15. ve 16.yy Avrupası

Performans

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
26 Ocak 2007
Mesajlar
523
Puanları
63
Konum
TÜRKİYE
15 VE 16 YÜZYILDA AVRUPADAKİ GELİŞMELER

A. YENİ BULUŞLAR ve SONUÇLARI
1. Barut'un Ateşli Silahlarda Kullanılması: Barut çok eskiden beri Çinliler tarafından biliniyordu. Ancak Çinliler barutu yalnızca eğlencelerde havaî fişek olarak kullanıyorlardı. Barut daha sonraki dönemlerde Türkler ve Müslüman Araplar tarafından kullanılmaya başlandı. Haçlı Seferleri sırasında Avrupalılar tarafından öğrenilerek Batıya aktarıldı. Barut ilk kez XIV. yüzyılda ateşli silahlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu yüzyılda ilk top örnekleri ve kurşun atan tüfekler icat olundu. Fakat topun en etkili şekilde kullanılması Osmanlılar tarafından İstanbul'un fethi sırasında gerçekleşmiştir. Fatih'in yaptırdığı devasa toplar dünyanın en sağlam surları olan Bizans surlarını yıkmış ve İstanbul fethedilmiştir. Fatih'in kullandığı topların surları yıkıcı etkisini gören Avrupalı krallar, bunları yerel idareciler olan derebeylere karşı kullandılar. Böylece Orta Çağ boyunca süre gelen feodalite rejimi toplar sayesinde ortadan kaldırılmış, krallar derebeylerin şatolarını toplar sayesinde yıkarak mutlak krallıklarını güçlendirmişlerdir.

2. Kâğıt ve Matbaanın Kullanılması: Orta Çağ'ın başlarında Avrupa'da kâğıt üretilmiyordu. Yazı genellikle tahta, taş ve kil gibi levhalar üzerine yazılıyordu. Aynı dönemde Çinliler ve Türkler ipek ve pamuktan kâğıt yapmasını biliyorlardı. Ancak Avrupa'da ipek ve pamuk az bulunduğundan kâğıt yapımı çok pahalıya mal oluyordu. Daha sonraları Avrupalılar paçavra ve selülozdan kâğıt yapmayı başardılar. Bu durum kâğıt imalâtını ucuzlatmıştır. Matbaaya benzeyen aletleri ilk olarak Çinliler ve Uygur Türkleri kullanmışlardır. Ancak bugünkü anlamda modern matbaanın ilk mucidi Alman Jan Gutenberg'dir. Jan Gutenberg antinom ile kurşunu karıştırarak yeni bir alaşım meydana getirdi ve bununla madenî harfler dökerek matbaayı buldu (1450).

Avrupa'da matbaanın bulunması ve kâğıdın çok ucuza mal edilmesi önemli gelişmelere yol açmıştır. Bu gelişmeler şunlardır:
1. Daha önceleri elle yazılan ve pahalıya mal olan kitaplar, bu alandaki gelişmeler sonucunda ucuzladı. Halk kitap okuma imkânını elde etti.
2. Avrupa'da okuma ve yazma oranı yükseldi.
3. Yazılı eserlerin çoğalmasıyla bilim ve kültür hızla yayıldı.
4. İnsanların kültür seviyelerinin artması hayata bakış açılarını olumlu yönde değiştirdi.
5. Bu olumlu gelişmeler bir süre sonra Avrupa'da büyük fikir hareketleri olan Hümanizma, Rönesans ve Reformun doğmasına yol açmıştır.

3. Pusulanın Kullanılması ve Geliştirilmesi: Pusula görünüşte çok basit bir alet olmasına rağmen, sebep olduğu gelişmeler bakımından çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Önceleri Çinliler tarafından kullanılan pusula, Araplar sayesinde Avrupa'ya taşınmıştır. Önceleri yönlerini kaybetme korkusuyla okyanuslara açılamayan denizciler, pusulanın kullanılmasından sonra cesurca okyanuslara açılmaya başladılar. Özellikle Kristof Kolomb'un, pusulanın sapma açısını düzeltmesiyle okyanuslarda seyahat daha güvenilir hâle gelmiştir.

