10 - 11 - 12 - 13 - 14 eylül gelecek eğitimle gelecek programının raporları taze

  • Konbuyu başlatan arion_last
  • Başlangıç tarihi
A

arion_last

Misafir
Ziyaretçi
10 - 11 - 12 - 13 - 14 eylül gelecek eğitimle gelecek programının raporları taze taze

10 Eylül 2007 Pazartesi
Beyin Yarımkürelerinin Eğitimdeki İşlevi
Hüseyin Alp BOYDAK TTKB Üyesi

Beyin sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreden oluşmaktadır. Korpus Kallosum bu iki yarım küreyi birbirine bağlamaktadır. Yapılan deneylerde iki yarımküre birbirinden ayrıldığında hayvanların normal hayatlarına devam edebildiği gözlemlenmiştir. Beynin yarım küreleri farklıdır ve farklı çalışır. Sol tarafı (ben, benlik bu kısımdadır) sağ tarafı da kontrol etmektedir. Sol el sendromu beynin sağ tarafının sol tarafından bağımsız hareketi sonucu gelişir.
Beynin sağ tarafı yaparak yaşayarak öğrenir. Ancak bu şekilde öğrenme olmadığında sol tarafı devreye girer ve ne olduğunu anlamasa da bilgiyi belleğe kaydeder yani ezberler. Ancak burada bilgiyi geri getirmede, hatırlamada sorunlar yaşanabilir. Sağ tarafsa yaparak yaşayarak bilgiyi somut bir şekilde öğrenir ve bu öğrenme kalıcı olur.
Beynin sol tarafı yeni olan her şeye karşı çıkar. Bu nedenle öğretmenlerimiz beyinlerinim sol tarafına karşı koyabilirlerse yeni program daha güzel uygulanabilir. Çünkü sol beyin sürekli eskisinin daha iyi olduğunu, yeniliğin gereksiz olduğunu söylemektedir.
Beynin sol tarafı yaratıcılığı , hayal gücünü bastırır. Çocukların oyunlarına karışılmamalı ve yaratıcılıklarını kullanmaları engellenmemelidir. Merakları önlenmemelidir.
2004 programı öğrenci merkezlidir ve sağ beyin öğrenmeyi teşvik etmektedir. Programdaki etkinlikler beynin her iki tarafında öğrenme sağlamaktadır.


11 Eylül 2007 Salı
Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü Çalışmaları
Remzi İNANLI Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü

Okul öncesi eğitim 0-6 yaş döneminde verilen eğitimdir. Milli Eğitim Bakanlığı 3-5 yaş arası çocukların eğitimini ele almıştır.Okul öncesi eğitim çok önemlidir. Çünkü bu çocukların zeka gelişimlerinin en hızlı olduğu dönemdir. Zeka gelişiminin %70'i bu dönemde tamamlanmaktadır. Çocuk iyi bir eğitim alırsa zeka gelişimi daha olumlu şekilde tamamlanmaktadır. Ayrıca çocuklar uzlaşmacı, paylaşımcı iyi vatandaşlar olurlar. Okul öncesinin bir eğitim olduğu, bakım yeri olmadığı, bakımın da eğitim amaçlı olduğu M.E.B. tarafından vurgulanmıştır.
Öğrencisi olmadığı için kapanan okullara bir anasınıfı ve 1., 2., 3. sınıfların açılması yönünde çalışmalar yapılmıştır ve devam etmektedir.Eğitime %100 destek kampanyasına yapılan yardımların anasınıfları için de devam etmesi gerekir. İnsanlar bu konuda duyarlı olmalıdır. Dünya Bankası ekonomistleri okul öncesi eğitime yapılan 1 ytl lik katkının bile yine ekonomiye geri döndüğünü belirtmişlerdir.
Okuldaki eğitimle evdeki eğitim birbirini tutmadığında çocuk ikilemde kalmaktadır. Bunun önüne geçilmek için aileler konferanslar, eğitimler, programlarla bilinçlendirilmektedir. Ailelere sağlık, çocuk istismarı, aile planlaması konularında da eğitimler verilmektedir. Çocuk eğitimleri yanı sıra bu anne-baba eğitimleri de devam etmektedir.
Ülkemizde müstakil anasınıflarının sayısı giderek artmaktadır. İlköğretim okulları bünyesinde de anasınıfları açılmaktadır. Ancak bunların belli bir mali yükü vardır ve bunun karşılanması için velilerden ücret talep edilmektedir.
Anasınıfında ikili eğitime geçilmiştir. 6 saatlik eğitim bu yaş dönemindeki çocuk için yeterlidir.Üstelik bir sınıfı iki gruba kullanarak daha fazla öğrenciye ulaşılmış, öğle yemeği olmadığından ücretler de azalmıştır.
Çalışan veliler için okul öncesi eğitimin yarım gün olması sorun teşkil etmektedir. Bunun için de çocuk kulüpleri diye bir yönerge hazırlanmaktadır. Çocuklar okuldan sonra bu kulüplerde kalarak uzmanlar gözetiminde oyun oynayabilecekler, etkinlikler yapacaklardır.
Anasınıflarının sayısı arttıkça öğretmen ihtiyacı da artmıştır.Ancak kadro sayısını Maliye Bakanlığı belirlemektedir. Bu nedenle ihtiyaç tam olarak giderilememektedir.Atamalarda üniversite mezunlarına öncelik verilmiştir. Daha sonra iki yıllık mezunlar, bunların yanı sıra Meslek Lisesi mezunları da eğitilip işe başlatılmıştır. Bazılarının ise Maliye Bakanlığı kadro vermediğinden usta öğretici olarak alınmasına karar verilmiştir. Şu anda 24.000 kadrolu 14.500 kadrosuz öğretmen çalışmaktadır. Yüksek puanlı öğretmenler atandığından gelecek atamalarda taban puanlar düşecektir.
İlköğretim okullarının tümüne anasınıfı açılmıştır. 12 dersliği olan okullarda 2 , 14 dersliği olanlarda 4 anasınıfı açılması planlanmaktadır. Öğretmenler de çocuklarını bu anasınıflarına verebilirler. 0-3 yaş arası bakım ağırlıklı olduğu için onlara eğitim verilmesi zordur. Sınıflar 3-6 yaş arası içindir.
Anasınıflarının denetimleri düzenli olarak yapılmaktadır. Eğitimci olmayan insanların buralarda yer alması önlenecektir.
Çocuk gelişimi mezunu olmak isteyen düz lise mezunları açık liseye başvurup fark derslerini vererek Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi diploması alabilirler.
Bu yıl sadece 1. sınıflar değil anasınıfları da okula bir hafta erken başlamışlardır. Anasınıfı öğrencilerinin çoğu ilköğretim okulları bünyesindedir. yeni çocuklarla diğerlerinin giriş çıkışları aynı yerdedir. Bu nedenle yeni öğrenciler okulu tanımada zorluk çekmektedirler. Bu bir haftada çocuklar tuvaletin yerini, okulun bölümlerini öğrenirler.
Okul öncesi eğitimle çocuklar okula alışırlar, ilköğretime hazırlanırlar. Bu dönemde Türkçe'yi doğru kullanmayı öğrenirler. Dil öğretiminin bu dönemde önemi büyüktür. Dilini iyi bilmeyen çocuklar ilköğretime başladıklarında 1 yıl boyunca dil öğrenmekle uğraşmaktadır. Bazı yerlerde çocuklara rakamlar, harfler öğretilmektedir. Bu yanlıştır. Kavramlarla bunlar tanıtılabilir ancak yazılarak öğretilmemelidir.
Özel okullarda anasınıfında yabancı dil de öğretilmektedir. Bu da pek doğru değildir ve devletin anasınıflarından böyle bir beklentiye girilmemelidir.Zaten 1-2-3. sınıflarda yabancı dil öğretimi olmadığından çocuk unutacaktır ve bunun bir faydası olmayacaktır.
Anasınıfı çocukları hayata hazırlamalıdır. Çocuk yapmaz etmez denmemeli, yaratıcılıkları, yetenekleri engellenmemelidir.
Öğretimde her şeyi oyuncağa dökmek yanlıştır. Oyuncaksız da eğitim yapılabilir.
Otistik çocuklar anasınıflarında kaynaştırma eğitimi alabilirler.
Geçtiğimiz yıl mobil anasınıfı uygulaması yapılmıştır. Otobüsler tuvaleti, lavabosu, bilgisayarı, her şeyiyleanasınıfına dönüştürülmüştür ve burada 1 eleman çocukları eğitirken 1 eleman da anne-baba eğitimi vermektedir.Mobil anaokullarında yaz tatilleri de dahil olmak üzere bütün yıl eğitim verilmektedir. öğrencilerin kayıtları da yapılmaktadır.
Geçen sene 4500 öğretmen hizmet içi eğitimden geçmiştir ve bilgilendirmeler devam etmektedir. Bu alanda denetim elemanı azdır bu nedenle ilköğretim müfettişleri bu konuda eğitilmektedir

