17. YÜZYIL İÇ ÇALKANTILAR VE İSYANLAR

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,558
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
17. YÜZYIL İÇ ÇALKANTILAR VE İSYANLAR

Genel Nedeni:Duraklamaya sebep olan iç ve dış nedenlerin etkileri

Hedefi:Yöneticilerin değiştirilmesini sağlamak

Bu isyanların başlıca nedenleri şunlardır;

1) 17. yüzyılda göreve gelen bazı padişahların ve devlet adamlarının yeteneksiz ve güçsüz olmaları

2) Devlet memurlarının seçiminde yeterliliğe bakılmayarak rüşvet ve iltimasın rol oynaması ve yetersiz kimselere görev verilmesi

3) Devletin temel yapısını oluşturan toprak yönetiminin ve askerî teşkilâtın bozulması

4) Tımarlı sipahilerin ihmal edilmesi, Tımar sisteminin bozulması ve buna bağlı olarak tarım ve hayvancılığın gerilemesi

5) Uzun süren savaşların, güvenliğin bozulmasına ve bunun, çiftçinin toprağını terk etmesine sebep olması.

6) Üretimin azalması sonucu gıda maddelerinin fiyatlarının artması, halktan ve tüccardan yeni vergiler alınmaya başlanması

7) Savaşların uzun sürmesi, Anadolu'daki beylerbeyi, sancakbeyi ve tımarlı sipahilerin savaşta bulunmaları sonucu merkez ve taşra yönetiminin bozulması,

8) yeniçerilerin ve süvarilerin disiplinsizliği, haksızlıkların önlenememesi, tüm bunların da halkın devlete olan güvenini zedelemesi,

9) Avrupa'nın bilim ve teknik alandaki gelişmesine ayak uydurulamaması,

10) Paranın değer kaybetmesi sonucunda halkın ve askerin satın alma gücünün azalması.



1- İSTANBUL İSYANLARI

İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinin özellikle yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılmıştır.Askeri isyanlarda denilen bu isyanlara bazen ulema, halk ve medrese öğrencilerinin de katıldığı görülmüştür.

Nedenleri:

1) Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri

2) Kapıkulu (devşirme) sisteminin değişmesi ve Yeniçeri Ocağı’na kanunlara aykırı olarak askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması ve asker sayısının artması

3) Ekonominin bozulmasından dolayı Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük paralarla ödenmesi

4) Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmek istemeleri

5) Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtması

6) Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri

7) Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması

8) Yeniçerilerin askerlik dışı işlerle uğraşmaları

9) “Ocak devlet içindir “anlayışı yerine “devlet ocak içindir” anlayışı egemen olması.

İstanbul isyanlarının başlangıcı Fatih dönemine kadar uzanır, ilk kez bu dönemde yeniçeriler cülus bahşişi için ayaklandılar, isteklerinin kabul olunması üzerine de bundan sonra her padişah değiştikçe askere, devlet büyüklerine ve memurlara cülus bahşişi vermek bir gelenek hâline geldi.

Aynı ayaklanma Yavuz Sultan Selim zamanında da tekrarlanmıştır.

Bundan sonra, padişah değiştikçe cülus bahşişi almak bir gelenek durumuna geldi.

Yeniçeriler, II. Selim’in padişahlığı sırasında yine cülus bahşişi yüzünden isyan ettiler.



17. Yüzyılda Önemli İstanbul Ayaklanmaları

Bu isyanların en önemlileri, III. Murat, II. Osman (Genç Osman), IV. Murat ve IV. Mehmet zamanında çıkanlardır.

III. Murat döneminde Yeniçerilerin ayaklanarak defterdar ve Beylerbeyi’ni öldürmeleri (1589). III. Murat zamanında, hazinede yeterli para olmadığından, yeniçerilerin aylıklarını (ulufe) vermek için, ayarı düşük akçe sağlanmasına çalışılıyordu. Bunu duyan yeniçeriler isyan ettiler. İsteklerinin yerine getirilmesi, onların, daha sonraki dönemlerde yeni isteklerde bulunmalarına ve sık sık ayaklanmalarına neden oldu. Yine III. Murat zamanında saraya saldıran sipahiler, saray bostancılarının karşı koymaları sonucu dağıldılar.

II. Osman’ın Yeniçeri Ocağını kaldırarak Anadolu’dan yeni bir askeri birlik toplamak istemiş, bunu öğrenen yeniçeriler tarafından öldürülmüştür (1622).İlk kez bir Osmanlı padişahı yeniçeriler tarafından öldürülmüştür. İstanbul isyanlarının en önemlisidir.

Yeniçeriler, Genç Osman'ın kendi haklarındaki düşüncelerini öğrenince onun bu ziyarete gitmesine engel olmak istediler. Buna ulemadan da destek gelince yeniçeriler isyan ederek Genç Osman'ı destekleyen sadrazamın, padişahın hocası Ömer Efendinin ve daha bazı kimselerin idamını istediler. Padişah hacca gitmekten vazgeçti. Ancak istenilen kimseleri vermedi. Asiler saraya yürüyerek Deli Mustafa'yı padişah yaptılar. Genç Osman'ı ise öldürdüler. Bu olaydan sonra ülkede on yıl anarşi ve ihtilâl devam etti.

