu da Balkanlar’dan gelecek Sırp ve Bulgar saldırılarına karşı kullanmaktadır. Anadolu’da (İzmir, İznik, İzmit, Bursa gibi) küçük bir toprak parçası elinde kalmıştır.

* Balkanlar’ın Durumu : Balkanlar’da da merkezi bir otorite bulunmamakta, en güçlüleri Sırp ve Bulgar krallıkları olmak üzere, Eflak, Boğdan, Bosna gibi prenslikler vardır. Ayrıca Katolik Macarlar’ın saldırılarına uğruyorlardı. Balkan halkı da Bizans halkında olduğu gibi baskıcı yönetim ve ağır hapisler altında ezilmekte ve Osmanlı’yı kurtarıcı olarak görmekteydiler.
* Osmanlı’nın kurduğu coğrafi konum (Bizans sınırında bulunması)

* Tekfurlar arası mücadelelerden istifade etmeleri
* Beylikler arası mücadelelere girmemeleri
* Sürekli cihat ve gaza politikası gütmeleri
* Türkmenler’in sempatisini kazanmaları ve sürekli göçlerle beslenmeleri
* Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları
* Feth ettikleri bölgelerde izledikleri siyaset (İskan,İstimalet)
* Padişahların çok yetenekli olması

* Merkeziyetçiliğin sağlanması (Fatih ile)
* Avrupalılar’ın Yüzyıl Savaşları’yla uğraşması



KURULUŞ DÖNEMİ (1299 – 1453)


OSMAN GAZİ DÖNEMİ (1281 – 1326) :
Moğollar’ın önünden kaçan Kayı aşireti, Ertuğrul Gazi yönetiminde Anadolu’ya gelmiş ve Alaaddin Keykubat tarafından Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine yerleştirilmişlerdir. Söğüt ve Domaniç’i ele geçiren Ertuğrul Gazi buraları yaylak ve kışlak olarak kullanmıştır. 1281’de ölünce küçük oğlu Osman Bey aşiretin başına gelmiştir.Osman Bey, tekfurlar arası mücadelelerden faydalanarak Karacahisar, Yarhisar, İnegöl, Bilecik ve Yenişehir’i almıştır. Bütün bu gelişmeler 1302 Koyulhisar Savaşı’na sebep olmuştur. Osmanlılar’ın kazandığı bu savaş Bizans ile yapılan ilk savaştır. Osman Gazi 1314’ten itibaren Bursa’yı kuşatma altına almış, 1320’de hastalanmış ve 1324’de ölümüne kadar oğlu Orhan Bey vekaleten işleri yürütmüştür. 1321’de Mudanya alınarak Bursa’nın Bizans’la irtibatı kesilmiştir. Sonuçta Bursa tekfuru Bursa’yı Osmanlılar’a teslim etmiştir. (1326)

Not-1: Osman Bey babasından aşiret reisliğini devralmış oğluna bir uç beyliği bırakmıştır.
Not-2: İlk para Osman Bey döneminde basılmıştır.



ORHAN GAZİ DÖNEMİ (1326 – 1362)

*1326’da Bursa’yı başkent yapmış, İznik’i kuşatması ile 1329 Maltepe (Palekanon) Savaşı’na sebep olmuştur. Bu savaş Bizans’ın Anadolu’daki etkinliğini kaybetmesine ve Kocaeli yarımadasının fethine neden olmuştur. İznik ve İzmit alınarak Kocaeli yarımadasının fethi tamamlanmıştır. İznik başkent yapılmıştır.



*1345’de Karesi Beyliği alınarak Anadolu Türk birliğini kurma çalışmaları başlamıştır. Bu olayın en önemli yönü Rumeli’ye geçişin kolaylaşmasıdır.


*Ahilerin elindeki Ankara’yı ele geçirmiştir.


*Bizans’ta taht karışıklığı ortaya çıkmış imparatorluğunu ilan eden Kantakuzen Orhan Bey’den yardım istemiştir. Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa komutasında keşif amacıyla yardımlar göndermiş, yapılan bu yardımlara karşılık olarak Çimpe kalesi alınmıştır. (1353) Burayı bir üs olarak kullanan Süleyman Paşa Rumeli’de fetihlere başlamış, Malkara, Çorlu gibi yerleri fethetmiştir. Onun bir av sırasında ölümü üzerine Rumeli’deki faaliyetlerin başına I. Murat getirilmiş, fakat 1362’de babası da ölünce I. Murat tahta geçmiştir.

Orhan Gazi zamanında teşkilatlanma çalışmaları : Orhan Gazi babasından bir uç beyliği devralmış oğluna bir devlet bırakmıştır. Devlet teşkilatının temelleri bu dönemde atılmış ilk divan, ilk vezirlik, yaya ve müsellem adıyla ilk düzenli ordu, İznik’te ilk medrese, ilk donanma ve ilk vakıf örgütü kurulmuş, ilk kez subaşı ve kadı ataması yapılmıştır.

I.MURAT DÖNEMİ (1362-1389)


* Balkanlar’daki Faaliyetleri : Taht değişikliğinden faydalanan Bizans, Rumeli’deki toprakları geri alınca Lala Şahin Paşa ile beraber Rumeli’ye geçen I. Murat, Filibe’yi de dahil ederek bu bölgeleri geri almıştır. Bulgar ve Bizans ordularıyla yapılan 1363 Sazlıdere Savaşı’yla Edirne fethedilmiştir. Bu gelişmeler Osmanlılar’ın Haçlılar’la yaptığı ilk savaş olan 1364 Sırpsındığı Savaşı’na neden olmuştur. Sonuçta Sırbistan ve Bulgaristan yolu Osmanlılar’a açılmış ve Bulgarlar hakimiyet altına alınmış, Edirne başkent yapılmıştır. Sırbistan’a yapılan akınlar 1371 Çirmen Savaşı’na sebep olmuştur. Bu savaştan sonra Sırplar da Osmanlı’ya bağlanmıştır.

Osmanlı aleyhinde faaliyetlerde bulunan Bosna krallığı üzerine Lala Şahin Paşa bir orduyla gönderilmişse de tuzağa düşürülerek Ploşnik denilen yerde bozguna uğratılmıştır. 1388 Ploşnik Bozgunu’nun (ilk yenilgi) Balkanlar’da uyandırdığı heyecan, Türkler’i Balkanlar’dan atma isteği ve daha önceki savaşların intikamını alma düşüncesiyle yeni bir haçlı ordusu toplanmıştır. I. Murat, Anadolu beyliklerinden ‘de aldığı yardım ile Haçlılar’ı Kosova’da büyük bir mağlubiyete uğratmıştır. (I. Kosova Savaşı 1389).

Not-1 : I. Murat savaş meydanını gezerken bir Sırp tarafından şehit edildi.

Not-2 : Osmanlılar, topu ilk kez düşmanı korkutmak amacıyla bu savaşta kullandılar.

Not-3 : Tuna nehrine kadar olan yerler ele geçirildi.

* Anadolu Türk Birliğini Kurma Çalışmaları : Anadolu beylikleriyle iyi geçinilmiş akrabalık bağları kurulmuştur. Germiyanoğulları’ndan çeyiz yoluyla Tavşanlı, Simav çevresini, Hamitoğulları’ndan satın alma yoluyla Göller yöresini topraklarına katmıştır. Ankara tekrar geri alınmış, Karamanoğulları ile ilk ilişkiler başlamıştır.


* Teşkilatlanma Çalışmaları : Divan geliştirilmiş, defterdarlık, İlk vezir-i azamlık, kazaskerlik makamları kurulmuş, mali teşkilatın temelleri atılmış, Rumeli Beylerbeyliği kurulmuş, Yeniçeri Ocağı ve Acemi Oğlanlar Ocağı temelleri atılmıştır. (Pençik usulüne göre). Osmanlı tarihinde ilk kez sultan unvanını kullanmış, Haçlılar’la ilk kez mücadele etmiştir. Tımar sistemi ilk kez uygulanmıştır. Veraset sisteminde değişiklik yaparak, “Ülke hükümdar ve oğullarının ortak malıdır.” anlayışını getirmiştir.



YILDIRIM BAYEZIT DONEMİ (1389 – 1402)

* Anadolu Türk Birliğini Kurma Çalışmaları : Taht değişikliğinden faydalanarak Osmanlı aleyhine faaliyetlere girişen Anadolu beylikleri üzerine yürüyen Yıldırım Bayezit 1390’da Germiyan, 1391’de Aydın, Saruhan, Hamit ve Menteşeoğulları’nı, 1392’de Candaroğulları’nı (Sinop hariç) 1397’de Akçay Savaşı’yla Karamanoğulları’nı, 1398’de Kadı Burhanettin Devleti’ni topraklarına katarak Anadolu Türk Birliğini ilk kez kurmuştur.

Not : Anadolu Beylerbeyliğini kurarak beylerbeyliği sayısını ikiye çıkarmıştır.

* İstanbul Kuşatmaları : Yıldırım Bayezit İstanbul’u ilk kez kuşatan Osmanlı padişahıdır. İstanbul’u birkaç kez kuşatmış ve bu amaçla Anadolu Hisarı’nı yaptırmıştır. Fakat Karamanoğulları’nın saldırıları, Niğbolu Savaşı ve Timur tehlikesi yüzünden kuşatmalara ara vermek mecburiyetinde kalmıştır.
* Niğbolu Savaşı (1396) : Bizans’ın yardım isteği, Papa’nın kışkırtmaları ve Osmanlılar’ı Balkanlar’dan atmak istemeleri neticesinde ilk kez Avrupa’nın büyük devletlerinin de katıldığı ortaçağın Osmanlı’ya karşı düzenlenen en büyük Haçlı Seferi olan Niğbolu Savaşı meydana gelmiştir. Haçlılar büyük bir bozguna uğramışlar ve uzun süre yeni Haçlı Seferi düzenlenememiş, Osmanlılar’ın Balkanlar’daki hakimiyeti güçlenmiştir.

