25 Mayıs Etik Günü Kutlaması

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,558
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
ETİK GÜNÜ KONUŞMASI

Okulumuz öğrencilerinin hazırladığı etik günü etkinlik programına Hoş geldiniz. 25 Mayıs tüm dünyada etik günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de Eylül 2005 tarihinde yayınlanan tebliğler dergisinde 25 Mayıs etik günü olarak belirlenmektedir. Bu yapılan programlar sayesinde okullar arasında paylaşım ve etkileşim işbirliği artmaktadır. Böylece aramızda tatlı bir rekabet doğdu. Sosyal bir varlık olarak insan toplum ile iç içe yaşamaktadır. Yaşantımızda çok sayıda davranışta bulunmaktayız. Çok sayıda davranış ile karşı karşıya kalmaktayız. Etik davranış, toplum tarafından kabul edilen davranış biçimidir.

Ahlak ve etik, insanlar doğuşundan beri veya toplu yaşamasından beri, bir kısım değerler koymuşlardır. Ve bu değerleri belli davranışlar ile sınırlandırmışlardır. Sınırlandırırken; insanın yapısı ile bağlantı kurabilirsiniz, inançları ile bağlantı kurabilirsiniz. Etik anlayışın oluşmasındaki en büyük etkenlerden birisi, o toplumun kültür anlayışıdır. Kültür anlayışının içindeki en önemli faktör inanışlardır. Tarihsel olarak getirdikleridir. Bir topluma etik gelen bir davranış bizim topluma etik gelmeyebilir. Ama tüm dünya da ortak değerler vardır. Bu değeler dünyanın her yerinde geçerliliğini korur. Ama dünya üzerindeki insanlar arasındaki var ola gelen ilişkilerdeki bozukluklar, değerleri bir defa daha gözden geçirme gereği hissettirmektedir. Bu yüzden son zamanlarda etik davranışların yaygınlaşması yönünde yasalar çıkarılmaya başlanmıştır. Her toplumun, her kesimin yaklaşımları farklıdır. Ticari ahlakı vardır, iş ahlakı vardır, meslek ahlakı vardır. Ama ortak bir nokta var, o da herkesin ortaya koyduğu insandır. İster esnaf olsun, ister memur olsun, sonuç itibariyle hepimiz insanız ve sahip olduğumuz bir takım değerler vardır. Etik kurallar ve davranışlar toplumun tamamına yayılması gerekir. Ama biz istiyoruz ki, gençlerimizin toplumun etik değerlerini toplumdan topluma taşısın. İşte bu tür toplantıların amacı budur işte. Ben inanıyorum ki, sizler kültürümüzün ve inancımızın, geleneklerimizin getirdiği değerlere saygılı bir insan olarak yetişerek geleceğe güvenle bakarsınız. Atatürk ün koyduğu medeniyete ulaşacak olan sizlersiniz.



























HÜSEYİN ÖDEV ARAŞTIRIYOR

Öğretmen Etik Haftası olması nedeniyle Hüseyin’den konuyla ilgili araştırma yapmasını ister.

Hüseyin ders çalışırken dedesi Osman Emmi koltuğunda oturmuş gazete okumaktadır.

Hüseyin: - Dede, bana yardım eder misin?
Osman Emmi: -Tabi ederim oğlum, sor bakalım.
-Etik ne demek?
-Etek mi?! Bumuydu ödevin görmedin mi annenin üstündekini?
- O etek. Dede etek değil etik.
- Haaa oğlum şimdi hatırladım ayakkabı gibi ayağa giyilir, eskiden derlerdi çetik, çetik
-Çetik değil dede etik, etik!
-Oğlum okulun camını kırdığında babandan popona yediğin vardı ya hani…
Hüseyin poposuna acıyla dokunur.
.-Tepik değil dede, oyyy morardı hala geçmedi o kadarda demişlerdi teneffüslerde top oynamayın diye morarmış tuvalete otururken öyle acıyor kiii.,Zeynep ablaya sorayım, o bilir üniversiteye gidiyor dede!