12 . 09 . 2007 Çarşamba
KONU:ÖĞRENME STİLLERİ - ÖĞRENME SÜRECİ
Doç. Dr. Ayşen GÜRCAN
Aile Ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü
Öğrenme, insana verilmiş en büyük nimetlerden biridir. İnsanın, yeni şeyleri yapması. Yani yapamadığı şeyleri yapması demektir.
Öğrenme, kalıcı izli yaşantı değişimidir. Öğrenme belli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Öğrenme Sürecinin Evreleri
1- Kısa-algı
2- Orta-tanımlama
3- Uzun-anlamlandırma
Herkes bilgiyi aynı oranda almaz, bilginin kalıcılığı bireye göre değişiklik gösterir.
Algıyı Etkileyen Faktörler
1- Gereksinimler2- İlgiler3- Bilgilerimiz
Beyin, üstlendiği sorumluluklar üzerine çalışır. Bilginin işe yarayıp yaramayacağına göre çalışır. Öğrenme için bedenin hazırlanması gerekir.
Beyinsel eylemlerde her karar verişimizde potansiyellerimizden yararlanırız.
Algı süreci Yargı süreci
Veri-bilgi toplama Eyleme dökerken vereceğimiz karar.
İnsanların algılamasında iki kanal vardır:
1- Duyu kanalları: Görme, işitme, …………..
2- Sezgilerimiz: Veri alımında sezgilerimizi kullanırız.
İnsanlar bu kanalları farklı geliştirirler.
Yargıda:
1- Rasyonelizm (Mantık formülleştirme)
2- Duygu ve hisler
Dörtlü yapı kişilere göre değişir. Algılıyoruz-yargılıyoruz. Algılayanlar, veri isteyen, öğrenmeyi erteleyen. Yargılayanlar için düzenli bir yaşam vardır. Örneğin: Algılayan bir insan Antalya’ya tatile giderken, İzmir’e dönebilir.
Öğrenmede 4 boyut ve buna bağlı olarak 16 tip vardır:
Arkadaş canlısı, pratik, sistemli insan tipi,bulan araştıran tip,karizmasıyla insanları etkileyen tip v.b.
Bize göre öğrenci nasıl olmalıdır
Öğrencinin öğrenmesi kişiliğinden etkilenir. Sınıf-çevre-aile-öğretmen—öğrenci
Dört boyutta iki uyum ilişkiyi iyi hale getiriyor. Öğrenmenin iyi bir şekilde olması için öğrencinin kendini iyi bilmesi önemlidir.Örneğin: Aynaya bakıp yüzünün güzel yönlerini görürken, yüzündeki lekeleride görmek.Öğrencinin eksik yönlerini görmesi,gelişmeye açık olması öğrenmeyi kolaylaştırır.
Değişim her zaman mümkündür. Hiçbir tercih her zaman mükemmel tercih değildir.
Sınıfta sorunları çözerken nasıl davranacağımızı çok iyi bilmeliyiz.Çocuğu öğreten kişi ile çocuğun tercihleri iyi incelenmelidir.
Bazı öğrenciler yazarak bazıları da dinleyerek öğrenirler.Bu algı ve yargı sürecinde karar odağından kaynaklanır.Öğrencinin kişiliği erken yaşta tesbit edilmelidir.
