İstiklal Marşının Yazılışı Tiyatrosu

goken

Üye
Üye
Katılım
18 Eki 2007
Mesajlar
38
Puanları
28
Konum
GFDGFDSG
Akif İstiklal Marşı’nı Yazıyor
( Perde kapalıdır, davulcu ve tellal sahnededir, davulcu çalmaya başlar, perde açılır.)

TELLAL: Duyduk duymadık demeyin.( Davul çalar.) Hükümetümüz ordumuza aşk, şevk vermek; hain düşmana karşı cesurca savaşması için istiklal marşı yarışması düzenlemüştür.
( davulcu çalar.) Yarışmaya tüm şairlerimiz katılabileceklerdür. (davulcu çalar.) Yarışmada birinci gelen esere 500 lira ödül verilecektür. (davulcu çalar.) Son katılma tarihü 31 Aralıkdur.(davulcu çalar.)
TELLAL: Duyduk duymadık demeyin. (davulcu çalarak sahneyi terk eder.)
KORO:Bizim de bir istiklal marşımız olmalı!

(Sahne: Akif’in oturma odası, bayrak asılı, babasının fotoğrafı, bir kanepe (veya sedir), masa.Akif ve Hamdullah Suphi oturmaktadırlar.)
MAARİF NAZIRI:Üstadım ali cenaplarınız nasıldır? İyisinizdir inşallah.
AKİF: Sayın Hamdullah Bey, düşman kalbimize hançerini saplarken bu naciz bedenin ne önemi var!
MAARİF NAZIRI:Tabii ki üstadım,ben sadece geçirmiş olduğunuz şiddetli hastalıktan sonra durumunuz nasıl,onu merak etmiştim.

AKİF:Çok sağ olun sayın nazırım. Ama vatanımın içinde bulunduğu bu vahim durumda benim hasta olmamın, benim hastalığımın ne ehemmiyeti olabilir ki! (derinlere bakarak) Bu vatan için DEĞİL ,AKİF, BİNLERCE AKİF FEDA OLSUN!..
KORO: Bu vatan için DEĞİL ,AKİF, BİNLERCE AKİF FEDA OLSUN!..

MAARİF NAZIRI: (ayağa kalkarak yüksek sesle) Feda olsun! Efendim, binlerce Hamdullah Suphiler de feda olsun.

MAARİF NAZIRI: Efendim ziyaretimin sebebi şudur : Düzenli ordumuz; zalim, gaddar Yunan’a karşı savaşmaktadır. Meclisimiz ordumuza aşk, şevk ve heyecan verecek bir marşa ihtiyaç olduğuna kanaat getirmiştir. Bu sebeple , Maarif Müdürlüğü olarak İstiklal Marşı Yarışması açmış bulunuyoruz.

AKİF: Çok isabetli bir karar alınmış, inşallah hayırlı olur, amacına ulaşır.

MAARİF NAZIRI: Kazanacak esere 500 lira ödül verilecekti. Yarışmaya 720 eser katıldı. Ancak hiçbir eser marş olacak niteliğe haiz görülmemiştir.

AKİF: Daha sonra ne oldu?

MAARİF NAZIRI: Efendim, ben de arkadaşlara dedim ki : bu marşı yazsa yazsa üstad Mehmet Akif yazabilir; ondaki yüksek istidat ve bilgi bunu göstermektedir!

AKİF: Estağfirullah Hamdullah Bey!

MAARİF NAZIRI: Arkadaşlar da aynı görüşü belirttiler ve bu görüşü kabul ettiler. Sizden ricamız odur ki üstadım: istiklal marşımızı yazmanız…

( Akif düşünür.)



AKİF: Böyle bir şeyi kabul edemem.

MAARİF NAZIRI: Neden efendim?

AKİF: (ayağa kalkar) Hamdullah Bey, Hamdullah Bey, siz de bilirsiniz ki bir marş parayla, ısmarlamayla yazılamaz. Bu cennet vatan için, bu millet için, bu kahraman ordu için, (Ses tonunu yükselterek) asla ısmarlamayla bir marş yazılamaz ve yazılan bu marşa da parayla değer verilemez, paha biçilemez.

MAARİF NAZIRI: Haklısınız üstadım. (biraz düşünür.)Ya ne yapalım?

AKİF: İnşallah bir çıkış yolu buluruz.

MAARİF NAZIRI: (gezinir, sağa sola gider gelir.) Ya ne yapalım, yaaa ne yapmalı? Tamam buldum. Şöyle yapsak nasıl olur üstadım?

AKİF: Evet, sizi dinliyorum Hamdullah Bey.

MAARİF NAZIRI: Siz yazmaya karar verin, eseriniz beğenilip seçilirse, inşallah beğenilecektir, ödülü başka şekilde değerlendirebiliriz.

AKİF: Ne gibi?

MAARİF NAZIRI: Ne bileyim,mesela bir hayır kurumuna verilebilir.

AKİF: O zaman olabilir. (biraz düşünür.) Ha, eğer eserimiz seçilirse dar’ul aceze vakfına verilse nasıl olur? Kimsesi olmayan yoksul kadınlara verilmesi herhalde çok münasip olur.