Hüseyin, Zeyneplere giderken yolda karşılaşırlar.
- Merhaba, Zeynep abla. Bende size geliyordum. der.
- Merhaba Hüseyin ne oldu?
- Bu hafta etik haftası. Etik konusunda araştırma yapıyorum. Bu konuda bana bilgi verir misin?
Zeynep: -Anlatayım. İnsanlar çeşitli mesleklerde çalışırlar. Her meslekteki insanlar başka insanlara değişik şekilde hizmet eder.. Terzi elbise diker, kasap et, manav sebze, meyve satar, eczacı ilaç sağlar. Doktorlar hasta tedavi eder, öğretmenler eğitim verir, çiftçi tarımla uğraşır. Her mesleğin belli kuralları vardır. Çalışan bütün insanların işlerini kurallara uygun, dürüst yapmalarına, insanları kandırmaya, yanıltmaya çalışmamalarına kısacası meslek ahlakına etik denir. Ama bazı insanlar daha çok kar elde etmek için yada işin kolayına kaçarak hile yaparlar bunların kazançları da haksızdır. Böyle şeyler meslek etiğine de, insanlığa da yakışmaz. Bütün insanlar etiğe uygun çalışırsa hayatımız daha kolay ve güzel olur.
- Tamam abla çok iyi anladım teşekkür ederim, hoşca kal.
-Dedene selam söyle, başarılar.
Osman emmi:- Öğrendin mi oğlum, buldun mu Zeynep ablanı?
-Evet dede öğrendim öğrendim. Her işi doğru düzgün yapmak, insanları yalanla, hileyle kandırmadan, dürüst çalışmak, kurallara uymakmış, meslek ahlakı dede meslek ahlakı. Şu bizim bilgisayarcı vardı ya dede hani hurdayı satmıştı son model diye işte onun yaptığı etik değil. Haaaa dede artık sende süte su katmaaa!
















ETİK MONOLOG

Son günlerde sokakta okulda televizyonda bir etiktir tutturdular. Duymuştum duymaya da hiç düşünmemiştim ne olabilir bu diye.
Öğretmenimiz de ödev verdi araştırın diye. O sırada biz Ahmet’le konuştuğumuzdan konunun başını kaçırmışım. Öğretmenim yavrum duydun mu etik diyorum etiiik deyince eşekten düşmüş karpuza döndüm?
Ne ettik?
Kime ettik?
Bilerek etmedik valla öğretmenim derkeeen; anladık ki etik denen şey şu bizim ahlak kavramıyla eşleşen bi kavrammış.
Dinler peygamberler hep bunun mücadelesini vermiş. Filozoflar bunu tartışmış. Yasalar bunu gözetmiş. Ama ne iyiliğin sonu var ne kötülüğün. İnsan ne yapmış ne etmiş bunu da kendine benzetmiş. Üzerinize alınmayın ha sözüm meclisten dışarı çıktı bile.
Biz ne kadar gelenek göreneklerimize, cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan Atatürk devrimlerinin bize kattığı değer yargılarına güvensek de bireyin bilgisiz, bilinçsiz veya sorumsuz hareket etmesi topluma ve çevreye ciddi zararlar vermekte, ciddi bir yozlaşma ve haksızlıklar meydana gelmekte.
Bunu acımasız kanlı savaşlardan, işgallerden ve katliamlardan; yerlere çöp atıp çevreye ve topluma karşı saygısız davranmaya kadar gözlemleyebilmekteyiz. Tüm bunlar etik açısından desteği gerekli kılmış bunu gören ilgili, bilgili yetkililer 25 Mayısı "Etik Günü" olarak kabul etmişler. Dilerim vatana millete yararlı olur. Bir de benim sözlü notuma tabi.

Neyse biz işimize bakalım Etik öylesine geniş bir konu ki Hayvan hakları, Biyoetik, İş etiği, Feminizm, İnsan hakları, Gazetecilik etiği, Tıbbi etik üüüf! Araştırdıkça karıştırdım. Sonra baktım ki karışık olan kelimenin kendisiymiş. iş iyiyle kötünün mücadelesiymiş. Doğruyla yanlışın güzelle çirkinin… Ama iyi ya da doğru kime göre derseniz ben bilmem. O size kalmış.
Ben sorumluluklarımı hakkıyla yerine getirirsem,
Anneme babama, arkadaşıma kardeşime, konuğuma komşuma, sokaktaki kediye, ağaçtaki serçeye, bahçedeki çiçeğe hak ettiği özeni gösterirsem,
Vatanıma milletime yaralı olup insanlığa hizmet için çalışırsam; çünkü halka hizmet hakka hizmettir
Örnek olursam yanıma yöreme
Hem güzelleşir benden başlayarak çevremdeki her şey hem de 100ü kaparım karneme






………. İLKÖĞRETİM OKULU 25 MAYIS ETİK GÜNÜ FAALİYET RAPORU

25 Mayıs günü Etik Günü, 25 Mayısı kapsayan haftada Etik Haftası olarak kutlanmaktadır.
Bu yıl 25 Mayıs günü Pazar gününe denk geldiğinden 25 Mayıs Etik Günü tanıtımın yapılması (sunum yapılması) için 25 Mayıs günü uygun görülmüştür.