Aynı tiplere aynı metotlar aynı etkiyi yapmaz.Öğrenme kişilikle doğrudan bağlantılıdır.Öğretmen her bir öğrencinin farklı olduğunu kabullenmelidir. Öğretmen sorunun kaynağını bulurken nokta yakalamalıdır. Kişilik ile meslek seçme arasında bağlantı vardır. Öğretmen, duygularıyla algılayan, hisleriyle yargılayandır. Öğretmen, kendi kişiliğini de iyi bilmelidir. Bazı öğretmenler, her şeyi önceden hazırlarlar. Bazı öğretmenler ise sürekli yenilikler ve yaratıcı çalışmalar yapar. Bunlar kişilikten ve tercihten kaynaklanır. Her öğretmenin her derse ait metotları vardır.
Performans ödevleri, öğrencinin kişilik tercihine göre yapılmalıdır. Farklı öğrenciler farklı çalışmalar yapar. Kişiler, tercihlerinin ne olduğuna ilişkin denemelerde yapabilirler. Öğrenciler üzerinde formlar uygulanarak tercihler belirlenmelidir. Farklılıklar, sınıf ortamına zenginlik getirir. Grup ödevleri de farklılıklar düşünülerek verilmelidir. Eğitim, yük getiren bir süreç değildir. Önemli olan kişilerin kendi yapılarına uygun akışta ilerlemesini sağlamasıdır. Karşılaşılan sorunlara problem çözme becerisi geliştirmek önemlidir. Öğretmenin kişilik tercihi ile öğrencinin tercihi uyumlu olmalıdır. Eğer çatışma var ise çocuk sürekli beklentilerini yeniler. Sorunun kaynağını bilmek önemlidir. Baskı, tıkanıklık yaratır. Esnek bırakılırsa kendi akışını bulur. Örnek:
Dağınık bir çocuğa düzenli olmanın faydaları anlatılır. Her hafta, odasında değişiklikler yapılarak bu durum düzeltilebilir. Burada algısallık yargısallığa dönüşmüştür.
Ders çalışma programını, öğrenciler kendileri yapmalıdırlar.
Öğrencinin akademik başarısı düşük ancak ilgisi başka alanlara kaymış ise karar gücü başkasının elinde olabilir.
Beynin algısal mı, yargısal mı olduğunu nasıl çözeriz?
Yargı çocukları, sabitliği sever, monotondurlar, kural koyarlar. Algısallar, maceraperesttirler, yaratıcıdırlar, dağınık bir yapıları vardır ve enerjileri yüksektir.
Anne babanın konumu, kardeş sayısı, ayrı odası olup olmaması, fizikler koşullar ile başarı arasında doğru bir korelasyon yoktur. Aynı şartlara sahip öğrenciler, farklı öğrenme durumu sergilerler. Konunun farklı derslerle ilişkilendirilmesi öğrenmeyi kolaylaştırır, kalıcılığı sağlar. Aile öğrenme sürecinde çok önemlidir. Öğrencilerin, kişilik yapılarını belirleyebilmek için anket formları uygulanabilir. Formlar temin edilememiş ise algı ve yargı boyutundaki davranışları gözlemlenebilir. Sınıfta sorun yaşanılan öğrenciler, gözden geçirilmelidir. Aile eğitimi ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Aile çocuğu okuldan daha çok etkiler. Değer ve ahlak öğretimi aile üzerindedir. Ailedeki sıkıntılar çocuğu etkiler. Aile eğitimi ile ilgili anne-baba okulları gibi çalışmalar yapılmalıdır

