Coğrafi Özellikler ve Yerleşim

sevimli

"İyilik büyüktür, küçükte olsa"
Üye
Katılım
2 Mar 2007
Mesajlar
557
Puanları
28
Konum
DENİZLİ
Sınırları belirlenmiş bir alanda yaşayan insanlar vardır ki bunların sayısına nüfus denir. Birçok ülkeye göre yurdumuzda nüfus artış oranı oldukça yüksektir. Bu artış insan gücü bakımından sevindirici olabilir. Ancak, ülke kaynakları yeterli olmazsa, bölge aynı derecede hızla kalkınamazsa sonuç olumsuz olur. Ülkemizin nüfusu genelde büyük yerleşim alanlarında, verimli ovalarda, maden işletilen yataklar çevresinde ve turizm alanlarında endüstri, ulaşım ve ticaretin yoğun olduğu yörelerde toplanmıştır.

insanlar yerleşmeye uygun alanlarda otururlar. Bir yerin iklimi, toprağının verimliliği, yer altı zenginlik kaynakları ve ticaret yollarının üzerinde olması yerleşimine etki eder.
Yurdumuzda yerleşmeyi kır yerleşimi ve kent yerleşimi şeklinde ikiye ayırabiliriz. Kır yerleşimleri nüfusun az olduğu yerlerdir. Buralarda geçim kaynakları genelde tarım, hayvancılık ve orman ürünleri ile el sanatlarıdır.
Kır yerleşiminin en önemlisi köydür. Köyden küçük yerleşimler de vardır. Bunlar mahalle, çiftlik, kom ve mezradır. Kom, oba, dam hayvancılık yapılan yerlerde hayvanları korumak için kurulur. Mezra ise tarım yapılan köyden küçük yerdir.
Kentlerde nüfus yoğundur. Buralarda sanayi kuruluşları, kamu kuruluşları ve sanat faaliyetleri vardır.

Ayrıca ticaretin yoğun olması nedeniyle çarşı ve pazarlar çok ve gelişmiştir. Büyük ticaret merkezleri vardır. Ulaşım da çok gelişmiştir.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yurdumuzda köylerde yaşayanlar şehirlerde yaşayanlardan fazla iken, bugün göçler nedeniyle şehirlerde yaşayanlar köylerde yaşayanlardan çoktur. Kentlerimizin sayısı ve nüfusu da sürekli artmaktadır.
Köylerde nüfusun artışı nedeniyle toprağın sürekli parçalanması ve azalması işsiz kalan insanların şehirlere göç etmesine neden olmuştur.
Yurdumuzda nüfus çokluğunun ülke savunmasında, iş gücü sağlanmasında, gelişmede yararı vardır. Ancak hızlı nüfus artışının zararları ve ortaya çıkardığı problemler de vardır. Bunlar beslenme, barınma, işsizlik, eğitim, sağlık sorunlarıdır. Bunun yanında aşırı nüfus artışı iç ve dış göçlere ve büyük şehirlere akına, gecekondu sorununun ortaya çıkmasına neden olur.
Yurdumuzda verimli ovalar, madenciliğin ve endüstrinin geliştiği yerler, ticaretin ve turizmin canlı olduğu yerler nüfusun da yoğun olduğu yerlerdir. iklimin kurak, toprakların verimsiz olduğu yöreler ve dağlık yerler ise tenhadır.

Doğal Ortam ve İnsanlar

Doğal çevre, insan etkisi olmadan oluşmuş ortamdır. insan, hayvan ve bitki toplulukları doğal çevrenin canlı varlıklarıdır. Hava, su, toprak, yer altı kaynakları da doğal çevrenin cansız varlıklarıdır. Doğal çevrede canlı ve cansız varlıklar arasında sürekli etkileşim vardır.

insanlar doğal çevredeki kaynaklardan yararlanırlar. Kaynakların bilinçsizce kullanılması, tahrip edilmesi doğal dengenin bozulmasına neden olur. Örneğin, fabrika atıklarının akarsu ve denizlere bırakılması suda yaşayan canlıların yok olmasına neden olur. Yine, arazilerin yanlış kullanılması, orman alanlarının yok edilmesi doğal dengenin bozulmasına neden olur.
insanların bilinçsizce davranması sonucu çevre kirliliği oluşur ve doğal çevre yok olur.


Ülkemizde doğal güzellikler ve tarihî kalıntılar iç içedir. Tüm bunlar bizlere yüzyıllarca önceden bırakılmıştır. Bizlere düşen çok önemli görevlerden biri de bulunduğumuz çevreyi korumak ve güzelleştirmek, bu çevreyi geleceğe güvenli olarak teslim etmektir.
En az bir ağaç dikelim ve ormanlarımızı koruyalım.
Bugün ormanlarımızın tahrip edildiği yerlerde tabiatın dengesinin bozulduğunu görebiliyoruz. Toprak erozyonu, heyelan ve sel felaketleri ile karşılaşmamız bu nedenledir. O hâlde; büyük bir servet olan, aynı zamanda doğanın dengesini düzenleyen ormanlarımızı çok sevmeliyiz ve onları korumalıyız.

Doğal çevreyi korumak, yok olmasını önlemek için şunlara dikkat etmeliyiz:
• Yaşadığımız çevreyi kirletmemeliyiz.
• Doğal kaynakları gereğinden fazla kullanmalıyız.
• Çevreyi kirleten ve zarar veren ürünleri üretmemeli ya da etkisini azaltıcı önlemler almalıyız.
• Orman, yeşil alan ve doğal güzelliklere zarar vermemeli, zarar verenleri uyarmalıyız.
• Hayvan ve bitkilerin canlı olduğunu ve onların yaşama haklarına saygılı olmamız gerektiğini unutmamalıyız
 
Üst