Pusulanın kullanılması gemicilik sanatının da ilerlemesine neden oldu. Daha önceleri kullanılan küçük çaplı "Galer" ve "Nef" adı verilen gemiler geliştirilerek okyanuslara dayanıklı, 30 metre uzunluğunda, 3 direkli 5 yelkenli ve saatte 10 kilometre hız yapabilen "Karavel" adı verilen gemiler yapılmıştır. Pusulanın kullanılması ve gemicilik sanatının ilerlemesinin en önemli sonucu XV. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Büyük Coğrafî Keşif Hareketleri olmuştur. Coğrafî Keşifler sonucunda dünyanın daha önceleri bilinmeyen diğer yarısı da keşfedilmiştir (Amerika, Antartika, Avustralya, Afrika'nın güneyi ... vb.)

B. COĞRAFÎ KEŞİFLER ve SONUÇLARI: Doğudan başlayan ticaret yolları yüzyıllarca Avrupa'nın çeşitli ihtiyaçlarını karşılamada can damarı olmuştur. Özellikle bunlardan en önemlileri olan İpek ve Baharat yollarının Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalıları yeni yollar aramaya sevk etti. Orta Çağ'ın sonuna kadar dünyanın pek çok yeri bilinmiyordu. İşte bu yeni yollar arama girişimleri sırasında pek çok yer ilk kez keşfedildi ve yeni ticaret yollan bulundu. Yeni Çağ'ın başlarında meydana gelen bu keşif olaylarına "Coğrafî Keşifler" adı verilir.

a. Ticaret yollarının Müslümanların eline geçmesi: Çin'den başlayan İpek Yolu, Hazar Denizi'nde iki kola ayrılıyor, kuzey kolu Kırım limanlarında son bulurken güney kolu Karadeniz kıyılarından İstanbul'a ulaşıyordu.

Diğer önemli bir yol olan Baharat Yolu ise Hindistan'dan başlıyor ve kuzeyde Suriye limanlarında, güneyde ise İskenderiye'de son buluyordu. Özellikle denizci İtalyan devletleri bu limanlardan aldıkları malları Avrupa'ya satıyorlardı. Bu yolların tamamının Osmanlı denetimine girmesi ve bir kaç el değiştiren malların pahalıya mal olması Avrupalıları yeni yollar aramaya sevk etmiştir.
b. Coğrafya bilgisinin ilerlemesi: Orta Çağ'da Avrupalıların dünya hakkındaki bilgileri çok azdı. Avrupalılar, dünyayı tepsi gibi düz zannediyorlardı. Ortasında Kudüs'ün bulunduğuna inandıkları dünyanın kuzeyi buzlarla, güneyi ise kaynar sularla kaplıydı. Batıda sonsuz bir deniz, doğuda da Kaf dağları (Kafkas dağları)nın bulunduğuna ve onun ötesinde cinlerin yaşadığına inanırlardı. Özellikle Haçlı Seferleri ve daha sonraki ilişkiler ve seyyahların gezi notlarının incelenmesi sonrasında, Avrupalıların dünya hakkındaki bilgileri artmış, boş inançlar yıkılmıştır.

Özellikle Venedikli seyyah Marco Polo doğu üzerine Çin'e kadar büyük bir seyehat yaptı (1271 - 1295). Bu seyahati sırasında yazdığı, doğu ülkelerinin hem zenginliklerini, hem de coğrafyasını anlattığı "Garibeler Kitabı" adlı eseri, Avrupalılar üzerinde büyük etkiler meydana getirmiştir.

c. Pusulanın geliştirilmesi: İlk kez Çinliler tarafından icat edilen pusula, Haçlı Seferleri sırasında Avrupa'ya geçmiştir. Kristof Kolomb'un pusulanın sapma açısını düzeltmesiyle artık yönlerini kaybetme korkusundan kurtulan Avrupalılar, okyanuslara daha rahat ve korkusuzca açılmaya başladılar.

d. Gemicilik sanatındaki ilerlemeler: Eskiden kullanılan kadırgaların geliştirilerek 30 metre uzunluğunda, üç direkli beş yelkenli ve okyanuslara daha dayanıklı Karavel tipi gemilerin yapılması okyanuslara açılmada insanların cesaretini artırdı.

e. Efsane ve hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi: Orta Çağ'da Avrupalılar, Atlas okyanusunun içinde gemileri çeken çok büyük girdapların olduğu ve bu sularda dolaşan gemicilerin zenciye dönüşecekleri gibi hurafelere inanırlardı. Ancak doğu ile olan ilişkiler ve coğrafya bilgisinin ilerlemesi bu gibi inançların yıkılmasına neden olmuştur.