* Ankara Savaşı (1402) :

Sebepleri :

§ Karakoyun’lu Kara Yusuf ve Celayir’li Ahmet’in Yıldırım’a sığınması
§ Anadolu beylikleri beylerinin Timur’a sığınarak O’nu kışkırtması
§ Aralarındaki sert mektuplaşmalar
§ Timur’un Sivas’ı ele geçirip yağmalaması
§ Yıldırım’ın Erzincan çevresini ele geçirmesi.
§ İki hükümdarın da cihan hakimiyeti düşüncesine sahip olması
§ Timur’un Çin seferi öncesinde batısını güvenlik altına almak istemesi

Sonuçları :

§ Karatatarlar’ın ve Anadolu beylikleri kuvvetlerinin ihanetine uğrayan Osmanlı mağlup olmuş,
§ Anadolu’yu ele geçiren Timur, İzmir’e kadar ilerlemiş ve burayı Haçlılar’dan almış,
§ Esir düşen Bayezit, bu hayata dayanamayarak ölmüş,
§ Anadolu beylikleri (Karesi ve Eretna hariç) yeniden kurulmuş,
§ Kardeşler arası taht kavgaları (Fetret devri) başlamış,
§ Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirmiş,

§ İstanbul’un alınması ve Bizans’ın yıkılması gecikmiş,
§ Balkanlar’daki ilerleyiş durmuştur.

FETRET DEVRİ (1402 – 1413)

Şehzade Süleyman, İsa, Musa ve Mehmet arasında 11 yıl süren mücadelelerden Çelebi Mehmet galip çıkarak birliği yeniden kurmuştur.

Not-1 : Bu dönemde şehzade Musa tarafından İstanbul kuşatılmıştır.

Not-2 : Bu dönemde Balkanlar’da önemli bir isyanla karşılaşılmamasının temel nedeni hoşgörülü ve adil bir yönetim uygulanmasıdır.

Not-3 : Bu dönemde Avrupa’dan saldırı olmamasının en önemli sebebi Yüzyıl Savaşları’dır.

ÇELEBİ MEHMET DÖNEMİ (1413 – 1421)


* Çelebi Mehmet II. kez Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarını başlatmış ve Saruhanoğulları’nı ortadan kaldırmıştır. Aydınoğulları’ndan İzmir’i almış, Karamanoğulları’yla mücadele etmiştir.
* Eflak Osmanlılar’a bağlanmıştır.

* Venedikliler’le ilk deniz savaşı yapılmış, fakat başarılı olunamamıştır. (1416)


* Şeyh Bedrettin İsyanı : Şehzade Musa’nın kazaskerliğini yapan daha sonra İznik’te göz hapsinde tutulan Şeyh Bedrettin Rumeli’ye geçmiş, sapık fikirlerini yayarak yeni bir saltanat kurma iddiasıyla isyan etmiştir. İsyan bastırılmış Şeyh Bedrettin öldürülmüştür. (1420).

Not : Dini ve sosyal içerikli bir ayaklanmadır.


* Şehzade Mustafa İsyanı : Timur’un beraberinde Semerkant’a götürdüğü Şehzade Mustafa, Timur’un ölümünden sonra Anadolu’ya dönerek isyan etmişse de mağlup olarak Bizans’a sığınmıştır.



II. MURAT DÖNEMİ (1421 – 1451)


Taht değişikliğinden istifade ile Bizans’ın kışkırttığı Şehzade Mustafa’nın isyanı bastırılarak öldürülmüştür. (Düzmece Mustafa Olayı) . İsyanı kışkırtan Bizans üzerine gidilerek İstanbul kuşatılmışsa da başarılı olunamamıştır.
Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarına devam edilmiş, Menteşe, Hamit, Aydın ve miras yoluyla da Germiyanoğulları Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. Karamanoğulları’yla mücadele edilerek Beyşehir, Seydişehir alınmıştır.

Bir taraftan Anadolu beylikleriyle mücadele eden Osmanlı Devleti diğer taraftan Balkanlar’da özellikle Erdel beyi Hünyadi Yanoş karşısında arka arkaya başarısızlıklar almıştır. Bunun üzerine 1444’te Edirne Segedin Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre ;

§ İki taraf arasında 10 yıl savaş yapılmayacak
§ Tuna nehri sınır kabul edilecek
§ Sırbistan yeniden kurulacak, fakat Osmanlı’ya vergi verecek
§ Eflak Macaristan’a bırakılacak, fakat Osmanlı’ya vergi verecektir.

Önemi : Osmanlılar’ın imzaladığı ilk önemli antlaşmadır.

Segedin Antlaşması sonrasında II. Murat, 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet’i tahta geçirmiştir. Bu durum yeni bir haçlı ordusunun toplanmasına sebep olmuştur.

VARNA SAVAŞI (1444) : Yeniden ordunun başına geçen II. Murat Haçlıları büyük bir bozguna uğratmıştır.

Not-1 : Niğbolu’dan sonra toplanan ilk haçlı ordusudur.

Not-2 : Ankara Savaşı’ndan sonra Osmanlılar’ın eski gücüne ulaştığını gösteren ilk olaydır.

II. KOSOVA SAVAŞI (1448) :

Sebepleri :

§ Bizans’ın ve papanın kışkırtması
§ Türkler’i Balkanlar’dan atma düşüncesi
§ Varna Savaşı’nın intikamını almak istemeleri
§ Hünyadi Yanoş ve Arnavut beyi İskender Bey’in gayretleriyle yeni bir haçlı ordusu toplanması

Sonuçları :

§ Osmanlılar büyük bir galibiyet elde etmişlerdir.
§ Bir dönüm noktası özelliğindedir. Haçlılar’ın son taarruzu, Osmanlılar’ın son savunmasıdır. (II. Viyana kuşatmasına kadar)
§ Bizans’ın İstanbul’u kurtarmak için Haçlılar’dan yardım alma ümidi sona ermiştir.
§ Balkanlar’ın kesin bir Türk yurdu olduğu ve Türkler’in Balkanlardan atılamayacağı anlaşılmıştır.

1451’de II. Murat’ın ölümüyle II. Mehmet, yeniden tahta geçmiştir


OSMANLI YÜKSELME DÖNEMİ (1453 –1579)


YÜKSELİŞ DEVRİ PADİŞAHLARI :
Fatih Sultan Mehmet (1451 – 1481)
II. Bayezit (1481 – 1512)
Yavuz Sultan Selim (1512 – 1520)
Kanuni Sultan Süleyman (1520 – 1566)
II. Selim (1566 – 1574)Sokullu Mehmet Paşa Dönemi
III. Murat (1574 – 1595)Sokullu Mehmet Paşa Dönemi





FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ (1451 – 1481)


İSTANBUL’UN FETHİ (29 Mayıs 1453)

Sebepleri :

- İstanbul’un jeopolitik konumu
- Hz. Peygamber’in müjdesine kavuşmak
- Bizans’ın Anadolu beyliklerini ve şehzadeleri kışkırtması, Haçlı seferlerine davetiye çıkarması
- Karadeniz ticaret yollarını ele geçirmek
- Anadolu ile Rumeli toprakları arasındaki bütünlüğü sağlamak
- Osmanlı ordusunun Rumeli’ye geçişini kolaylaştırmak

Yapılan Hazırlıklar :

- Rumelihisarı (Boğazkesen) yaptırıldı
- Surları yıkabilecek toplar döktürüldü
- 200.000 kişilik bir ordu oluşturuldu.
- 400 parçalık bir donanma inşa edildi.
- Karamanoğulları üzerine bir sefer düzenlenerek gelebilecek bir tehlike önlendi.
- Mora’ya bir ordu gönderilerek oluşabilecek tehditler önlendi.

Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra 1453 Nisan’ında kuşatma başlamış, 29 Mayıs 1453’de İstanbul fethedilmiştir.

Sonuçları :

- Ortaçağ kapanmış yeniçağ başlamıştır.
- 1058 yıldır hüküm süren Bizans yıkılmıştır.
- Osmanlı Devleti yükselme dönemine girmiştir.
- Osmanlı Devleti bir imparatorluk haline gelmiştir.
- Fener Rum Patrikhanesi ve Ortodoks halk Osmanlılar’ın himayesine alınmıştır.
- İstanbul başkent yapılmıştır.
- İstanbul dini, ticari, kültürel ve ilim merkezi haline getirilmiştir.
- İstanbul’dan kaçıp İtalya’ya giden bilim adamları Rönesans’a sebep olmuşlardır.
- Karadeniz ticaret yolları Osmanlılar’ın eline geçmiştir.
- Coğrafi Keşifler’e sebep olmuştur.
- Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bütünlük sağlanmıştır.
- Osmanlılar’ın İslam dünyasındaki itibarı artmıştır.
- Osmanlı – Venedik ilişkilerinin bozulmasına yol açmıştır.

ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER :

- 1459’da Cenevizliler’den Amasra alınmıştır.
- 1460’da Candaroğulları’ndan Sinop alınmıştır.
- 1461’de Trabzon Rum İmparatorluğu’na son verilmiştir.
- 1466’da Karamanoğulları’ndan Konya ve Karaman alınmıştır.
- 1473’de Akkoyunlular’la Otlukbeli Savaşı yapılmıştır.

