4,5,6,,7,8 Şubat Trt 4 "gelecek Eğitimle Gelecek" Programının Değerlendirme Raporu

  • Konbuyu başlatan pattaban
  • Başlangıç tarihi
P

pattaban

Misafir
Ziyaretçi
HASBAHÇE İLKÖĞRETİM OKULU
TRT 4 GELECEK EĞİTİMLE GELECEK PROGRAMI DEĞERLENDİRME RAPORU
TARİH: 4 ŞUBAT 2008/ PAZARTESİ
KONUK: Oğuz ERBİL / Eğitim Materyalleri Üretim Daire Bşk.
KONU: Eğitek olarak ürettiklerimiz.

TRT-4 Canlı yayın programları ile ilgili bilgi verilerek programa başlandı. 4 Şubat yayında eğitim materyallerinin eğitek tarafından üretilmesi süreci hakkında bilgi verildi. Eski dönemlerde kullanılan eğitim filmlerinden söz edildi. Artık gelişen süreçle birlikte teknolojik imkânların artmış olduğu, ders materyallerinin de video, vcd, dvd, v.b şekline dönüştüğü ve internet ortamından hizmete sunulduğu açıklandı.
İnternet MEB tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Velilerin de zamanla bu konuda daha da bilinçleneceği açıklandı. Ders araç-gereçleri üretilirken ders programları ile ilgili stratejiler ortaya konuyor, hedef kitleler belirleniyor, Talim Terbiye Kurulundan geçen ders programlarına uygun ders araç-gereçleri üretiliyor. Bu işlemler sırasında hedef kitlelerden gelen ( öğretmen, öğrenci, veli ) talepler değerlendirilmektedir.
Ürün oluşturmada tasarımcı, yönetmen, yapımcı, senarist ve akademisyenler ortak çalışma yapmaktadırlar.
Eğitek’in teknik imkânları ile ilgili bilgi verildi. Televizyon tekniğinin son aşamalarından faydalanıldığı belirtildi. Sistemlerin tamamen dijital ortama aktarılması sürecinin oldukça pahalı bir süreç olduğu ve bunun aşama aşama gerçekleştirildiği açıklandı.
Müfredat değişiklikleri ile ilgili çalışmalarda onaylanmasının beklendiği açıklandı. Çalışmalar sırasında Talim Terbiye Kurulu ile ortak çalışılmaktadır. Ayrıca son aşama olan denetimlerde de Talim Terbiye Kurulu devreye girmektedir. Yapılan programların içeriği ve doğruluğunun 1739 sayılı M. E. Temel kanununa uygunluğu kontrol edilmektedir.
TRT ile de ortak çalışmalar yapılmakta ve bu konuda TRT kurumundan büyük destek alınmaktadır.

EĞİTEK yayınlarından bazı örnekler:

- Psikolojik Destek ( 13 video- 13 audio- 1 öğretmen kılavuzu)
- Büyüyen Adımlar (20 bölüm, okul öncesi gelişimi)
- Küresel Isınma ( Güncel- genel izleyici)
- Kuş Gribi
- Çağın Hastalığı Aids
- Beş Şehir
- El Sanatları
- Milli Mücadelenin Beş Şehri ( Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara )
- Fotoğraf Albümleri
Bu çalışmalar ile ilgili tanıtım filminden sonra açıklamalara yapıldı. Bu yayınlara isteyenlerin nasıl ulaşacağı belirtildi. MEB anasayfasının birimler bölümünden ya da internet TV’ de yayınlanmış olanlardan faydalanılabilir.
Siparişlerle ilgili bilgi verilerek elektronik adres ve telefon numaraları verildi.
[email protected] tel: 03122969424–87

Programa telefonla bağlanan izleyicilerin soruları yanıtlandı. Teknolojik yayınlardan okulların yararlanması, eğitim portalı oluşturma çalışmaları, sağlık konuları ile ilgili hazırlanmış filmler, eğitimde iyi örnekler konulu çalışmalar hakkında bilgi verildi.
“Eğitimde İyi Örnekler” konulu proje çalışmaları sürmektedir.15 Şubat tarihine kadar İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından bildirilen örnek çalışmalar ( öğretmen ve öğrencilerin ) yerinde değerlendirilerek çekimler yapılacak ve “Neden Olmasın?” köşesinde yayınlanacaktır.
İnternet TV de yayınlanan bazı programların, gündüzleri yoğunluk olduğundan izlenemediği, okul şifreleri ile indirmenin mümkün olup olamayacağı sorusuna yanıt olarak telif hakkından dolayı bunun söz konusu olmadığı açıklandı.

