Atatürk'ün Medeni Kişiliğini Edebiyen Yaşatan Kurum : Türk Silahlı Kuvvetleri

sevimli

"İyilik büyüktür, küçükte olsa"
Üye
Katılım
2 Mar 2007
Mesajlar
557
Puanları
28
Konum
DENİZLİ
Atatürk'ün medeni kişiliğini ebediyen yaşatan kurum: Türk Silahlı Kuvvetleri

Türk Silahlı Kuvvetleri Ulu Önder Atatürk'ün izinde emin adımlarla ilerlerken onun kendisine miras bıraktığı üstün seciyeyi, kişilik ve ahlak özelliklerini de büyük bir gurur ve liyakatla üzerinde taşımaktadır. Bu değerli emaneti gelecek nesillere aktarmayı şerefli bir görev kabul etmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri, iç ve dış düşmanlara karşı, ülkemizin varlığının ve bekasının en büyük teminatıdır. Bu şerefli kurum, milli varlığımızı korumak için yüzbinlerce şehit vermiş, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir ordunun mirasçısıdır. Yüksek karakterini ve üstün seciyesini Türk'ün ayak bastığı her karış toprakta tarih boyunca ispatlamıştır.

Ülkemiz üzerinde sinsi emeller besleyenlerin faaliyetlerini bugüne kadar hep boşa çıkarmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri, dün olduğu gibi bugün de pusuda bekleyen düşmanlarını fiili bir saldırıya girişmekten caydırmakta, kahramanlığı, vatanseverliği ve askeri dehasıyla tüm dünyanın hayranlığını kazanmaya devam etmektedir. Şanlı Türk ordusu bugüne kadar, hiçbir karşılık beklemeksizin memleketimizin ve milletimizin hayrını, güvenliğini ve bütünlüğünü gözetmiş; tüm kurumlarıyla Cumhuriyetimiz'in, laikliğin, hukukun ve demokrasinin savunucusu olmuştur. Her türlü siyasi tartışma ve çekişmenin üstünde yer alan mukaddes bir kurum olan Türk ordusu, Türk Milleti'nin sahip olduğu toprakları işgalcilerin elinden kurtarmış ve Cumhuriyet tarihi boyunca da bu toprakları her türlü iç ve dış düşmana karşı kahramanca müdafaa etmiştir. Büyük Önder Atatürk'ün, "Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarfetmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız teminatıdır" ifadesiyle de dikkat çektiği gibi, Ordumuz varlığımızın en önemli güvencesidir.

Şanlı Türk ordusu, çökmüş bir imparatorluğun içindeki milli toprakları korumak için yüzbinlerce şehit vermiş bir ordunun mirasçısıdır. Önce Balkan Savaşları'nda büyük bir Slav ittifakıyla; sonra I. Dünya Savaşı yıllarında, Çanakkale'de, Kut-ül Amare'de, Süveyş'te, Kafkasya'da dünyanın en güçlü ordularıyla; ardından Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz desteği ile Anadolu'yu işgal eden Yunan ordusuyla savaşmış ve böylece tüm bu toprakları o asil kanıyla sulamış bir ordunun mirasçısıdır. Ardından, sahip olduğu üstün yetenekler, disiplin ve kararlılığı ile Avrupa'nın yayılmacı güçlerini frenleyen, II. Dünya Savaşı yıllarında tüm Avrupa'yı işgal eden Hitler'i dahi caydıran, Sovyet tehdidine karşı dimdik ayakta duran, Kore'de kahramanlık destanları yazarak tüm dünyanın gıptasına mazhar olan, Kıbrıs'ta gözüpekliğini ve kararlılığını tüm dünyaya göstermiş bir ordudur. Ve 1980'lerin başından bu yana, ülkenin birliğine ve bütünlüğüne kasteden teröre karşı en zor ve çetin mücadeleleri veren, bir gerilla savaşında verilebilecek en az kayıplarla basiretli ve etkili bir mücadele yürüten güç de yine Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Terör örgütünün, dış ülkelerden aldığı onca desteğe rağmen amacına ulaşamamış olmasının, bunun aksine bir çözülme ve dağılma süreci yaşamasının en büyük nedeni, kuşkusuz yaklaşık 15 yıldır azimle sürdürülen bu mücadeledir.



Türk ordusu şanlı bir geçmişe dayanmaktadır ve bugün de hala aynı vasıfla Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük güvencesi olmaya devam etmektedir. Bu ise, kuşkusuz vatanını ve devletini seven her Türk'ün göğsünü kabartmaktadır. Milletimizin ordumuza olan inancı ve güveni tamdır. Yapılan tüm kamuoyu anketlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletimiz tarafından "ülkenin en güvenilir kurumu" olarak gösterilmesi de bunun bir ifadesidir.

Türk ordusunun binlerce yıllık şanlı tarihinin son yüzyılı içine alan şerefli mazisinde Atatürk'ün Türk askerine emanet ettiği manevi mirasın rolü elbette ki tartışılmaz. Şimdi Silahlı Kuvvetler mensuplarımızın Atatürk'ün yolunu izleyerek ve onu örnek alarak eriştikleri üstün vasıflarına değinelim.
 
Üst