Demokrasi

sosyalci

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
464
Puanları
18
Demokrasi: Yunanca’da halk anlamına gelen “demos” ile güç, kudret, iktidar ve yönetim anlamına gelen “kratos” kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelir ve halkın egemenliğine dayanan yönetim şekli olarak tanımlanır. Bir başka tanımda ise; “Özgür bir seçim sistemi sonucunda seçilen temsilcilerden kurulan halk yönetimidir”. Günümüzde dünyada başka yönetim sistemleri olsa da en yaygın siyasi sistem demokrasidir.

· Demokrasi temel insan hak ve özgürlüklerinin korunduğu bir sistemdir.

· Demokrasi bir hoşgörü ve erdemlilik rejimidir.

· Demokrasilerde güç ve iktidar hiç kimse ya da grubun tekelinde değildir.

· Demokrasilerde güçler ayrılığı ilkesi egemendir.

· Demokrasilerde halk egemenliği, halkın belirledikleri temsilciler aracılığıyla gerçekleşir.

· Demokratik yönetimler katılımcı vatandaşa ihtiyaç duyar bu da düşünce ve ifade özgürlüklerini gerektirir.

Demokrasi, insanlığı bir değer olarak yücelten, insan kişiliğinin özgürce gelişmesine katkı sağlayan bir yönetim biçimi olması nedeniyle; hoşgörülü ve diyaloga açık; farklı din, inanç ve düşünce ile insan hak ve özgürlüklerine karşı saygılı; bilgi ve düşünce üretimine uygun bir sosyal ve kültürel iklim oluşturmanın en etkili aracıdır. Bu nedenle bütün gelişmiş ülkelerde bir sosyal ve siyasal bir model hâline gelen demokrasi, doğal olarak, inşa edici bir alan olarak kurumsal eğitim ile de karşılıklı etkileşim içine girmiştir. Böylece demokrasi önce eğitimin konuları arasında, giderek de onun amaçları ve yöntemleri arasında yer almaya başlamıştır. Demokrasi yaşanmadan öğrenilemiyor. Çünkü o, bir değerler sistemi olduğu için ancak yaşanarak öğrenilebilir. Demokratik hayat tarzının yaşanılır hâle getirilmesi ise bir zorunluluktur. Nitekim bir toplumun bütün çatışma, kırılma ve çözülme alanlarının en temel nedenini diyalog eksikliği oluşturmaktadır. Diyalog eksikliği ise düşünce yoksunluğu, bilgisizlik ve ötekine tahammülsüzlükten ileri gelir. Bunun da nedeni bilgi/düşünce üretimi için özgür ve demokratik bir kültürel ortamın yokluğu ya da yetersizliğidir.

Bu amaçla, Millî Eğitim Bakanlığı ile TBMM Başkanlığı arasında 13 Ocak 2004’te imzalanan bir protokolle Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi uygulamaya konulmuştur.

Söz konusu esaslar ve tüzüğe göre okul, il ve Türkiye öğrenci meclislerinin oluşturulmasında aday olma, sandık kurulunu oluşturma, oy pusulası hazırlama, propaganda yapma, oy kullanma, oy sayımı ve dökümünü tutanaklara bağlama, itiraz ve itirazı değerlendirme gibi seçim süreçleri ile seçim yapıldıktan sonra meclis başkanlık divanı ve meclis çalışma komisyonlarını oluşturma, genel kurulda söz alma, önerge verme, disiplin cezası uygulama, karar alma gibi bütün iş ve işlemleri plânlama, uygulama, denetleme, değerlendirme, raporlama vb. çalışmalar doğrudan öğrenciler tarafından yürütülecektir. Okul yönetiminin görevi, okulun seçim ve sandık kurullarını oluşturma, seçim takvimini belirleme ve seçim sürecinde rehberlik etmek ile sınırlandırılmıştır.

Proje, bütün okullarda uygulanmaya başladığı zaman her çocuğumuz okuldan mezun oluncaya kadar, seçim sandığı ile tanışma, seçme ve/veya seçilme hakkını kullanma, genel kurul çalışmalarına katılma, kazanma sevinci ile kaybetme duygusunu yaşama; çevresinin sorunları ve bunların çözümleri ile ilgilenme fırsatlarını defalarca yakalamış olacaktır.

Demokrasinin Temel İlkeleri: a. Millî Egemenlik b. Hürriyet ve Eşitlik c. Seçimler ve Temsil
d. Siyasi Partiler e. Çoğulculuk ve Katılım f. Hukukun Üstünlüğü

DEMOKRASİNİN TARİHÇESİ

M.Ö. 450: Atina’da Aristo, Eflatun ve Sokrates’in düşünce olarak katkıda bulundukları bir çeşit yönetim sistemi siyasî tarihteki yerini almıştır. “Site” denilen şehir devletlerinde kadınlar ve köleler site halkının dışında kabul ediliyordu. Yetişkin erkeklerin (halk meclisinde) konuşma ve oy kullanma hakkı vardır.



M.S. 212: Roma İmparatorluğu’nda doğan herkes, yurttaş olarak kabul edildi.



M.S. 1215: Kral John’un imzaladığı Magna Carta, kralın yetkilerini sınırlarken, halka hak ve özgürlüklerini tanıyordu.(Magna Carta İle kralın sınırsız yetki ve dokunulmazlığına son verildi, kimsenin yargılanmadan cezalandırılmayacağı ilkesi getirildi, temsilcilere danışılmaksızın gelişigüzel vergilendirilmenin yapılmaması kabul edildi.)



M.Ö. 1295: Model Meclis, İngiliz Parlamentosu I. Edvard tarafından toplandı. Her bölgeden iki burjuva ve her şehirden iki vatandaş meclise katılım için çağrılıyordu.



M.S. 1450: Johann Gutenberg modern matbaayı buldu.



1689: Haklar Bildirgesi imzalandı. Bu belge ile serbest seçimler ve parlamentoda ifade özgürlüğü sağlandı.



1750: Avrupa’da aydınlanma felsefesi ile Anayasal Demokrasinin düşünsel (entelektüel) temelleri atılmıştır. Montesqieu güçler ayrılığını savunuyordu, Rousseau “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” sloganıyla “toplumsal sözleşmeyi” yazdı. J. Locke ise yaşama hakkı, özel mülkiyet hakkı ve belirli özgürlükleri savundu.



1776: Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi; Birleşik Devletler Britanya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. (G. Washington ilk başkan oldu)



1789: Fransız İhtilali: İnsanlar mutlakıyetçi monarşiye karşı ayaklandılar.



1800: Sanayi İnkılâbı ile zengin bir orta sınıf ve şehirlerde yaşayan sanayi işçisi sınıfı ortaya çıktı.



1945: 2. Dünya Savaşı sonucunda yenilen faşist diktatörlüklerin yıkılmasıyla demokrasi Avrupa ve Japonya’da güçlenmeye başladı. Demokratik kapitalist Batı ile komünist Doğu arasında ‘Soğuk Savaş” dönemi başladı.



1948: BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi



1989: Berlin duvarının yıkılması, Sovyetler Birliği’nin ve Doğu Avrupa komünist ülkelerinin dağılması bu ülkelerde demokrasinin yayılmasına zemin hazırladı.



1995: İnternet kullanımı yaygınlaştı.



2000: Seçimle gelen demokrasilerin sayısı 192 dünya ülkesinde 120’sine ulaştı. (Dünya nüfusunun %60’ı)
 

jans@

Üye
Üye
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
11
Puanları
1
Konum
ist
teşekkürler...
 
Üst