Otlukbeli Savaşı (1473) :

Sebepleri :

- Fatih’in Trabzon’u ele geçirmesi
- Karamanoğulları beylerinin Uzun Hasan’a sığınması
- Uzun Hasan’ın kendisini Timur gibi görmesi
- Her iki hükümdarın da Anadolu’ya hakim olmak istemesi
- İki hükümdarda da cihan hakimiyeti düşüncesi olması
- Akkoyunlular’ın Tokat’ı yağmalamaları

Savaşta teknik üstünlüğe sahip olan Osmanlılar galip gelmiş, Akkoyunlular yıkılış sürecine girmişler ve Osmanlı için bir tehlike olmaktan çıkmışlardır. Doğu Anadolu toprakları Osmanlı nüfuzu altına girmiştir.

Not : Fatih’in Anadolu’daki faaliyetlerinin temel sebebi Anadolu Türk birliğini sağlamak istemesidir.

RUMELİ’DEKİ FAALİYETLER :

Sırbistan (1459), Mora 81460), Eflak 81462), Bosna – Hersek (1463-1465), Kili ve Akkerman hariç Boğdan (1476) ve Arnavutluk (1479) alınarak Balkanlar’ın fethi sağlanmıştır.

DENİZLERDEKİ FAALİYETLER :

* Ege adalarının fethi : Limni, Eğriboz, Taşoz, Semadirek, İmroz, Midilli gibi adalar fethedildi.
* Yunan adalarının fethi : Kefalonya, Ayamavra, Zanta adaları fethedildi.
* Kırımın fethi : (1475) Kırım’ın fethiyle Karadeniz ticaret yolları denetim altına alınmış, bu durum Coğrafi keşifler’e sebep olmuştur. Ayrıca Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.
* Rodos’un kuşatılması : (1480) Alınamamıştır.

* Otranto’nun fethi : (1480) İtalya’nın Otranto kalesi fethedilmişse de Fatih’in ölmesiyle başlayan taht kavgaları yüzünden gerekli yardım yapılamadığı için tekrar kaybedilmiştir.

OSMANLI VENEDİK SAVAŞLARI (1463 – 1479)

Fatih’in gerçekleştirdiği faaliyetler Venedik’in ticaretine zarar vermiş özellikle denizlerdeki ve Balkanlar’daki fetihler 16 yıl süren savaşlara sebep olmuştur. Karada genellikle Osmanlılar, deniz de ise genellikle Venedikliler üstün gelmiştir. (1479)’da yapılan İmtiyazlar Antlaşması’
na göre ;

- Her iki taraf aldıkları yerleri geri verecek
- Kroya ve İşkodra kaleleri Osmanlılar’da kalacak
- Arnavutluk, Mora, Dalmaçya kıyılarının bir kısmı Venedikliler’e bırakılacak
- Venedikliler yıllık vergi ve savaş tazminatı ödeyecektir.

Buna karşılık ;

- Venedikliler İstanbul’da balyoz (elçi) bulundurabilecekler.
- Venedikliler Osmanlı sularında serbestçe ticaret yapabilecekler
- Osmanlı ülkesinde yaşayan Venedikliler’in davalarına kendi hakimleri bakacak.
- Venedik bayrağı taşıyan gemilere saldırılmayacaktır.

Not : İlk imtiyazlar Fatih tarafından ticareti geliştirmek ve Hıristiyan birliğini parçalamak amacıyla Venediklilere verildi.

DİĞER GELİŞMELER :

- Osmanlı yükseliş dönemine girmiş ve bir imparatorluk haline gelmiştir.
- Mevcut kanunlar toplanıp geliştirilerek Kanunname-i Ali Osman (Fatih Kanunnamesi) çıkarılmıştır.
- Buna göre devletin bekası için kardeş katline izin verilmiştir.
- Böylece devlet, merkeziyetçi bir yapıya kavuşmuştur.
- Divana padişah yerine sadrazamlar başkanlık yapmaya başlamıştır.
- Fatih Camii ve onun yanına Sahn-ı Seman medreseleri inşa edilmiştir.
- Klasik Osmanlı mimari üslubu ortaya çıkmıştır.
- Cülus bahşişinin dağıtılması gelenek halini almıştır.
- Şehzadelerin sancaklara vali olarak gönderilmesi adet haline geldi.
- İlk altın para bastırılmıştır.



II. BAYEZİT DÖNEMİ (1481 – 1512)


* Cem Sultan Olayı :

Cem Sultan II. Bayezit’a karşı Memlükler’in de kışkırtmasıyla birkaç kez taht mücadelesine girişmişse de mağlup olarak Rodos şovalyelerine sığınmış ve onlar tarafından papaya götürülmüştür.

Not : Böylece olay uluslararası bir sorun haline gelmiştir.

Cem Sultan olayı yüzünden ;

- Batı’daki seferler duraklamış,
- Endülüs Emevileri’ne gerekli yardım yapılamamış,
- Safevi tehlikesi önlenememiş,
- II. Bayezit döneminin sönük geçmesine sebep olmuş,
- Papa ve Avrupa tarafından baskı unsuru olarak kullanılmıştır.

* Karamanoğulları’nın Yıkılması (1483) : Karamanoğulları’na 1483 yılında II. Bayezit tarafından kesin olarak son verilmiştir.
* Boğdan’ın Fethinin Tamamlanması (1484) : Kili ve Akkerman alınarak Boğdan’ın fethi tamamlanmıştır. Böylece Kırım ile kara bağlantısı sağlanmış ve Lehistan ile ilişkiler başlamıştır.
* Osmanlı – Memlük İlişkileri (1485 – 1491)

Sebepleri :

- Fatih zamanından beri devam eden Hicaz su yolları sorunu
- Cem Sultanı kışkırtmaları
- Ramazan ve Dulkadiroğulları beylikleri üzerinde hakimiyet mücadelesi
- Karamanoğulları’nı desteklemeleri
- Hindistan’dan gönderilen hediyelere Memlükler’in el koymaları,

Savaşlardan kesin bir sonuç alınamamış, Ramazanoğulları Beyliği toprakları vakıf toprağı olduğu için Memlüklü nüfuzuna bırakılmıştır.

* Osmanlı – Venedik Savaşları (1499 – 1502) : Venedikliler’in Osmanlılar’ın durgunluk devresinden faydalanmak istemesi üzerine başlayan savaşlarda Osmanlı galip gelerek Modon, Koron, İnebahtı ve Navarin alınmıştır.
* Osmanlı – İran İlişkiler : Şah İsmail 1502’de Akkoyunlu Devleti’ni yıkarak Şii – Safevi Devleti’ni kurmuştu. Anadolu’ya gönderdiği adamlar ile isyanlar çıkartmıştır. Bunlardan Şahkulu’nun isyanı uzun süre bastırılamamıştır. II. Bayezit’in yetersizliği ortaya çıkmış, bu da taht değişikliğine zemin hazırlamıştır.

* Şehzade Selim’in İsyanı : Trabzon sancak beyi Yavuz, Rumeli’de sancak beyliği istemişse de verilmemiş ve isyan etmiştir. Başarılı olamamış, fakat bu savaşta ordunun hayranlığını kazanmıştır. Ordunun baskısı üzerine II. Bayezit Yavuz’u tahta geçirmek mecburiyetinde kalmıştır.





YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ (1512 – 1520)


* Şehzadeler sorunu : Yavuz kardeşlerini ve yeğenlerini ortadan kaldırarak rakipsiz olarak tahtta kaldıktan sonra asıl amacı olan Safevi tehlikesini önlemek için sefere çıkmıştır.
* Çaldıran Savaşı (1514) : Şah İsmail’in Anadolu’da Şiiliği yayması ve isyanlar çıkartması karşısında İran üzerine bir sefer düzenleyen Yavuz, Çaldıran’da teknik üstünlüğünün de etkisiyle büyük bir zafer kazanmıştır.

Sonuçları :

- Şah İsmail ailesini ve hazinesini bırakarak canını zor kurtarmıştır.
- Belli bir süre için Safevi tehdidi ve Şii tehlikesi önlenmiştir.
- 1515 Turandağ Savaşı’yla Dulkadiroğulları’na son verilmiştir.

Not-1: Anadolu Türk birliği kesin olarak sağlanmıştır.

Not-2: Memlükler’le sınır komşusu olunmuştur.

* Osmanlı – Memlük Savaşları (1516 – 1517)

Sebepleri :

- Memlükler’in Safeviler ile işbirliği yapması
- Ramazanoğulları üzerinde hakimiyet mücadelesi
- Yavuz’un İslam dünyasında birliği sağlamak istemesi
- Baharat yolunu ele geçirmek istemesi

Sonuçları :

- 1516 Mercidabık Savaşı’nda Kansu Gavri mağlup edilerek Suriye, Filistin ve Kudüs, 1517 Ridaniye Savaşı’nda Tomanbay mağlup edilerek Mısır ve savaşılmadan Hicaz ele geçirilmiştir.
- Memlüklüler yıkılmıştır.
- Halifelik Osmanlılar’a geçmiştir.
- Osmanlı devlet yönetiminde dini özellik önem kazanmış, teokratik bir yapıya kavuşmuştur.
- Çok büyük ganimetler elde edilmiş ve hazine altınla dolmuştur.
- Baharat yolu Osmanlı eline geçmiştir.

- Kutsal emanetler Osmanlı koruyuculuğuna geçmiştir.
- İslam dünyasında birlik sağlanmıştır.
- Venedikliler, Kıbrıs için Memlükler’e ödediği vergiyi Osmanlı’ya ödemeye başlamışlardır.



KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ (1520 - 1566)


İÇ İSYANLAR :

* Canberdi Gazali İsyanı (1521) Şam – siyasi
* Ahmet Paşa İsyanı (1524) Mısır – şahsi
* Baba Zünnun İsyanı (1526) Yozgat – ekonomik
* Kalenderoğlu İsyanı (1527) Karaman – dini

BATI SEFERLERİ :

* Belgrat’ın Fethi (1521) : Orta Avrupa’nın kapıları Osmanlılar’a açılmıştır.
* Mohaç Meydan Muharebesi (1526) : Macar kralı Layoş’un Şarlken ve Ferdinand’a güvenerek Osmanlı aleyhine çalışması üzerine sefere çıkan Kanuni, Mohaç’ta Macaristan ordusunu imha etmiştir. Erdel beyi Yanoş, Macar kralı yapılmış, Macaristan Osmanlı’ya bağlanmış, bu durum Osmanlı-Avusturya ilişkilerinin bozulmasına neden olmuştur.

* I. Viyana Kuşatması (1529) : Ferdinand’ın Yanoş’un krallığını kabul etmeyerek saldırması üzerine Kanuni yeni bir sefere çıkmıştır. Ferdinand karşısına çıkmayınca Viyana’yı kuşatmış, fakat ordunun hazırlıksız olması ve mevsimin geçmesi nedeniyle başarılı olunamamıştır.
* Almanya Seferi (1532) : Ferdinand’ın tekrar Macaristan’a saldırması üzerine meseleye köklü çözüm bulmak amacıyla Kanuni, Şarlken üzerine sefere çıkmıştır. Karşısına hiçbir ordu çıkmamıştır. Ferdinand’ın barış teklifini İran sorunu yüzünden kabul etmiştir. 1533 İstanbul Antlaşmasına göre;

¨ Ferdinand, Yanoş’un Macar krallığını kabul edecek.
¨ Avusturya kralı protokolde Osmanlı sadrazamına eşit sayılacak
¨ Barış süresi Avusturya’ya bırakılacak
¨ Avusturya yıllık vergi ve tazminat ödeyecek.

Not: Avusturya ile yapılan ilk antlaşmadır. Osmanlılar Avusturya’ya üstünlüğünü kabul ettirmiştir.

* Macaristan’ın Osmanlı Topraklarına Katılması (1541) : Ferdinand, Yanoş’un oğlu Sigismund’un Macar krallığını kabul etmeyerek saldırınca sefere çıkan Kanuni Macaristan’ı 3 parçaya bölmüştür. Asıl Macaristan Budin eyaleti olarak Osmanlı’ya katılmış, Erdel, Sigismund’a, Macaristan’ın küçük bir bölümü de vergi karşılığında Avusturya’
ya bırakılmıştır.
* Zigetvar Seferi (1566) : Ferdinand’ın yerine geçen oğlu Maximilyen’in saldırıso üzerine Kanuni 13. Ve son seferine çıkmıştır. Kale fethedilmeden bir gün önce ölmüş, kalenin fethini gerçekleştiren Sokullu Mehmet Paşa sefere devam etmeyerek geri dönmüştür.

FRANSA’YLA İLİŞKİLER :

Kanuni, Şarlken’in Avrupa’da tek güç olmasını engellemek amacıyla bir taraftan Reform hareketlerini desteklerken diğer taraftan yaptığı seferlerle Fransa Kralı Fransuva’yı kurtarmış ve tahta Şarlken karşısında güçlü tutabilmek için ekonomik ayrıcalıklar verilmiştir. 1535 Kapitülasyon Antlaşması’na göre ;

- Fransızlar Osmanlı sularında serbestçe ticaret yapabilecekler
- Fransız tüccarlardan düşük gümrük vergisi alınacak
- Osmanlı ülkesinde yaşayan Fransızlar’ın kendi aralarındaki davalara Fransız hakimler bakacak
- Osmanlı ile olan sorunlarda ise davalara Osmanlı mahkemeleri bakacak, fakat tercüman bulundurabilecekler
- Aynı haklardan Osmanlı Devleti de yaralanabilecek
- Bu antlaşma iki hükümdar hayatta kaldığı sürece devam edecektir.

Not : 1740 yılında I. Mahmut zamanında kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiştir.

OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİ (1534 – 1555)

Kanuni’nin Avrupa’daki meşguliyetinden faydalanmak isteyen İranlılar sınırda karışıklıklar çıkarınca Kanuni İran üzerine 3 sefer düzenlemiştir. Son seferinde kışı Amasya’da geçirerek ertesi yıl İran’ı ortadan kaldırmayı düşünmüşse de gönderilen elçilerle bir antlaşma yapılmıştır.

1555 Amasya Antlaşmasına göre ; Bağdat, Nahçivan, Erivan ve çevresi Osmanlı’ya katılmıştır.

Not : İran ile yapılan ilk resmi antlaşmadır.

HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538 – 1553) :

Hint müslümanlarının yardım isteği, bölgedeki Portekiz üstünlüğüne son vermek, Kızıldeniz’de yeniden üstün konuma gelebilmek için 4 sefer düzenlenmiştir. 1638 – Hadım Süleyman Paşa, 1551 – Piri Reis, 1552 – Murat Reis, 1553 – Seydi Ali Reis seferleri gerçekleştiren kaptanlardır.

Sefere gereken önemin verilmemesi, Osmanlı kaptanların tecrübesizliği, donanmanın okyanuslara dayanıklı olmaması ve Hint müslümanlarından gerekli desteğin alınamaması üzerine seferlerde istenilen başarı sağlanamamıştır. Yemen, Aden, Arap yarımadası, Maskat çevresi hakimiyet altına alınmış, Kızıldeniz’deki Portekiz üstünlüğüne son verilmiş, Kızıldeniz, Basra Körfezi Osmanlı denetimine girmiştir.

DENİZLERDEKİ GELİŞMELER

* Rodos’un Fethi (1522) : Konumu çok önemli olan bu adanın fethiyle Ege Denizi’nin güvenliği büyük ölçüde sağlanmıştır.
* Cezayir’in Alınması (1533) : Barbaros’un Kaptan-ı Derya olması ile savaşılmadan Osmanlı topraklarına katılmıştır.
* Preveze Deniz Zaferi (1538) : Şarlken’in oluşturduğu Andrea Dorya komutasındaki haçlı donanması mağlup edilmiş, Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.

* Nis Seferi (1543) : Fransa’ya yardım amacıyla mücadele edilmiştir.
* Trablusgarb’ın fethi (1551) : Şarlken’in kontrolündeki Sen Jan Şovalyeler’inden Turgut Reis tarafından alınmıştır.
* Cerbe Savaşı (1559) : Turgut Reis’in Andrea Dorya ile yaptığı büyük bir deniz savaşıdır. Böylece İspanyollar’ın elindeki Cerbe adası alınmıştır.
* Malta Kuşatması (1565) : Akdeniz’de korsanlık yapan Sen Jan Şovalyeleri’nin elindeki ada kuşatılmışsa da Turgut Reis’in şehit düşmesi üzerine kuşatma kaldırılmıştır.



SOKULLU MEHMET PAŞA DÖNEMİ (1564- 1579)


* Sakız Adası’nın Fethi (1568) : Cenevizlilerden Kaptan-ı Derya Piyale Paşa tarafından alınmıştır.

Not : Ege’deki Türk hakimiyeti pekişmiştir.

* Yemen’in Fethi (1568 – 1570) : Koca Sinan Paşa yeniden almıştır.
* Kıbrıs’ın Fethi (1571) : Venedikliler’den Kıbrıs’ın alınmasıyla Doğu Akdeniz tamamen Osmanlı egemenliğine girmiş, İnebahtı Savaşı’na sebep olmuştur.
* İnebahtı Savaşı (1571): Venedik öncülüğündeki haçlı donanmasıyla yapılan savaşta Osmanlı donanması imha edilmiş, fakat altı ay içinde yeni bir donanma inşa edilmiştir.

* Tunus’un Fethi (1574) : Osmanlı’nın İnebahtı bozgunundan sonra Akdeniz’de üstünlüğünü devam ettirdiğinin anlaşıldığı savaştır. İspanyollar’dan alınmıştır.
* Lehistan’ın Osmanlı Himayesine Girmesi (1575) : Erdel Prensi’ni kral seçtiren Sokullu, böylece Lehistan’ı himaye altına almıştır.
* Vadi’üs – Seyl Savaşı : Fas Osmanlı himayesine girmiş, Kuzey Afrika’nın fethi tamamlanmış, Portekizliler denizlerdeki üstünlüklerini İngilizlere kaptırmışlardır.

KANAL PROJELERİ :

Don – Volga Kanalını Açma Projesi :

- Rusların Karadeniz’e inmelerini, Kırım’a saldırmalarını önlemek
- Kafkas hanlıklarını hakimiyet altına almak
- Orta Asya Türkleri’yle doğrudan irtibata geçmek
- İpek yolunu canlandırmak
- İran’ı kontrol altında tutmak amacıyla gerçekleştirilmek istenmişse de tamamlanamamıştır.

Not : Ayrıca bu dönemde gündeme gelen Süveyş ve Marmara kanal projeleri de gerçekleştirilememiştir.