EĞİTEK’İN BAZI ÇALIŞMALARI:

—Hayat Bilgisi 1
—100 Eser
—Uzaktakiler ( Türk Dünyası) 4.5 sınıf
—Belirli Gün ve Haftalar
—Müzeler ( tarih bilinci)
— Milli Bayramlarımız
— Güvenli İnternet Kullanımı
— Penceremde Umut ( 13 bölüm kız çocuklarının okullaşması )

EĞİTEK’İN SÜRMEKETE OLAN PROJELERİ:
— İlk ve Orta öğretim öğrencilerine yönelik ders programlarını yenilemek
— Sağlıklı yaşam projesi
— Okulda ve Ailede Şiddet
— Atatürk ve Milli Mücadele ( 2 bölüm belgesel)
— Açık İ.Ö. ve Açık Lise iletişim ve rehberlik sürekli yayınları
-- TRT - Radyo-1 8. sınıflara yönelik bilgi yarışmaları sürekli yayını

Bu çalışmalar ile ilgili değerlendirme ve açıklamalar yapılarak izleyicilerin çeşitli soruları yanıtlandı. Eğitim Portalı ile ilgili çalışmalardan söz edildi. Öğretmen ve öğrencilerin hazırladıkları materyallerin teknik, içerik ve pedagojik olarak değerlendirilecek uygun olanlar portalda yer alacaktır.

Eğitek’in hazırladığı “KUŞ GRİBİ” animasyon filmi izlendi. Bu animasyon filminin Japonya’da eğitim filmleri yarışmasında ilk 10 içinde yer aldığı belirtildi.
Türkiye’de bu araç-gereçlerin kullanımı ile ilgili açıklamada son olarak 80000 eğitim cd’si üretilerek okullara gönderildiği belirtildi. Bu çalışmaların okullarda rahatlıkla kullanılabileceği, bunun için her okulda yeterli teknik donanımın mevcut olduğu belirtildi.
Son olarak web tabanlı eğitim içerikli yarışma ile ilgili bilgi verilerek, başvurunun öğretmen –öğrenci etkinlikleriyle Mart ayına kadar yapılabileceği açıklandı.

TARİH: 5 ŞUBAT 2008/ SALI
KONUK: Yrd Doç. Dr Bahri ATA
Konu: Tarih Bilincini aşılamakta ve oluşturmakta yaşadığımız çevrenin önemi

Öğretmenler; öğrencilere verdikleri ödevlerde hem kendi dillerinin pekiştirilmesini sağlamak hem de tarihlerini daha iyi kavratabilmek için yaşadıkları çevredeki belli başlı tarihi mekânlarla ilgili araştırma konuları verebilirler. Mesela Ankara’da yaşayan bir öğrenci için Anıtkabir ile ilgili internetten bilgi bulmak yerine oraya bizzat gidip kendi izlenimlerini yazması ve birebir tarih ile yüz yüze gelebilmesi kendisi için çok daha verimli olabilecektir. Bu sayede özellikle Sosyal Bilgiler içerikli derslerde tarihe olan bakış daha pozitif hale gelebilecektir.

Tarih bilincinin oluşturulması ve aşılanması için görsel materyallerin artırılması gerekmektedir. Böylece öğrenciler kitaptaki soyut bilgiler yerine somut bilgiler ışığında kendi tarihlerini daha iyi özümseyebileceklerdir. Bu tarz uygulamalara en iyi örneklerden biri “Sanal Müze” projeleridir. Bu projelerin daha çok artırılması yerinde olacak böylece internet kullanımında verimlilik artacaktır.

Sokaktaki vatandaşlara tarih bilincini sınamak için birkaç soru sorulmuş ve bu röportajlar değerlendirilmiştir:
Vatandaşlara Ankara’daki “Necati bey Caddesi”nin adını kimden ve hangi olaydan aldığı sorulmuş ve sadece birkaç kişi bilebilmiştir. “Necati Bey” yani tam adıyla “Mustafa Necati bey” Atatürk zamanında onun sevdiği çok çalışkan bürokratlardan birisi olmuştur ve daha sonra da öğretmenler için yeni birçok düzenlemeye imza atmış bir Milli Eğitim Bakanı olmuştur.

Bu uygulamanın amacı insanlarımızın oturdukları yerlerin isimlerini nereden aldıklarını öğrenmeleri ve tarih bilincinin somut ve görsel olarak aşılanabilmesidir.

1998’ten sonra Üniversitelerimizin müfredat programına “Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme” dersi eklenmiş ve özellikle yeni Sosyal Bilgiler Müfredatı daha akıcı ve basite indirgenerek; Türkçemiz de işin içine daha yoğun bir şekilde katılarak somutsallık artırılmış ve bu sayede yeni ders kitaplarımız güncellik bakımından gazetelerin bile önüne geçebilmeyi başarmıştır.

