Gecenin 01.00 'in de üşenmedim, skeç yazdım ya, bazı yerleri alıntıdır. EVER BENİ
( Müzik çalar, sunucu içeriye oynayarak girer. Şarkıyla beraber diğer adaylarda oynarlar.)
Sunucu: Efendim, bahçemizdeki çok sevgili seyircilerim ve stüdyodaki çok bekar konuklarım, hepiniz, ever beni programına hoşgeldiniz.
( Adayların hepsi alkışlarlar.)
Sunucu: Evde kalmışlar, dullar, kız kuruları, güzeller, çirkinler, akıllılar... Hepinizi evlendireceğim. Ama ilk önce, Ahmet amcayı çağırmak istiyorum. Karşınızda... Ahmet Pilibitik ...
( Müzik çalar ve Ahmet amca içeri girer.)
Sunucu: Aaaa... Ahmet Amca, seni geçen sene evermedik mi biz, bu sene de gelmişsin bak...
Ahmet Amca: Pek dayanıksız çıktı a gızım, o karı... Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, çok yemekten çatladı gitti...
Sunucu: Hay Allah... Toprağı bol olsun...
Ahmet Amca: Oldu zaten, çok kilo olunca toprak kaymasından gitti.
Sunucu: Sana kadın mı yok Ahmet Amca, evercem ben seni, söz...
Ahmet Amca: Ever gızım beni ever, tatlı dillim, selvi boylum , al yazmalım; maşallah sen de pekkk güzelsin yavv, alan olmadı mı seni daha...
Sunucu: Öhöö.. öhöö... Ay ne fenasınnn Ahmet amca... Hadi beni boşver de, sen kendini anlat bakalım. Sen de alkol, sigara, kumar var mı Ahmet amca...
Ahmet Amca: Hepsi var, bi tek karı yok...
Sunucu: İlahi Ahmet amca... Alemsin valla...
Sunucu: eee, nasıl birini arıyorsun bakalım, Ahmet Amca?
Ahmet Amca: Kadın olsun.
Sunucu: Onu biliyoruz , nasıl olsun yanii...
Ahmet amca: Yatı katı olsun, gözü dışarda, kendi içerde olsun, karı olsun, bugün olsunn...
( Bu sırada, adaylardan biri el kaldırır ve sunucu yanına gider.)
Şaziye: Ben Ahmet Amcaya talibim.
Sunucu: Ooo... Ahmet amca, çok şanslı bugün sayın seyirciler, hemen etkiledi adaylarımızdan birini. Gel bakalım hadi sandalyeye... ( Aday sandalyeye oturur.) İsminiz?
Şaziye: Şaziye Taş. ( Sandalyeye gider oturur.)
Ahmet Amca: Açınnn... paravanı açınn... açın diyorum...
Sunucu: Dur ayol... Bir tanıyın birbirinizi, uyacak mı uymayacak mı...
Ahmet Amca: Tamam ben kabul ediyorum. Uydu bana, poşete koyun alıp götüreyim.
Sunucu: Ay kaç aylık doğdun Ahmet Amca, sabır yahu sabır...
Ahmet Amca: Eyi bakalım gızım...
Sunucu: Evet, şimdi de Şaziye'yi tanıyoruz. Kendini anlatır mısın Şaziye?
Şaziye: Merhabalar, Ben Şaziye Taş, 35 yaşındayım. Daha önce beni ne doktorlar, ne mühendisler istemedi, o yüzden de hiç evlenmedim. Yakışıklı, çok değil; bir iki senelik ömrü kalmış, malı mülkü olan birini arıyorum, Ahmet Amca, tam benim aradığım gibi yani...
Sunucu: Anlıyorum seni Şaziyecim.
Ahmet Amca: Ben aşık oldum, çılgınlar gibi seviyorum, açın paravanııı , açınn....
Sunucu: Ahmet Amca, bekle biraz ayol, sen de ne kuduruksun yani... Şaziyecim sor sorularını Ahmet Amcaya bakalım.
Şaziye: ee.. çoluk çocuk var mıydı senin?
Ahmet Amca: Dokuz tane çocuğum var, en büyükleri ilk doğan, en küçükleri son doğan, ortanca Nihat Doğan...
