Karagöz'ün İğnesi

Serdar102

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
6 Eki 2016
Mesajlar
102
Puanları
18
Yaş
65
Konum
Bursa
Hacivat birkaç gündür görmediği Karagöz'ü sağda solda arar, bulamaz. Sorar soruşturur bilen, gören yoktur. Son çare olarak evine gider. Karısı Karagöz'ün üç gündür evin samanlığında olduğunu ve yemeğini bile orada yediğini söyler. Hacivat bahçeden samanlığa geçer. Karagöz samanların arasında birşey aramaktadır. Ama ne?

Hacivat: " Selam Karagözüm, ben geldim, selam. "

Karagöz: " Hay Selami'nin kara kellesi. Sen misin Hacivat? "

Hacivat: " İyi günler Karagözüm, iyi günler. "

Karagöz: " Güller iyidir de ben papatyayı pek severim. "

Hacivat: " Aman Karagözüm, neden o? "

Karagöz: " Papatyanın yapraklarını seviyor, sevmiyor diye koparıyorum, hep Hacivat beni sevmiyor çıkıyor. "

Hacivat: " Olur mu Karagözüm? Ben seni çok severim. Bunu cümle alem bilir. "

Karagöz: " Düğmeci Adem bilir ama ben bilmiyorum. Beni sevmeyeni ben de sevmem. "

Hacivat: " Yapma. "

Karagöz: " Yaptım bile. "

Hacivat: " Etme. "

Karagöz: " Ettim bile. "

Hacivat: " Papatya falına inanma. "

Karagöz: " Ee kime inanacağım? "

Hacivat: " Bana inan Karagözüm. "

Karagöz: " O zaman sevdiğini ispat et. Bir şey istesem yapar mısın? "

Hacivat: " Emrin olur. Ne istersen yaparım. "

Karagöz: " Samanların arasına iğne düşürdüm. Bul iğneyi, ispatla sevdiğini. "

Hacivat: " Aman Karagözüm, samanlıkta iğne aranır mı? "

Karagöz: " Aranır, ben üç gündür arıyorum. "

Hacivat: " Aradın da buldun mu? "

Karagöz: " Bulamadım. Sanki iğne samana dönüşmüş. "

Hacivat: " O iğne ne iğnesiydi? "

Karagöz: " Arı iğnesi değil herhalde , dikiş iğnesiydi. "

Ben şimdi o iğneyi bulurum, diyen Hacivat samanlıkta iğne aramaya başlar. Birkaç dakika sonra her zaman yakasında bulundurduğu dikiş iğnesini, işte iğneni buldum, diyerek Karagöz'e verir. Karagöz buna çok sevinir ve Hacivat'ı alnından öper. Hacivat Karagöz'ün koluna girerek bahçeye çıkarır. Altlarına birer sandalye çekip otururlar. Karagöz karısına seslenir ve hanım bize iki çay yap, der. Çaylar gelinceye kadar onlar sohbeti o kadar koyulaştırır ve şakalaşmalarını o kadar ağırlaştırırlar ki, dünyanın gelmiş geçmiş en somurtkan insanını kahkahalarla güldürecek düzeye erişirler.
 
Üst