OSMANLI DURAKLAMA DÖNEMİ (1579 – 1699)


DURAKLAMA DÖNEMİ PADİŞAHLARI :

- III. Murat (1574 –1595)
- II. Mehmet (1595 – 1603)
- I. Ahmet (1603 – 1617)
- I. Mustafa (1617 – 1618)
- II. Osman (1618 – 1622)
- I. Mustafa – Tekrar (1622 – 1623)
- IV. Murat (1623 – 1640)
- Sultan İbrahim (1640 – 1648)
- IV. Mehmet (1648 – 1687)
- II. Süleyman (1687 – 1691)
- II. Ahmet (1691 – 1695)
- II. Mustafa (1695 – 1703)

¨ 17. Yy.’da Dış Siyaset : Osmanlı Devleti sınırlarını genişletmek ve mevcut topraklarını korumak amacıyla İran, Lehistan, Venedik ve Avusturya ile mücadelelere girmiştir.
¨ 17. Y.y.’da İç Siyaset : Önemli bir mağlubiyet olmasa bile savaşların uzun sürmesi ve içte meydana gelen isyan hareketleri birtakım ıslahatların yapılmasına sebep olmuştur.


DURAKLAMANIN SEBEPLERİ

- İç Sebepler :

¨ Merkezi yönetimin bozulması
¨ Toprak sisteminin bozulması
¨ Ordu ve donanmanın bozulması
¨ Maliyenin bozulması
¨ İlmiye sınıfının bozulması
¨ Eyalet yönetiminin bozulması
¨ Toplum yapısının bozulması
¨ Osmanlı toplumunun kozmopolit yapısı

- Dış Sebepler :

¨ Avrupa devletlerindeki haçlı zihniyeti
¨ Coğrafi Keşifler
¨ Bilim ve Teknik alanındaki gelişmeler
¨ Doğal sınırlara ulaşılması



XVII. YÜZYIL SİYASİ OLAYLARI


OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİ

- 1577 – 1590 Savaşları : Sınırlardaki karışıklıklar yüzünden yeniden başlayan savaşlar uzun süre devam etmiş, Osmanlı’nın galibiyeti ile sonuçlanmıştır. 1590 Ferhat Paşa (İstanbul) Antlaşması’na göre Nahçıvan, Azerbaycan ve çevresi Osmanlı’ya bırakılmış, sınırlar Hazar Denizi’ne kadar ulaşmıştır.

Not : Osmanlı’nın doğuda en geniş sınırlara ulaştığı antlaşmadır.

- 1603 – 1611 Savaşları : Osmanlı Devleti’nin Avusturya ile savaş halinde olması, aynı zamanda Celali isyanlarıyla uğraşmasından faydalanmak isteyen İran kaybettiği toprakları geri alabilmek düşüncesiyle Osmanlı ülkesine saldırmış ve başarılar kazanmıştır. 1611 Nasuh Paşa Antlaşması’na göre Ferhat Paşa Antlaşması’yla alınan yerler geri verilmiş, eski sınırlara dönülmüştür. Ayrıca İran yılda iki yüz deve yükü ipek vergi vermeyi kabul etmiştir.

- 1617 – 1618 Savaşları : İran’ın Nasuh Paşa’da vaat ettiği vergiyi ödememesi üzerine yapılan savaşlar sonucunda 1618 Serav Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre Nasuh Paşa’nın şartları tekrar edilmiş, yani İran vergiyi ödemeyi tekrar kabul etmiştir.
- 1623 – 1639 Savaşları : İran, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu karışık durumdan faydalanarak Revan’ı Bağdat’ı ele geçirmiş ve buranın ileri gelenlerinin işkence ile öldürmüştür. IV. Murat içte asayişi sağladıktan sonra 1635 Revan, 1638 Bağdat seferleriyle bu bölgeleri ele geçirmiştir. 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre, Bağdat Osmanlılarda kalacak, Revan ve Azerbaycan İran’a bırakılacak, Zağros Dağları sınır kabul edilecektir.

Not : Bugünkü Türk-İran sınırları çizilmiş ve uzun süren bir barış dönemi başlamıştır.

OSMANLI – VENEDİK İLİŞKİLERİ (1645 – 1669) :



Ege Denizi ile Akdeniz’in sınırını oluşturan Girit çok önemli bir stratejik konuma sahiptir. Bölgenin güvenliği için adanın alınması gerekmektedir. Hacca giden bir gemimize saldırılması üzerine başlayan savaşlar 25 yıl kadar devam eder. Fazıl Ahmet Paşa zamanında Girit’in fethi tamamlanır.

Not-1 : Sicilya Adası’nın doğusundan itibaren Akdeniz, Türk hakimiyetine girmiştir.

Not-2 : Girit’in fethinden sonra donanmaya gereken önem verilmemiştir.

OSMANLI – LEHİSTAN İLİŞKİLERİ :

- 1621 Hotin Seferi : Lehistan’ın Boğdan’ın iç işlerine karışması yüzünden ilişkiler bozulmuş, II. Osman Hotin seferine çıkmış, fakat yeniçerilerin gevşekliği yüzünden kale alınamamıştır.
- 1621 Hotin Antlaşması : Önemli bir sınır değişikliği olmamış ve Lehistan vergi vermeye razı olmuştur.

Önemi : İlk kez bu olayla beraber Yeniçeri Ocağını kaldırma fikri II. (Genç) Osman tarafından ortaya atılmıştır.

- 1672 Lehistan Seferi ve Bucaş Antlaşması : Lehistan’ın Osmanlı himayesindeki Ukrayna Kazakları’na saldırmasıyla savaşlar başlamış, Fazıl Ahmet Paşa Sultan IV. Mehmet’le beraber sefere çıkarak Lehistan’ı mağlup etmiş ve 1672 Bucaş Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre, Podolya ve Ukrayna Osmanlı topraklarına katılmış ve Lehistan vergi ödemeyi kabul etmiştir.

Not : Bu arada Lehistan tahtına geçen Jan Sobyesky vergi maddesini kabul etmemiş ve savaş 4 yıl daha devam etmiş, 1676’da vergi maddesi kaldırılarak antlaşma yenilenmiştir.

Önemi : Topraklarımıza toprak kattığımız en son antlaşmadır.

OSMANLI – AVUSTURYA İLİŞKİLERİ :

- 1593 – 1606 Savaşları : Bosna beylerbeyinin tuzağa düşürülmesi ve Avusturya’nın sınırlarda karışıklık çıkarması ile başlayan savaşlar uzun süre devam etmiştir. 1595’de tahta geçen III. Mehmet devlet adamlarının ısrarı ile ordunun başında sefere çıkmıştır. Eğri, Kanije, Estergon kaleleri alınmış, 1596 Haçova Meydan Savaşı kazanılmıştır. Doğuda İran Savaşları, içeride Celali İsyanları nedeniyle barışa razı olunmuştur.

1606 Zitvatorok Antlaşması :

- Eğri, Kanije, Estergon kaleleri Osmanlı’da kalacak
- Avusturya ödemekte olduğu vergiyi bundan sonra vermeyecek, sadece bir kereye mahsus 200.000 kara kuruş savaş tazminatı ödeyecek.
- Avusturya arşidükası Roma Çeşarı kabul edilecek, protokol bakımından Osmanlı padişahına eşit sayılacaktır.

Not : Osmanlı’nın Avusturya karşısındaki üstünlüğünü kaybettiği antlaşmadır.

* 1662 – 1664 Savaşları : Erdel sorunu yüzünden savaşlar yeniden başlamış, Fazıl Ahmet Paşa, alınması çok zor bir kale olan Uyvar’ı ele geçirmiş, Avusturyalılar barış istemişlerdir.
* 1664 – Vasvar Antlaşması :

- Uyvar ve Novigrad kaleleri Osmanlı’ya bırakılacak
- Erdel Osmanlı’ya bağlı kalacak
- Avusturya savaş tazminatı ödeyecek

Not : Avusturya’dan toprak kazanılan son antlaşmadır. Son kez savaş tazminatı alınmıştır.

* II. Viyana Kuşatması ve Kutsal İttifak Savaşları 81683 – 1699) : Avusturya’nın baskısı karşısında Macarlar’ın yardım istemesiyle başlayan savaşlar, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın devleti eski ihtişamına ulaştırabilme düşüncesiyle Viyana’yı kuşatmasına sebep olmuştur. Fakat, Viyana önlerinde büyük bir bozgun yaşanmıştır. Oluşturulan Kutsal ittifak ile (Avusturya, Venedik, Lehistan, Malta, Rusya) 16 yıl süren savaşlarda mağlup olunarak Belgrad önlerine kadar geri çekilmek zorunda kalınmıştır.

* 1699 Karlofça Antlaşması :

- Banat ve Temeşvar hariç Macaristan’ın büyük bir bölümü ve Erdel Avusturya’ya
- Podolya ve Ukrayna Lehistan’a
- Mora ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e verilmiştir.
- Barış 25 yıl sürecek ve Avusturya’nın Garantörlüğünde bulunacaktır.

Önemi : Osmanlı ilk kez büyük ölçüde toprak kaybına uğramış ve gerileme dönemi başlamıştır.

Not-1: Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletleri üzerindeki yaptırım gücü sona ermiştir.

Not-2: Rusya ile yapılan ilk resmi antlaşma Bahçesaray Antlaşması’dır (1681).

1700 İstanbul Antlaşması :

- Azak kalesi Rusya’ya bırakılacak
- Ruslar kutsal yerleri ziyaret edebilecekler
- İstanbul’da elçi bulundurabileceklerdir.

Not : Rusya ilk kez Karadeniz’e inme imkanı bulmuştur.