13 Eylül 2007 Perşembe

Konu : Medya Okuryazarlığı
Konuklar : Prof. Dr. Naci BOSTANCI
TTK Program Geliştirme Uzmanı Mehmet Akif SÜTÇÜ


Medya Okuryazarlığı Dersinin Çıkış Noktası
Prof. Dr. Naci Bostancı:
Okuyazarlık sadece metinleri okumak değildir, aynı zamanda hayatı okumaktır. Okuryazarlığı geniş bir kapsamda ele almak gerekir. Medya, hayatımızda önemlidir. Medya marifetiyle bütün dünyanın üstü açık bir okul haline gelme durumu var. Medya, hayatımızın içinde.
Medya : Medyum kelimesinden geliyor. Medyum, aracılık eden anlamındadır. Medya da bizim görmediğimiz bir alemden ( birebir içinde yaşadığımız gerçekliğin uzağındaki yerler anlamında söylüyor.) bizim yaşadığımız aleme aracılık ediyor. İnsanlar evlerinde oturup başka yerleri öğreniyor. Bu medya üzerinden öğrenilen bilgidir. Ama bu bilgi düzenlenen, organize edilen bilgidir. Bu organize bilginin kendi gerçek hayatımızdan farklı olduğunu bilmek için mutlaka medya okuryazarı olmaya ihtiyaç vardır. Bu ders, bu amaçla konuldu.
Medyada olan bilgiler bizim gerçekliğimizle ne kadar örtüşüyor, bunun farkına varabilmektir. Kameranın nasıl çektiğinin okunması gerekir. Kamera ideolojik bir araçtır. Görüntüden söze kadar medyada gösterilenleri neden o şekilde verildiğini çözmeye, anlamaya çalışmaları için öğrencilere medya okuryazarlığı dersi konmuş.

Nereden Yola Çıkıldı ?
Geliştirme Uzmanı Mehmet Akif Sütçü :
Gelişmiş ülkeler :
1. Problemlerini çok iyi tespit edebilmiş ülkelerdir.
2. Tespit ettiği problemlerini önem sırasına göre çok iyi sıralayabilmiş ülkelerdir.
3. Önem sırasına koydukları problemlerini doğru çözüm noktalarından başlayarak çözmeye çalışan ülkelerdir.
4. Çözüme başladıktan sonra asla taviz vermedeno çözüme doğru yerden devam eden ülkelerdir.
Ülkemizde problemin ne olduğunu biliyoruz. Ama çözümlerde taviz veriyoruz.Pansuman tedbirleri işin içine sokuyoruz. Her şeyin çözümünde eğitimi ele almalıyız.
Bir çocuğun toplumsallaşması için 3 unsur olduğunu söyleriz :
1. Aile 2. Okul 3. Çevre
Ancak bu son zamanlarda 4 oldu : 4. Medya
Medya araçlarının en azından birkaçıyla karşılaşmayan kimse yok.Biz, bunu okulda bir disiplin içinde vermek istiyoruz. RTÜK yasakçı bir kurum olarak tanındı. Ama nereye kadar yasak konulabilir? Önemli olan zamanla o bilinci gençlere verip o yasaklanan şeyleri kendiliğinden izlememesini sağlamak.
Lisenin bu eğitim için çok geç olacağına, ilköğretimin 1-5 sınıflarının da çok erken olacağına, en ideal sınıfların 6.- 7. ve 8. sınıflar olduğuna karar verildi.

Neden Olmasın ? Köşesinde , Ankara’dan bir okuldan 3. sınıf Hayat Bilgisi dersinden etkinlik örneği sunuldu.

