Fransız İhtilali ve Osm. Devletine Etkileri

Performans

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
26 Ocak 2007
Mesajlar
523
Puanları
63
Konum
TÜRKİYE
Fransız İhtilali ve Osm. Devletine Etkileri


Fransız ihtilâli, bir bakıma 18. yüzyılın başlarından itibaren Avrupa'da gelişen aydınlanma hareketinin (düşünce sisteminde aklı ön plana çıkarma) bir sonucudur. 17. yüzyılın sonlarına kadar adeta devletin hakimi durumunda bulunan kilise tarafından dondurulmuş devlet ve evren anlayışı karşısında aydınlanma çağının önemli isimleri arasında yer alan Montesqieu (1689-1755), Voltaire (1694-1778) Jean-Jacques Rousseau (1712-1755), Diderot (1713-1784) gibi aydınlar tarafından akıl, her konunun çözümünü sağlayacak bir anahtar olarak ortaya atılınca, toplum hayatının birçok alanında reformen görüşlerin gelişmesine yol açtı. Aydınlar arasında akılcılığın hızla yayılması, toplumu dar kalıplı, kilise tarafından sınırlandırılmış düşünce biçimlerinden belli bir süreç içinde çıkarmayı başardı. Toplum, aydınların öncülüğünde kiliseyi ve devleti sorgulamaya başladı. Hürriyet fikri dalga dalga yayıldı. Bu duruma Fransa'nın içinde bulunduğu iktisadî bunalım da eklenince Kral XVI. Louis bunalıma bir çare bulabilmek ümidi ile istemeye istemeye 1614 yılından beri toplanmayan Etats Generaux'u (Soylular, papazlar ve halk temsilcilerinden meydana gelen ve hükümet tarafından belirlenen zamanlarda toplanan ancak herhangi bir yasama ve yürütme yetkisi olmayan meclis) toplantıya çağırmak zorunda kaldı. Ancak bu meclisin çalışmalarından bir sonuç çıkmadı.

Bunun üzerine 17 Haziran 1789 tarihinde halk temsilcileri, kendilerinin toplumun %96'ını temsil ettiklerini söyleyerek, kendilerinden meydana gelen meclisi “Millî Meclis” olarak ilan ettiler. 20 Haziran günkü toplantıda da bir anayasa yapılıncaya kadar dağılmamaya and içtiler.

Mill" Meclis'in Fransa krallığı için bir anayasa yapmak üzere harekete geçmesi, yüzyıllardan beri süre gelen monarşi yönetimini değiştirmeyi hedef alan bir hareketti. Bu bakımdan krala ve kiliseye karşı gelmekti. İşte bu girişimle ihtilâl başlamış oluyordu. 14 Temmuz'da halk, Paris'te yönetime el koyarak Derebeylik sisteminin kaldırıldığını ilan etti. 28 Ağustos 1789'da ise "İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi" yayınlandı. Bu bildirinin ana hatları şunlardır:

Madde 1- İnsanlar, hakları bakımından hür ve eşit doğarlar ve öyle kalırlar...

Madde 2- Bu haklar, hürriyet, mülkiyet, güvenlik ve zulme karşı koymadır...

Madde 3- Her türlü egemenlik esas olarak milletindir...

Madde 6- Kanun umumi iradenin ifadesidir...

Madde 10- Kamu düzenini ihlal etmedikçe hiç kimse siyasal ve dinsel kanaatlerinden ötürü kınanamaz.

Madde 11- Her vatandaş hür bir şekilde konuşabilir, yazabilir ve yayında bulunabilir.