Öğretmenler; öğrencilere verdikleri ödevlerde hem kendi dillerinin pekiştirilmesini sağlamak hem de tarihlerini daha iyi kavratabilmek için yaşadıkları çevredeki belli başlı tarihi mekânlarla ilgili araştırma konuları verebilirler. Mesela Ankara’da yaşayan bir öğrenci için Anıtkabir ile ilgili internetten bilgi bulmak yerine oraya bizzat gidip kendi izlenimlerini yazması ve birebir tarih ile yüz yüze gelebilmesi kendisi için çok daha verimli olabilecektir. Bu sayede özellikle Sosyal Bilgiler içerikli derslerde tarihe olan bakış daha pozitif hale gelebilecektir.

Tarih bilincinin oluşturulması ve aşılanması için görsel materyallerin artrrılması gerekmektedir. Böylece öğrenciler kitaptaki soyut bilgiler yerine somut bilgiler ışığında kendi tarihlerini daha iyi özümseyebileceklerdir. Bu tarz uygulamalara en iyi örneklerden biri “Sanal Müze” projeleridir. Bu projelerin daha çok artırılması yerinde olacak böylece internet kullanımında verimlilik artacaktır.

Sokaktaki vatandaşlara tarih bilincini sınamak için birkaç soru sorulmuş ve bu röportajlar değerlendirilmiştir:
Vatandaşlara Ankara’daki “Necati bey Caddesi”nin adını kimden ve hangi olaydan aldığı sorulmuş ve sadece birkaç kişi bilebilmiştir. “Necati bey” yani tam adıyla “Mustafa Necati bey” Atatürk zamanında onun sevdiği çok çalışkan bürokratlardan birisi olmuştur ve daha sonra da öğretmenler için yeni birçok düzenlemeye imza atmış bir Milli Eğitim Bakanı olmuştur.

Bu uygulamanın amacı insanlarımızın oturdukları yerlerin isimlerini nereden aldıklarını öğrenmeleri ve tarih bilincinin somut ve görsel olarak aşılanabilmesidir.

1998’ten sonra Üniversitelerimizin müfredat programına “Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme” dersi eklenmiş ve özellikle yeni Sosyal Bilgiler Müfredatı daha akıcı ve basite indirgenerek; Türkçemiz de işin içine daha yoğun bir şekilde katılarak somutsallık artırılmış ve bu sayede yeni ders kitaplarımız güncellik bakımından gazetelerin bile önüne geçebilmeyi başarmıştır.

TARİH: 6 Şubat 2008 ÇARŞAMBA
Konuk: Yrd Doç. Dr Turan Şişman (MEB Bilişim Hizmetleri Daire Başkanı)
Konu: Eğitimde Bilişim Teknolojileri – E-Dönüşüm ve İnternet Hizmetleri (E-OKUL)

1. Bilişim Teknolojilerinde ne kadar yol alındı?
2. MEB son yıllarda Bilişim Teknolojilerinden nasıl faydalanıyor?
3. MEB’in E-dönüşüm eylem planları
4. ISO 270001 Güvenlik Sertifikası
5. MEBBİS
6. E-OKUL


***MEB son yıllarda e-dönüşüm projelerinden oldukça faydalanmaktadır ve böylece kâğıt yani kırtasiye masrafı ve aşırı bürokrasiden de kendini arındırmaktadır.

Dünyadaki e-dönüşüm projelerine paralel olarak Türkiye’deki E-dönüşüm projeleri internet vasıtasıyla sunulmaya başlanmıştır. 2003–2004 yılında MEB kısa dönem eylem planı olarak tasarladığı birçok projeyi hayata kazandırmayı başarmış ve yakın bir tarihte yürürlüğe sokmuştur. 14 tane eylem planı barından bu e-dönüşüm projesinden bazıları aşağıdaki gibidir.
MEB’ in eylem planlarından bazıları;
a) İletişim altyapısının kurulması
b) Bilişim Teknolojileri Sınıflarının oluşturulması
c) Kamu Erişim İnternet Hizmetleri vb….

Yukarıda geçen eylem planları yürürlüğe girmeden önce gerekli yetkili kişiler ve birçok idare kadrosunda bulunan kişilerle çıkabilecek pürüz ve aksaklıklar ve bunlara alınacak önlemlerle ilgili il ve ilçe bazlarında birkaç kez toplantı yapılmıştır.