Keşifler

 Portekizli Bartelmi Dias Afrika'nın güney ucuna ulaşarak Ümit Burnu'nu buldu (1487).
 İspanyol asıllı Kristof Kolomb, İspanya'nın Palas limanından hareket edip Atlas Okyanusu'nu aşarak Amerika Kıtası'nı buldu (1492). Ancak burasını Hindistan zannettiğinden batısındaki Bahama takımadalarına Batı Hint Adaları, halkına da Hintliler adını verdi. Daha sonraları Amerika Kıtası'na üç sefer daha yaparak kıtanın orta ve güney kesimlerini de keşfetti. Ancak yeni bir kıta keşfettiğini anlayamadan öldü.
 Portekizli Vasko do Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak Hindistan'a vardı (1498).
 Bu tarihten itibaren Portekizliler Hint Okyanusu'na hâkim olmaya başladılar. Böylece Hindistan'dan gelerek Süveyş'te sona eren Baharat Yolu yön değiştirerek Ümit Burnu Yolu hâline geldi ve Portekiz egemenliğine girdi. Bu gelişme Hint sularında Osmanlı - Portekiz mücadelesini başlatmıştır.
 Kristof Kolomb'un ölümünden kısa bir süre sonra İtalyan gemici Ameriko Vespuçi, Amerika'nın Hindistan değil yeni bir kıta olduğunu dünyaya ilân etti ve kıtaya onun adı verildi "Amerika" (1507).
 1519'da Portekiz asıllı Macellan tarafından başlatılan batıya seyahat Del Kano tarafından tamamlanarak (1522) dünyanın yuvarlak olduğu ilk kez ispatlanmıştır.
 Başlangıçta Portekizliler ve İspanyollar tarafından başlatılan Coğrafî Keşifler, özellikle İngilizler, Fransızlar ve Hollandalılar tarafından tamamlanmıştır.

Coğrafi Keşifler'in Sonuçları:

 Hristiyanlık yayıldı. Buna karşılık dünyanın düz olduğu gibi pek çok yanlış bilgi aktaran din adamlarına olan güven azaldı.
 Keşfedilen yerlerde yetişen domates, vanilya, patates, tütün, kakao gibi bitki türleri ile Avrupalılar ilk kez tanıştı.
 Avrupalıların, keşfettikleri yerleri sömürgeleştirmesiyle Sömürgecilik Dönemi başladı.
 Keşifler, ticaret yollarının değişmesine neden oldu. Hint Deniz Yolu'nun bulunmasından ve Amerika'nın keşfinden sonra Akdeniz limanları ile Baharat ve İpek Yolu eski önemini kaybederken Hint Okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı.
 Yeni keşfedilen ülkelerde bol miktarda bulunan altın ve gümüş gibi değerli madenler Avrupa'ya getirildi. Avrupa'da ticaretle uğraşan kişiler (Burjuva sınıfı) zenginleşti. Tüccarların, soyluların ellerinde bulunan toprakları satın almalarıyla soylular eski güçlerini kaybettiler.
 Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan pek çok insan göç etti. Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma alanları buldu.
 Amerika'nın eski bir medeniyet merkezi olduğu öğrenildi.
 Zenginleşen Avrupalılar, kültür ve sanat hareketlerini desteklediler. Böylece, Avrupa'da Rönesans'ın doğmasına ortam hazırlamış oldu.
 Coğrafî Keşiflerle ticaret yollarının değişmesi sonucunda Osmanlı Devleti ekonomik yönden büyük gelir kaybına uğradı.