IV. Murat zamanında da iki kez saraya yürüyen isyancılar, padişahı ölümle tehdit ettiler.

Saray kadınları ve devlet adamlarının etkisiyle Yeniçerilerin isyan ederek Veziri Azam Hafız Ahmet Paşayı öldürmeleri (1632). IV.Murat daha sonra aldığı sert önlemlerle otoriteyi sağlamıştır.

IV. Mehmet döneminde:

Devlet yönetiminin iyice bozulması, maaşların eksik ödenmesi veya zamanında ödenmemesi gibi nedenlerin yanında, harem ağalarının da devlet işlerine karışmaları üzerine sipahiler ayaklandılar.

Padişahı Alay Köşkü'ne çağırarak durumdan şikâyetçi oldular. Saraydan bazı kişilerin (30 saray görevlisini) öldürülmesini istediler. İstekleri yerine getirildi. Öldürülenler Sultan Ahmet Meydanı'nda bir çınara asıldı (1656). Bu olaya Vakayi Vakvakiye (Çınar Vak'ası) denir.

Avusturya savaşı sırasında Yeniçerilerin isyan ederek IV. Mehmet’in yerine II. Süleyman’ı tahta geçirmeleri (1687) .

Sonuçları:İstanbul isyanları devlet düzeni değiştirmeye olmayıp, şahıslara karşı yapılmıştır.

1) İsyancılar, daima isteklerini yaptırmayı başarmışlar ve Osmanlı merkezi idaresi üzerinde kapıkulu (özellikle yeniçeriler) askerlerinin etkisi artmıştır.

2) İsyancılar, padişah ve devlet adamlarını görevden almışlar, hatta öldürmüşlerdir.

3) İsyanlar devlet otoritesinin zayıflamasına, İstanbul’da asayişin bozulmasına, halkın zor durumda kalmasına, şehirde yangınların çıkmasına ve yağmalamaların yapılmasına neden olmuştur.

4) 17. yüzyılda birbirini izleyen bu isyanlar, devletin huzur ve güveninin bozulmasına ,merkezi otoritenin zayıflamasına neden oldu.



2- CELÂLİ (ANADOLU ) İSYANLARI

XVII. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” denilmiştir.

Celâlî isyanlarının başlangıcı Yavuz Sultan Selim zamanında Bozoklu Celâl adında bir eşkiya, çevresine topladığı kişilerle devlete karşı ayaklandı. Ayaklanma bastırılmakla beraber, Bozoklu Celâl, halk arasında büyük ün kazandı. Bu olaydan sonra Anadolu'da çıkan isyanlara Celâlî İsyanları denilmiştir.

Anadolu'da 16. yüzyıldan 17. yüzyılın başlarına kadar devam eden bu isyanlar, bazı yönlerden diğerlerine göre, daha önemli ve çeşitli özellikler gösterir.

Sebepleri:

1) Merkezi otoritenin bozulması ve devlet adamlarının yetersizliği.

2) Devşirme kökenli devlet adamlarının Anadolu halkıyla kaynaşamamaları

3) Ekonomik durumun ve para ayarının bozulması

4) Anadolu’da adaletsizliğin yaygınlaşması

5) Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında haksızlıkların yapılması

6) İltizam sisteminin yaygınlaşması sonucunda sipahilerin dirliklerinin kesilmesi

7) Vergilerin yükseltilmesi ve vergi toplamada adaletsiz davranılması

8) Köylülerin topraklarını terk etmesi

9) XVII. yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da eşkıyalığa başlaması

10) Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı davranarak halkı zor duruma düşürmeleri

11) Osmanlı – İran ve Osmanlı – Avusturya savaşlarının etkisi

12) Savaşlar nedeniyle tımarlı sipahilerin orduya katılmaları ile Anadolu’da asker kalmaması

13) Haçova Meydan Savaşı’ndan kaçan askerlerin Anadolu’da isyan çıkarmaları

14) Çoğunluğu sekbanlardan oluşan, işsiz kalan ve geçim darlığına düşenler, valilerin ya da sancak beylerinin hizmetine girdiler.

Savaşlar nedeniyle Tımarlı Sipahilerin orduya katılmaları, isyancılara bekledikleri olanağı verdi.



Celâlî İsyanları içinde devleti en çok uğraştıranları; Karayazıcı, Deli Hasan, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut, Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanlarıdır.

Bunlardan Karayazıcı (Abdülhalim), Haçova Savaşı'ndan kaçmış ve ocaktan kaydı silinmişti. Urfa taraflarında isyan eden Karayazıcı, etrafına, hükümete kırgın olan devlet adamlarını ve asker kaçaklarını topladı. Kuvvetlerinin sayısı kısa zamanda artıran Karayazıcı, Sokulluzade Hasan Paşaya yenildi, Samsun'a kaçtı ve yakalanarak öldürüldü. Kardeşi Deli Hasan isyana devam etti. Devleti uzun süre uğraştıran Deli Hasan affedildi ve Bosna valiliğine atandı. Ancak burada da rahat durmayan Deli Hasan, sonunda idam edildi.