Bu Dersin İçeriğinde Neler Var ?
Naci Bostancı:
Yasaklayıcı bir tavır yok. Teşvik edici bir yaklaşım var. Bu dersin amacı; genel manada iletişimin ne olduğunu, hayatımızdaki yeri, kitle iletişim araçları, radyo, televizyon, gazeteyi nasıl kullanacağız, bunlardan nasıl faydalanabiliriz, bunların bizim üzerimizdeki muhtemel olumsuz etkileri neler olabilir konularını 6.-7. ve 8. sınıf öğrencilerine anlatmak.
Kitle iletişim araçları dediğimiz unsurlar her yerde okulların eğitim alanlarına girmiştir. Bunlardan nasıl faydalanacağımıza bakmak lazım.Öğrenciye bunları nasıl okuyacağı konusunda bir bakış kazandırmak gerek. Medyadaki şiddetin, çocuğu daha saldırgan biri, uyumsuz biri haline getirdiği konusunda bir değerlendirme vardır. Medyanın bu tür yayınları zararlıdır görüşü var. Bunun yanı sıra, bir başka değerlendirme de çocuk bunların (şiddet) yapılmaması konusunda bir anlayış kazanıyor. Medyanın bu tür yayınları yararlıdır görüşü de var. Medyanın bizim kimliğimiz, dünyaya bakış açımız üzerindeki etkisi konusunda da çeşitli görüşler var. Bütün bunları hesaba katan bir anlayışla bu program hazırlandı.

Bu Dersi Kimler Verecek ?
Mehmet Akif Sütçü:
İletişim fakültesi mezunu olup da sınıf öğretmenliği yapanlar var ama sayıca yetersiz.5 pilot okuldaki Sosyal Bilgiler öğretmenlerini ve idarecilerini kursa aldık. 81 ilden 103 öğretmeni de Ankara’da 4 günlük kursa aldık, bir tür formatör eğitici olarak yetiştirdik.Her il ve ilçe yöneticisi bu dersi kaç okul seçmiş tespit edecek.Formatör eğiticiler de dersi verecek öğretmenlere anlatacak.
Okulda bu dersin seçmeli ders olarak okutulmasına karar verilmişse; öncelikle bu dersi, iletişim fakültesi mezunu olup da o okulda öğretmenlik yapan sınıf öğretmeni, eğer yoksa bu dersi Sosyal Bilgiler öğretmeni okutacak.

İçerik Nedir?
Mehmet Akif Sütçü:
TTK meb sitesinde de kılavuz kitabı bulabilirsiniz. Medyayı kesinlikle bir düşman, bir öteki olarak göstermiyoruz.
İyi bir medya okuryazarı olmanın vazgeçilmezi; birincisi, gözlem becerisi, diğeri de sosyal ve kültürel katılımcılıktır. Bu becerilerle birlikte öğrencilere vermeyi amaçladığımız değerler var. Medya okuyazarlığının değerleri de her şeyden önce eğitim, özel yaşamın gizliliğine saygı, dürüstlük, sorumluluk, aile içi iletişime önem verme.
Bu dersle öğrenciler neyin gerçek neyin sanal olduğunun farkındalığını verebilmek. Bu amaçla dersin 8 ünitesi var:
1. İletişime Giriş
2. Kitle İletişim
3. Medya
4. Televizyon
5. Aile, Çocuk ve Televizyon
6. Radyo
7. Gazete ve Dergi
8. İnternet ( Sanal Dünya)



14 Eylül 2007 Cuma

Konu : Alternatif Ölçme Yöntemleri - Ölçme ve Değerlendirme
Konuk : Yardımcı Doçent Doktor Ömer KUTLU - Ankara Üni. Eğitim Bilimleri Dalı

Eğitimde Ölçme ve Değerlendirmenin Payı
Ölçme ve değerlendirme bilimin temel noktasıdır. Eğitimde bir bilim alanıdır, yoluna devam ederken ölçme ve değerlendirmeden yararlanır.Öğretimin kalitesini arttırmak için bir çabadır. Ölçme değerlendirme sürecinde öğretmenler, geri bildirimleri verirlerse, kendileri de çıkarım yapabilirlerse eğitimin kalitesini arttırırlar.