C. RÖNESANS: XV. yüzyılın sonlarıyla XVI. yüzyılın ilk yarısında önce İtalya'da başlayan ve ardından Fransa, Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde görülen edebiyat, güzel sanatlar (resim, mimarlık, heykeltıraşlık ... vb), bilim ve teknik alanında görülen gelişmelere "Rönesans" adı verilir.
Rönesans'ın Nedenleri:
1. Matbaanın bulunması ve bu sayede yeni buluş ve düşüncelerin her tarafa kolayca yayılması,
2. Büyük Coğrafî Keşifler sayesinde Avrupa'nın zenginleşmesi ve Avrupa'da sanattan ve edebiyattan zevk alan zengin ve üstün bir sınıfın ortaya çıkması,
3. XV. ve XVI. yüzyıllarda pek çok dahî insanların yetişmesi ve bunların çalışmalarını birleştirmeleri,
4. Orta Çağ'dan beri gelişmekte olan güzel sanatların XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa'da olgunlaşması etkili olmuştur.

Rönesans'ın İtalya'da Başlamasının Nedenleri:
a. İtalya'nın coğrafî önemi: İtalya'nın, coğrafî konumu nedeniyle doğu ve batı ülkeleri arasında aracı olması ve doğunun ürünlerini batıya taşıyan başlıca devlet olması İtalya'yı ekonomik yönden zenginleştirirken kültürel bakımdan da geliştirmiştir.
b. Ekonomik durumun iyiliği: Özellikle Haçlı Seferleri'nden sonra Akdeniz ticareti İtalyan prensliklerinin eline geçmişti. Doğudan İpek ve Baharat yollarıyla gelen mallar, İtalyan prensliklerince batıya taşınıyordu. Bu durum İtalya'nın diğer Avrupa ülkelerinden daha önce zenginleşmesini sağlamıştır.
c. İtalya'nın tarihsel önemi: İtalya tarihsel önemi itibariyle eski Yunan, Roma ve Hellen medeniyetinin merkezi durumundaydı. Nitekim özellikle sanat ve düşüncede Rönesans, öncelikle bu eserlerin incelenmesiyle başlamıştır.
Özellikle Dante, Makyavel, Leonardo da Vinci, Rafael, Mikelanj ve Petrark Rönesans'ın İtalya'daki öncülüğünü yaptılar.

İtalya 'da Rönesans Hareketleri :

1. Edebiyat Alanında: İtalya'da Rönesans hareketleri, "Hümanizma" ile başlamıştır. (Antikite edebiyatının incelenmesidir.) Yunanca, Latince ve İbranice metinler, Eflatun, Napoli, Yeni,Roma Akademilerinde incelenmiştir. Hümanizmanın öncüleri ; Dante, Petrark, Bokaçius' dur. ( XIV.yy) XV. ve XVI. yy.da, Makyavel, Gişarden, Ariyosto ve Tosso, Hümanizmanın önde gelen isimleridir.

2. Güzel Sanatlar Alanında :
a. Resim : Anatomi Biliminin gelişmesi, perspektifin incelenmesi, insan vücuduna ve güzelliğe değer verilmesiyle resimde Rönesans doğmuştur. İtalya'da zamanla üç resim okulu oluşmuştur. Venedik Okulu ; daha çok, manzara resmi yapmışlardır. ( Paysagiste) en önemli temsilcisi Tisiyen' dir. Floransa Okulu ; İnsan vücuduna, perspektif ve Anatomi'ye değer vermişlerdir. Temsilcilerinden Ciyoto, İtalyan resmini, Bizans etkisinden kurtarmış ve resimde Rönesans'ın doğmasını sağlamıştır. Önemli temsilcileri, Leonardo da Vinci , Mikel Anj ( Mikelancelo ) dır. Roma Okulu ; Dini konuları işlemişlerdir.En önemli temsilcisi "Rafeal" ( Rafeal Sanzino ) dir.

b. Mimarlık ; Rönesans devrinin mimarları, ortaçağ mimarisi olan Gotik tarzını terk etmişler ve yeni bir mimari üslup oluşturmuşlardır. En önemli temsilcileri " Bramant " ve " Mikel Anj " dır.

c. Heykeltıraşlık : Antik dönem heykellerinin incelenmesi ve kopya edilmesiyle heykeltıraşlık gelişmiştir. En önemli temsilcileri ; Donatello, Giberti, Mikel Anj dır.