17. YÜZYILDA İÇ İSYANLAR

* Merkezi (İstanbul) İsyanları : III. Murat, II. Osman, IV. Murat, IV. Mehmet zamanlarında görüldü. Kapıkulu askerleri, zaman zaman da halk ve ulema sınıfının katılımıyla gerçekleşmiştir. En büyükleri II. Osman’ın tahttan indirilerek öldürüldüğü isyan ile IV. Mehmet zamanında Vakay-ı Vakvakiye (Çınar Vakası) adıyla gerçekleşen isyanlardır.
* Celali İsyanları (Anadolu) : İlk defa Yavuz zamanında görülür. Anadolu’da çıkan isyanlardır. Bu isyanların en önemlileri; Canbolatoğlu, Karayazıcı, Kalenderoğlu, Deli Hasan, Vardar Ali Paşa isyanlarıdır.

* Eyalet İsyanları : Merkezi otoritenin bozulmasından faydalanarak devletten kopmak amacıyla Erdel, Eflak, Boğdan gibi yarı bağımlı eyaletlerde çıkan isyanlardır.

17. YÜZYILDAKİ ISLAHAT HAREKETLERİ :

* Padişahlar

II. Osman : Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmayı düşünmüştür. Sarayı halka açmaya çalışmıştır. Sosyal alanda ıslahat yapan ilk padişahtır.

IV. Murat : İstanbul ve Celali İsyanlarını bastırmış, devlet üzerindeki kadınlar ve saray ağaları saltanatına son vermiştir. Şiddet ve korku politikasıyla nizamı sağlamış, içki, tütün ve gece sokağa çıkma yasağı getirerek ahlaki alanda ıslahatlar yapmıştır. Koçi Bey’e raporlar hazırlatarak köklü ıslahatlar gerçekleştirmeyi düşünmüşse de ömrü yetmemiştir.

* Devlet adamları :

Kuyucu Murat Paşa : Celali İsyanlarını şiddetle bastırmıştır. I. Ahmet dönemi vezirlerindendir.

Tarhuncu Ahmet Paşa : Osmanlı’da ilk defa resmi devlet bütçesini hazırlayarak, saray masraflarını kısma yoluna gitmiş, bunu hayatıyla ödemiştir. IV. Mehmet dönemi veziridir.

Köprülü Mehmet Paşa : Şartlı olarak başa geçmiş, baskı ve şiddet yoluyla isyanları bastırmıştır.

Köprülü Fazıl Ahmet Paşa : Kısa bir dönemde olsa devlete eski günlerini yaşatmış, ordu, donanma ve maliyede düzenlemeler yapmıştır.

* Fikir Adamları :

Koçi Bey : Büyük bir fikir ve bilim adamıdır. Duraklama ve gerilemenin sebeplerini, bunun önlem ve çarelerini iki rapor halinde hazırlayarak IV. Murat’a sunmuştur.

17. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ

- Avrupa örnek alınmamıştır.
- Yüzeyseldir, baskı ve şiddete dayanır.
- Devlet politikası haline gelmemiş, gelişme imkanı bulamamışlardır.
- Yeniçeri, ulema ve halkın tepkisiyle karşılaşmıştır.
- Genel olarak başarılı olamamıştır.
- Yönetim, hukuk ve teknik alanlarda ıslahat yapılmamıştır.
- Duraklamaya çözüm olmamışlardır.


OSMANLI GERİLEME DÖNEMİ (1699 – 1792)


GERİLEME DÖNEMİ PADİŞAHLARI

- II. Mustafa (1695 – 1703)
- III. Ahmet (1703 – 1730)
- I. Mahmut (1730 – 1754)
- III. Osman (1754 – 1757)
- III. Mustafa (1757 – 1774)
- I. Abdülhamit (1774 – 1789)
- III. Selim (1789 – 1807)

* 18. Y.y. Dış Politika : Karlofça ve İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda İran ile savaşlar yapılmıştır.
* 18. Y.y. İç Politika : Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı Pasarofça Antlaşması’ndan itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır.


18. YÜZYIL SİYASİ OLAYLARI :

* 1703 Edirne Vakası (Cebeci İsyanı) : Sultan II. Mustafa devlet işlerinden elini çekmiş ve vaktinin çoğunu Edirne’de geçirmeye başlamıştır. Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin eline kalan devlet işlerinde önemli aksamalar görülmüştür. Bir de başkentin Edirne’ye taşınacağı söylentisi, yeniçerilerin isyanına sebep olmuştur. Şeyh’
ül-İslam öldürülmüş, II. Mustafa tahttan indirilerek yerine Sultan III. Ahmet getirilmiştir.

* 1711 Prut Savaşı : 18. Yy. başlarında Rus Çarı olan I. Petro Rusya’yı bir Avrupa devleti haline getirmiş ve tarihi bir dış politika tayin etmiştir. Bir taraftan Baltık Denizi’ne diğer taraftan Akdeniz’e açılmayı hedeflemiştir. Lehistan’ın iç işlerine karışması İsveç ile savaşlara sebep olmuş Poltova Savaşı’nda Ruslara mağlup olan İsveç kralı 12. Şarl’ın peşinden Petro da Osmanlı topraklarına girmiştir. Bunun üzerine Osmanlı, Rusya’ya savaş açmıştır. Prut bataklığında Rus ordusu sıkıştırılmışsa da Yeniçerilere güvenemediği için Baltacı Mehmet Paşa antlaşmaya razı olmuştur.

* 1711 Prut Antlaşması :

¨ Azak Kalesi ve çevresi Osmanlı’ya verilecek
¨ Ruslar İstanbul’da elçi bulunduramayacak
¨ Rusya Lehistan’ın iç işlerine karışmayacak
¨ Demirbaş Şarl ülkesine dönebilecek
¨ Çar Petro ve ordusu serbest bırakılacaktır.

Not : İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerler ve haklar geri alınmıştır. Karlofça ile kaybedilen yerlerin de geri alınabileceği ümidi doğmuştur.

Not : Karadeniz yeniden Ruslar’a kapatılmış ve Türk gölü haline gelmiştir.

1715 – 1718 OSMANLI – AVUSTURYA VE VENEDİK SAVAŞLARI

Mora halkının Venedik idaresinden memnun olmayıp Osmanlı’dan yardım istemesi üzerine Venedik ile savaş yapılmış, Mora alınmıştır. Fakat bu olay Karlofça’nın garantör devleti olan Avusturya’nın Osmanlı’ya savaş açmasına sebep olmuştur. İki devletle birden savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti barış istemiştir.

* 1715 Pasarofça Antlaşması : Banat, Temeşvar ve Belgrat dahil Macaristan’ın büyük bir bölümü Avusturya’ya bırakıldı. Arnavutluk, Hersek ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e, Mora Osmanlı’ya bırakılmıştır.

Not : Avrupa’nın üstünlüğü kabul edilmiş, Lale Devri başlamış ve ilk kez Avrupa örnek alınarak ıslahatlara girişilmiştir.

OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİ :

İran’ın Sünni Müslümanlara baskı yapmasıyla mezhep ve saltanat mücadelesi başlamıştır. İran’da ortaya çıkan bu karışıklıktan faydalanmak isteyen Rusya İran’a saldırınca Osmanlı Devleti de İran’a girmiş, Fransa’nın arabuluculuğu ile savaş olmadan Rusya ile 1724 İstanbul Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre, İran’ın kuzeyi Rusya’ya batısı Osmanlı Devleti’ne bırakılmıştır. İran Osmanlı Devleti’nin ele geçirdiği toprakları geri almak isteyince Osmanlı – İran savaşları başlamış, 1732 Ahmet Paşa Antlaşması ile son bulmuştur. Buna göre, Tebriz, Kirman, Hemedan İran’da, Tiflis ve Dağıstan Osmanlı’da kalıyordu. Bu esnada İran’da, taht değişikliği olmuş, Safevi hanedanına son veren Avşar Türkleri’nden Nadir Şah tahta geçmiş ve yapılan anlaşmayı tanımayarak Osmanlı’ya savaş açmıştır. Sonunda 1746 Kerden (II. Kasr-ı Şirin) Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre; I. Kasr-ı Şirin Antlaşması esas alınmış ve Zağros Dağları sınır kabul edilmiştir. Böylece günümüze kadar süren dostluk dönemi başlamıştır.

1736 – 1739 OSMANLI – AVUSTURYA VE RUSYA SAVAŞLARI

Rusya’nın Kırım’a saldırması, Osmanlı – İran Savaşları’nda Kırım hanının göndereceği yardımın Ruslar tarafından engellenmesi, Avusturya ile Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni parçalama konusunda anlaşmaları üzerine savaşlar başlamıştır. Osmanlı Devleti bu yüzyılda bile iki büyük devlete karşı başarılı mücadeleler vermiş. Fransa’nın da arabuluculuğu ile antlaşma imzalanmıştır.

* 1739 Belgrat Antlaşması :
- Banat hariç, Pasarofça ile kaybedilen yerler geri alınmış
- Azak kalesi yıkılmak şartı ile Rusya’ya bırakılmıştır.
- Rusya Karadeniz’de donanma ve ticaret gemisi bulunduramayacak
- Rusya savaş sırasında işgal ettiği Kırım ve Eflak’tan çekilecektir.

Notlar : Gerileme döneminde imzalanan son karlı antlaşmadır.

- Karadeniz’in Türk gölü olduğu son kez kabul edilmiştir.
- Fransızlar’a verilmiş olan kapitülasyonlar 1740’da sürekli hale getirilmiştir.

