Atatürk'ün Fikri Gelisiminde Manastır'ın Rolü

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,558
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
Atatürk'ün Fikri Gelisiminde Manastır'ın Rolü


Mustafa Kemal Makedonya'da dogdu ve büyüdü. 19. yy sonlarına dogru Osmanlı Devletinin en karısık ve çözülmesi en zor problemleri Makedonya'da yasanıyordu. 1877-1888 Osmanlı - Rus savasından sonra kurulan küçük Balkan devletleri (Sırbistan, Karadag, Romanya) ve tam bagımsızlık almak isteyen Bulgaristan'nın amaçları, Osmanlı Devletine bırakılan Makedonya'yı (Rumeli vilayeti) ele geçirmekti. Ingiltere, Rusya, Avusturya-Macaristan, Almanya ve Italya bu bölgede kendilerine göre bir takım amaçlarına ulasmak için sürekli Osmanlı Devletine baskı yapıyorlardı. Makedonya'da bir takım yasal olan ve olmayan yollara basvuruluyorlardı. Kısaca bu bölge kaynayan bir kazan haline gelmisti. Mustafa Kemal böyle bir ortamda dünyaya geldi. Çocuklugu ve ilk gençligi Makedonya'nın Selanik ve Manastır sehirlerinde geçti.

Mustafa Kemal 1896 yılı basında Selanik askeri Rüstüyesi'nden mezun oldu. Henüz Rüstüye sıralarında iken okulu bitirince Istanbul'daki Kuleli Askeri Lisesi'ne gitmeyi düsünüyordu. Fakat, Rüstüyedeki hocaları özellikle Kurmay Subay Hasan Bey ona Manastır'a gitmesini tavsiye etmis ve orada daha iyi yetisecegini söylemisti.

Mustafa Kemal'in Istanbul'a gitmek sebepleri arasında annesine gücenmis olmasının da etkisi vardı. Çünkü Zübeyde Hanım, bu sıralarda esinden kalan cüzi emekli maası ile geçinemedigi için yeniden evlenmek zorunda kalmıstı. Mustafa Kemal, o sıralarda 14-15 yaslarında idi. Bu olaydan çok etkilenmisti. Annesine gücenmis ve bir akrabasının evine sıgınmıstı.

Mustafa Kemal Selanik'te son imtihanında bulunmus, kendisini takdir etmis olan vatansever Kurmay Subay Hasan Bey'in tavsiyesine uyarak Manastır Askeri Idadisi'nin imtihanlarına girdi ve kazandı. Üç arkadası ile beraber Manastır'a geldi. Artık parasız yatılı bir okul ögrencisi idi. Annesini fiilen kaybetmesinin ve dogdugu sehirden ayrılmanın üzüntüsünü çabuk atlatmıstı. Çünkü artık mektebe devam edip edemeyecegi seklindeki endiseler geride kalmıstı. Annesine olan kırgınlıgı da geçmis, yaz tatillerinde Selanik'e annesinin evine gitmeye baslamıstı.

Manastır, Mustafa Kemal'in çevresini tamamen degistirmisti. Manastır Askeri Idadisi bugünkü askeri liselere esitti. Programları oldukça yüklüydü. Askeri Idadiler ordu merkezlerinde kurulurdu. Amaçları Harp Okullarına ögrenci hazırlamaktı. Bir nevi egitim kıslaları da denilebilir. Bu okullarda askeri disiplin ve ordu havası eserdi. Memleketin gelecekteki ordu kadrosu ilk olarak askeri idadilerde birbiriyle tanısırlardı. Çünkü askeri idadilere o bölgede bulunan ordu teskilatının bütün uçlarından ögrenciler gelirdi. Mustafa Kemal'in Manastır'daki sınıf arkadasları sadece Selanik'ten gelenler degil aynı zamanda Üsküp'ten, Ipek'ten, Iskodra'dan, Yanya'dan ve Manastır'dan askeri rüstiyeleri bitirip gelen ögrencilerdi. Böyle çesitli mizaç, karakter ve seviyede genç insanla tanısmak, anlasmak ve kendini kabul ettirmek pek kolay bir is degildi. Ancak, Mustafa Kemal'in üstün vasıfları burada rol oynadı. Manastır Askeri Idadisi'ne çok çabuk intibak etti. Askeri Idadilerin hocaları özenle seçilirlerdi. Bu hocalar çogu zaman sadece kendi dersleri çerçevesinde kalmayıp biraz ordu, biraz da memleket meselelerine kayarlardı.

Bütün askeri idadiler arasında nispeten en hür olanı ve memleket meselelerine karsı en ilgili olanı da Manastır Askeri Idadisi idi. Çünkü Manastır batıda bir vilayet ve ordu merkezi idi. Makedonya, en seçkin subayların ve en faal azınlıkların bulundugu bölge idi. Makedonya 19.Yüzyıl basından beri kaynamaya baslamıstı. Burada yasayan milletlerin her biri istiklal savasına girmislerdi. Bazıları bagımsızlıklarını elde etmis, sınırlarını genisletme gayreti içindeydi. Avrupa devletlerinin gözü bu bölgede idi. Bu ortam, askeri idadi hocalarını da ögrencilerini de ister istemez genel durumla ilgilenmeye tesvik ediyordu.

Mustafa Kemal Manastır Askeri Idadisi'nin 2. sınıfında iken 1897 Osmanlı - Yunan Harbi basladı. Yunanlıların Girit'i Yunanistan'a ilhak etmek istemeleri üzerine Avrupa devletleri buna engel olmuslardı. Yunanlılar bunun üzerine Teselya sınırı üzerinde hazırlıklara baslamıstı. Osmanlı Devleti de hazırlıklara baslamıstı. Nisan 1897 de Yunan subayları komutasında gönüllü Yunan birlikleri, Osmanlı sınırına silahlı saldırıda bulununca Osmanlı Devleti 18 Nisan 1897'de Yunanistan'a savas ilan etmisti.