Sonuç olarak Fransız İhtilâli, görünüşte sosyo-ekonomik ve hiyerarşik sebeplerle başlamakla beraber, kısa zamanda 18. yüzyılın başlarından itibaren gelişen aydınlanma hareketinin beraberinde getirdiği hürriyet, eşitlik, millî irade, özgürlük, laiklik, cumhuriyet gibi fikir akımlarının etkisi altına girdi. İhtilâl ile birlikte hızla gelişen bu ve diğer düşünce akımları ihtilâl orduları tarafından Avrupa'ya yayıldı. Daha önce Avrupa'da kurulmuş olan güçler dengesi özellikle Napolyon savaşları ve hegemonyası ile tamamen bozuldu. Ancak bu durum diğer devletlerin tepkisine ve karşı hareketlere girişmelerine yol açtı. Bunun sonucunda Avrupa devletleri, Napolyon'un yenilgiye uğratılmasından sonra 1814-1815 tarihleri arasında Viyana'da, Fransız İhtilâli ve Napolyon savaşları ile bozulan Avrupa'daki güçler dengesini yeniden kurmak için bir kongre topladılar.

Fransız ihtilâli, milletlerarası siyasi hayata ise; milletlerin hakları, milletlerin kendi geleceklerine kendilerinin hakim olması, milletlerin eşitliği, plebisit, doğal sınırlar, tarafsızlar hukuku gibi sonraki yıllarda önce Avrupa'nın sonra da dünyanın sosyal, siyasî ve ekonomik hayatının şekillenmesinde önemli roller oynayacak prensipleri getirdi.

Böylece 1789 Fransız ihtilâli, ortaya koymuş olduğu düşünce akımları, siyasî, sosyal, ekonomik, askeri alanlarda getirdikleri ve bunların etkileri ile, günümüze kadar dünya ölçüsünde büyük değişikliklerin ve gelişmelerin meydana gelmesine yol açmıştır.

Fransız İhtilali ve Osmanlı Devleti

Osmanlı İmparatorluğu 1789'da Fransız İhtilâli başladığında, diğer Avrupa devletlerinde olduğu gibi, gelişmelere Fransa'nın bir iç meselesi olarak yaklaştı. Bir İslam devleti olması, Avrupa ölçülerine göre ayrıcalığa ve eşitsizliğe dayanan siyasî ve sosyal bir yapıya sahip olmamasından bir endişe de duymadı. Üstelik Fransa'nın, Osmanlı Devleti ile ortak hududu da yoktu. Endişe duyulmamasında Osmanlı Devleti'nin Avrupa'da daimi elçiliklerinin bulunmamasından dolayı gelişmelerle ilgili bilgilerin dolaylı yollardan öğreniliyor olmasının da rolü vardı. Bu yüzden Osmanlı yöneticilerinin, ihtilâlin gelişmesinden sonra dahi, ihtilâlin getirdiklerini tam olarak anlayabilmiş oldukları söylenemez.

Bununla birlikte Osmanlı Devleti, Fransa ile mutad dostluk ilişkilerini devam ettirdi. Hatta o tarihe kadar Osmanlı Devleti'nin Fransa'da daimi elçisi yokken ilk defa olarak Mora'lı Esseyyid Ali Efendi 1797 yılında Paris'e elçi olarak gönderildi. Fakat Temmuz 1798'de Mısır'ın Fransa tarafından işgali iki devletin arasının açılmasına ve Osmanlı Devleti'nin Mısır meselesinden dolayı önce Rusya ile daha sonra da İngiltere ile ittifak yapmasına yol açtı. Bu ittifaktan sonra Napolyon Ağustos 1799'da kuvvetlerini Mısır'da bırakarak Fransa'ya dönmek zorunda kaldı. Fransa'nın Mısır'da bıraktığı kuvvetler, o sırada Mısır'a çıkmış olan Osmanlı kuvvetleri tarafından Mart-Nisan 1801 tarihinde yenilgiye uğratıldı. Bunun üzerine Fransa Mısır'daki kuvvetlerini tamamen geri çekmeye karar verdi. Sonuçta iki devlet arasında 25 Haziran 1802'de Paris'te barış antlaşması imzalandı. Buna göre Fransa Mısır'ı Osmanlı Devleti'ne iade ediyordu

 

zeki doğan

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
5 Eyl 2007
Mesajlar
3,912
Puanları
363
Yaş
124
Konum
adana
Web sitesi
sosyalciniz.net
Fransız İhtilali ve Osm. Devletine Etkileri

teşekkürler hocam...gayet güzel olmuş...
 
Üst