1768 – 1774 OSMANLI – RUS SAVAŞI :

Rus çariçesi II. Katharina Deli Petro’nun yolundan gidiyor, Kırım’ı ele geçirmek, Balkanlar’da kendine ait devletçikler kurmak, Kafkaslar’ı ve Lehistan’ı ele geçirmek istiyordu. Lehistan’da çıkan taht mücadelelerine karışmış, Rusya yanlısı birini kral seçtirmiştir. Lehliler’in Osmanlılar’dan yardım istemesi üzerine Osmanlı – Rus Savaşları yeniden başlamıştır. Baltık Denizi ve İngilizler’in de yardımıyla Vebelitarık’tan dolaşan Ruas donanması Çeşme önlerinde Osmanlı donanmasını yakmışlardır (1770). Kartal meydan muharebesinde 180.000 kişilik Osmanlı ordusu 30.000 kişilik Rus ordusu karşısında ağır bir yenilgiye uğramıştır. Bu olayları duyan III. Mustafa kederinden ölmüştür. Tahta geçen I. Abdülhamit barış istemiş, 1774 Küçük kaynarca Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre;

* Kırım bağımsız olacak (Böylece ilk kez halkının tamamı müslüman olan bir bölge kaybedilmiştir ve ilk kez halifeliğin siyasi gücünden faydalanılmaya başlanmıştır.)
* Azak kalesi ve çevresi Rusya’ya bırakılacak
* Ruslar istedikleri yerlerde konsolosluk açabilecek
* Rusya, Ortodoksların hamiliğini üstlenmiştir. (Rusya Osmanlı’nın iç işlerine karışma yetkisini elde etmiştir.)
* Ruslar kapitülasyonlardan faydalanabilecek (ilk kez)

* Rusya, Karadeniz’de savaş ve ticaret gemileri bulundurabilecek, Osmanlı limanlarını kullanabilecek (Karadeniz bir Türk gölü olmaktan çıkmıştır.)
* Rusya savaş sırasında işgal ettiği, Eflak, Boğdan ve Ege adalarından çekilecek, Osmanlı Devleti buralarda genel af ilan edecek, belli bir süre vergi almayacak ve halkın göç etmesine izin verecektir.
* Osmanlı Devleti savaş tazminatı verecek (Tarihinde ilk kez)

Önemi : Osmanlı Devleti’nin bu yüzyılda imzaladığı en ağır anlaşmadır.

- 1779 Aynalıkavak Antlaşması (Tenkihnamesi) : II. Katherina’nın Rusya yanlısı Şahin Giray’ı Kırım hanı seçtirmesi üzerine Kırım halkı Osmanlı’dan yardım istemiştir. Fakat savaş durumu ortaya çıkmadan Fransa’nın arabuluculuğu ile AynalıKavak Tenkihnamesi (1779) imzalanmıştır. Buna göre; Kırım bağımsız kalacak, Şahin Giray’ın Kırım Hanlığı’nı Osmanlı Devleti kabul edecektir.
- 1787 – 1792 Osmanlı – Rusya ve Avusturya Savaşları : Ruslar’ın Kırım’ı işgal etmeleri, göç eden halkı katletmeleri ve Osmanlı’yı paylaşma konusunda Avusturya ile anlamları üzerine savaşlar başlamıştır. Özi kalesinin Ruslar tarafından ele geçirilip halkının katledilmesi üzerine I. Abdülhamit kederinden ölmüş, yerine III. Selim geçmiştir. 1789 Fransız İhtilali olunca Avusturya, 1791 Ziştovi Antlaşması’nı imzalayıp savaştan çekilmiştir. Buna göre,

- Savaşta alınan yerler geri verilecek
- Unna ve Orsova çevresi Avusturya’ya bırakılacak
- Rusya ile savaş devam ederse Avusturya yardım yapmayacaktır.

Not : Osmanlı-Avusturya Savaşları sona ermiştir.

Yalnız kalan Rusya da barış istemiştir. 1792 Yaş Antlaşması’na göre;

- Kırım ve Özi Rusya’da kalacak
- Dinyester Irmağı sınır kabul edilecektir.

Not-1 : Dağılma dönemi başlamıştır.

Not-2 : Fransız İhtilali’nin çıkması Osmanlı’nın kaybını azaltmıştır.

XVIII. YÜZYIL ISLAHAT HAREKETLERİ

* Lale Devri (1718 – 1730) : Pasarofça Antlaşmasıyla başlamış, Patrona Halil İsyanı’yla sona ermiştir. Bu dönemde Avrupa’nın üstünlüğü anlaşılmış ve ilk kez Avrupa örnek alınarak ıslahatlar yapılmıştır. Bu dönemde askeri ıslahat yoktur. Yapılan ıslahatlar :

- İbrahim Müteferrika ve Sait Efendi tarafından ilk kez matbaa getirildi. (ilk teknik yenilik)
- Avrupa’da ilk kez geçici elçilikler açıldı. (Yeniliklerin öğrenilmesi maksadıyla).
- İlk çiçek aşısı uygulandı.
- Yeniçerilerden ilk itfaiye bölüğü oluşturuldu (Tulumbacılar).
- Yalova’da bir kağıt fabrikası kuruldu.
- İznik ve Kütahya’da çini imalathaneleri kuruldu.
- İstanbul’da kumaş fabrikaları kuruldu.

- Bilim ve tercüme heyetleri oluşturularak bir çok eser Türkçe’ye çevrildi.
- Mimari’de ilk kez Avrupa tarzında eserler inşa edildi (sivil mimari gelişti).
- Köşkler, bahçeler, kütüphaneler kuruldu.
- Bu dönemde minyatürde Levni, şiirde Nedim meşhurdur.

* I. Mahmut Dönemi Islahatları (1730 – 1754) : Aslen Fransız olan Humbaracı Ahmet Paşa tarafından Humbaracı ve topçu ocakları ıslah edildi.

Not : İlk kez Avrupalı birisinin tecrübesinden faydalanarak Islahat yapılmıştır.

Kara Mühendishanesi kurulmuştur. (Subay yetiştirmek için). Avrupa tarzında açılan ilk okuldur. Ordu onlu sisteme göre yeniden düzenlenmiştir.

* III. Mustafa Dönemi Islahatları (1757 – 1774) :

- Sadrazam Koca Ragıp Paşa öncülüğünde yapılmıştır.
- Baran dö Tot tarafından “Sürat Topçuları Ocağı” kurulmuşsa da bir müddet sonra kapanmıştır.
- Deniz Mühendishanesi (Mühendishane-i Bahr-i Hümayun) açılmıştır.
- İlk borçlanma başlamıştır.

* I. Abdülhamit Dönemi Islahatları (1774 – 1789) :

Sadrazam Halil Hamit Paşa öncülüğünde topçu ocakları ıslah edilmiş, Sürat topçuları yeniden kurulmuş, ilk yeniçeri sayımı yapılmış, ulufe alım – satımı yasaklanmış, İstihkam Okulu açılmış ve Cezayirli Hasan Paşa tarafından donanma ıslah edilmiştir.

* III. Selim Dönemi Islahatları (1789 – 1807) :

Köklü ıslahatlar yapmıştır. Yaptığı ıslahatlara genel olarak Nizam-ı Cedit adı verilir. Ayrıca hususi olarak Avrupa tarzında kurduğu bu orduya da bu ad verilir. Bu ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için İrad-ı Cedit adlı bir hazine kurulmuştur. Bu ordunun eğitimi için Levent ve Selimiye kışlaları yaptırılmış, Fransa’dan subaylar getirilmiştir. İlk devlet matbaası (Matbaa-i Amire) kurulmuştur. İlk kez Avrupa’ya daimi elçiler gönderilmiştir. Kara ve deniz mühendishanelerini geliştirerek Mühendishane-i Berr-i Hümayun ve Mühendishane-i Bahr-i Hümayun adı verilmiştir Yerli malı teşvik edilmiştir.

* Gerileme Dönemi Islahatlarının Genel Özellikleri :

- Avrupa örnek alınmıştır.
- Duraklamaya göre daha köklüdür.
- Askeri alanda ağırlıklıdır.
- Islahatlar, yapan kişilerin döneminde geçerli olmuş bir devlet politikası haline gelememiştir.
- Islahatlar, yeniçerilerin, halkın ve ulemanın tepkisiyle karşılaşmıştır.
- Yönetim ve hukuk alanında ıslahat yapılmamıştır.
- 17. Y.y.’a göre daha başarılı olmakla beraber devletin çöküşü önlenememiştir.
- Devlet adamları tarafından yapılmıştır.
DAĞILMA DÖNEMİ (1792 – 1922)



DAĞILMA DÖNEMİ PADİŞAHLARI :

III. Selim (1789 – 1807)
IV. Mustafa (1807 – 1808)
II. Mahmut (1808 – 1839)
Sultan Abdülmecid (1839 – 1861)
Sultan Abdülaziz (1861 – 1876)
V. Murat (1876)
II. Abdülhamit (1876 – 1909)
V. Mehmet Reşat (1909 – 1918)
VI. Mehmet Vahdettin(1918 – 1922)

XIX. Yüzyıl Devletler Tablosu :

Osmanlı Devleti’nde, 18. Yy.’da bütün çabalara rağmen devletin çöküşü önlenememiş, gerek içteki çöküntü, gerekse dışta alınan mağlubiyetler ve büyük toprak kayıpları yüzünden Osmanlı Devleti kendi ayakları üzerinde duramayacak kadar güçsüzleşmiştir. Büyük devletler arasında ki sürtüşmeler ve rekabetten faydalanarak ayakta kalmaya çalışmış, yani denge politikası izlemiştir. 19.y.y.’ın sonlarına kadar İngiltere, 1878 Berlin Antlaşması’ndan sonra Almanya ile yakınlaşmaya girmiştir.