Savas, Türk kuvvetlerinin basarısı ile sonuçlandı. Savas çok kısa sürmüstü. Manastır bayraklarla donatılmıstı. Geceleri fener alayı yapılıyordu. 'Padisahım çok yasa' sesleri yükseliyordu. Mustafa Kemal de bu temenniye bütün samimiyetiyle katılıyordu. Bu sırada Istanbul'dan mütareke emri geldi. Rusya ve Ingiltere aracılıgı ile Osmanlı Devleti ve Yunanistan 21 Mayıs 1897'de mütareke imzalamıstı. Türkler bir miktar tazminat ve önemsiz bir toprak parçası almıstır.

Manastır hareket sahasına yakındı. Harp, Mektepteki havayı daha da dalgalandırdı. Okulda harple ilgili tartısmalar yapılıyor, tahminler ortaya atılıyor, fikirler ileri sürülüyordu. Her hoca, kendi anlayıs ve yetki sınırları içerisinde sınıflarda yorum yapıyordu.

Mustafa Kemal bunları ilgiyle dinliyor ve tartısmalara katılıyor, fikirler ileri sürüyordu. Bu olay, onun vatanseverlik duygularının gelismesine ve olgunlasmasına vesile olmustu.

Mustafa Kemal'in Matematik ve Fen dersleri çok iyiydi. Manastır Askeri Idadisi'nde tanıstıgı arkadası Ömer Naci ona edebiyat sevgisini asılamıs ve Namık Kemal'i tanıtmıstı.

Ömer Naci iyi bir hatipti. Siirler de yazıyordu. Mustafa Kemal de ondan etkilenmis ve edebiyata merak sarmıstı. Ancak bu sırada kendisine kitabet hocası Alay Emiri Mehmet Asım Efendi'den bir uyarı geldi. Mustafa Kemal bu olayı söyle anlatıyordu: "Eger kitabet hocamız Mehmet Asım Efendi imdadıma yetismese, ben de sair olup çıkacaktım çünkü hevesim vardı. Asım Efendi bir gün beni çagırıp 'bak oglum Mustafa' dedi. 'Siiri falan bırak, bu is senin iyi bir asker olmanı engeller. Diger hocalarınla da görüstüm, onlar da benim gibi düsünüyorlar. Sen Naci'ye bakma, o hayalperest, ilerde iyi bir sair ve hatip olabilir fakat askerlik mesleginde katiyen yükselemez.' Hocamın ne kadar haklı oldugunu hadiseler ispat etti. Çok arzu ettigi halde Naci Erkan-ı Harp zabiti olamadı." demisti. Gerçekten Ömer Naci, Mesrutiyette Ittihatçıların en seçkin ve en heyecanlı hatiplerinden biri olmustu ama askerlik mesleginde yükselememisti.

Mustafa Kemal Matematikte sınıfın en iyilerinden idi. Fakat lisan bakımından zayıftı. Yaz tatillerinde, Manastır'dan Selanik'e gittiginde Fransızcasını ilerletmek için Fransızca kurslarına devam ediyordu.

Manastır Askeri Idadisi Mustafa Kemal için yeni bir düsünce, yeni görüsler ve ufuk açma yeri oldu. Namık Kemal'i burada okuyup tanımıs ve benimsemisti. Ondan en çok etkilendigi taraf vatansever ve hürriyetçi olması idi. Ancak Namık Kemal bir Osmanlı milliyetçisi idi. Onu okumakla birlikte kuru kuruya ondan etkilenmedi. Çünkü Mustafa Kemal sadece Namık Kemal'i degil Fransız ihtilalini, ihtilal fikirlerini de okuyup ögrenmisti. Türk tarihine merak sarmıstı. Mustafa Kemal, tarih sevgisini de Manastır Askeri Idadisi'nde iken edinmisti. Buradaki Tarih hocası Kolagası Mehmet Tevfik Bey degerli ve milliyetçi bir Türk Subayı idi. Türk tarihini iyi biliyor ve ögrencilerine tarih zevkini veriyordu. Atatürk Türk tarihini bütün genisligi ve derinligi ile kavramıs bulunan hocasından daima saygı ile bahsetmistir. Onun Manastır'da aldıgı tarih zevki ve milliyetçi duyguları bütün hayatı boyunca etkili olmustu. Mehmet Tevfik Bey, devrinin dar Osmanlı tarihçiliginden uzak ve Türk tarihçiliginin bir sembolü idi. Mustafa Kemal, bu hocasını yıllar sonra unutmamıs, Diyarbakır'dan milletvekili adayı göstermis ve kurdugu Türk Tarih Kurumu'na üye yapmıstı.

Mustafa Kemal'in istidat ve kabiliyetleri Manastır'da sekillenmis, ortaya çıkmıs ve onun bütün hayatı boyunca yön tayin edici olmustur.

Mustafa Kemal, güzel konusma ve hitabet yetenegini de Manastır'da gelistirmistir. Burada arkadaslarıyla yaptıkları aksamadan, mantık silsilesini bozmadan en çok kim konusabilecek hitabet yarısmaları, onu 1. Büyük Millet Meclisi'nde saatlerce ve etkili bir biçimde konusacagı günlere hazırlanmıstı.

Mustafa Kemal, Manastır'da aldıgı ve gelistirdigi bütün güzel özelliklerle birlikte 1898'de bu okulu ikincilikle bitirerek, genç ve parlak bir zabıt adayı olarak Istanbul'daki harp okuluna devam etmek üzere Manastır'dan ayrıldı.


Doç. Dr. Ekrem PAMUKÇU
 
Üst