Neleri Ölçüyoruz? Nasıl Ölçüyoruz?
İnsan davranışlarının çeşitli özellikleri ölçülebilir. Öğretmenler, okulda öğrencilerin başarısını ölçüyor. Dikkat, zeka, motivasyon gibi değişkenler birbiri ile ilişkilidir. Ama okullarda başarıyı ölçüyoruz.Bunun da çeşitli yöntemleri vardır :
Çoktan seçmeli sorular
Uzun yanıtlı sorular
Kısa yanıtlı sorular
Boşluk doldurmalı sorular
Performans görevleri vb. var

Performans görevleri adı verilen yapı, özel bir yapıdır. Öğrencinin bilgileriyle birlikte ilgi, tutum gibi duyusal özelliklerini kullanabileceği, gözlem yapma, veri toplama, tablo yapma gibi özelliklerin kullanılmasını gerektiren ölçme yöntemidir.
Ölçmenin başarısı iki konuda önemlidir. Birincisi; ölçeceğiniz özelliği tanımamız gerekir. İkincisi; öğrenci başarısını ölçen araçları tanımamız gerekir.
Bir öğretmen, bir öğrencinin bir konuda derinlemesine bilgisini ölçmek istiyorsa; hangi ölçme aracını kullanması gerektiğini bilecek.Burada çoktan seçmeli veya kısa yanıtlı kullanamaz. Uzun yanıtlı soru yöntemi kullanmalı. O zaman az soru soracak, öğrenci uzun yanıtlar verecek.Yanıtlar öğrenciden öğrenciye değişebilir.O zaman puanlama anahtarı da değişir, geri bildirim de değişir.
Öğrencinin derste öğrendiği bilgileri uzun zamanlı bir davranış şekliyle ölçmek istiyorsa öğretmen, o zaman performans görevini tercih etmelidir. Ölçme aracı öğretmenin amacına uygun seçilmelidir.

Bilgini aktarımı konusunda tarihsel bilgiler verdi.
Zaman, öğrenciye bilgiler depolayarak kullanacağımız bir zaman değil. Program değişiklikleri olmalı. Eğitimde reform yapınca, kalıcı olması için, yerleşmesi için arkasında durmak gerekir, zaman alır.

Neden Olmasın ? Köşesinde; Trabzon Düzköy İlçesi Mehmet Ofluoğlu İlköğretim Okulu – Matematik dersinde Doğal Sayılar- Onluk Kavramı konusunda etkinlik gösterildi.


Kanaat notu hakkında:
Test sonuçları her zaman öğrencilerin başarıları hakkında yüzde yüz doğru bilgiler vermeyebilir. Testlerin güvenilir ve doğru hazırlanması gerekir. Öğrenciyi yakından tanıyan öğretmen, öğrencinin performansı ( sınava başarısını yansıtamayan) hakkında doğru kararlar verebilir. Kanaat notunun ülkemizde çok etkili kullanılmadığını düşünüyorum. Kanaat notu ile ilgili öğrenciye fırsat yaratıp bunu sen başardığın için hak ettin demek daha iyi bir şeydir. Kanaat notunun bir kayırma gibi olması yerine,öğrencinin kendi başararak aldığı not daha güzeldir. Sınıf içi performans olarak adlandırılabilir.


Klasik Ölçme Değerlendirme Yöntemleri ve Yeni Anlayışla Gelen Ölçme Değerlendirme Yöntemleri Nasıl Kullanılacak ?
Yeni öğrenme anlayışları eski öğrenme anlayışlarının üzerine kurulmuştur, yeni bir şey değildir. Uzun zaman diliminde gelişen davranışların ölçülmesi, uzun yıllar sorun olmuştur. Burada yeni olarak söylediğimiz performansa dayalı durum değerlendirme adını verdiğimiz bir önerinin gündeme gelmesinden dolayıdır.Bu, uzun zaman dilimine dayanan değerlendirmedir.Performans görevleri ve portfolyo yeni değerlendirme yapılarıdır. Klasik değerlendirmede başarılı olan öğretmenler, yeni değerlendirmede de başarılı olurlar. Birbirleriyle ilişkilidir.
Uzun soluklu ödevleri anne babaların yaptığı görüldü. Bu nedenle değişikliğe gidildi. Performans görevleri sınıf içinde yapılacak.
Performans görevi dediğimiz bir sorudur. Öğrencinin birden çok beceriyi aynı anda kullanmasını gerektirir. Öğrenci; araştırma yapacak, kaynakları kullanacak, veri toplayacak, rapor yazacak gibi farklı becerileri kullanacak.Buradaki sorun; öğrenci bu donanıma sahip değil. Ödevi internetten hazır indiriyor veya anne baba yapıyor.
Eğitimdeki başarı, İki konudaki başarıyı arttırmakla mümkün olacaktır:
1. Öğretmenin donanımı
2. Öğrencinin donanımı