Türkiye’deki öğrenci sayısı çoğu Avrupa devletlerininkinin belki 5, 10 misli katında olduğundan dolayı E-dönüşüm projeleri çok sıkı bir kontrol ve güncelleme altına girmiştir. 8 derslik ve 150 den fazla öğrenci sayısına ulan tüm okullarımızda geniş bantlı ADSL İnternet erişimi ve Bilişim Teknolojileri sınıfları kurulmuştur.

ISO 270001 Güvenlik Sertifikası alınarak (ki bu sertifika çoğu projede bulunmamaktadır) İnternet üzerinden gelebilecek siber tehlikelere karşı gerekli önlemler alınmıştır.

MEB Bilişim Hizmetleri Dairesinde 120 civarında öğretmenimiz bizzat kendileri bu e-dönüşüm uygulamalarını başarılı bir şekilde oluşturmuş olup yine kendi meslektaşlarına sunmuştur. Bu dairemizde hem danışmanlık hem de Donanım Hizmetleri mevcuttur.

MEBBİS veri tabanında web tabanlı 100 e yakın modül bulunmaktadır. (Personel , Atama , Özlük Hakları vb..)
Personelimiz için 24 Şubatta bir sınav açılacak olup öğretmenlerimizde bilgisayar kullanımı açısından hangi eksikliklerin olduğunu ve buna karşı hangi eğitimlerin verilebileceğini değerlendirecektir.

E-OKUL projesi 1,5 yıl önce veri taban çalışmaları başlatılan bir projedir. Tasarım ve kodlama çalışmaları yapılarak hizmete sunulmuş ve Öğretmen – Öğrenci – Veli – İdareci ve Bakanlık birimlerinde çalışan tüm personele hitap etmektedir. Bu proje çok yakında Ortaöğretim süreci içerisine de genişleyecektir.

TARİH: 07 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE
Konuk: Prof. Dr. Necati Birinci ( MEB Eski Müsteşarı)
Konu: Dil Bilinci
Konu Başlıkları:
a) Dilimizdeki yozlaşma kaygıları
b) Türkçemizi doğru kullanıyor muyuz?


Bir dili kullanırken bütün bir toplumun bu dilin bir parçası olduğunu göz ardı etmememiz gerektiği vurgulanmaktadır. Çünkü milletleri ayakta tutan yegâne varlık kullanılan dillerdir.

Türkçemizi de tam olarak ortaya koyup değerlendirebilmemiz için dünya çapında 220 milyon civarında bir insan varlığının bu dili kullanıyor olduğunun altını çizmemiz gerekir. Türkçemiz coğrafi genişlik baz alınırsa dünyanın 3. en yaygın dilidir.

Türkçemizin geleceği hakkında bahsedersek, dilimizi bir sağlam zemine oturtup farklı dil yapı ve mantıklarının girmemesini sağlamalıyız. Yavaş yavaş sokaklarda, ana caddelerdeki dükkân tabelalarında, medyadaki programlarda, günlük konuşmalarımızda, teknolojik kavramlarda yabancı dillerin nüfuzunu hisseder olduk. Eski klasik Türkçeyi neredeyse eski romanlarda dahi bulamaz olduk. Bunların sebeplerinden biri de yabancı devletlerle olan etkileşimler sonucu ekonomik kaygılar yüzünden çoğu dükkân, işyeri ve ürünlerimizin markalarındaki kelime oyunları ve yozlaşmadır.

TÜRKÇEMİZİ DOĞRU KULLANIYOR MUYUZ?

Sokaktaki vatandaşlarımıza sorduk ve bu yozlaşmanın sebep ve belirtilerini değerlendirdik

a) Sırf televizyon başındaki seyircilerimizi eğlendirmek için kullanılan yabancılaşmış laflar
b) İşyeri tabelalarındaki yabancılaşmalar
c) Kelimelerin İnternet ortamındaki kısaltılmaları (sohbet vb…)
d) Çok kestirmeden konuşup teferruata inilmemesi ve bu sebeple kitap okumada, telaffuzda, öğrencilerin ve vatandaşlarımızın kendini sözlü ya da yazılı olarak ifade etmelerinde görülen aksaklık ve yetersizlikler
e) Çabuk tüketim (Uzay Çağı) döneminde bulunmamız
f) Türkçemizin kaba bir üslupla konuşulması
g) Eş anlamlı zengin içerikli kelimelerin neredeyse hiç kullanılmaması
h) Dış güçlerin Misyonerlik faaliyetleri

TARİH: 8 ŞUBAT 2008
KONUK: Orhan EKİNCİ Gn. Md. Yrd.
KONU: Orta Öğretime Geçiş Sistemi