Rönesans Hareketlerinin Diğer Avrupa Ülkelerine Yayılması :

İtalya' da başlayan Hümanizma ve Rönesans hareketleri; İtalya'nın Din ve Kültür merkezi oluşundan ve İtalya'nın Fransa,İspanya ve Almanya arasında paylaşılamaması nedeniyle çıkan İtalya Savaşlarının etkisiyle, batı Avrupa'ya yayılmıştır.

Fransa'da Rönesans: Kralların etkisi ve çalışmalarıyla başlamıştır. Önemli temsilcileri; Rable (Rabelais), Ronsar (Ronsard ), Montaigne Hümanizmada. Piyer Lesko, Jan Bülan mimaride, Jan Gojon heykeltıraşlıkta, Fransuva Klue resimde.

İngiltere'de: En önemli temsilcisi, Hamlet-Otello-Romeo ve Jülyet'in yazarı Şekspir ( Shakespeare) dir.
İspanya'da:Don Kişot 'un yazarı " Cervantes "
Hollanda' da : Ressam " Rambrand "
Almanya'da : Erasmus, Röklen, Alber Dürer,
Rönesans'ın Sonuçları:
 Orta Çağ'ın skolastik kilise düşüncesi yıkılırken yerine serbest ve bilimsel düşünce doğdu.
 Hristiyanlığın sanat ve düşünce üzerindeki baskısı sona erdi.
 Bilim sanat ve edebiyatta pek çok yeni eserler verildi.
 Reform hareketine zemin hazırlandı.
 Avrupa'da bilimsel gelişmelerin önü açıldı.
D. REFORM
Başlangıçta bütün Hıristiyanlar bir tek merkeze yani Vatikan'a bağlıydılar. Ancak Bizans Kilisesi'yle Vatikan arasında zamanla ayrılıklar çıktı ve 1054 tarihinde Hıristiyanlar ikiye ayrıldılar. Vatikan'a (Papa'ya) bağlı olanlara ve büyük çoğunluğu oluşturanlara "Katolik"ler adı verilirken İstanbul Kilisesi'ne (Patrik'e) bağlı olanlara ise "Ortodoks"lar adı verilmiştir. Ancak XVI. yüzyıla gelindiğinde Katolik Mezhebi kendi içerisinde tekrar parçalanmaya ve yeni mezhepler doğmaya başladı. Avrupa'daki bu gelişmeye "Reform" adı verilir.

Reform'un Nedenleri:
a. Rönesans'ın etkisi: Haçlı Seferleriyle ilk kez prestij kaybına yarayan Katolik Kilisesi, Coğrafî Keşifler ve özellikle de Rönesans hareketleri ile büyük darbeler yemiştir. Pek çok düşünür (Luther, Melankton ve Röklen gibi), Rönesans ile gelişen bilimsel düşünce karşısında kilise öğretilerinin yanlışlığını görerek kiliseyi eleştirmeye başladılar
b. Katolik Kilisesi'nin bozulması: Katolik Kilisesi (Papa) ve din adamları bu dönemde asıl vazifelerini unutarak siyasî ve ekonomik güç peşine düşmüştü. Özellikle devlet yönetiminde gizli hükümdar gibiydiler. Ayrıca halkı sömüren kilise, çok geniş toprakların ve büyük servetlerin sahibi olmuştu.
c. Endülijans sorunu: Papa, kendisini Hz. isa'nın vekili olarak görüyor, insanların günahlarını çıkartıyor ve karşılığında Endülijans adı verilen günahlardan arınma belgesi veriyordu. Bu durumun aydın din adamlarını kızdırmasına rağmen karşı çıkanlar kilise tarafından derhal aforoz (dinden çıkarma) cezasına çarptırılıyorlardı.
d. İncil'in değişik dillere çevrilmesi: Eskiden İncil yalnızca Lâtince yazılır ve bunu yalnızca din adamları anlarlardı. Ancak matbaanın icadıyla birlikte İncilin değişik dillere de çevrilmesi ve maliyetinin ucuzlaması halkın da İncil'i alıp okumasına neden olmuştur. İncil'in aslını okuyan halk, İncil'de yazanlar ile din adamlarının uygulanılan arasında büyük farklar olduğunu gördüler. Bu durum, halkın kiliseye olan güvenini nefrete dönüştürmüştür.

