Kahyanın İsyanı
Eski zamanlarda vezirler, sabahları haremden selamlığa çıktıkları vakit kahya efendi sofada durup:
- Kahvecibaşı! Berberbaşı! Hazinedar Ağa! Çamaşır Ağası! Peşkir Ağası! Diye gedikli ağalara nida edermiş.
Vezirlerden birisi uzun süre mazul kalarak dairesi halkını dağıtmış ise de adet yerini bulsun diye yine sabahları
haremden çıkınca kahyasını, ismi var cismi yok ağalara nida ettirirmiş. Bir gün hayvanını hazırlatıp bineceği sırada
üzenginin biri eksik olduğunu görünce kahyaya:
- Üzenginin biri nerede? Diye sormuş. Kahya:
- Bilmem. Sabahleyin ağalar binmiştiler. Korkarım onlar zayi ettiler. Paşa:
- Canım bizde ağa ne gezer, deyince şu cevabı almış:
- Öyledir de her sabah beni eşekler gibi niye bağırtıp duruyorsun.
Eski zamanlarda vezirler, sabahları haremden selamlığa çıktıkları vakit kahya efendi sofada durup:
- Kahvecibaşı! Berberbaşı! Hazinedar Ağa! Çamaşır Ağası! Peşkir Ağası! Diye gedikli ağalara nida edermiş.
Vezirlerden birisi uzun süre mazul kalarak dairesi halkını dağıtmış ise de adet yerini bulsun diye yine sabahları
haremden çıkınca kahyasını, ismi var cismi yok ağalara nida ettirirmiş. Bir gün hayvanını hazırlatıp bineceği sırada
üzenginin biri eksik olduğunu görünce kahyaya:
- Üzenginin biri nerede? Diye sormuş. Kahya:
- Bilmem. Sabahleyin ağalar binmiştiler. Korkarım onlar zayi ettiler. Paşa:
- Canım bizde ağa ne gezer, deyince şu cevabı almış:
- Öyledir de her sabah beni eşekler gibi niye bağırtıp duruyorsun.