Bugünün konusu ile ilgili bilgi verilerek program konuğu tanıtıldı. Yeni eğitim sistemi ile birlikte orta öğretime geçişte değişen sınav sistemi hakkında bilgi verileceği açıklandı. Yeni bir uygulama olduğu için, yaşanan kaygılara ışık tutulacağı açıklandı.
Orta öğretime geçiş sürecinde en büyük kaygının, öğrencilerin küçük sınıflardan itibaren dershanelere yönlendirileceği olduğu belirtildi. Ancak düşünülenin tam aksine bu sistem ile okulda görülen derslerin ön plana çıkarılacağı, dershanelere gitmeye gerek kalmayacağı ve bunun yeni sistemin ruhuna ters olduğu vurgulandı.
Konu ile ilgili öğretmenlerimizle yapılan röportajlarda, olumlu ve olumsuz yönleri soruldu. OKS ile karşılaştırıldığında tek sınav yerine üç yıla yayılan sınavların olacağı, bunun da başarısızlıkların telafi etme şansı doğuracağı belirtildi. Ancak öğrencilerin küçük yaştan itibaren bu sınavlara hazırlanacağı için oyun oynamaya zamanlarının kalmayacağı ve çocukluklarının gereğini yaşamada sıkıntı yaşayacakları vurgulandı.
Bu konu ile ilgili sorular yanıtlandı. Yeni eğitim sistemi ile birlikte uygulanacak orta öğretime geçiş sisteminde tek unsurun SBS olmadığı, öğrencilerin kazanımlarının ön planda olacağı belirtildi. Yani bilgi verme değil davranış geliştirme esastır. Dershanelerde ders işleme değil daha çok test çözmeye yönelik çalışılmaktadır. Bu çalışmalar da 4 ana dersle sınırlıdır. Ancak SBS sınavlarında uygulamaya yönelik dersler haricinde okulda işlenen her dersin müfredatı esas alınacaktır. Yabancı dil dersi de bunlardan biridir.
Yabancı dil ile ilgili soruların olması ile ilgili kaygıları ön plana çıkaran sorular yanıtlandı. Yabancı dil öğretiminde SBS’nin etkili olacağı ve bu dersin eskisinden daha fazla önem kazanacağı belirtildi.
“ Soruların kolay ve günlük hayatla ilişkili olması durumunda yüksek ve eşit puanlamalar ortaya çıkacaktır, bu durumda değerlendirme ve yerleştirmeler nasıl yapılacaktır ?” sorusuna yanıtlandı. Değerlendirmelerde standart sapmalar göz önünde bulundurulacak ve başka faktörler eklenecektir. Her yıl için sınıf puanları oluşturulacak, bunların 6. sınıf için %25, 7. sınıf için %35, 8. sınıf için %40 ‘ı hesaplanacaktır. Ayrıca sınıf puanları oluşturulurken %70 SBS, %25 o yılın ders başarı puan ortalaması, %5 ise davranış puanları etkili olacaktır. Ders puanlarının hesaplanmasında 100’lük sistem esastır. Davranış puanları verilirken subjektif olmamasına dikkat edilecektir. Ders öğretmenleri tek tek her öğrenciye puan verecek ve ortalamaları hesaplanacaktır.
Pilot okullarda olup bu yıl sınava girecek 8. sınıf öğrencileri mağdur edilmeyecek sorular her iki sistemi kapsayacak şekilde hazırlanacaktır.
Bu yıl ilk defa sınava girecek 7. sınıf öğrencilerinin puanları hesaplanırken %40 7. sınıf , %60 etken olacaktır.
Her sınıf için hazırlanacak sorular sadece o yılın müfredatına uygun hazırlanacak ve katsayıları aşağıdaki gibi olacaktır:
Türkçe: 4
Matematik: 4
Sosyal Bilgiler: 3
Yabancı Dil: 1
Ayrıca soru sayıları da farklı olup en fazla soru Türkçeden olacaktır.
Davranış puanlarının puanlamadaki etkisi öğrenci davranışlarında olumlu gelişme sağlayacaktır.
Öğrencilerle yapılan röportajlarda genel olarak SBS sınavlarına olumlu bakıldığı gözlendi. Bu röportajlar değerlendirildi.
Sınavlara giriş için yapılması gereken işlemlerde söz edilerek önümüzdeki hafta başvuruların başlayacağı açıklandı.
Orta Öğretime Geçiş Sistemi ile ilgili merak edilen konuların www.oges.meb.gov.tr adresinden öğrenilebileceği belirtildi.
 
D

demir

Misafir
Ziyaretçi
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM,ELİNE SAĞLIK HOCAM...
 
Üst