1. DÜNYA’NIN NERESİNDEYİZ?
Türkiye, 36° - 42° Kuzey paralelleri ile 26° 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır. Yani ekvatorun kuzeyinde, başlangıç meridyeni olan greenvvich boylamının doğusundadır. Diğer bir ifade ile ülkemiz kuzey yarım kürede ve orta kuşakta yer alır. Dünya haritasında ülkemize baktığımızda büyük kara kütleleri olan Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine yaklaştığı yerde yer alır. Topraklarımızın büyük bir kısmı (%97) Anadolu adı ile Asya kıtasında, bir kısmı ise (%3) Trakya Adı ile Avrupa’da yer alır. Bu bakımdan Ülkemiz hem Avrupa hem de Asya ülkesidir. Bunun yanında Ortadoğu ülkeleri ile yakın temas halinde olduğumuzdan aynı zamanda da Ortadoğu ülkesiyiz. Bu konumu ülkemize birçok avantajı da beraberinde getirmiştir.
Türkiye'nin kuzeyinde; Karadeniz, kuzeydoğusunda; Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan-Nahçıvan, doğusunda; İran, güneyinde; Irak, Suriye ve Akdeniz, batısında; Ege Denizi, kuzeybatısında ise; Yunanistan ve Bulgaristan bulunmaktadır. Topraklarının kuzeybatı kısmının ortasında ise Marmara denizi yer almaktadır.
istanbul ve Çanakkale boğazlarının varlığı Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler için oldukça önemlidir. Çünkü bu boğazlar Karadeniz’i Akdeniz’e bağlar. Bu durum ülkemizin sahip olduğu boğazların önemini oldukça artırmaktadır. Dolaysıyla ülkemizin önemi de artmaktadır. Ayrıca İstanbul boğazı üzerinde yapılan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri karadan Anadolu’yu Avrupa’ya bağlar.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 2006 yılı itibariyle ülkemizin nüfusu 74 milyon 530 bin 959’dur. Ülke nüfusumuzun önemli bir kısmı kıyılarda yaşamaktadır. Yine nüfusumuzun %15’lik gibi büyük bir bölümü ise İstanbul’da yaşamaktadır.
DÜNYA’DA NÜFUS
Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
Bugün son değerlendirmelere göre Dünya’da yaklaşık olarak 6,5 milyar insan yaşamaktadır. Dünya nüfusunun dağılışına baktığımızda öncelikle nüfusun %90’ı Kuzey Yarım Kürede bulunuyor. Bunun en önemli nedeni K.YK.’de karaların geniş yer kaplamasıdır. Dünya nüfusunun başlıca toplandığı alanlar ise Çin’in doğusu ve Japonya, Hindistan, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’dır. Yine Dünya nüfusunun dağılışına baktığımızda, nüfusun yoğunlaştığı yerler, deniz ve akarsu kenarlarıdır. Özellikle kıyılar günümüzde yoğun nüfus-lanmaya başlamıştır. Bu durum çok sağlıklı bir gelişme değildir. Özellikle Tsunami veya Fırtına gibi doğal afetlerden zarar gören ilk alanlar kıyılardır.
Dünya nüfusunun bugünkü sayısına ulaşmada önemli bir basamak 1750’ler-deki Endüstri Devrimi olmuştur. Bununla birlikte teknolojik gelişmeler ve tıp alanındaki gelişmeler ile refah artmış ve buna bağlı olarak ölüm oranları düşmüş, yaşam süresi uzamıştır. Bu yıllardan itibaren, Dünya nüfusu giderek artış göstermiş ve bugünki durumuna ulaşmıştır.
Bugün Dünya nüfusunun %61’i Asya kıtasında yaşamaktadır. Asya’dan sonra en kalabalık kıta ise %14’lük bir oran ile Afrika’dır. Bunun arkasından Avrupa nüfusunun Dünya nüfusu içindeki payı %11, Kuzey Amerika’nın %8, Güney Amerika’nın ise %6’dır.
Görüldüğü gibi nüfusun dağılışı her yerde aynı değildir. Bu dağılışı etkileyen unsurlar:
• İklim • Yer şekilleri
• Bitki örtüsü • Tarımsal etkinlikler
• Madenler • Ulaşım ve Ticaret
• Endüstri’dir.
Kıtaların nüfus artış hızlarına baktığımızda en hızlı artış %a 28 ile Afrika kıtasıdır. Avrupa ise göç almasına karşın nüfus artış hızı 0 (sıfır)’dır. Bugün araştırmalar, Avrupa kıtasındaki nüfusun giderek azaldığını ortaya koymaktadır. Araştırmacıların tahminlerine göre Avrupa kıtası 2025’de %8,9 azalacaktır. Nüfusun artış hızı azaldıkça, toplam nüfus içerisinde yaşlı nüfusu daha çok yer alacaktır. Bu durum bugün Dünya genelinde de böyledir.
üfus Artışının Getirdiği Sorunlar:
• Tüketici nüfus olan çocuk nüfusu artar. Bu durum tüketimi artırır.
• Kişi başına düşen milli gelir azalır.
• Ekonomide gelişme hızı düşer.
• Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılmasına bağlı olarak, erozyon artar.
• Birçok çevre sorunu ortaya çıkar.
• Yetersiz beslenme sorunu doğar.
• Kırsal alanlardan kentlere göç başlar.
• İşsizlik artış göstermeye başlar.
• Çarpık kentleşme görülür.