25 Mayıs Etik Günü öğrencilerimize etik kültürümüzün tanıtılması, yaşamımıza yerleşmesi ve geliştirilmesi amacıyla müdürlüğümüzce aşağıdaki başlıklar altında öğrencilerimizin seviyelerine uygun bir biçimde sunum yapılması uygun görülmüştür.

1- Etik Nedir?

2- İyi ve Kötü Davranış Nedir?

3- Etik ve Ahlak Arasındaki Fark Nedir?

4- Neyin Doğru Veya Neyin Yanlış Olduğuna Kim Karar Veriyor?

5- 25 Mayıs Etik Günü Niçin Kutlanıyor?




**25 Mayıs Etik Günü tanıtımı (sunumu) bu başlıklar altında yapılmıştır.



ÇATLAK KOVA

Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.
“Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.”
“Neden?.” Diye sormuş sucu. “Niye utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş.
“Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.” Sucu şöyle demiş:
“Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.” Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş:
“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.”
Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Tanrı’nın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.

ARKADAŞLIK

Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş.
“Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak” demiş.
Genç, ilk günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence:
“Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart.”demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki tahta perdede hiç çivi kalmamış. Babası ona:
“Aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak, çok delik var. Artık hiçbir şey geçmişteki gibi güzel olmayacak. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara, bir delik aynen kalacak, kapanmayacaktır. Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar” demiş.


BİL Kİ DÜRÜSTLÜK EN BÜYÜK SERVETTİR

Adaletli yaşamayı dilersen
Hep alnın açık gezmek istersen
Eğer onurunu da düşünürsen
Bil ki dürüstlük en büyük servettir.

Hakkın varsa korkma hakkını ara
Boyun eğme sakın haksızlara
Tamah etme hakkın olmayanlara
Bil ki dürüstlük en büyük servettir.

Alma habersiz birinin malını
Çalmayasın kimsenin kapısını
Sonra çalarlar senin de kapını
Bil ki dürüstlük en büyük servettir.

Borç aldıysan zamanında veresin
Sözlerini yerine getiresin
Haksızlık, adaletsizlik etmeyesin
Bil ki dürüstlük en büyük servettir.


İsmail Aydoğmuş

Ahlak'ın Ahlaksızlığı
- Oğlum Çağrı'ya

Bana ahlakı sordun oğlum! ..
Ahlak,
Parayla çarşıdan alınmaz! ..
Düşünürleriyle üretir onu,
Eğer bilinçliyse yaşadığın toplum,
Düşün! ..
Ahlakı sen de
Yasalar, gelenekler
Ve Tanrı istiyor diye,
Düşünmeden,
Düzenlersen davranışlarını
Hazırlarsın kendine
Ahlaksız yarınlarını.
Yüreğinle ve beyninle
İçinden geldiğince
Yalansız, dolansız
İnsanlığın adına
Düşünür ve üretirsen,
Toplumuna dürüst davranır
Canlıları seversen,
Onları incitmekten sakınır,
Bağrına basar koklarsan
Ve bütün bunları,
Yasalarla, kurallarla
Zorlanmadan
Yüreğinin sesiyle yaparsan
İşte o zaman oğlum
Olursun erdemli insan! ..



Gel Unutma Bunu Kardeş

Yaşam dünya armağanı
Gel unutma bunu kardeş
Güneş yaşam can damarı
Gel unutma bunu kardeş

Hayat bizim yaşam bizim
Gel yok etme bizi kardeş

Güneş güçler dışındadır
Dünya yaşam içindedir
Ekmeğinde aşındadır
Gel unutma bunu kardeş

Hayat bizim yaşam bizim
Gel yok etme bizi kardeş

Karbon verip boğma onu
Kendinin gelmesin sonu
Eğer bilmiyorsan bunu
Gel unutma bunu kardeş

Hayat bizim yaşam bizim
Gel yok etme bizi kardeş

Yok olup gitmen istemem
Ölmesin canlı kıyamam
Yaptığın doğru diyemem
Gel unutma bunu kardeş

Hayat bizim yaşam bizim
Gel yok etme bizi kardeş

Toprağa zehiri atma
Ağaçları kesip yakma
Sulara lağım akıtma
Gel unutma bunu kardeş

Hayat bizim yaşam bizim
Gel yok etme bizi kardeş

Bak bahçeler bağlar senin
Serin yayla dağlar senin
Akan sular çaylar senin
Gel unutma bunu kardeş

Hayat bizim yaşam bizim
Gel yok etme bizi kardeş

Mürsel Adıgüzel
 
Üst