Demokrasiye Açılan Savaş (the War On Democracy )

manas

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
8 Nis 2007
Mesajlar
237
Puanları
18
Konum
SAKARYA
racy1nu4.jpg


thewarondemocracyvf3.png




ABD, Chavez hükümetine karşı, CIA ve medyanın 1970'lerde Şili'de Allende'ye karşı yürüttüğü kampanyanın bir benzerini uyguluyor. Binlerce Venezüellalı hayatlarında ilk kez doktor görürken orta sınıfın imtiyazları da yıkılıyor. ABD'yse Venezüella liderini şeytan gibi gösterme peşinde. 11 Eylül 1973'te, Washington destekli General Pinochet'nin Salvador Allende demokrasisine karşı yaptığı darbede, binlerce 'tutuklu ve kayıp' insan bir stadyuma hapsedilmişti. Latin Amerika halklarının çoğu bu utancı ve ilk 11 Eylül'ün verdiği tarihi dersi unutmadı. "Fakat Latin Amerika'da başkalarını yönetmek için doğmuş olduğuna inananlar, kendi haklarını, mülklerini, toplum üzerindeki iktidarlarını savunmak için öyle bir vahşetle hareket ediyor ki, gerçek faşizme yaklaşıyorlar. İyi giyinen, evleri yiyecek dolu olanlar, sanki hiçbir şeyleri yokmuş gibi sokaklarda tavalara tencerelere vurarak protestoya kalkışıyor. 36 yıl önceki Şili de böyleydi, bugünkü Venezüella da böyle. Chavez aynı Allende sanki. Allende'yi yok etmeye ve dehşet verici uygulamalarıyla Pinochet'nin yükselmesine yardım eden dezenformasyon, Sandinistaların mütevazı halkçı reformlar yapmaya çalıştığı Nikaragua'da da işbaşındaydı. İki ülkede de CIA muhalefet medyasına para yardımı yaptı. Nikaragua'da La Prensa'nın şehit olduğu uydurmacası yüzünden, Kuzey Amerika'nın önde gelen liberal gazetecileri ciddi ciddi, açlıktan kırılan 3 milyon köylüden ibaret bir ülkenin ABD'ye 'tehdit' oluşturduğunu söylemeye başlayabildi. ABD Başkanı Ronald Reagan da bunu kabul etti ve Amerika'nın kapısına dayanmış bu canavarla savaşmak için sıkıyönetim ilan ediverdi. 1980'lerin başında Nikaragua'yla ilgili çıkan 500 yazı ve makaleyi inceleyen tarihçi Mark Curtis, Sandinista yönetiminin başarılarının neredeyse tüm dünyada gizlendiğini, buna karşın sahte bir 'komünist darbe tehdidi' görüntüsünün yayıldığını ortaya çıkardı. Halkçı demokrasi hareketlerinin bu hayranlık uyandırıcı yükselişine karşı yürütülen kampanyanın, günümüzdeki kampanyayla çok çarpıcı benzerlikleri var. Bilhassa Venezüella ve Devlet Başkanı Hugo Chavez'i hedef alan bu saldırıların bu denli zehir saçması, ortada çok iyi bir şeylerin olduğuna delalet, ki gerçekten de öyle. Binlerce fakir Venezüellalı hayatlarında ilk kez bir doktor görüyor, çocuklarına aşı yaptırıyor, temiz su içiyor. Washington'da Bush yönetimiyle yeniden iktidara gelen eski 'İran-Kontra ölüm taburu çetesi', Chavez'in bölgede kurduğu köprülerden, örneğin IMF köleliğine son vermek için Venezüella'nın petrol gelirlerini kullanmasından korkuyor. Bu aralar gerçekten de dünyada gerçek bir reform yapılması egzotik bir durum halini aldı. Ve Blair ve Bush altındaki liberal seçkinler kendi temel özgürlüklerini bile savunamazken, Nixon'un bir zamanlar 'insanların umurunda bile değil' dediği bir kıtada, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bir özgürlük vahası durumundaki gerçek demokrasiyi seyretmekle yetiniyorlar. Chavez'e karşı her ne kadar maço tavırlarla atıp tutsalar da, aslında kibirleri yüzünden, Rousseau'nun doğrudan halk egemenliği fikrinin en yoksullar arasında filizlenebileceğini ve Roberto'nun stadyumda bahsettiği 'insanlık umudu'nun bir kez daha geri dönmüş olabileceğini kabullenemiyorlar.




Demokrasiye Açılan Savaş
http://rapidshare.com/files/177349411/The_War_On_Democracy.part1.rar
http://rapidshare.com/files/177534843/The_War_On_Democracy.part2.rar
http://rapidshare.com/files/177551783/The_War_On_Democracy.part3.rar
http://rapidshare.com/files/177568520/The_War_On_Democracy.part4.rar
http://rapidshare.com/files/177585081/The_War_On_Democracy.part5.rar
http://rapidshare.com/files/177601179/The_War_On_Democracy.part6.rar
http://rapidshare.com/files/177616679/The_War_On_Democracy.part7.rar
http://rapidshare.com/files/177621008/The_War_On_Democracy.part8.rar​
 
Üst