Bir performans görevinde şu yapılar ölçülmeli:
1. Birden fazla bilgi ve beceriyi kullanması
2. Bireylere göre değişen yanıtlar içermesi
3. Bireyin uzun zaman diliminde gelişen bir davranışı kullandırabilmesi
4. Duyusal ve psikomotor özelliklerini kullandırabilmesi
Performans görevi daha karmaşık bir yapıyı ölçer. Öğretmen buna göre soru hazırlama ve puanlama donanımına sahip olmalı.

Puanlama anahtarı ( Ruplic-Dereceli puanlama anahtarı)
Her öğrenci performans görevini farklı yapacaktır. O halde puanlama dereceli olmalıdır. Dereceli puanlama anahtarının iki türü vardır:
1. Analitik ( Ölçütleri tek tek ayırabilirsiniz, daha ayrıntılı bir gözlem yapar.
2. Bütünsel ( Ölçütleri daha genel ele alır, genel bir gözlem yapar.)
Dereceli puanlama anahtarımız bazı görevler için ortak, bazı görevler için farklı kullanılabilir.

Neden Olmasın? Köşesinde: İstanbul’da özel bir okuldan Fen ve Teknoloji Dersi – Stoplazma ve Organelleri konusunun etkinlik örneği gösterildi.

Kişisel Dosyaları (Portfolyoların) İşlevi
Öğrenci başarısını izlemede kullanılan önemli bir araçtır portfolyolar( öğrenci ürün dosyaları). Öğrenci ürün dosyalarının içine bazı ürünleri koymak gerekir. O dosyanın içine öğrencinin gelişimini gösteren çalışmaları koymak gerekir. Sınıf içi her türlü çalışma bu dosyanın içinde yer alabilir. Ancak öğrencinin gelişimini en iyi gösteren çalışmaları koymak iyi olur. Seçilecek ürünlere öğretmen ve öğrenciler birlikte karar vermeli.

Veli Rolü
Veli, çocuğu adına çalışmayı yapmak yerine, çocuğun o çalışmayı yapabileceği ortamı hazırlamalı. Çocuğunun başarısının gelişimini izlemeli.Evde, okuma saatleri, çalışma saatleri ayarlamalı.

Çok fazla kırtasiye olduğuna dair gelen soru üzerine: Öz değerlendirme formlarının her çalışmanın, her konunun sonunda kullanılması gerekmiyor. Öğretmen kritik noktalarda kullanmalı.

Proje
Proje ödevi diye bir şey olmaz ( proje ödev olarak tanımlanmaz). Proje, öğrencinin kendisinin ortaya attığı bir soruya yanıt bulma sürecidir. Projede öğrenci problemi kendi bulur.Performans görevinde soruyu öğretmen verir. Projede öğretmen tema veya konu verebilir. Öğrenci problem ve çözümü kendisi bulur.
Grup çalışması; birlikte hareket etme davranışını geliştirmek içindir.





saygılar teşekkür kabul edilir 8)
 

madi

Çalışkan Üye
Üye
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
145
Puanları
18
Yaş
123
Konum
bilecik
10 - 11 - 12 - 13 - 14 eylül gelecek eğitimle gelecek programının raporları taze

teşekkürler
 

erkanisanmaz

Site Yöneticisi
Yönetici
Admin
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
8,520
Puanları
683
Yaş
48
Konum
Denizli
Web sitesi
www.sosyalbilgiler.biz
10 - 11 - 12 - 13 - 14 eylül gelecek eğitimle gelecek programının raporları taze

Ellerinize ve emeğinize sağlık öğretmenim
 
Üst