I.Ahmet zamanında, Celâli İsyanları giderek yaygınlaşıp tehlikeli olmaya başladı. İsyancılar, Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirdiler. 1606'da Avusturya ile olan savaşların sona ermesi üzerine, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa ve Kanije kahramanı Tiryaki Hasan Paşa, isyancılar üzerine gönderildiler. Önce Canbolatoğlu, daha sonra Kalenderoğlu isyanları bastırıldı. Bunlardan Kalenderoğlu, adamları ile birlikte İran'a sığındı. Anadolu'da çok sayıda Celâlinin öldürülmesi sonucu devletin otoritesi yeniden sağlandı.

I. Mustafa zamanında, Erzurum beylerbeyi olan Abaza Mehmet Paşa, II. Osman'ın yeniceliler tarafından öldürülmesini bahane ederek isyan etti. Abaza Mehmet Paşa, eline geçirdiği yeniçerileri öldürttü. Sonunda, Hüsrev Paşaya yenilerek onunla birlikte İstanbul'a geldi. Padişah tarafından affedildi ve Bosna valiliğine atandı.

Sonuçları:

1) Anadolu’da devlet otoritesi sarsılmıştır.

2) Anadolu’da huzur ve güvenlik bozulmuş, birçok şehir ve kasaba harap olmuştur.

3) Vergiler toplanamamış ve devletin gelirleri azalmıştır.

4) İsyancılardan, askerlerden ve halktan yüz binlerce insan yaşamını yitirdi.

5) Güvenlik nedeniyle köylünün toprağını terk etmesi sonucu üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi, bunun sonucu ekonomi bozuldu , devlet gelirleri azaldı.

6) Avusturya ve İran savaşlarında istenilen neticelerin alınmamasına neden oldu.

7) Anadolu Askerlerinden oluşan Tımarlı Sipahiler düzenli ordu özelliğini kaybetmiş ve etkileri azalmıştır.

NOT: İstanbul ve Celali İsyanları’nın dini bir özelliği yoktur. İsyanlar, devlet adamlarına , padişaha, adaletsizliğe karşı olmuş, devlet düzeninin değiştirilmesi amaçlanmamıştır



3- EYALET İSYANLARI

Bu isyanların en önemli özelliği, önderliğini yerli hanedanların yapmış olmasıdır

Sebepleri:

1) Devlet otoritesinin zayıflamasıyla eyaletlerdeki yerel yöneticilerin devletten ayrılma istekleri,

2) Eyaletlerdeki devşirme kökenli yöneticilerin olumsuz tutum ve davranışlarına halkın tepki göstermesi

3) Vergilerin devlet denetimi dışında artırılmak istenmesi 4) Bağlı beyliklerin Osmanlı yönetiminden ayrılmak istemeleri



Yerli hanedanların önderliğinde çıkarılan bu isyanların bastırılması sırasında Osmanlı Devleti, zaman zaman Avrupa devletleri ile karşı karşıya gelmiştir.

Devletin uzak illeri olan Yemen, Bağdat, Kırım, Basra ve Trablusgarp’ta çıkan isyanlar sonucu, buralarda âdeta yarı bağımsız yönetimler kurulmuştur.

Yöneticilerin, kendi başlarına hareket etmeleri sonucu çıkardıkları isyanların başlıcaları, Erzurum Valisi Abaza Mehmet Paşanın ve Sivas Valisi Vardar Ali Paşanın isyanlarıdır.

Devletten ayrılmak amacıyla eyaletlerde çıkan isyanlar ise Eflâk, Boğdan ve Erdel’de çıkmıştır.

NOT: Bu isyanları Fransız ihtilalinden sonra başlayan “Milliyetçilik” hareketleriyle karıştırmamak gerekir. Çünkü bu dönemde MİLLİ DEVLET kurma fikri ortaya çıkmamıştır.

Sonuçları:

1) Merkezden uzak yerlerde çıkan bu isyanlar İstanbul ve Celali isyanları kadar devlet otoritesini sarsmamıştır.

2) Devletin otoritesini sarsan bu isyanlar bastırılmıştır.



İsyanlarda Kesin bir Çözümün Bulunamamasının Nedenleri :

1) İsyanların şiddetle bastırılması

2) Sorunların asıl sebeplerine inilmemesi

3) İsyanların, sosyal ve ekonomik nedenlerine inilmemesi
 
S

semih43

Misafir
Ziyaretçi
hocam bu şimdi nedenlerimi ??? hemen cevap lütfen acelem war!! ::) 8



Sosyal Bilgiler Öğretmeni' Alıntı:
Genel Nedeni:Duraklamaya sebep olan iç ve dış nedenlerin etkileri

Bu isyanların başlıca nedenleri şunlardır;


Nedenleri:


Sebepleri:

Sebepleri:

Sanırım anlamışssındır. Sosyal Bilgiler öğretmeni
 
Üst