Türkiye, 36° - 42° Kuzey paralelleri ile 26° 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır. Yani ekvatorun kuzeyinde, başlangıç meridyeni olan greenvvich boylamının doğusundadır. Diğer bir ifade ile ülkemiz kuzey yarım kürede ve orta kuşakta yer alır. Dünya haritasında ülkemize baktığımızda büyük kara kütleleri olan Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine yaklaştığı yerde yer alır. Topraklarımızın büyük bir kısmı (%97) Anadolu adı ile Asya kıtasında, bir kısmı ise (%3) Trakya Adı ile Avrupa’da yer alır. Bu bakımdan Ülkemiz hem Avrupa hem de Asya ülkesidir. Bunun yanında Ortadoğu ülkeleri ile yakın temas halinde olduğumuzdan aynı zamanda da Ortadoğu ülkesiyiz. Bu konumu ülkemize birçok avantajı da beraberinde getirmiştir.
Türkiye’nin konumu
Türkiye'nin kuzeyinde; Karadeniz, kuzeydoğusunda; Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan-Nahçıvan, doğusunda; İran, güneyinde; Irak, Suriye ve Akdeniz, batısında; Ege Denizi, kuzeybatısında ise; Yunanistan ve Bulgaristan bulunmaktadır. Topraklarının kuzeybatı kısmının ortasında ise Marmara denizi yer almaktadır.
istanbul ve Çanakkale boğazlarının varlığı Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler için oldukça önemlidir. Çünkü bu boğazlar Karadeniz’i Akdeniz’e bağlar. Bu durum ülkemizin sahip olduğu boğazların önemini oldukça artırmaktadır. Dolaysıyla ülkemizin önemi de artmaktadır. Ayrıca İstanbul boğazı üzerinde yapılan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri karadan Anadolu’yu Avrupa’ya bağlar.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 2006 yılı itibariyle ülkemizin nüfusu 74 milyon 530 bin 959’dur. Ülke nüfusumuzun önemli bir kısmı kıyılarda yaşamaktadır. Yine nüfusumuzun %15’lik gibi büyük bir bölümü ise İstanbul’da yaşamaktadır.
DÜNYA’DA NÜFUS
Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
Bugün son değerlendirmelere göre Dünya’da yaklaşık olarak 6,5 milyar insan yaşamaktadır. Dünya nüfusunun dağılışına baktığımızda öncelikle nüfusun %90’ı Kuzey Yarım Kürede bulunuyor. Bunun en önemli nedeni K.YK.’de karaların geniş yer kaplamasıdır. Dünya nüfusunun başlıca toplandığı alanlar ise Çin’in doğusu ve Japonya, Hindistan, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’dır. Yine Dünya nüfusunun dağılışına baktığımızda, nüfusun yoğunlaştığı yerler, deniz ve akarsu kenarlarıdır. Özellikle kıyılar günümüzde yoğun nüfus-lanmaya başlamıştır. Bu durum çok sağlıklı bir gelişme değildir. Özellikle Tsunami veya Fırtına gibi doğal afetlerden zarar gören ilk alanlar kıyılardır.
Dünya nüfusunun bugünkü sayısına ulaşmada önemli bir basamak 1750’ler-deki Endüstri Devrimi olmuştur. Bununla birlikte teknolojik gelişmeler ve tıp alanındaki gelişmeler ile refah artmış ve buna bağlı olarak ölüm oranları düşmüş, yaşam süresi uzamıştır. Bu yıllardan itibaren, Dünya nüfusu giderek artış göstermiş ve bugünki durumuna ulaşmıştır.
Bugün Dünya nüfusunun %61’i Asya kıtasında yaşamaktadır. Asya’dan sonra en kalabalık kıta ise %14’lük bir oran ile Afrika’dır. Bunun arkasından Avrupa nüfusunun Dünya nüfusu içindeki payı %11, Kuzey Amerika’nın %8, Güney Amerika’nın ise %6’dır.
Görüldüğü gibi nüfusun dağılışı her yerde aynı değildir. Bu dağılışı etkileyen unsurlar:
• İklim • Yer şekilleri
• Bitki örtüsü • Tarımsal etkinlikler
• Madenler • Ulaşım ve Ticaret
• Endüstri’dir.
Kıtaların nüfus artış hızlarına baktığımızda en hızlı artış %a 28 ile Afrika kıtasıdır. Avrupa ise göç almasına karşın nüfus artış hızı 0 (sıfır)’dır. Bugün araştırmalar, Avrupa kıtasındaki nüfusun giderek azaldığını ortaya koymaktadır. Araştırmacıların tahminlerine göre Avrupa kıtası 2025’de %8,9 azalacaktır. Nüfusun artış hızı azaldıkça, toplam nüfus içerisinde yaşlı nüfusu daha çok yer alacaktır. Bu durum bugün Dünya genelinde de böyledir.
üfus Artışının Getirdiği Sorunlar:
• Tüketici nüfus olan çocuk nüfusu artar. Bu durum tüketimi artırır.
• Kişi başına düşen milli gelir azalır.
• Ekonomide gelişme hızı düşer.
• Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılmasına bağlı olarak, erozyon artar.
• Birçok çevre sorunu ortaya çıkar.
• Yetersiz beslenme sorunu doğar.
• Kırsal alanlardan kentlere göç başlar.
• İşsizlik artış göstermeye başlar.
• Çarpık kentleşme görülür.