Şaziye: Maşallah Maşallah...Ahmet Amca, sinirli misindir, döver misin?
Ahmet Amca: Döverimmm!!! Ama az döverim efendim...
Şaziye: Az olursa iyi olur efendim...
Ahmet amca: Şöyle bir çakarım, bir de yer çakar. E şimdi ben çaktım, yer çaktı. Yeter...
Şaziye: Ahmet Amca, sen de sigorta falan var mı...
Ahmet Amca: Sigorta migorta yok ben de... Senin sigortan vardır, ikimiz ondan idare ederiz.
Şaziye: Heee Ahmet Amca...Benim sigortam vardı da, şimdi hepsini attırdın ama...
Sunucu: O zaman fazla zaman kaybetmeden Şaziyeyle tanıştırayım ben sizi... Paravan açılsın... Müzik çalınsın...
( Müzikle beraber paravan açılır ve Ahmet Amcayla Şaziye karşı karşıya gelirler.)
Şaziye : Merhabaa...( der el sallayarak)
Ahmet Amca: (Sunucuya döner) Me....Bana mı merhaba diyor...
Sunucu: Evet evet, sizee...
Ahmet Amca: Ya merhaba da, bir yanlışlık oldu galiba...
Şaziye: Anlamadım...
Ahmet Amca: Pardon isminiz neydi?
Şaziye: Şaziye Taş.
Ahmet Amca: Şaziye'ye inanırım da, taş hiç gerçekçi değil... Sizin soyadınız takma mı...
Şaziye: Takma değil, taş...
Ahmet Amca: Bu taş konusundaki ısrarınız yersiz bence...
Şaziye: Ya çok tatlısınızz...
Ahmet Amca: Sağol canım, benden etkilenmeniz normal, ama aynı şeyi benden bekleyemezsin. Mümkün değil...
Şaziye: Anlamadım efendim, nedir mümkün olmayan?
Ahmet Amca: ( Sunucuya dönerek) : Ya gızım, ben kendisinden elektrik alamadım.
Sunucu: Biraz konuşsaydınız ya , belki anlaşırdınız.
Ahmet Amca: Yav dedim ki belki az birşey elektrik alabilirim ama, alamıyorum. Kendisi benim tipim değil yani...
Şaziye: Tipim mi değil... Nerelisiniz?
Ahmet Amca: Yozgat. Sen Nerelisin?
Şaziye: Konya.
Ahmet Amca: Daha çok Kenyalılara benziyorsun.
Şaziye: Konya, Konya... Hani Mevlana, ne olursan ol, gel demiş...
Ahmet Amca: Kime demiş onu... Vallaha benim haberim yoktur. Fırsatını bulursam gitmeyi düşünürüm.
Şaziye: Ehh, artık evlenirsek, inşallah beraber gideriz sizinle.
Ahmet Amca: Nere, Kenya'ya mı?
Şaziye: ( Duraksar ve) Konya'ya...
( Ahmet Amca sunucuya döner.)
Ahmet Amca: Ya benim hoşuma gitmedi, ben gideyim.
Şaziye: Konya'ya mı?
Ahmet Amca: Yok, senden daha uzak bir yere, Cehennemin dibine...
( Ayağa Kalkar Ahmet Amca, bu sırada torunu gelir.)
Torun: Dedee... Ne işin var senin bu programda?
Ahmet Amca: Aa, torunum Hamdi, gel torunum gel... Gel canım benim... Ya ben de sana kız arıyordum.
Torun: Dede, ben nişanlıyım zaten, ne kız araması falan...
Ahmet Amca: Ya yok yok, o bizim aileye uymuyor... Bak bu kız, Kenyalı, bunu al.
Torun: Ya sunucu hanım, ne oluyor burada?
Sunucu: Ben de anlamadım valla, Ahmet Amca ne oluyor burada?
Ahmet Amca: Ya gızım, bizim oğlan bekardı, ben de bu kızı ona alayım diyordum.
Torun: Ya dede, ne işlerle uğraşıyorsun böyle, ninem içerde, ninem getirdi beni buraya. O boyu devrilesice dedeni al gel, yine çapkınlık peşinde dedi...
(Hepsi, ''neyyy'' der ve oyun biter. Müzik çalar.)