Reform Hareketlerinin Başlaması:
Reform hareketini ilk başlatan kişi, aslen bir din adamı olan Martin Luther olmuştur. Luther, kilise uygulamalarına karşı gelerek, 1517 tarihinde Almanya'nın Wittenberg şehri kiliseninin kapısına astığı 95 maddelik bildiri ile başta endülijans satışı olmak üzere kilisenin diğer yanlışlıklarına itiraz etti. Luther, "Tanrı ile kul arasına kimse giremez. Tanrı, kullarının günahlarını ancak kendisi bağışlar. " diyordu.

Papa'nın 1519 yılında Luther'i afaroz etmesine rağmen fikirleri kısa sürede yayıldı. Özellikle Saksonya, Brandenburg, Palatina gibi Almanya'nın büyük prensliklerinin Luther'i desteklemeleri ve doğuda başlayan Türk tehlikesi, Alman imparatoru Şarlken'i telaşa düşürdü. Luthercilerle başa çıkmayacağını anlayan Şarlken, Diyet Meclisi'ni toplayarak, Luther Mezhebi'nin nerelerde yayılmış ise ancak oralarda varlığını devam ettirmesine, ancak başka yerlere yayılmamasına karar verdi (1529). Şarlken'in bu kararını beş Alman prensi ve on dört şehir protesto etti. Bu nedenle Luther'e taraftar olan Hristiyanlara "Protestan" denilmiştir. Bu durum üzerine Protestanlarla Şarlken arasında 25 yıl süren bir savaş başladı. Bu savaşta yıpranan Şarlken, nihayet Protestan'larla Ousburg Antlaşması'nı imzaladı (1555). Bu antlaşma ile Protestan Mezhebi ve kilisesi Almanya'da resmen kabul edilmiş ve Protestanlar özgürlüklerine kavuşmuşlardır.

Protestanlık hareketi Amanya dışındaki diğer Avrupa ülkelerinde de yayılmıştır. Fransa, Hollanda, İsviçre ve İskoçya'da Kalvenizm, İngiltere'de ise Anglikanizm mezhepleri ortaya çıkmıştır. Özellikle Fransa'da Protestanlık Almanya'dakine benzer bir biçimde yayılmıştır. Kalven'in savunduğu Protestan fikirlerin yayılması üzerine, Katolikler ile Kalvenistler arasında uzun süre devam eden mücadeleler başladı. Nihayet Fransa kralının yayınladığı Nant Fermanı ile Kalvenizm, Fransa'da resmen tanınmıştır (1598). İngiltere'de ise Protestanlık, diğer ülkelerden farklı olarak bizzat devlet tarafından desteklenerek kabul edilmiştir.

Reform'un sonuçları:
 Katolik Mezhebi parçalandı ve yeni mezhepler ortaya çıktı.
 Katolik Kilisesi'nin otoritesi büyük ölçüde sarsıldı.
 Katolik Kilisesi kendisini düzeltmek zorunda kaldı.
 Protestanlığı kabul eden ülkelerde kilise malları yağmalandı.
 Avrupa'da ilk kez "lâik devlet" fikri ortaya çıktı.
 Okullar, kilisenin elinden alınarak halka verildi. Böylece Avrupa'da ilk kez lâik bir eğitim uygulaması başlamıştır.

Yüzyıl Savaşları Ve İki Gül Savaşları: Yüzyıl Savaşları (1337-1457) İngiltere Kralının Fransa tahtına ve topraklarına göz koyup saldırıya geçmesiyle başlamıştır. Jan Dark adında bir kızın milli ruhu canlandırmasıyla Fransızlar galip geldi. Derebeyliklerin güç kaybıyla da güçlü bir krallık kuruldu. Ortaçağın sonunda Almanya hariç Avrupa'nın genelinde feodalite sona erdi. Derebeyliğin yıkılmasında toplar etkili oldu.

İki Gül Savaşları (1455-1485) İngiltere'de iç savaş sonucu derebeylik zayıfladı. Mutlak krallık güçlendi.
 
Üst