İngiltere’nin bu yüzyıldaki politikası sömürgelerine giden yoların güvenliğini sağlamaktır. Bu amaçla özellikle Doğu Akdeniz’de zayıf bir Osmanlı Devleti işine geldiğinden Osmanlı’yı Berlin Antlaşmasına kadar desteklemiştir. Bu tarihten sonra Osmanlı – Almanya yakınlaşması meydana gelince Osmanlı’yı parçalamaya yönelik bir politika takip etmiştir.

İngiltere ile rekabet halinde olan Fransa ise Rusya ve özellikle Almanya karşısında İngiltere ile beraber hareket etmektedir.

Sıcak denizlere inmek isteyen Rusya , hasta adam olarak gördüğü Osmanlı’nın mirasını paylaşmayı düşünmektedir.

Almanya ise Prusya krallığı etrafında 1870’de siyasi birliğini tamamlamış, güçlü ve sanayileşmiş bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. İngiltere’nin sömürgelerine göz dikmesi aralarında rekabete yol açmıştır.

Piyomento Krallığı etrafında siyasi birliğini tamamlayan İtalya sömürge arayışı içindedir.

Avusturya ise, Balkanlar’ı ele geçirmek ve Doğu Akdeniz’de yeni çıkarlar elde etmek istemektedir.

DAĞILMA DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI

Napolyon’un Mısır’ı İşgali (1798 – 1801)

Fransız İhtilali sonucu ortaya çıkan İhtilal Savaşları’nda büyük başarı kazanan napolyon, İngiltere’nin Akdeniz’deki üstünlüğüne son vermek amacıyla 1798’de Mısır’ı İşgal etmiştir. Osmanlı Devleti İngiltere ve Rusya’dan yardım istemiştir. Fransız donanması Mısır önlerinde İngilizler tarafından yakılmıştır. Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak isteyen Napolyon, Akka Kalesi’ni kuşatmışsa da Cezzar Ahmet Paşa yönetimindeki Nizam-ı Cedit orduları karşısında ilk mağlubiyetini almıştır. 1801 El-Ariş Antlaşması’nı imzalayan Fransa Mısır’dan çekilmiştir.

Not-1 : Osmanlı – Fransız ilişkileri bu olayla ilk kez bozulmuş, fakat 1804 Sırp İsyanı’ndan sonra tekrar düzelmiştir.

Not-2 : Osmanlı denge politikası izlemeye başlamıştır.

Not-3 : Rus donanması ilk kez boğazlardan serbestçe geçmiştir.

Not-4 : Fransa Doğu Akdeniz’deki etkinliğini kaybetmiştir.

1806 – 1812 OSMANLI – RUS SAVAŞI :

Nedenleri :

- Rusya’nın geçici olarak işgal ettiği Ege Adaları’nı Fransız tehlikesi sürdüğü gerekçesiyle boşaltmaması
- Ruslar’ın Mora, Eflak, Boğdan ve Sırpları kışkırtması
- Osmanlı’nın Rusya yanlısı tavır izleyen Eflak ve Boğdan beylerini görevden alması
- Boğazlar’ı Ruslar’a kapatması
- Napolyon’un Osmanlılar’ı kışkırtması yüzünden savaşlar başlamıştır. Napolyon’un iki yüzlülüğü sebebiyle yalnız kalan Osmanlı Devleti mağlup olarak barış istemiştir.

1812 Bükreş Antlaşması :

- Baserabya Rusya’ya bırakılacak
- Prut Nehri sınır olacak
- Rusya savaşta işgal ettiği Eflak ve Boğdan’dan çekilecek
- Sırplara imtiyaz verilecektir.

Not : İlk kez bir azınlığa imtiyaz verilmiştir.Bu daha sonra diğer azınlıklara da yol göstermiştir.



MİLLİYETÇİLİK İSYANLARI(ULUSÇULUK HAREKETLERİ)

** Sırp İsyanı (1804 – 1878)

Sebepleri :

¨ Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımı
¨ Rusya’nın kışkırtması
¨ Osmanlı merkezi otoritesinin bozulması
¨ Gönderilen yöneticilerin haksız davranışları
¨ Osmanlı Avusturya savaşlarında Sırbistan’ın savaş alanı haline gelmesi

İlk isyan 1804’de Kara Yorgi tarafından çıkarılmış, Rus savaşları yüzünden uzun süre bastırılamamıştır. 1812 Bükreş Antlaşması ile imtiyazlar elde eden Sırplar, 1829 Edirne Antlaşması ile özerklik kazanmış, 1878 Berlin Antlaşması ile de bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.

Not : Sırplar Osmanlı’ya karşı ilk ayaklanan millettir.

** Yunan İsyanı (1820 –1829) :

Sebepleri :

¨ Milliyetçilik akımı
¨ Rusya’nın kışkırtması
¨ Avrupa Devletlerinin Rumlar’ı eski Yunan uygarlığının temsilcileri olarak kabul etmeleri
¨ Etnik-i Eterya’nın çalışmaları
¨ Osmanlı yönetimindeki bozulmalar
¨ Rum aydınlarının çalışmaları

İlk isyan 1820’de Eflak’ta çıkmış, fakat Tepedelenli Ali Paşa tarafından bastırılmıştır. Ali Paşa’nın Osmanlı yöntemiyle arasının bozulup isyan etmesiyle uygun ortamı bulan Rumlar 1821’de Mora’da isyan etmişler, Avrupa devletlerinin de desteğini alan isyan bastırılamamıştır. Mısır valisi Kavalalı Mahmet Ali Paşa’dan yardım istenmiş, Mehmet Ali Paşa Mora ve Girit valiliğine karşılık yardım ederek isyanı bastırmıştır. Buna kızan Avrupa devletleri, Navarin’de Osmanlı ve Mehmet Ali Paşa donanmasını yakmışlardır. Osmanlı Devleti tazminat istemiş, buna karşılık Avrupa devletleri Yunanistan’ın bağımsızlığını teklif etmişlerdir. Kabul edilmeyince Fransa geçici olarak Mora’yı İngiltere İskenderiye’yi işgal etmiştir. Rusya ile savaş açmıştır. Yapılan savaşı kaybeden Osmanlı Devleti, 1829 – Edirne Antlaşması ile Yunanistan’ın bağımsızlığını tanımıştır.

1827 – 1829 OSMANLI – RUS SAVAŞI :

1826 Yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, yerini dolduracak bir ordu kurulamamıştı. Ordusunu ve donanmasını kaybeden Osmanlı Devleti Rusya karşısında başarılı olamamış, Ruslar doğuda Erzurum’a, batıda Edirne’ye kadar ilerlemişlerdir. Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kalmıştır.

- 1829 Edirne Antlaşması :

¨ Yunanistan bağımsız olacak (ilk kez bir azınlık bağımsızlık kazandı.)
¨ Sırplar’a özerklik verilecek (ilk kez bir azınlık özerklik kazandı.)
¨ Eflak ve Boğdan Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kalacak fakat buralara imtiyaz verilecek (Romanya’nın temelleri atılmıştır.)
¨ Osmanlı Devleti 8.500.000 lira savaş tazminatı ödeyecek
¨ Doğu’da Batum’a kadar olan topraklar Rusya’ya bırakılacak

Not-1 : Küçük Kaynarca’dan sonra imzalanan en ağır anlaşmadır.

Not-2 : Fransa’nın Cezayir’i işgaline zemin hazırlamıştır. (Kuzey Afrika’da kaybettiğimiz ilk topraktır – 1830)

Not-3 : Mısır sorununa sebep olmuştur.

MISIR SORUNU

Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır’da güçlü bir yönetim,ekonomi, ordu ve donanma oluşturmuştu. Mora İsyanı’nın bastırılmasında yardım istenince, Mora ve Girit valiliğini istemiş fakat Edirne antlaşmasıyla Mora’da Yunanistan kurulunca, Mora’ya karşılık Suriye valiliğini istemiştir. II. Mahmut Girit’i vermekle beraber Suriye valiliğini vermemiş, bunun üzerine Mehmet Ali Paşa isyan etmiştir. Oğlu İbrahim paşa komutasındaki Mısır ordusu Suriye’yi ele geçirmiş,Osmanlı ordusunu Adana ve Konya’da mağlup ederek Kütahya’ya kadar ilerlemiştir. İstanbul tehlikeye girince II. Mahmut Rusya’dan yardım istemek zorunda kalmıştır. Rus donanma ve ordusu İstanbul önlerine gelince bu durumdan İngiltere ve Fransa rahatsız olmuştur. Onların müdahalesi ile sorun uluslar arası bir hal almış ve Kütahya Antlaşmasıyla belli bir süre için çözüme kavuşturulmuştur.

1833 Kütahya Antlaşması :

¨ Mehmet Ali Paşa’ya Mısır valiliğine ek olarak Suriye ve Girit valiliği
¨ Oğlu İbrahim Paşa’ya Cidde valiliğine ek olarak Adana valiliği verilmiştir.

Not-1 : Osmanlı Devleti’nin bir valisi karşısında mağlup olması güçsüzlüğünü ortaya koymuştur.

Not-2 : İki taraf da antlaşmadan memnun kalmamıştır.

HÜNKAR İSKELESİ ANTLAŞMASI (1833) : II. Mahmut , Mehmet Ali Paşa’dan çekindiği, İngiltere ve Fransa’ya da güvenmediği için Rusya’yla ittifak yapma yoluna gitmiştir. Bu antlaşmaya göre ;

* Osmanlı Devleti bir saldırıya uğrarsa Rusya ordu ve donanma yardımı yapacak, fakat masraflarını Osmanlı karşılayacak.
* Rusya saldırıya uğrarsa, Osmanlı Devleti Boğazları kapatacak.
* Antlaşma 8 yıl geçerli olacak<br
 
Üst