MAARİF NAZIRI: Tamam işte üstadım, hem de çook münasip olur. Biz de biliyoruz, halkımız da biliyor ki : Eserleriniz şahsi maneviyatınızın ne denli kuvvetli olduğunu açık seçik göstermektedir.

AKİF: Estağfirullah.

MAARİF NAZIRI: Bu vazife sebebiyle ordumuzun moralini yükseltmek, hatta ülkemizin ezeli ve ebedi selameti için, mukaddes bayrağımızın yanında ilelebet söylenecek olan İSTİKLAL MARŞI sizin eseriniz olarak dünya döndükçe okunacaktır.

AKİF:Umarım; ama yine de bir şey yaptım diyemem bu vatan için.

MAARİF NAZIRI: Üstadım kıymetli zamanlarınızı aldım. Bana artık müsaade buyurunuz.

AKİF: Asıl ben sizin kıymetli zamanlarınızı aldım. Özellikle bir günün, hatta bir saatin bile önemli olduğu böyle bir dönemde, bu çetin savaşta!

MAARİF NAZIRI: (kapıdan çıkar.) Allah kaleminize güç versin, kısa zamanda ordumuz milletimiz marşına kavuşur inşallah! Allah’a ısmarladık.

AKİF:Sağolun efendim.Çalışmalarınızda Rabbim sizin de yardımcınız olsun. Uğurlar olsun(Hamdullah Suphi sahneden çıkar.)
KORO:Değil mi ki kıvılcımlandı bir kere

Damarımızdaki kan.

Pırıl pırıl süngülerimizin fecrinde

Özgür yaşamalı vatan!
AKİF: (ellerini açıp yukarı kaldırarak) Allah’ım bizlere yardım et. Bu yükün altından kalkabilmeyi nasip et. Ordumuzu koru, vatanımızı düşman ayağı altında çiğnetme. (ellerini yüzüne sürer ve perde kapanır.)



KORO:”Vatansız” sıfatla ölürsek eğer

Bize hesap sorar bedenimiz

Ve mazimiz

Ve şehitlerimiz.

Esir olmamaktır

En yüce hedefimiz.

( çalışma masası. Akif masada oturmaktadır.)

AKİF: (kalemi eline alır.)Allah’ım sen kolaylık ver, ordumuzu muzaffer kıl! (biraz düşünür.)
KORO: Atılıyorduk bir devre

Tarihlerden süzülmüş bir hal gibi

Hepimiz Akif ,

Hepimiz Mustafa Kemal gibi…


AKİF: Acaba şöyle mi başlasam?

“Çekinme, bitmez bu şafaklarda yüzen albayrak” (kağıdı eline alır, bakar.)

-Olmadı galiba…(Kağıdı bırakır, başka bir kağıt alır.) Şöyle başlasam mı? (düşünür, yazar)

(Kağıdı eline alır, bakar. Yüzünde tebessüm vardır, ayağa kalkar ve yüksek sesle okur.)
KORO: Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak;
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir, ancak.”
- Evet , oluyor!.. (sevinir, tekrar masanın başına geçer, iki üç dakika yazar, karalama yapar, kağıt değiştirir, ayağa kalkar hem düşünür hem de sahnede dolaşır.)
( Masaya oturur düşünür…)(Yazdıklarını yüksek sesle okur.)

KORO: “Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli
Değmesin( düşünür ) mabedimin göğsüne na-mahrem eli

(Çaresiz kalır.)

(EZAN SESİ DUYULUR.)

-Allahım yardım et!.. (Yazdıklarını yüksek sesle okur.)



KORO:“Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

( yazar, kağıt değiştirir, düşünür, beğenmez, kağıt değiştirir.)

(Sahnenin ortasına gelir.) (Yazdıklarını yüksek sesle okur.)

-“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal,
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!”

(Kağıda bakar.)
AKİF: İnşallah olmuştur.

(Masaya doğru yönelir.)

-Yüce Rabbim, sen de bilirsin ki, bu vatan için, ecdadım için, değil, bir istiklal marşı, binlerce istiklal marşı yazsam yine de bir şey yaptım diyemem; borcumu ödemiş olamam. Sen yine de bu mısraların aziz milletimin marşı olması için yardım et!
KORO: Allah, bir daha bu millete yeni bir İstiklal Marşı yazdırmasın!
(Perde kapanır.)
(12 Mart 1921 Meclis Salonu, bir başkan ve vekiller yer alır.)

BAŞKAN: Arkadaşlar, Üstad Mehmet Akif’in yazdığı eseri İstiklal Marşımız olarak kabul etmiş bulunuyoruz. Hayırlı olsun! (meclis ayağa kalkarak uzun süre alkışlar.)

BAŞKAN: Yüksek müsaadelerinizle bu eseri okutuyorum.

- Buyrun. (eliyle işaret eder, vekillerden biri marşı okur. Marş ayakta uzun süre alkışlanır.)

(perde kapanır.)
 
Üst